Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/851 E. 2023/778 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/851 Esas
KARAR NO: 2023/778 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/943 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 09/02/2023
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
BİRLEŞEN
BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2022/1198 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ: 11/05/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile, müvekkillerinin, davalı şirket …’nin pay sahipleri olduğunu, sermayedeki paylarının … için 1.879.350,00 TL, … için 1.127.650,00 TL, … için 281.900,00 TL, … için 281.900,00 TL ve … için 281.900,00 TL olduğunu, Müvekkillerinin paylarının toplam itibari değerinin 3.852.700,00 TL olduğunu, davalı şirketin toplam sermayesinin 37.587.350,00 TL olduğunu, müvekkillerinin toplam sermayeye oranının %10,25’tir ve birlikte azınlık (azlık) haklarını kullanmaya muktedir pay sahiplerini oluşturduklarını, Davalı şirket daha önce 30/12/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında da sermaye artışına ilişkin karar aldığını, bu kararın da içinde olduğu diğer genel genel kurul kararlarının butlanının tespiti/ iptali talepli dava açıldığını, bu kararların yürütmesi kesinleşmiş mahkeme ilamı ile durdurulduğunu, sermaye artırımına ilişkin kararın yürütülmesi, kesinleşmiş mahkeme ilamı ile durdurulduğundan davalı taraf sırf kanunu dolanmak amacıyla ve tamamen dürüstlük kuralına aykırı şekilde bu defa tamamen aynı içerikteki hukuksuz sermaye artışı kararını alabilmek için olağanüstü genel kurul toplantısına çağrıda bulunarak 19/10/2022 tarihinde, sermaye artışına ilişkin olarak olağanüstü genel kurul toplantısı gerçekleştirdiğini, bu toplantıda da sermaye artırımı yönünde karar alındığını, sermeye artışının türk ticaret kanunu’nun 420. maddesi gereğince ertelenmesinin gerektiğini, ertelemeden bağımsız olarak, alınan sermaye artırım kararı açıkça kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davaya konu genel kurul kararı ile aynı yönde kesin mahkeme kararı bulunduğu da dikkate alınarak ivedi şekilde bu kararın yürütülmesinin TTK m. 449 uyarınca geri bırakılmasına, bu kararın davalı şirkete ve ticaret siciline tebliğine, davanın kabulüne, Davalı …’nin 19/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan 3 numaralı kararının butlanının tespitine, terditli şekilde kararın TTK m. 445 vd. hükümler uyarınca iptal edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ BİRLEŞEN BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2022/1198 ESAS SAYILI DOSYASININ 23/02/2023 TARİHLİ ARA KARARI İLE; ”…..Somut olayda davacılar vekili, 30/11/2022 tarihli genel kurulda alınan bir kısım kararların yürütmesinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talep etmiş olup ; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekli olup anılan genel kurulda alınan 3 nolu kararın uygulanmasının davacılar yönünden hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı konusunda mahkememizde kanaat oluştuğu, talep sahibi davacının, hakkını tehdit eden yakın bir tehlike nedeniyle ivedi bir koruma ihtiyacı içinde bulunduğu ve ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup davacılar vekili tarafından dosyaya sunulan delillerin somut delil kabul edilip haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uyduğu gözönüne alınarak ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davalı şirketin 30/11/2022 tarihli genel kurulda alınan 3 nolu kararın yürütmesinin geri bırakılmasına,yürütmesinin geri bırakılması talebine konu diğer kararlar yönünden,bu kararların uygulanmasının davacılar yönünden hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı konusunda mahkememizde kanaat oluşmadığı gibi davacılar tarafından sunulan delillerin ilgili maddelerini yürütmesinin geri bırakılması yönünde yaklaşık ispat koşulu şartını