Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/960 E. 2023/894 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/960 Esas
KARAR NO: 2023/894 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2023/9 D.İş – 2023/9 Karar
TARİH: 16/03/2023
DAVA: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 25/05/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Talep eden alacaklı vekili talep dilekçesi ile; Müvekkilinin 10/12/2022 vade tarihli emre muharrer senet ile 1.650.000,00 TL. borçlulardan alacaklı bulunduğunu, senedin vadesi geldiği halde ödenmediği belirtilerek 1.650.000,00 TL alacağın tahsili amacıyla borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 12/01/2023 tarih 2023/9 D.İş – 2023/9 Karar sayılı kararı ile; “1- İcra İflas Kanununun 257. Maddesinin 1. fıkrası ve müteakip maddeleri gereğince aleyhine ihtiyati haciz istenilen borçluların, 1.000.650,00-TL borcuna yetecek miktarda, yedlerinde bulunan menkul ile gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının haczi caiz olan kısmının İHTİYATEN HACZİNE, ” karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler vekili 12/01/2023 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatmış olup, 05.01.2023 tarihinde tebellüğ edildiğini, tebliğ ve tebellüğ tarihi itibari ile yasal süresi içerisinde taraflarından takibin iptaline ilişkin dava ikame edildiğini, İstanbul 35. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin 2023/8 esas sayılı dosyası kapsamında yargılamanın devam ettiğini, davacı yan tarafından işbu sefer bu mahkeme dosyası kapsamında tamamen kötüniyetli olarak müvekkili aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, müvekkili …’ın ihtiyati hacze konu olan bonoda ciranta olduğunu, ancak davacı tarafından protesto şartı yerine getirilmeksizin müvekkili aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş olup, mahkeme tarafından müvekkilinin borca yetecek miktardaki menkul, gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verildiğini, bononun incelenmesi halinde tanzim tarihinin 18.12.2022 olup ödeme tarihinin ise 10.12.2022 olduğunu, bonoda düzenleme tarihinin ödeme tarihinden sonra olması itibari ile bononun sakatlandığını, ancak düzenleme tarihindeki ay kısmı olan ‘‘12’’ üzerinde yapılan oynama itibari ile ‘‘11’’e çevrilmek sureti ile bonoda tahrifat yapıldığını, tamamı ile sahtecilik sureti ile oluşturulmuş olan bononun bu şekilde icra takibine konu edilmiş olduğu hususunun sabit olduğunu, verilen ihtiyati haciz kararının iptalini davacı yanın ileri sürmüş olduğu asılsız beyanlara itibar edilmek sureti ile müvekkili hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğini, verilen iş bu ihtiyati haciz kararı ile müvekkilinin tüm banka hesaplarına ve tüm malvarlığına bloke konulma tehdidi ile karşı karşıya olduğunu beyan ederek icra takibi konusu bononun tahrif edilmiş olması itibari ile kambiyo niteliğini haiz olmadığını, yapılan tahrifat itibari ile icra takibine konu edilemeyeceği sabit olduğu üzere itirazlarının kabulüne karar verilerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.İhtiyati haciz talep eden vekili ise 16/02/2023 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati hacze itiraz eden …’ın, müvekkiline olan borcuna istinaden 0.12.2020 ödeme tarihli ve 1.650.000,00 TL bedelli bonoyu ciro ettiğini, lehtar tarafından bononun gerçekten bir ilişkiye istinaden düzenlenip düzenlenmediği, ortada gerçek keşideci ve kefil söz konusu olup olmadığı, yani bono bedelinin tahsilinin güvenilirliğine delalet gösteren evrak olarak keşideci ile arasındaki protokolün müvekkiline verildiğini, söz konusu protokol ile keşideci ve lehtar arasında bononun düzenlenmesini gerektiren gerçek bir ilişkinin varlığının kanıtlandığını, bu nedenle, müvekkili bono ile alacağını tahsilinin kuvvetinin arttığına inanarak lehtardan olan alacağına karşılık bonoyu