Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/986 E. 2023/959 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/986 Esas
KARAR NO: 2023/959 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2022
DOSYA NUMARASI: 2021/689 Esas – 2022/61 Karar
DAVA: Alacak (Vekalet İlişkisinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/06/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket bünyesinde 10/05/20211 ile 31/05/2014 tarihleri arasında müdür olarak çalışan müvekkilinin iş akdinin davalı iş veren tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini, öte yandan müvekkilinden habersiz olarak dönem içi sigorta giriş çıkışlarının yapıldığını, kıdem ve ihbar tazminatı ile yol yemek yardımı, agi ve bir kısım ücret alacaklarının ödenmediğini belirterek şimdilik 100,00 er TL’den ilgili faizleri ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; imza yetkilisi olan davacı müdürün işçilik alacaklarının olduğu yönündeki iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, öte yandan maaş yazısına ilişkin sunulu belgenin de sahte olduğunu, davacının iş yerini kendi rızası ile terk ettiğinden kıdem ihbar isteyemeyeceğini, ayrıca iş yerlerinde yol ve yemek ücreti uygulaması da bulunmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 09/02/2022 tarih ve 2021/689 Esas – 2022/61 Karar sayılı kararı ile; “….Somut olayda celp olunan İTO kayıtları ve sicil gazetesi örneklerinden açık bir şekilde anlaşılacağı üzere davacı … anılan dönemlerde limited şirketin (ortak olmayan) müdürüdür. İş mahkemesi’nin bağımlılık unsuru açısından yaptığı tespitler doğru olmakla birlikte davalı limited şirket ile davacı arasındaki ilişki vekalet sözleşmesi hükümlerine dayanmaktadır. Diğer yandan vekalet sözleşmesi ilişkisi 7036 sayılı 12/10/2017 tarihinde yürürlüğe giren İş Mahkemeleri Kanunu 5/1 maddesinde sayılan uyuşmazlıklardan da değildir. Davacı ortak olmayıp şirketin yönetiminde hakim ortak sıfatıyla da hareket etmediğine göre dava dilekçesinde belirtilen alacak kalemleri 6098 sayılı TBK’nın 502 vd. maddelerine göre davaya konu olabilecektir. Öte yandan vekalet sözleşmesi uyuşmazlığı mutlak ticari dava olmadığı gibi, davacı yan tacir de değildir. Dolayısıyla görevli mahkeme genel mahkeme asliye hukuk mahkemesi olacağından mahkememizce re’sen bu olgu nazara alınarak aşağıdaki gibi yeni bir görevsizlik kararı verilmesi cihetine gidilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2-HMK’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağına, keyfiyetin taraflara tebliğen ihtarına, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
DAVACI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Mahkemece verilen görevsizlik kararı neticesinde davalı tarafın kararı sadece vekalet ücreti yönünden istinaf ettiğini, ancak göreve ilişkin verilen usulden ret kararı neticesinde İstanbul BAM 26. Hukuk Dairesi’nin 2021/2178 E – 2021/1635K sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğini, bunun üzerine dosyanın görevli olarak İş Mahkemesince belirtilen Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş olduğunu, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2021/689 E ve 2022/61 K sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde de Mahkemece “Dava hukuksal niteliği itibariyle, iş akdinin haksız feshi iddiası kapsamında kıdem ihbar tazminatı ile ödenmeyen ücret, yol yemek ve sair kalemlerin tahsili istemine ilişkindir. İstanbul 5. İş Mahkemesi’nin 2017/595 Esas 2021/157 Karar sayılı 22/04/2021 tarihli kararı ile; davacının davalı limited şirketi münferit imza ile temsil etmeye yetkili müdür olduğundan işçi işveren ilişkisi kapsamındaki bağımlılık unsurunun gerçekleşmediğini, doğrudan temsil yetkisini haiz davacı müdürün 4857 Sayılı İş Kanunu’na tabi olmadığını belirterek ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Davacı vekilince salt vekalet ücreti yönünden karar istinaf kanun yoluna götürülmüştür. İstanbul BAM 26. Hukuk Dairesi’nin 2021/2178 Esas 2021/1635 Karar sayılı ilamında kamu düzenine aykırılık halleri dışında taraflarca ileri sürülmemiş sebepler inceleme konusu yapılamayacağından bahisle sınırlı inceleme yapılarak salt vekalet ücreti açısından değerlendirme yapılarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Oysa