Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/1009 E. 2018/565 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1009
KARAR NO : 2018/565
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2016
NUMARASI : 2012/1145- 2016/731 E.K
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı .. A.Ş’nin bir kısım emtiasının İstanbul’dan Tacikistan’a taşınması işini yüklendiğini, taşıma işinin bir kısmını davalı şirkete alt taşımacı olarak bıraktığını, davalı şirketin yapmış olduğu taşıma esnasında bir kısım emtianın zarar görmesi üzerine ortaya çıkan zararın sigorta şirketince karşılandığını, sigorta şirketi tarafından üst taşımacı ve müteselsil sorumluluk sebepleriyle müvekkili şirket aleyhine Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/112 E. sayılı dosyasından rücuen tazminat davası açtığı, davanın alt taşımacı olarak davalı şirkete ihbar olunduğunu, yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile 11.872,10 TL’nin ödenmesine karar verildiğini, bu karara dayalı olarak müvekkili aleyhine dava dışı sigorta şirketi tarafından girişilen icra takibinde müvekkilinin toplamda 24.970 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, bu ödemenin müteselsillik gereğince rücuen tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirket aleyhine sigorta şirketi tarafından açılan ve Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/112 E. sayılı dosyasında görülen davada davacı aleyhine 11.872,10 TL’sine hükmedildiğini, müvekkilinin davada ihbar edilen konumunda olup, somut olayda taşıma işini organize ettiğini, kararın geç tebliği nedeniyle kendi sigorta şirketine rücu hakkının da ortadan kalktığını, müvekkilinin taşıma organizasyonu işinde kendisine atfedilecek bir kusurun bulunmadığını belirtilerek davanın reddine ve 40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/12/2009 tarih 2007/112 esas – 2009/779 karar sayılı kararında, sigorta şirketi tarafından sigortalısının taşıma sırasında hasarlanan emtiadan dolayı uğradığı zararın ödendiğini, bu ödemenin taşıyıcı sıfatıyla davacı şirketten rücuen tahsilinin istendiği, yargılama sonucunda 11.872,10 TL’nin 15/11/2007 tarihinden itibaren avans faizi ile ödenmesine karar verildiği, kararın temyiz aşamasından geçerek kesinleştiği, davacının kesinleşen ilamdaki alacağı ödediği, taşıma işini üstlenen akti taşıyıcı konumunda olan davacının ödemeyi alt taşıyıcı taşıma işleri komisyoncusu olan davacıdan talep edebileceği, davalının alt taşıyıcı sıfatıyla, taşımanın basından sonuna kadar taşıma sırasında emtiaya gelerek hasar ve ziyadan gönderen veya gönderilene karşı sorumluluğunun bulunduğu, hasarın gönderilen emtiaların vagonların içine hatalı olarak istiflenmesinden kaynaklanmış olduğu da ihtilafsız olduğu, dolayısıyla davacının taşıma işini tevdi ettiği taşıma işleri komisyoncusu konumunda olan ve taşımanın tamamından sorumlu olan davalıya karşı uygulanması gereken 6767 sayılı Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde rücu hakkının bulunduğunu tespit edildiği, davalının üzerine aldığı işi yerine getirirken kullandığı yardımcı kişilerinde fiillerinden de sorumlu olduğu, davacının davalıdan 23.699,27 TL talep edebileceği, kendi alacaklısına fazladan ödemiş olduğu 1.270,73 TL’sini davalıdan talep etmesinin uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne davalının takibe itirazının 23.699,27 TL alacak yönünde iptali ile bu alacak üzerinden takibinde devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine ve davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
1-Davacı aleyhine sigorta şirketi tarafından ikame edilen rücu alacağı davasında müvekkili firma ile dava dışı… A.Ş. firmasına dava ihbar olunmuş ise de, müvekkiline tebligat yapılamadığını, davadan gerekçeli karar örneğinin müvekkiline tebliğ olunca haberdar olunduğunu, temyiz aşamasında da temyiz taleplerinin ihbar olunan sıfatı sebebiyle incelenmeden reddedildiğini, davacının sigortaya taksitle ödediği bedeli sadece müvekkilinden talep ettiğini, ismi geçen diğer firma hakkında talepte bulunulmadığını,