teslim aldığını, ancak, müvekkili tarafından bonodan kaynaklı borcun ödenmesi istendiğinde borçlular tarafından ödenmediğinden ihtiyati haciz kararı alındığını, İİK 265. maddesinde yer almayan itiraz sebeplerine dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün olmayıp huzurdaki değişik iş dosyası kapsamında dikkate alınayacağını, bu durumda, müvekkilinin haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla, borçlularca ileri sürülmüş olan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ilişkin talebin; haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğuu, ihtiyati haciz kararı üzerine yapılan işlemler neticesinde; asıl borçlunun borcu ikrar etmiş olduğunun mahkeme kararının yerinde olduğunun açık olduğunu, ihtiyati haciz kararına itiraz eden lehtar … tarafından müvekkiline işbu bono ciro edilmiş olduğundan ve müvekkili ile aralarında alacak ilişkisi bulunduğundan, başvuru için protesto zorunluluğunun bulunmadığını, bu nedenle, söz konusu iddiasının açıkça haksız olduğunu, ihtiyati hacze itiraz eden kefil ve lehtarın bonoda tahrifat bulunduğuna ilişkin iddialarının haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, takibin iptaline konu bononun, diğer takip borçlusu … tarafından keşide edildiğini, söz konusu bono keşide edilirken keşideci ve ihtiyati hacze itiraz eden lehtar ile kefilin hayatın olağan koşulları içerisinde bir arada bulunması gerektiğini, somut olayda; bonoda tahrifat olduğuna ilişkin iddianın kabulü mümkün olmamakla birlikte, aksi kanaatte olunması halinde dahi, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyadan ihtiyati haciz gerçekleştirmek üzere 27.01.2023 tarihli ihtiyati hacizde keşideci …’ın bonodan kaynaklı borca dolayısıyla bonoyu ikrarının söz konusu olduğunu, dolayısıyla, senet üzerinde yapılan düzeltmenin keşideci tarafından yapıldığının açık olduğunu, bu nedenle; bononun kambiyo vasfının devam ettiğini, bu nedenle, mahkemeceverilmiş olan ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyanlarla ihtiyati hacze yapılan itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/03/2023 tarih 2023/9 D.İş 2023/9 Karar sayılı ek kararında; “…Yapılan tüm değerlendirmeler neticesinde; talebe konu bonoda itirazda bulunan borçlu …’ ın lehdar olduğu görülmektedir. Bu durumda, yetkili hamil olan alacaklının, borçlu lehdar hakkında takip yapabilmesi için, bononun keşidecisine ödememe protestosu göndermesi zorunlu olup adı geçene karşı ödememe protestosu gönderildiğine ilişkin delil ihtiyati haciz talebi ekinde ibraz edilmemiştir. Açıklanan nedenlerle ihtiyati hacze itiraz eden … yönünden mahkememizin 12/01/2023 tarihli 2023/9 D.İş, 2023/9 Karar sayılı ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. Diğer itiraz sebepleri açısından yapılan değerlendirmede; ihtiyati hacze itiraz İİK’nun 265. maddesinde düzenlenmiş olup, borçlu ya da ihtiyati hacizden etkilenen 3. şahsın itiraz haklarının şekli ve tahdidi olarak sayıldığı, itiraz eden borçlunun ancak ihtiyati haczin sebebine, teminata ve yetkiye itiraz edebileceği, bunun dışında menfi tespit davası veya istirdat davasında ileri sürülebilecek hususların, ihtiyati haciz kararına itiraz olarak ileri sürülemeyeceği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir….”gerekçesi ile, 1-İhtiyati hacze itiraz eden … yönünden mahkememizin 12/01/2023 tarihli 2023/9 D.