Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/935 E. 2023/1982 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/935 Esas
KARAR NO: 2023/1982 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/779 Esas – 2023/206 Karar
TARİHİ:10/03/2023
DAVA: TİCARET SİCİL MEMURUNUN KARARINA İTİRAZ
KARAR TARİHİ: 14/12/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkillerinin … sicil no.su ile Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı … Fabrikası A.Ş.’nin Yönetim Kurulu üyeleri olduğunu, şirketin 06.09.2022 tarihli 2022/03 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile 06.09.2022 tarihli 2022/01 sayılı Şirket Yönetim İç Yönergesinin, emredici düzenlemelere açıkça aykırı olarak, davalı … Sicil Müdürlüğü tarafından 21.09.2022 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde tescil edildiğini, bu işleminin iptal edilerek sicilden terkinine karar verilmesi gerektiğini, zira 18.08.2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında belirlenen … A.Ş.’nin “yönetimi kurulu üyeleri” 21.09.2022 tarihinde tescil ve ilan edildiğinden, 06.09.2022 tarihinde tescil ve ilan edilmiş bir “yönetim” bulunmadığından, 06.09.2022 tarihinde bir kısım yönetim kurulu üyelerinin aldığı karar ile kabul edilen yönetim iç yönergesinin davalı … Sicil Memurluğunca tescilinin TTK.nun emredici hükümlerine aykırı olduğunu, Olağan Genel Kurul kararının TTK.nun 30 ve 422.maddesinde belirtilen 15 günlük süre içerisinde tescil ve ilan ettirilmediğinden geçerlilik kazanmadığını, İstanbul 7. Ticaret Mahkemesinde benzer davalar açtıklarını ve davalarının kabul edildiğini, örnek mahkeme kararına rağmen yeni bir Yönetim İç Yönergesi yapılmasını gerektiren bir durum da yokken, aynı konuda, İstanbul 7. Ticaret Mahkemesi kararlarını etkisiz hale getirmeyi amaçlayan yönetim kurulu kararlarını ve yeni Yönetim İç Yönergesinin tescil edilmesinin ve müvekkillerimin sicilden terkin talebinin reddedilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek, … A.Ş.’nin 06.09.2022 tarihli 2022/03 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile 06.09.2022 tarihli 2022/01 sayılı Şirket Yönetim İç Yönergesinin EMREDİCİ HÜKÜMLERE aykırı olarak davalı … Sicil Müdürlüğü tarafından tescil edilerek, 21.09.2022 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmesi nedeniyle, TTK’nun 32. ve 34. maddelerine dayalı olarak, işin ehemmiyetine binaen ve duruşmasız olarak dosya üzerinden yapılacak incelemeyle; yaptığımız itirazlarımız neticesinde, söz konusu Yönetim Kurulu kararı ve Yönetim İç Yönergesi’ne ilişkin davalı … Sicil Müdürlüğü’nün tescil işleminin iptal edilerek sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, huzurdaki davada, müvekkil müdürlükçe verilmiş bir red kararı bulunmadığı hâlde, davacıların 29.09.2022 tarihli başvurusuna anayasal bilgi edinme hakkı kapsamında müvekkili müdürlük tarafından verilen cevabın hatalı bir biçimde red kararı gibi değerlendirilerek dava açıldığını, huzurdaki davanın mahiyeti gereği müvekkili müdürlüğe karşı, 6102 sayılı TTK.nun 34. maddesi kapsamında açılabilecek bir dava olmadığını, husumetin ilgili şirkete yöneltilmesi gerektiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, tescil edilmiş hususlarla ilgili müvekkilinin değerlendirme yaparak tescil edilmiş olguları re’sen değiştiremeyeceğini (Emsal; Yargıtay 11. HD.nin 10.04.2018 tarih ve 2016/10536 E. 2018/2573 K.), davacıların hukuki yararının da bulunmadığını (Emsal; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 11.11.2022 tarihli, 2022/2129 E. 2022/1560 K. ve 11.11.2022 tarihli, 2022/2130 E. 2022/1563 K, Yargıtay 11. HD.nin 19.01.2016 tarih ve 2015/2352 E. 2016/470 K.), müvekkili müdürlüğün tescil işleminin, hukuka ve mevzuata uygun olduğunu, davacılar vekilinin, seçime ilişkin genel kurul toplantı tutanağı tescil edilmeden yönetim kurulunun göreve başlamasının mümkün olmadığı iddiasının doğru olmadığını, çünkü yönetim kurulunun seçimle beraber göreve başladığını, ticaret siciline tescil ve ilanın kurucu nitelik taşımadığını, üye sıfatının kazanılmasında tescilin etkisinin bildirici nitelikte olduğunu (Emsal; Yargıtay 11. HD.nun 11.06.2002 tarih ve 2002/2196 E. 2002/6039 K.), dava konusu edilen ve uygulanması istenen kararlar hâlihazırda kesinleşmediğinden, herhangi bir sonuç doğurmasının mevzuat gereğince mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/03/2023 tarih 2022/779 Esas – 2023/206 Karar sayılı kararında; “Dava; dava dışı … Fabrikası A.