Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/1003 E. 2018/448 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1003
KARAR NO : 2018/448
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2017
NUMARASI : 2013/326- 2017/622 E.K
DAVANIN KONUSU : Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, taraflar arasında 27.02.2012 tarihinde akdedilen… Bayi devir sözleşmesi gereğince, müvekkilinin davalıdan işletmeyi devraldığını, bu sözleşmenin rekabet yasağını içeren 8.maddesinde; “Davalının Esenyurt İlçesi sınırları içinde hizmet verecek şekilde …dahil herhangi bir sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) dağıtım şirketlerinin doğrudan ve dolaylı olarak (Bağlı şirketleri, yan kuruluşları, akrabaları, ilişkili kişiler kanalı ile vs.suretle) ürününü satışa arzedemez, tanıtamaz, teşhir edemez, pazarlayamaz, bayisi ya da tali bayisi olamaz, bunları imal edemez/ettiremez, benzer ürünleri üreten, satan veya pazarlayan üçüncü kişi ve kuruluşların distiribitörü, bayi, acentesi, ortağı, vekili, komisyoncusu olarak veya başka sair sıfatla hareket edemez veya bunlara benzer herhangi bir teşebbüste bulunamaz. Bu yükümlülük rekabetin korunmasına dair mevzuat şartları çerçevesinde beş yıl süreyle devam eder.” denildiğini, aynı sözleşmenin 10.maddesinde, tarafların yükümlülüklerine aykırı davranması halinde 85.000,00 TL cezai şart ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalının rekabet yasağına aykırı davranarak Esenyurt İlçesi sınırları içinde LPG satışı yaptığını, bunun üzerine cezai şartın ödenmesi için davalıya ihtarname keşide edildiğini, fakat ihtarnamenin tebliğ edilemediğini ileri sürerek 85.000,00 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin sözleşmeye aykırı davrandığı iddiasının doğru olmadığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin rekabet yasağına aykırı olarak Esenyurt İlçesi sınırları içerisinde herhangi bir satış yapmadığını, ispat külfetinin davacıda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalının sözleşmeden sonra 29.02.2012 ve 21.03.2012 tarihlerinde Esenyurt ilçesinde LPG satışı yaptığı, bu faturaların sözleşmeden önceki döneme ilişkin olduğu ileri sürülmüş ise de davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ve fatura içeriğinin usulüne uygun olmadığı dikkate alındığında bu savunmaya itibar edilmediği, kimsenin kendi muvazaasına dayanamayacağından faturaların mevcut haliyle kabul edildiği, dolayısıyla davalının rekabet yasağını ihlal ettiği sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın dosya kapsamı gözetilerek takdiren tenkis edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 30.000,00 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf sebeplerinde özetle;
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının dava konusu olayla uyuşmadığını, muvazaa iddiası ileri sürülmediği halde gerekçede muvazaadan bahsedildiğini, müvekkilinin ticari defterlerinin ve dayanaklarını bilirkişi incelemesine sunduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki belirlemelerin dayanaksız olduğunu, müvekkilinin devir sözleşmesinden sonra rekabet yasağı kapsamında Esenyurt İlçesi dahilinde LPG satışı yapmadığını, buna ilişkin herhangi bir delilin dosyada bulunmadığını, buna rağmen davanın kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle, davalının süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunmadığını, davalının sözleşmeye aykırı davrandığını belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
İstinafa konu ilk derece mahkemesi kararının davacı tarafça Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası üzerinden 22.09.2017 tarihinde icra takibine konu ettiği, takip borçlusu davalıya icra emri ve dayanak belgesi suretinin 28.09.2017 tarihinde tebliğ edildiği dosyaya sunulan belge suretlerinden görülmüş ise de, ödeme emrine havi tebliğ mazbatasında ilk derece mahkemesi kararının açıkça gösterilmemiştir. Bu durumda, gerekçeli kararın davalı vekiline 07.10.2017 tarihinde tebliğ edildiği ve yasal iki haftalık süre içinde 20.10.2017 tarihinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olduğu anlaşılmakla istinaf sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir.
