Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/876 E. 2023/780 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/876 Esas
KARAR NO: 2023/780 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2023/60 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 31/01/2023
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
KARAR TARİHİ: 11/05/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Davacının davalı şirketin ortağı olduğunu, ortaklardan birinin ölümü üzerine miras paylaşılmadan yönetim kurulunca miras paylarına göre payların mirasçılar adına pay defterine kayıt edildiğini, oysa elbirliği mülkiyetinin olduğunu, yönetimin kararının batıl olduğundan iptalini talep ettiğini, mahkemece esas yönünden tespit ve değerlendirme yapılana kadar davaya konu yönetim kurulu kararının yürütmesinin geriye bırakılması gerektiğini, aksi takdirde kaçınılmaz biçimde telafisi önemli ölçüde güç zararların doğacağını, bu nedenlerle dava sonuçlanıncaya kadar önüne geçilmesi telafisiz zararların oluşmasına engel olunması amacıyla 10/01/2023 tarihli 2023/2 sayılı yönetim kurulu kararının pay defterine kayda ilişkin 1. Maddesinin tedbiren yürütülmesinin geriye bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 31/01/2023 tarih 2023/60 Esas sayılı kararı ile; ”Davacı tarafın tedbir talebinin, kararın niteliği itibarıyla telafisi ağır zarar ihtilmalı görülmediği, ” gerekçesi ile, Davacının ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, karar vermiştir. Davacı vekili 02/02/2023 tarihli talep dilekçesinde; Davaya konu yönetim kurulu kararır üzerine oluşturulan pay defterine göre genel kurul yapılması için yönetim kurulunca çağrı yapıldığını, pay tesciline dair tedbir talebinin reddedildiğini, bu durumda yeni pay durumuna göre yapılması planlanan genel kurulda çoğunluk sağlanarak kararlar alınacağını beyanla, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine verilen karardan rücu edilmesini ve 10.01.2023 tarhili ve 2023/2 sayılı yönetim kurulu kararının pay defterine kayda ilişkin 1. Maddesinin tedbiren yürütülmesinin geriye bırakılmasını, HMK 389. Maddesi gereğince davalı … Makina şirketinin 21/02/2023 tarihinde saat 13.00 da yapılması ilan edilen 2021 yılı olağan genel kurulunun yapılmasının tedbiren durudurulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/02/2023 tarih 2023/60 Esas sayılı kararında; “Davanın konusu, 10/01/2023 tarihli yönetim kurulu kararının batıl olduğundan iptaline yönelik olup, bu karara yönelik tedbir talebi red edilmiştir.Mahkememizce verilen red kararının istinafa tabi olduğu ancak henüz istinaf edilmediği, davanın açıldığı tarihte 21/01/2023 tarihli yönetim kurulunun; Genel kurul toplantısının yapılmasına ilişkin çağrı yapılması kararının zaten mevcut olduğu ancak davacı tarafça bunun dava dilekçesinde belirtilmediği ve çağrı ilanını dilekçesine eklemediği, buna göre mevcut durumda bir değişiklik ve tedbir talebinin reddine dair kararın değiştirilmesini gerektirir durum olmadığı anlaşıldığından, davacının rücu talebinin reddine, yönetim kurulunun genel kurul çağrısına ilişkin kararı nedeniyle 21/02/2023 tarihinde gerçekleştirilecek Genel Kurul Toplantısı yapılmaması talebinin yeni bir davanın konusu olduğu, Genel Kurulda oy hakkına ilişkin iddianın ise Genel Kurul kararlarının iptali davasında değerlendirilebileceğinden, bu yeni tedbir talebinin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, 1-Davacının, mahkememizin 31/01/2023 tarihli ihtiyati tedbire red kararından rücu talebinin REDDİNE, 2- Yönetim kurulunun, genel kurulun toplantıya çağrılması kararının ve 21/02/2023 tarihinde gerçekleştirilecek Genel Kurul toplantısının iptaline ilişkin talebin, Genel Kurul kararlarının iptali davasında değerlendirilebileceğinden talebin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, Somut olayda, pay defterindeki kayıtların hukuka aykırı olmasına rağmen bu kayıtların esas alınarak genel kurul toplantısı yapılması ve geri dönülemez kararlar alınması tehlikesinin bulunduğunu,Davalı şirketin genel kurulu 21.02.2023 tarihinde gerçekleştirileceğini bu toplantıda, dava konusu yönetim kurulu kararına dayanılarak değiştirilen pay defteri esas alınacağını ve genel kurulda bu pay defterine göre kararlar alınacağını, Genel kurul toplantısının gündeminde yönetim kurulu üyelerinin ibrası, yönetim kurulu üyelerinin ücretlerinin tespiti, kâr dağıtımı, yönetim kurulu üyelerine TTK m. 395 ve m. 396’da yazılı muameleleri ifa hususunda izin verilmesi konuları gibi çok önemli konuların görüşüleceğini, Dava konusu yönetim kurulu kararı ile terekeye dahil payların gasp edilmesi suretiyle hukuka aykırı bir çoğunluk yaratıldığını, genel kurulda bu sözde çoğunluk kullanılarak kararlar alınması halinde hem kanunun emredici hükümlerine aykırı davranılanacağını hem de terekeye dahil paylar için temsil edilme hakkından yoksun kalan müvekkili nezdinde telafisi mümkün olmayacak zararların ortaya çıkacağını, Paylı mülkiyetin söz konusu olmadığını, somut olayda miras ortaklığı devam ederken ve dolayısıyla