Ş.’nin, şirketin 06.09.2022 tarihli 2022/03 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile 06.09.2022 tarihli 2022/01 sayılı Şirket Yönetim İç Yönergesinin, 21.09.2022 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde tescil işleminin iptal edilerek sicilden terkinine karar verilmesi istemine ilişkindir. Davaya konu şirket iç genelgesi, 18.08.2022 tarihinde yapılan 2021 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında yapılan yönetim kurulu seçimiyle iş başına getirilen yönetim kurulunun 06.09.2022 tarih ve 2022/3 sayılı kararı ile kabul edilmiştir. Davacıların dava dışı şirketin yönetim kurulu üyeleri olduğu anlaşılmaktadır. Alınan kararlara muhalif oldukları anlaşılmaktadır. Davalı kurumda yapılan tescil ve ilam işleminin kaldırılmasını istemektedirler. TTK.nun 36.maddesinde; “İlgililer, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden itibaren sekiz gün içinde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilirler. Bu itiraz mahkemece dosya üzerinden incelenerek karara bağlanır. Ancak, sicil müdürünün kararı, üçüncü kişilerin sicilde kayıtlı bulunan hususlara ilişkin menfaatlerine aykırı olduğu takdirde, itiraz edenle üçüncü kişi de dinlenir. Bunlar mahkemeye gelmezlerse dosya üzerinden karar verilir.” denilmektedir. Görüldüğü üzere itiraz edebilecek kişilerin “ilgililer” olduğu belirtilmektedir. Davacıların, silinmesini istedikleri 06.09.2022 tarihli 2022/01 sayılı Şirket Yönetim İç Yönergesinin dayanağı olan Yönetim Kurulu Kararları ve Genel Kurul Toplantı tutanaklarının iptali için dava açma hakları her zaman vardır. Bu nedenle yukarıda belirtilen “ilgililer” kavramı ile davacılar dışındaki üçüncü kişiler kastedilmektedir. Bu bakımdan davacılar yasada belirtilen “ilgililer” kapsamına girmemektedir. Öyle ise aktif husumet ehliyetleri bulunmamaktadır. Gerçekten de benzer nitelikli olarak İstanbul ‘ ATM.nin 2021/826 E. 2022/347 K. ile 2021/827 E. 2022/348 K. İle 2021/828 E. 2022/349 K.sayılı kararları ile verilen terkin talebnin kabulüne ilişkin kararlar, sırasıyla İstanbul BAM 12.HD.nin 2022/2129 E. 2022/1560 K. İle 2022/2130 E. 2022/1563 K.sayılı kararları ile (açıklanan gerekçelerle) kaldırılmıştır. Bu nedenle talebin reddine karar vermek gerekmiştir. TTK.nun 34/2.maddesi gereğince dosya üzerinden karar verilmesi gerekirken sehven duruşma günü verildiği gözlendiğinden, dosya re’sen ele alınarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile, Davanın, dava şartı olan aktif husumet ehliyeti bulunmadığından HMK.nun 114/1-d.maddesi gereğince usulden REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, Dava dilekçelerinde de belirtildiğini, müvekkillerinin dava dışı … Fabrikası A.Ş.’nin yönetim kurulu üyeleri ve aynı zamanda her birinin %6 oranında pay sahibi A Grubu hissedarları olduğunu, TTK m.34 hükmünün ”İlgililer, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden itibaren sekiz gün içinde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilirler…” şeklinde olup, hem yönetim kurulu üyesi hem A grubu hissedar sıfatına haiz müvekkillerinin madde metninde geçen ”ilgililer” arasında olmadığının kabul edilemeyeceğini, Yönetim kurulu üyesi ve A grubu hissedarlar olan müvekkillerinin TTK m.32- m.34 maddelerinde sayılan sicil müdürlüğü işlemlerine karşı itiraz ve dava haklarını kullanmaya yetkili 3. kişiler/ilgililer kapsamında olmadığının kabulünün, hak arama özgürlüğünün açık ihlali niteliğinde olup adil yargılanma hakkının ortadan kaldırılması sonucunu doğuracağını, Görülen davada uyuşmazlık konusunun; dava dışı … A.