sağlayamaması nedeniyle bu kararların yürütmesinin geri bırakılması talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.” Gerekçesi ile, 1-Davacılar vekilinin,davalı şirketin 30/11/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararın yürütmesinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin kısmen KABULÜ ile;davalı şirketin 30/11/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında 6 nolu gündem maddesi ile alınan sermaye artırımına ilişkin kararın yürütmesinin TTK’nın 449/1.maddesi uyarınca GERİ BIRAKILMASINA, davacılar vekilinin fazlaya iliştin tedbir talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacılar ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ 08/12/2022 TARİH 2022/943 ESAS SAYILI ARA KARARINDA; “1-Davacılar vekilinin,davalı şirketin 19/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararın yürütmesinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin KABULÜ ile;davalı şirketin 19/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararın yürütmesinin TTK’nın 449/1.maddesi uyarınca GERİ BIRAKILMASINA, 2-Davalı şirketin 19/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararın yürütmesinin TTK’nın 449/1.maddesi uyarınca geri bırakıldığının TESCİLİNE,” karar verilmiştir.Davalı vekili 29/12/2022 tarihli dilekçesi ile, mahkemece 08/12/2022 tarihli ara karar ile davacıların ihtiyati tedbir talebinin kabul edildiği ve bu karara itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin 19/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararın yürütmesinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, davalı şirketin 19/10/2022 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararın yürütmesinin TTK’nın 449/1. Maddesi uyarınca geri bırakılmasına ve davalı şirketin 19/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararın yürütmesinin TTK’nın 449/1. Maddesi uyarınca geri bırakıldığının tesciline karar verildiğini, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için ara kararın gerekçesinde izah edildiği üzere telafisi çok zor, hatta imkansız bir zarar tehlikesinin söz konusu olması gerektiğini, mali tabloların görüşülmesi bahane edilerek her toplantının külliyen ertelenmeye çalışıldığını, yakın bir tehlike hiç söz konusu olmadığını zira her türlü bilgi ve belge paylaşımına her zaman ulaşımın mevcut olduğunu, sermaye artırımının beklenen bir karar olduğunu ve buna rağmen her toplantıda kaçış yolu olarak aynı itirazla karşılaşıldığını, ihtiyati tedbir talep eden tarafın haksız çıkması halinde karşı tarafın veya varsa üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları zararlara karşılık teminat göstermek zorunda olduğunu, şirket için sermaye artırımının elzem olduğunu, zarar tehlikesinin bulunduğunu, hiç bir teminat yatırılmadan şirkete zarara uğratacak bir karar alındığını, ihtiyati tedbir kararının öncelikle teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise makul bir teminat karşılığında kaldırılmasına, ihtiyati tedbir kararı yerinde görülüyorsa davacı taraftan teminat alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 09/02/2023 tarih 2022/943 Esas sayılı kararında; “…..Yukarıda anılan madde uyarınca gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde de ihtiyati tedbir kararı alınabilecektir. Bu hallerde davanın açılmasından hüküm verilinceye kadar geçecek zaman zarfında daha ziyade bir düzenleme veya eda amaçlı ihtiyati tedbir kararı alınarak taraflardan biri (veya her iki taraf) için doğabilecek bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın engellenmesi amaçlanır.(Araş. Gör. Dr. Cengiz Serhat Konuralp (İÜHFM C. LXXI, S. 2, s. 225-274, 2013) http://dergipark.gov.tr/download/article-file/97835,Erişim Tarihi: 15/12/2016) İhtiyati tedbir talep eden, esasa ilişkin bir hakkın sahibi olmalıdır, yani zarar tehlikesi kanuna aykırı bir yöntemin, bir haksız fiilin sonucu olmalıdır. Talep sahibi, bir hakkının ihlâl edildiğini veya ihlâl edilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu da gerçeğe yakın şekilde ortaya koymalıdır. Her ihtiyati tedbir bir anlamda belli bir ivedilik gerektirir; diğer bir deyişle, talep sahibi, hakkını tehdit eden yakın bir tehlike nedeniyle ivedi bir koruma ihtiyacı içinde bulunmalıdır.