2-Müvekkilinin fiili yükleme ve taşıma işi yapmadığını, sadece taşıma organizasyonu yaptığını, somut olayda müvekkili firma ile birlikte davacı firma ve dava dışı … Denizcilik firmasının ortak sorumluluğu yönünden inceleme yapılmadan ve dava dışı … firmasının ve müvekkilinin sigorta şirketlerinin davaya dahil edilmeden karar verildiğini,
3-İlk derece mahkemesinin hüküm kısmı ile gerekçesinin çelişkili olduğunu, davacı ile müvekkili arasında müşterek ve müteselsil sorumluluk bulunduğu denildiği halde bedelin tamamından müvekkilinin sorumlu tutulduğunu,
4-Davacı firmanın KHK kapsamında soruşturma geçirdiğini, firma yetkililerinin yurt dışına kaçmış veya sorgulanır yargılanır durumda olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, uluslararası taşımada hasarlanan emtiadan dolayı sigortalısına ödemede bulunan sigorta şirketinin üst/akdi taşıyıcı davacı aleyhine ikame ettiği rücu davasında hükme bağlanan ve kesinleşen alacağın icra takibi sonucunda ödenmesi üzerine yapılan ödemenin davacı tarafça alt taşıyıcı davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz aşamasından geçmek suretiyle kesinleşen Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/12/2009 tarih, 2007/112 Esas – 2009/779 Karar sayılı ilamında, davacı sigorta şirketi tarafından nakliyat emtia abonman sigorta poliçesi kapsamında sigortalanan emtianın İstanbul’dan Tacikistan’a taşınması işinin davacı şirket tarafından üstlenildiği, taşıma işinin denizyolu kısmını üstelenen dava dışı … AŞ’nin ara taşıyıcı konumunda olduğu, davacı tarafından tasıma işi kendisine tevdi edilen davalının ise alt taşıyıcı olup, davacının akdi taşıyıcı sıfatıyla davalının da taşıma işi komisyoncusu (alt taşıyıcı) sıfatıyla, taşımanın başından sonuna kadar taşıma sırasında emtiaya gelecek hasar ve ziyadan gönderen veya gönderilene karşı birlikte müteselsilen sorumlu oldukları, hasarın demiryolu taşıması sırasında meydana geldiği, taşıyıcının sorumluluğunun CİM sözleşmesi çerçevesinde değerlendirildiği, zarardan davacı akdi taşıyanın sorumlu olduğu tespitlerine gerekçede yer verilerek, davacı taşıyıcı aleyhine 11.872,10 TL’nin 15/11/2007 tarihinden itibaren avans faizi ile ödenmesine karar verilmiş, kesinleşen bu ilamın icra takibine konu edilerek davacı tarafından borcun takip alacaklısı sigorta şirketine ödenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davacı akdi taşıyıcı ile davalı arasında, eşyanın taşıması için alt navlun sözleşmesi kurulmuş olup ,bu sözleşme uyarınca davalı taşıyan, davacı ise taşıtan ve yükleten sıfatına sahiptir. Taşımanın denizyolu kısmının ise dava dışı … AŞ tarafından üstlenilmiş olup, bu itibarla ara taşıyıcı konumundadır.
Bu durumda, davalı şirketin taşıma sırasında gerçekleştirilen malların tahliyesi ve yüklenmesinden sorumlu olduğu ve üzerine aldığı işi yerine getirirken kullandığı yardımcı kişilerin fiillerinden de sorumluluğunun bulunduğu ve hasarın da demiryolu taşıması sırasında meydana geldiği gözetildiğinde davacının zarar görene ödediği bedelin tamamını davalıya rücu edebileceğinin kabulü gerekir. Başka bir ifadeyle, davalının davacı ile aralarındaki akdi ilişki çerçevesinde davacıya karşı sorumluluğu bulunmakta olup, asıl taşıtana karşı ise davalı alt taşıyıcı, davacı üst/akdi taşıyıcı sıfatıyla birlikte müteselsilen sorumludur.
Dosya kapsamına alınan davacı şirket hakkındaki en yakın tarihli güncel ticaret sicil kayıtları ile Dairemizce TMSF’ye yazılın yazı cevabı gözetildiğinde, davacı şirketin KHK kapsamında devredilen ve kapatılan şirketlerden olmadığı ve tüzel kişiliğinin devam ettiği görülmüştür.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Bakiye 1.214,17 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,
4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın birer örneğinin Mahkememiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine,
7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 24/05/2018
KANUN YOLU : HMK.362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.