Ş.’nin 18.08.2022 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında yönetim kurulu seçimine ilişkin alınan kararlar henüz tescil edilmeden bu genel kurul toplantısında yapılan yönetim kurulu seçimine istinaden 06.09.2022 tarihinde yönetim kurulu toplantısı yapılması ve bu kez yönetim kurulu toplantısında 2022/03 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile kabul edilen 06.09.2022 tarihli 2022/01 sayılı Yönetim İç Yönergesinin müvekkillerimin muhalefet şerhine rağmen kabul edilmesi ve bu kararların davalı … sicil müdürlüğü tarafından Kanun’un emrettiği denetim yapılmadan hukuka aykırı olarak sicile terkin edilmesi olduğunu, Dava dışı … A.Ş.’nin de aynı zamanda A Grubu hissedar sıfatına da haiz müvekkilleri bakımından, davalı sicil müdürlüğünce tesis edilen dava konusu işlemin ortaklık haklarına halel getirmeye elverişli nitelikte olması ve sonuçlarının A grubu hissedarların yönetimdeki temsil ve ilzam yetkilerinin kısıtlanmasına yönelik tescile tabi yönetim kurulu kararının ise içerdiği şekli noksanlıkların emredici esaslara açıkça aykırı olmasına rağmen TTK m.32 ve m.34 uyarınca davalı sicil müdürlüğünce durumun görmezden gelinerek tescil edilen yönetim kurulu kararları bakımından görülen davada haklarına halel gelen hissedar ve yönetim kurulu üyesi müvekkillerinin hukuki yararı olduğunun sabit olduğunu, Gerçekten de; Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1763E. 2022/302K. Sayılı ilamında (EK-2) ”…TTK. 34 maddesi ve Ticaret Sicil Nizamnamesi nazara alınarak davacının dava konusu şirketin yetkilisi olmadığından bahisle aktif husumet sebebiyle davanın reddedildiği görülmüştür. …bu dosyanın davacısı …’in …. Tic. Ltd. Şti.’nin hem ortağı hem de şirket temsilcisi sıfatının bulunduğu, dava konusu yapılan Ticaret Sicil Müdürlüğü işleminin dosyanın esasını teşkil ettiği, bu sebeple tescil edilen hususların doğrudan doğruya davacının haklarını etkileyeceği anlaşılmakla ilgili sıfatıyla bu davayı açabileceği gözetilerek davanın esası hakkında karar verilmesinin yerinde olacağı anlaşılmıştır….” şeklinde karar verildiğini, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabul edildiğini, TTK m.34 düzenlemesinde geçen ”ilgililer” ifadesinin somut olayın özelliklerine göre farklılaşan bir anlamı ifade etmekte olduğunu, görülen davada terkini istenen yönetim kurulu kararı ve şirket iç yönergesinin usule uygun olarak alınmadığının müvekkillerinin her aşamadaki muhalefet şerhleri ile ortaya koyulduğunu; ortak ve hissedar sıfatına haiz müvekkillerinin usulsüz tescilin sonuçlarından etkileneceğinin de açık olduğunu, TTK m.34 hükmünde yer alan ”ilgililer” ifadesinin dar bir yorumla, davaya konu tescil işleminin sonuçlarından etkileneceği açık olan yönetim kurulu üyesi ve ortak sıfatına haiz müvekkillerini dışlayacak şekilde dava şartı olarak yorumlanması ve işin esasına girilmeden ret kararı verilmesinin tüm bu sayılanların yanında TMK m.2’de düzenlenen dürüstlük kuralına da açıkça aykırılık teşkil ettiğini; İlk derece mahkemesinin ”aktif husumet şartı yoktur”’ şeklindeki değerlendirmesi ile müvekkillerinin uyuşmazlığın çözümündeki hukuki yararlarının göz ardı edilmekte olduğunu, dava dışı şirket içinde emredici hükümlere aykırı yapılan usulsüz işlemlere karşı müvekkillerinin hak arama hürriyetinin ihlal edildiğini, O halde, ilk derece mahkemesince işin esasına girilip karar verilmesi gerekirken davalarının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından bahisle reddedilmesinin hukuka aykırı olup, ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurma zaruretinin doğduğunu, İleri sürerek, yukarıda açıklanan ve dairemizce resen gözetilecek hususlar karşısında; istinaf başvurularının kabulü ile İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/779E. 2023/206K. Sayılı kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiğini,