İvedilik kavramı kendi içinde dereceler içerir ve olayın ve durumun özelliklerine göre değerlendirilir. Genel olarak denebilir ki, esas hakkında önyargı içermeyen geçici bir çözümün geciktirilmesinin taraflardan birinin menfaatlerini tehlikeye koyduğu her durumda ivedilik mevcuttur. İhtiyati tedbir, zorlukla telafi edilebilecek bir zararın meydana gelmesini önlemeye yöneliktir. Burada zarar maddi olabileceği gibi, manevi bir zarar da olabilir. Bu bağlamda, tedbirin hedeflenen amacı elde etmeye elverişli olması ve bu amacın gerçekleşmesi için gerekli olması, yani söz konusu amacı elde etmek için vazgeçilmez olması lazımdır; ayrıca tedbir amaçla orantılı olmalı, aynı amacı sağlayacak daha yumuşak tedbirler varsa, her zaman bunlar tercih edilmelidir.(Prof. Dr. Nur Centel’e Armağan / Selçuk Öztek) Somut olayda davacı vekili,davalı şirketin genel kurulunda alınan sermaye artırımına ilişkin kararın yürütmesinin geri bırakılması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş,Mahkememizce de bu talep yerinde görülerek anılan genel kurul kararının yürütmesinin geri bırakılmasına kararı verilmiştir.Bu karara karşı ise davalı vekili itiraz etmiştir.Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekli olup davalı şirketin sermaye artırımına ilişkin kararı uygulamasında davacı yönünden hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluştuğu, talep sahibi davacının, hakkını tehdit eden yakın bir tehlike nedeniyle ivedi bir koruma ihtiyacı içinde bulunduğu gözönüne alındığında davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur…”gerekçesi ile, İhtiyati tedbire itirazın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkemenin sermaye artışına ilişkin ihtiyati tedbir kararının yerinde olduğunu, dava konusu genel kurulda alınan 3, 4 ve 5 numaralı gündem maddelerine ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, Somut olayda ihtiyati tedbirin şartlarının mevcut olduğunu ve aynı kararların yürütülmesinin geri bırakılmasına ilişkin kesin hükmün mevcut olduğunu, Davalı şirket daha önce 30.12.2021 tarihinde, 2019 ve 2020 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısını gerçekleştirdiğini, 2021 tarihli toplantıda da işbu davaya konu olduğu üzere, sermaye artırımının yanında, yönetim kurulunun seçimi, mali haklarının tespiti ve TTK m. 395-396 uyarınca izin verilmesine ilişkin kararlar alındığını, azlığın TTK m. 420 uyarınca erteleme talebinde bulunması nedeniyle ve alınan kararların bu talepten bağımsız olarak dahi kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olması sebebiyle 30.12.2021 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan yönetim kurulu seçimine ve yetki verilmesine ilişkin kararlar da dahil olmak üzere 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11 numaralı gündem maddelerinin/ kararların butlanının tespitiyle iptali için İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/55 Es. Sayılı dosyası ile dava açıldığını ayrıca davaya konu 30.12.2021 tarihli genel kurul kararları yönünden tedbiren kararların yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiğini, ihtiyati tedbir talebinin yerel mahkemece reddedildiğini, istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 15.09.2022 tarih ve 2022/1642 Es, 2022/1130 K. Sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun kabulü ile TTK’nın 449. maddesi uyarınca yaklaşık ispat şartının sağladığının anlaşıldığı gerekçesiyle 30.12.2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan ve aralarında işbu istinaf dilekçesine konu kararlarla birebir örtüşen kararlar da bulunan 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11 