Dava, işletme devir sözleşmesinde kararlaştırılan rekabet yasağına aykırılıktan doğan cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, davalının LPG tüp bayilik sözleşmesinden kaynaklı hak ve yükümlülüklerini işletmesiyle beraber taraflar arasında akdedilen 27.02.2012 tarihli sözleşmeyle devraldığını, sözleşmede davalının Esenyurt İlçesi sınırları içinde LPG tüp satışının rekabet yasağı kapsamı içinde hükme bağlandığını, buna rağmen davalının devir sözleşmesinden sonra satış yaparak sözleşmeyi ihlal ettiğini iddia ederek cezai şartın tahsilini talep etmiş, davalı ise, sözleşmeye aykırı davranmadığını, devirden sonra Esenyurt ilçesinde herhangi bir satışın söz konusu olmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Uyuşmazlık, davalının sözleşmede kararlaştırılan rekabet yasağı hükmüne aykırı davranıp davranmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında akdedilen 27.02.2012 tarihli “… Bayi Devir Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin konusunun devreden davalının dava dışı … A.Ş.ile yapmış olduğu İstanbul İli Esenyurt İlçesi LPG Tüplü bayiliği sözleşmesindeki hak ve yetkilerinin davacı devralana devrini düzenlediği, rekabet yasağı başlıklı 8.maddesinde; “Devreden Esenyurt İlçesi sınırları içinde hizmet verecek şekilde İpragaz dahil herhangi bir sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) dağıtım şirketlerinin doğrudan ve dolaylı olarak (Bağlı şirketleri, yan kuruluşları, akrabaları, ilişkili kişiler kanalı ile vs.suretle) ürününü satışa arzedemez, tanıtamaz, teşhir edemez, pazarlayamaz, bayisi ya da tali bayisi olamaz, bunları imal edemez/ettiremez, benzer ürünleri üreten, satan veya pazarlayan üçüncü kişi ve kuruluşların distiribitörü, bayi, acentesi, ortağı, vekili, komisyoncusu olarak veya başka sair sıfatla hareket edemez veya bunlara benzer herhangi bir teşebbüste bulunamaz. Bu yükümlülük rekabetin korunmasına dair mevzuat şartları çerçevesinde beş yıl süreyle devam eder.” denilmiş olup aynı sözleşmenin sözleşmeye aykırılık başlıklı 10.maddesinde; “Taraflar sözleşmede belirlenen borç ve yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde 85.000,00 TL cezai şart ödemeyi gayri kabili rücu kabul, beyan ve taahhüt etmişlerdir.” şeklinde hüküm yer almaktadır.
Dosya kapsamında anılan bilirkişi raporlarında davalının ticari defter ve kayıtları incelenmiş, buna göre davalının 29.02.2012 tarihinde adresi Esenyurt İlçesinde olan dava dışı şirkete LPG satışı yaptığını ve bunun yanı sıra her ne kadar fatura tarihi 15.03.2011 olan faturayla yine Esenyurt İlçesinde mukim şirkete satış yaptığı ve fakat bu faturanın davalının ticari defterlerinde 21.03.2012 tarihinde kaydının bulunduğu dikkate alındığında fatura tarihinin 21.03.2012 olarak kabulü gerektiği ve dolayısıyla davalının 27.02.2012 tarihli devir sözleşmesinden sonra sözleşmeye aykırı olarak Esenyurt İlçesi dahilinde satış yaptığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı, 29.02.2012 tarihli faturanın sonradan düzenlendiğini, faturaya dayanak akdi ilişkinin devir sözleşmesinden önce olduğunu ileri sürmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, bu savunmaya yönelik olarak söz konusu faturanın irsaliyeli fatura olup, düzenlendiği tarih itibariyle akdi ilişkinin tamamlanmış olduğundan itibar edilmediği belirtilmiştir.
Oysa ki, dosya kapsamında bulunan bu faturanın üzerinde irsaliyeli fatura ibaresi bulunsa da faturada teslim alan imzasının bulunmadığı görülmüştür. Hal böyle olunca, bu faturanın salt üzerinde irsaliyeli fatura kaydının bulunduğundan bahisle tanzim edildiği tarih itibariyle edimlerin ifa edilmiş olduğunun kabulü yerinde değildir. Mevzuat gereğince akdin ifasından itibaren 7 gün içinde fatura düzenlenebileceği öngörülmüş olmasına ve davalının savunmasının aksinin ispatlanamamasına göre, bu fatura yönünden ilk derece mahkemesinin gerekçesi isabetsizdir.
Diğer yandan 15.03.2011 tarihli faturanın davalının ticari defterlerinde 21.03.2012 tarihinde kayda alınmış olmasının bu fatura içeriği satışın kayıt tarihinde yapılmış olduğuna karine teşkil etmeyeceği gibi, fatura tarihinin de 21.03.2012 olduğuna dayanak olamaz.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı gözetildiğinde davalının devir sözleşmesinden sonra rekabet yasağına aykırı eylemlerinin ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
HMK.353/1.b.2.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçeler doğrultusunda davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine dair hüküm aşağıda tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1.b.2. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu 12/07/2017 tarihli, 2013/326 E- 2017/622 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL maktu red harcının peşin olarak yatırılan 1.451,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.425,70 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.550,00 TL vekalet ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 85,70 TL’nin Hazineye gelir kaydına,
7-Davalı tarafından yatırılan 512,20 TL peşin istinaf harcının talep halinde davalıya iadesine,
8-Davalı tarafından istinaf yargılama sırasında yapılan 30.00 TL yargılama gideri, 85,70 TL istinaf yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 115,70 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Gerekçeli kararın bir örneğinin Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine,
10-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26/04/2018 tarihinde oy birliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU:HMK 361.maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.