bütün mirasçılar tereke üzerinde elbirliği ile ortakken, mirasçı müvekkilinin katılımı olmaksızın sanki tereke paylaştırılmış gibi, müteveffa pay sahibi …’nun paylarının hukuksuz şekilde bölüştürülerek pay defterine işlenmesine karar verildiğini, müvekkilinin terekeye dahil pek çok pay için temsil edilme hakkından yoksun kaldığını, Pay sahiplerinden …, … ve …’nun birlikte hareket ettiğini ve bu sayede şirket üzerinde hukuka aykırı kontrol icra ettiklerini, bu üç pay sahibinin davaya konu yönetim kurulu kararı öncesindeki pay sahipliği oranının %48 olduğunu, payların hukuka aykırı şekilde pay defterine kaydı sonucunda bu üç pay sahibinin pay sahipliği oranı hukuka aykırı şekilde %60 olarak gözüktüğünü, yapılacak genel kurulda ilgili kişilerin %60 oranındaki oyu temsil ettiklerini iddia edecek ve bu şekilde karar almaya çalışacaklarını, bu durumu önleyecek tek çarenin ihtiyati tedbir kararı verilmesi olduğunu, Mevcut davada butlanla malul olduğunun tespiti istenen yönetim kurulu kararına dayanılarak düzenlenen pay defteri esas alınarak genel kurul yapılması ve bu kişilerin anılan genel kurulda oy kullanması halinde, pay defteri kaydına esas teşkil eden yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitine ve pay defterindeki kaydın düzeltilmesine karar verilmesi neticesinde genel kurul kararı da sakatlanacağını, Genel kurulun yapılmasından sonra hükümsüzlükle malul olduğunun tespiti için dava açılması da yeterli hukuki korumayı sağlamayacağını, bu davanın açılsa bile sonuç alınmasının yıllar süreceğini, bu esnada şirket nezdinde pek çok karar alınacak ve işlem yapılacağını, yerel mahkemenin her iki ara kararının da hatalı olduğunu, TTK m. 449 uyarınca işletilecek süreç devam ederken herhangi bir hak kaybına uğranılmaması, ciddi bir zararın doğmasının engellenebilmesi için HMK m. 389 uyarınca diğer bir ihtiyati tedbire hükmedilerek genel kurul toplantısının durdurulması yönündeki talebin, “genel kurul toplantısının iptaline ilişkin talep” şeklinde değerlendirilerek, bu talebin “genel kurul kararlarının iptali davasında değerlendirilebileceği” gerekçesiyle reddedilmesi kabul edilebilir olmadığını, yerel mahkeme, talebin niteliğini doğru değerlendiremediğini, bu nedenle tedbir talebinin reddine karar verdiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi tarafından verilen ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, şirket yönetim kurulunun 10.01.2023 tarihli ve 2023/2 sayılı kararının 1 numaralı maddesinin yürütülmesinin geri bırakılmasına ve Şirket’in 21.02.2023 tarihinde yapılacak 2021 yılı olağan genel kurulunun yapılmasının tedbiren durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün … sicil numarasına kayıtlı Davalı … Pazarlama Dış Ticaret Anonim Şirketi’nin müteveffa pay sahibi …’nun terekesine dâhil payların hukuka aykırı şekilde pay defterine işlendiği iddiasıyya 10.01.2023 tarihli ve 2023/2 sayılı yönetim kurulu kararının 1 numaralı maddesinin TTK m. 391 uyarınca batıl olduğunun tespiti ile pay defterindeki kaydın hukuka uygun şekilde düzeltilmesi talebine ilişkin davada söz konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına ilişkin ihtiyati tedbir istemidir. Mankemece 31/01/2023 tarihli ara karar ile; Davacının ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, karar verildiği, davacı vekilinin ara karardan rücu edilerek tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi talebi üzerine mahkemece 07/02/2023 tarihli ara karar ile,1-Davacının, mahkememizin 31/01/2023 tarihli ihtiyati tedbire red kararından rücu talebinin REDDİNE, 2- Yönetim kurulunun, genel kurulun toplantıya çağrılması kararının ve 21/02/2023 tarihinde gerçekleştirilecek Genel Kurul toplantısının iptaline ilişkin talebin, Genel Kurul kararlarının iptali davasında değerlendirilebileceğinden talebin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. HMK’nın 390/3 maddesi ise, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda; davalı şirketin sermayesi toplam 2.000 paya bölünmüş olup, şirket hissedarlarından … , … , …, …, … , … pay sahibi oldukları, şirket hissedarlarından …’nun 24/12/2022 tarihine vefat etmesi üzerine dosyaya ibraz edilen veraset ilamına göre terekesi 4 pay kabul edilmiş, 1 pay …’na, 1 pay …’na, 1 pay …’na ve 1 pay da …’na ait olduğu tesbit edilmiştir. Muris …’nun 320 paya sahip olduğu, davacı ile diğer mirasçılardan …, … ve …’nun miras payı haricinde her biri 320 adet pay olmak üzere halihazırda davalı şirkette ortak oldukları, bu nedenle salt muristen intikal eden pay nedeniyle hakkın elde edilmesinin zorlaşacağı veya imkansız hale geleceğinden söz edilmeyeceği, talep ve ara karar tarihi itibarı ile dosyada mübrez belge ve delillerin yaklaşık ispat için yeterli olmadığı ve değişen koşul ve delil durumuna göre her zaman yeniden ihtiyati tedbir talep edilebileceği gözetildiğinde, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir talebinin reddinde isabetsizlik bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/05/2023 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.