Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/1032 E. 2018/193 K. 02.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1032
KARAR NO : 2018/193
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2017
NUMARASI : 2016/147 2017/214
DAVANIN KONUSU : Rücuen Tazminat (Deniz Taşımasında Kaynaklanan)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirkete emtia nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı, dava dışı …. A.Ş.’ne ait emtiaların Brezilya’dan İstanbul’a nakli işinin davalı tarafından gerçekleştirildiğini, navlun ücretinin davalı tarafından tahsil edildiğini, yükün hasarlı ve eksik olarak teslim edildiğini, bu konuda 10/04/2015 tarihli tutanak tutulduğunu, yapılan eksper çalışmaları sonucu tespit edilen zararın 16/09/2015 tarihinde sigortalıya ödendiğini, böylece TTK’nın 1472. maddesi gereğince sigortalıya halef olduklarını belirterek bu miktarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının sigortalısı şirket tarafından Brezilya’dan satın alınan emtiaların naklinin müvekkilince üstlenildiğini, 24/03/2015 tarihinde Ambarlı Gümrük Müdürlüğüne bağlı limanda tahliye edildiğini, emtiaların gümrük müdürlüğünce kontrol edildiğini, daha sonra davacının sigortalısı tarafından herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülmeden teslim alındığını, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, ibraname ve muvafakatnamenin dava dışı şirket yetkilileri tarafından imzalandığının anlaşılamadığını, ziya ve hasarın eşyanın gönderilene teslimi sırasında taşıyana yazılı olarak bildirilmesinin şart olduğunu, ziya ve hasar belli değil ise bildirimin, eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren hesaplanacak üç gün içinde gönderilmesi gerektiğini, eşyanın 10/04/2015 tarihinde teslim edildiğini, bu sebeple bu tarihte bildirimin yapılması gerektiğini, davacının sigortalısının 15/04/2015 tarihinde ihbar ettiğini belirtmesi karşısında, ihbarın TTK’nın 1185. maddesinde belirlenen sürede yapılmadığını, Brezilya’dan gelen emtiaların gümrük müdürlüğü tarafından muayene edildiğini, eksiklik bulunmadığının tespit edildiğini, ayrıca kara taşıması esnasında emtianın eksik olduğuna ilişkin belge de bulunmadığını, davaya konu emtialar gemiden tahliye edildikten ve gümrük muayenesi yapıldıktan sonra dava dışı … Şirketince tahsis edilen kamyonlar ile taşındığını belirterek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi; davalının, davacının sigortalısına ait emtiayı taşımayı üstlendiği, 420…37-5 nolu poliçede sigorta konusunun binek aracı yedekleri olduğu, nakliye konusunun ise Almanya-Türkiye arasında kamyon-tır şeklinde yapılacağının belirtildiği, bu durumda davacının poliçeye dayanarak halefiyet ilkesine dayalı dava açamayacağı ancak 08/05/2015 tarihli belge ve ekindeki ödeme dekontu nazara alındığında ödemenin poliçe kapsamında yapıldığı, davacının TBK’nın 183. maddesi uyarınca temlik alan sıfatını haiz olduğu, bu doğrultuda aktif dava ehliyetinin bulunduğu, emtianın 31/03/2015 tarihinde gümrük işlemleri tamamlandıktan sonra 09/04/2015 tarihinde nakliye aracına yüklenerek dava dışı sigortalının tesisine nakledildiği, emtianın eksik olduğuna yönelik 10/04/2015 tarihli tutanak tutulduğu, 15/04/2015 tarihinde ise ihbar edildiği, ihbarın fiili taşıyana ya da davalı şirkete yapılmadığının ispat edilemediği, TTK’nın 1184 ve 1185. maddeleri uyarınca eşyanın konşimentoda yazılı olduğu şekilde teslim edildiğinin ve hasarın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği karinesinin oluştuğu, hasarın deniz taşıması safhasında meydana geldiği kesin olarak tespit edilemediğinden TTK’nın 1185/4. maddesi gereğince oluşan karinenin aksinin davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
İhbarın davalıya 15/04/2015 tarihinde yapıldığını, varış limanında müvekkili sigortalısının tesislerine taşımayı yapan araç şöfürü, 10/04/2015 tarihli tutanak ile ” emtianın Ambarlı Gümrük Müdürlüğünden üstü açık vaziyette teslim alındığına” dair şerh düştüğünü, bu durumun 09/04/2015 tarihli fotograflardan da anlaşıldığını,
İlk derece mahkemesinin, hasarın hangi aşamada meydana glediğinin tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verdiğini, oysa ki yükleme limanından teslim yerine kadar gerçekleşen taşımadan davalının sorumlu olduğunu, hasar hangi aşamada meydana gelirse gelsin, davalının zarardan sorumlu olduğunu,
Davalının, TTK’nın 1178. maddesinde belirlendiği şekilde kendinden beklenen özeni göstermediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava dışı …. Şirketinin Brezilya’dan satın aldığı emtiaların İstanbul’a nakliyesi davalı tarafından gerçekleştirilmiştir. Davacı … şirketi nakliyat emtia sigorta poliçesi ile nakli yapılan emtiayı sigortalamıştır. Davacı, nakli gerçekleştirilen emtialarda hasar olduğunu, emtialarda oluşan zararın sigortalısına ödendiğini belirterek ödediği bu miktarın tahsilini talep etmiştir.