İş, 2023/9 Karar sayılı İHTİYATİ HACİZ KARARININ KALDIRILMASINA, 2-İhtiyati hacze itiraz eden … yönünden yapılan ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin talebin REDDİNE, karar verilmiş ve karşı taraf alacaklı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karşı taraf alacaklı vekili istinaf dilekçesi ile, İhtiyati hacze itiraz eden …’ın, müvekkiline olan borcuna istinaden 10.12.2022 ödeme tarihli ve 1.650.000,00 TL bedelli bonoyu ciro ettiğini, borçlu …’ın, bononun arkasındaki temel ilişkiye ilişkin protokolü de müvekkiline verdiğini, bu nedenle, müvekkilinin alacağını tahsil kuvvetinin arttığına inanarak, bonoyu teslim aldığını ancak, borçlu tarafından bonodan kaynaklı borç ödenmediğinden, müvekkilinin bonodan kaynaklı haklı alacağının tahsili amacıyla, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve yerel mahkemenin dosyasından ihtiyati haciz kararı alındığını, ihtiyati hacze itiraz edenin, itiraz nedenleri olan protesto çekilmemesi ve tahrifat iddiası, “İHTİYATİ HACİZ KARARINA İTİRAZ VE TEMYİZ” başlıklı İİK 265. Maddesinde sayılan sınırlı nedenlerden olmadığını, kaldı ki; söz konusu nedenler takibe ilişkin olduğundan ve hali hazırda bu hususa ilişkin derdest takibin iptali davaları bulunduğu ve icra takibinin kesinleşerek ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü dikkate alındığında, huzurdaki dava dosyası kapsamında itiraz nedenlerinin değerlendirilmesinde hukuki yararının olmadığını, dolayısıyla, huzurda ileri sürülmüş olan ihtiyati haciz kararına itiraz nedenleri İİK 265. Maddesinde yer alan nedenler kapsamında yer almadığından ve ihtiyati haciz kararı usul ve yasaya uygun olduğundan İHTİYATİ HACİZ KARARININ KALDIRILMASI TALEBİNİN REDDİNE karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin ek kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına ve itirazın reddine, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, bonoya dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Mahkemece 12/01/2023 tarihli karar ile, ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Karara karşı … ,… Vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine mahkemece 16/03/2023 tarihli ek karar ile; 1-) İhtiyati hacze itiraz eden … yönünden mahkememizin 12/01/2023 tarihli 2023/9 D.İş, 2023/9 Karar sayılı ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, 2-) İhtiyati hacze itiraz eden … yönünden yapılan ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı karşı taraf alacaklı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Karşı taraf (alacaklı) vekili istinaf dilekçesi ile; lehtar aleyhine ihtiyati haciz verilebilmesi için protestonun gerekmediğini savunarak mahkemece verilen ek kararın kaldırılarak itirazın reddine karar verilmesini istemiştir. Somut olayda alacaklı vekili,bonoya dayalı olarak keşideci, kefil (keşideci lehine aval veren) ve lehtar/ciranta hakkında ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur.Talep dayanağı bono incelendiğinde; 10/12/2022 ödeme günlü, 18/12/2022 düzenleme tarihli, rakam ile 1.650.000 TL, yazı ile birmilyon altıyüzelli TL. bedelli bononun keşidecisinin …, kefilin (keşideci lehine aval verenin ) …, lehdar/cirantanın … olduğu, lehtar/ciranta … tarafından talep eden alacaklı …’ya ciro yapılmış olduğu, talep eden alacaklı hamilin talebe konu bono da ciranta olduğu anlaşılmıştır. Alacaklının (yetkili hamilin) bonoya dayalı lehtar ve ciranta aleyhine ihtiyati haciz istenebilmesi için 6102 sayılı TTK’ nın 778/1-d maddesinin yollamasıyla TTK’nun 730/2. maddesi gereği alacaklının (yetkili hamilin) vadeden itibaren 2 iş günü içerisinde keşideciye ödememe protestosu çekilmesi ve protestonun talep dilekçesine eklemiş olması gerekmektedir. Somut olayda, ihtiyati haciz isteyenin bu konuda herhangi bir belge ibraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece verilen ek karar, dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup karşı taraf/alacaklı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/1983 Esas- 2016/2439 Karar sayılı kararı benzer mahiyettedir.) Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme ek kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, karşı taraf alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Karşı taraf alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/05/2023 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.