ki, HMK’nın 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup istinaf ve temyiz de dahil yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınması gerekmektedir. İstinaf mercii tarafından görev yönünden eksik inceleme yapılmış olup, ilk derece mahkemesi kararının sadece vekalet ücreti yönünden irdelendiği görülmektedir. Dolayısıyla, HMK’nın 23/2 maddesi anlamında görev yönünden verilen kararın bağlayıcı ve kesin olduğundan bahsedilemez. Somut olayda celp olunan İTO kayıtları ve sicil gazetesi örneklerinden açık bir şekilde anlaşılacağı üzere davacı … anılan dönemlerde limited şirketin (ortak olmayan) müdürüdür. İş mahkemesi’nin bağımlılık unsuru açısından yaptığı tespitler doğru olmakla birlikte davalı limited şirket ile davacı arasındaki ilişki vekalet sözleşmesi hükümlerine dayanmaktadır. Diğer yandan vekalet sözleşmesi ilişkisi 7036 sayılı 12/10/2017 tarihinde yürürlüğe giren İş Mahkemeleri Kanunu 5/1 maddesinde sayılan uyuşmazlıklardan da değildir. Davacı ortak olmayıp şirketin yönetiminde hakim ortak sıfatıyla da hareket etmediğine göre dava dilekçesinde belirtilen alacak kalemleri 6098 sayılı TBK’nın 502 vd. maddelerine göre davaya konu olabilecektir. Öte yandan vekalet sözleşmesi uyuşmazlığı mutlak ticari dava olmadığı gibi, davacı yan tacir de değildir. Dolayısıyla görevli mahkeme genel mahkeme asliye hukuk mahkemesi olacağından mahkememizce re’sen bu olgu nazara alınarak aşağıdaki gibi yeni bir görevsizlik kararı verilmesi cihetine gidilmiştir.” diye gerekçe sunularak ikinci bir görevsizlik kararı verildiğini, Müvekkilin alacağına ulaşmak için 2017 senesinde açılan davada 2023 senesine doğru gidilen bugünlerde hala görev hususunun irdelenmekte olduğunu, 6 yılı aşkın bir süredir yapılan yargılama henüz esasa girilmemiş olup müvekkilin alacağı için görev dava şartının sağlanmaya çalışılmakta olduğunu, bu sürenin uzun bir süre olup müvekkilin mağduriyetinin gözler önünde olduğunu, ayrıca bu uzun süreler sebebiyle müvekkilin adil yargılanma hakkının da ihlal edilmiş olduğunu, bu nedenlerden ötürü İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının İstinaf Uyuşmazlık Mahkemelerince incelenmesini ve görev hususuna ilişkin kesin bir karar verilerek kararın bozulmasının talep edildiğini beyanla; Yukarıda açıkça izah edilen sebepler ve resen göz önüne alınacak sair sebepler doğrultusunda ; – İstinaf başvurularının kabulüne, – İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2021/689 E ve 2022/61 K sayılı ilamının istinaf incelemesi sonunda kaldırılmasını ve görev hususuna ilişkin karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/689 E – 2022/61 K sayılı dosyası ile davacı tarafından, müvekkil davalı aleyhine işçilik alacakları nedeni ile dava açıldığını ve işbu dosyanın Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verildiğini, Yerel mahkemenin görevsizlik kararı vermiş olup iş bu kararın usul ve yasaya ykırı olduğunu, Davacının şirket müdürü olduğundan yerel mahkemenin incelemesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacının, dava dilekçesinde belirttiği üzere, davalı şirkette imzaya yetkili şirket müdürü olarak görev aldığını ve bu sıfatın sağlamış olduğu yetkiler kapsamında davalı şirket nezdinde işlemler yaptığını, Nitekim, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da imza yetkisine sahip olan şirket müdürlerinin sözleşmesel ilişkilerinin iş kanunu kapsamında değerlendirilemeyeceği bu nedenle de Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu hususlarının belirtilmekte olduğunu, ‘’…Şirketi doğrudan olarak temsil eden davacının konumu iş kanunu kapsamında değerlendirilemez. Davaya bakma görevinin Ticaret Mahkemesine ait olduğu gözetilmeden işin esasına girilerek karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.’’ (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2014/3752 E., 2014/5833 K. sayılı ilamı) Davacının sunmuş olduğu imza sirküleri ve Ticaret Sicil Gazetesi ilanlarının da davacının imza yetkisine haiz genel müdür olduğunu ikrar ve kabul ettiğini göstermekte olduğunu, davacının şirketi temsile yetkili müdür olması sebebiyle işçi ve işveren sıfatlarının aynı kişide birleşme olanağı bulunmadığını, Bu nedenle huzurdaki davada da Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan istinaf başvurularının kabulü ile görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunun tespiti gerektiğini beyanla; Açıklanan ve re’sen nazara alınacak hususlar muvacehesinde; – İstinaf başvurularının kabulü ile; – Görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, iş akdinin haksız feshi iddiasıyla ödenmeyen kıdem, ihbar tazminatı ile ödenmeyen ücret, yol yemek ve AGİ alacağının tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkilinin, davalı bünyesinde 10.05.2011-31.05.2014 tarihleri arasında müdür olarak çalıştığını, davalı işverenin müvekkilin iş akdini hiçbir haklı nedeni olmaksızın feshettiğini ve işçilik alacaklarını ödemediğini, müvekkilin davalı işverende çalıştığı süre zarfında ücretlerin sürekli olarak düzensiz, kısmi ve parça parça ödendiğini bazı zamanlarda ise hiç ödenmediğini, müvekkilinin hizmet ve hak edişlerinin tam olarak SGK’ ya bildirilmediğini, müvekkilinin 10.05.2011-31.05.2014 tarihleri arasındaki çalışma döneminin bir bütün olarak nazara alınması gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile; ödenmeyen kıdem, ihbar tazminatı ile ödenmeyen ücret, yol yemek ve AGİ alacağının tahsili talep edilmiştir. Davanın 14/12/2017 tarihinde İstanbul 5 İş Mahkemesinde açıldığı, İstanbul 5. İş Mahkemesi’nin 2017/595 Esas 2021/157 Karar sayılı 22/04/2021 tarihli kararı ile; davacının davalı limited şirketi münferit imza ile temsil etmeye yetkili müdür olduğundan işçi işveren ilişkisi kapsamındaki bağımlılık unsurunun gerçekleşmediğini, doğrudan temsil yetkisini haiz davacı müdürün 4857 Sayılı İş Kanunu’na tabi olmadığını belirterek ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, davalı vekilince salt vekalet ücreti yönünden kararın istinaf kanun yoluna götürüldüğü, İstanbul BAM 26. Hukuk Dairesi’nin 2021/2178 Esas 2021/1635 Karar sayılı 14/09/2021 tarihli ilamında HMK. 355 madde uyarınca kamu düzenine aykırılık halleri dışında taraflarca ileri sürülmemiş sebepler inceleme konusu yapılamayacağından bahisle sınırlı inceleme yapılarak istinaf konusu edilen vekalet ücreti açısından değerlendirme yapılarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemelerin görevi hususu HMK. 1 Madde kapsamında kamu düzenine ilişkin olduğu, İstanbul BAM 26. Hukuk Dairesi’nin 2021/2178 Esas – 2021/1635 Karar sayılı 14/09/2021 tarihli kararı ile göreve ilişkin değerlendirme yapılmamış ise de istinaf dairesince HMK. 355 madde uyarınca kamu düzenine ilişkin durum olmadığı kanaatiyle sadece istinaf konusu edilen vekalet ücretine ilişkin değerlendirme yapıldığı gözetildiğinde, bu durumda İstanbul 5 İş Mahkemesince verilen ticaret mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin görevsizlik kararı İstanbul BAM 26. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli kararı ile kesinleştiği, bu durumda ticaret mahkemesinin bu karar ile görevli olduğu kesinleşmiştir. Ayrıca Limited şirket müdürleri, limited şirketin bir organı olup; yönetim hakkı, emir ve talimat yetkisi kapsamında görevini sürdüren kimseler olmaları nedeniyle, şirket ile organı arasındaki ilişkinin iş sözleşmesi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Davacının davalı şirketteki 10.05.2011 tarihinden itibaren yürüttüğü görevi şirket organı mahiyetindedir. Şirket ile organı arasındaki davanın TTK’nın 630 maddesi kapsamında Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerekir. Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 25/02/2014 tarih ve 2014/3752 Esas – 5833 Karar sayılı kararı aynı yönde olup görevin tayininde temsil yetkisinin belirleyici olduğu ; uyuşmazlığın TTK hükümlerine göre çözümü gerektiğinden, mahkemece taraf delilleri toplanarak davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yukarıdaki gerekçeyle görevsizlik kararı verilmesi yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle; davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a3 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Tarafların istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/02/2022 tarih ve 2021/689 Esas – 2022/61 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harçlarının talep halinde taraflara iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.