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, 6102 Sayılı TTK’nun 34. maddesi kaspamında, ticaret sicil müdürlüğü kararına itiraza ilişkin olup, mahkemece davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacılar tarafından, dava dışı … Fabrikası A.Ş. yönetim kurulunun 06/09/2022 tarihli ve 2022/3 sayılı kararı ile aynı tarihli 2022/01 sayılı Şirket Yönetim İç Yönergesi’nin sicile tescil işleminin iptali gerektiği, zira yeni yönetim kurulunun seçimine ilişkin 18/08/2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararlar henüz sicile tescil edilmeden yapılan yönetim kurulu toplantısında alınan kararların ve yönergenin tescil edilmesinin emredici hükümlere aykırı olduğu, kendilerinin de şirket yönetim kurulu üyesi oldukları ve dava konusu yönetim kurulu kararı ile yönergenin kabulü kararında muhalif oy kullandıkları, terkin için sicile yaptıkları başvurunun 24/10/2022 tarihinde reddedildiği ileri sürülerek, tescil edilen kararların terkini talep edilmiştir. Davalı tarafından, davacıların 29/09/2022 tarihli başvurusuna anayasal bilgi edinme hakkı kapsamında verilen cevabın hatalı bir biçimde red kararı gibi değerlendirildiği, ilgili yönetim kurulu kararlarının hukuka aykırı oldukları iddia ediliyorsa husumetin şirkete yöneltilmesi gerektiği, tescil edilmiş hususlarla ilgili müdürlüğün değerlendirme yaparak tescil edilmiş olguları re’sen değiştiremeyeceği, davacıların tescil edilen yönetim kurulu kararlarına karşı Bakırköy 2 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/870 esas sayılı dosyasında iptal davası açtıkları, bu nedenle tescil isteminin terkinini talep etmekte davacıların hukuki yararlarının bulunmadığı, yönetim kurulu seçimle göreve başlayacağından ve sicile tescil ve ilan kurucu değil açıklayıcı olduğundan, müdürlük tarafından yapılan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur. 6102 Sayılı TTK’nun 34/1 maddesi uyarınca, ilgililer, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden itibaren sekiz gün içinde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilirler. ‘İlgili’ ile kimlerin kastedildiği ise Ticaret Sicili Yönetmeliğinde düzenlenmiştir. Yönetmeliğin “başvuruya yetkili kişiler” başlıklı 22/1 maddesine göre ilgililer, tacirin gerçek kişi olması halinde kendisi veya vekili ya da sözleşme ile kendisine yetki verilmiş temsilcisi, tacirin tüzel kişi olması halinde ise onun yetkili organları veya yetkili temsilcileridir. 22 inci maddenin anonim şirketlere ilişkin d bendinin 3 nolu alt bendine göre iç yönergenin tescilinde, yönetim kurulu veya temsile yetkili üye ya da üyeleri ilgili sayılmaktadır. Anılan düzenlemeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, ilgililer kapsamına ise şirket ortaklarının ve organ olarak hareket etmeyen yönetim kurulu üyelerinin girmediği, bu kişilerin tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak sicile başvuru hakları olmadığından, sicil işlemine itiraz davası açma haklarının da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere, davacılar dava dışı anonim şirketin yönetim kurulu üyesi olup, terkini istenen kararlara muhalif oy kullandıkları, tescilin iptali istemini de organ sıfatıyla değil, ortak sıfatıyla ileri sürdükleri, TTK’nun 34 ve Yönetmeliğin 22 maddesi uyarınca sicil işlemine itiraz davasını açabilecek ‘ilgililer’ kapsamında bulunmadıkları, bu nedenle mahkemece istemin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda izah edilen gerekçelerle, ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi, usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, davacıların istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95‬‬- TL’nin davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 14/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.