Nakliyat emtia sigorta poliçesinde sigorta konusu binek araç ve yedek parçaları, nakliye güzergahı Almanya-Türkiye arası olduğu, taşımanın kamyon-tır şeklinde yapılacağı belirtilmiştir. Davacının TTK’nın 1172. maddesi gereğince halefiyet ilkesine dayanması mümkün değil ise de dosya içerisinde bulunan 08/09/2015 tarihli ”hasar tazminat makbuzu ve ibraname” başlıklı belge gereğince TBK’nın 183. maddesi kapsamında temlik alan sfıatına haiz olduğundan, aktif dava ehliyeti bulunmaktadır.
Davalının sigortalıya ait emtiaları navlun karşılığında taşımayı üstlendiği konusunda herhangi bir ihtilaf söz konusu değildir.
Dosyadaki konşimentoda, konteynere ait hasar kaydı bulunmadığından konteynerin gemiye hasarsız yüklenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Emtialar varış limanında 24/03/2015 tarihinde tahliye edilmiştir. Konteynerin dava dışı sigortalı tarafından teslim alındığı sırada tutulmuş bir hasar tutanağı veya rezerv kaydı da bulunmamaktadır.
Emtiaların gümrük işlemlerinin tamamlanmasından sonra 09/04/2015 tarihinde, dava dışı sigortalının temin ettiği … plaka sayılı araç ile limandan sigortalının tesisine nakli gerçekleştirilmiştir.10/04/2015 tarihli tutanakla 5 kap emtiada hasar olduğu tespit edilmiştir. Bu tutanak emtiaları nakleden araç şöfürü tarafından imzalanmıştır.
10/04/2015 tarihli tutanak altında imzası bulunan araç söförü… davalının çalışanı olmayıp davalının cevap dilekçesinde belirtildiği gibi dava dışı sigortalının temin ettiği aracın şöförüdür. Bunun aksi davacı tarafından iddia ve ispat edilmemiştir.
Hasar ihbarı ise tutanak tarihinden 5 gün sonra, 15/04/2015 tarihinde yapılmıştır.
TTK’nın 1185. maddesi gereğince, ziya veya hasarın en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında taşıyana yazılı olarak bildirilmesi şarttır. Ziya veya hasar haricen belli değilse, bildirimin üç gün içerisinde yapılması yeterlidir. Aynı maddenin 4. fıkrasında, eşyanın ziya veya hasarı ne bildirilmiş ne de tespit ettirilmiş olursa, taşıyanın eşyayı denizde taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiği ve eğer eşyada bir ziya veya hasarın meydana geldiği belirlenirse, bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği kabul olunur. Şu kadar ki bu karinenin aksi ispat olunabilinir.
Hasarlı olduğu iddia edilen ve beş kaptan oluşan emtia, dava dışı sigortalının temin ettiği araç ile sigortalının adresine taşınmıştır. Hasar bu tarih itibariyle tespit edildiğine göre hasarın bu anda davalıya yazılı olarak bildirilmesi şarttır. Hasar bildirimi 5 gün sonra yapılmıştır. Bu durumda TTK’nın 1185/4. maddesi gereğince emtiadaki zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiğinin kabulü gerekir. Yani davalı lehine, emtiayı sağlam ve tam olarak teslim ettiği konusunda karine oluşmuştur. Emtia davalı tarafından limanda itirazi kayıt ileri sürülmeden teslim alınmıştır. 15/04/2015 tarihli tutanak altında araç söförünün beyanı bulunsa da bu kişi davalı çalışanı olmadığından karinenin aksini ispata yarayan bir beyan ve belge olarak kabul edilemez. Bu şekilde hasarın deniz taşıması esnasında meydana geldiği ispat edilemediğinden, ilk derece mahekemesince verilen red kararı isabetlidir. Bu gerekçelerle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacının istinaf başvuranlarının esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf başvuru giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Duruşma açılmadığından, istinaf yargılaması için avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın birer örneğinin İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK.353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.02/03/2018
KANUN YOLU : HMK.362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.