numaralı gündem maddelerinin yürütmelerinin dava sonuna kadar durdurulmasına kesin olarak karar verildiğini, Davalı taraf, 30.12.2021 tarihli genel kurulda alınan kararların yürütülmesi kesinleşmiş mahkeme kararı ile geri bırakıldığından ve bu hususta ticaret siciline müzekkere yazıldığından ve dolayısıyla ilgili kararları tescil ettiremediğinden aynı kararları alabilmek için bu defa da olağanüstü genel kurul çağrısında bulunduğunu ve 19.10.2022 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısında kötü niyetli davranarak daha önce kesinleşmiş mahkeme kararı yoluyla yürürlüğü durdurulan sermaye artırım kararı ile aynı içerikte karar almak istediğini ve aldığını, kesinleşmiş mahkeme ilamı ile yürütülmesinin durdurulmasına karar verilen bir konuda aynı yönde karar alınmış olması sebebiyle müvekkili ortaklar için yeni bir dava açılmak zorunda kalındığını ve Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/943 E. sayılı dosyası ile 19.10.2022 tarihli genel kurulda alınan kararların iptali/butlanının tespitinin talep edildiğini, bu dosyada verilen 08.12.2022 tarihli ara karar ile de dava konusu olan ve sermaye artışına ilişkin 19.10.2022 tarihli genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verildiğini, Yerel mahkeme daha önce BAM tarafından kesin olarak ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmasına rağmen aynı konu ve içerikteki davada ihtiyati tedbir talebini kısmen reddettiğini, ret kararlarının kaldırılarak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 15.09.2022 tarih ve 2022/1642 E., 2022/1130 K. Sayılı ilamında olduğu şekilde ihtiyati tedbir talebimizin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, İhtiyati tedbir şartlarının da oluştuğunu, Taraflar arasındaki mevcut uyuşmazlığın “hakkın elde edilmesini güçleştirebilir” nitelikte olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının reddedilen talepler bakımından düzeltilmesine, genel kurul kararlarının yürütülmesinin TTK m. 449 uyarınca geri bırakılmasına, bu kararın davalı şirkete ve ticaret siciline tebliğine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİ İLE, yerel mahkeme, davacıların iddialarını tamamen kabul ederek ihtiyati tedbir kararı verdiğini ancak telafisi çok zor, hatta imkansız bir zarar tehlikesi söz konusu olması gerektiğini, mali tabloların görüşülmesinin bahane edilerek her toplantının külliyen ertelenmeye çalışıldığını, yakın bir tehlikenin hiç söz konusu olmadığını, her türlü bilgi ve belge paylaşımına her zaman ulaşımın mevcut olduğunu, sermaye artırımının beklenen bir karar olduğunu ve buna rağmen her toplantıda kaçış yolu olarak aynı itirazla karşılaşıldığını, davacıların erteleme talebi finansal tabloların müzakeresi olsun olmasın her türlü kararı ihtiva ettiğini, şirketin mali durumuyla ilgili raporların davacı tarafça incelendiğini, 19.10.2022 tarihli olağanüstü genel kurulunda da 24.11.2021 tarih ve 2021/2 sayılı SMM raporunda ele alınan alacaklar bakımından özel denetçi talebinde bulunduklarını ve bu talebin kabul edildiğini, şirketin mali durumunun her zaman şeffaf şekilde incelemeye açık olduğunu ve genel kurullar öncesi de herhangi bir bilgi/inceleme talebinin reddedilmediğini, dava dışı ihtilafa konu olağan genel kurul toplantısı da kötü niyetli şekilde gerçekleştirilmediğini, ortaklara rüçhan hakkını kullanma hakkı tanındığını, şirketin lehine olan bir karar alınamadığını, sürüncemede bırakıldığını, İhtiyati tedbir talep eden tarafın, haksız çıkması halinde karşı tarafın veya varsa ilgili üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları zararlara karşılık teminat göstermek zorunda olduğunu, şirket için sermaye artırımının elzem olduğunu,, zarar tehlikesinin mevcut olduğunu ancak hiçbir teminat yatırılmadan şirketin şirketi zarara uğratacak bir karar alındığını, teminatsız şekilde verilen tedbir kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2019/2981 E. , 2019/4812 K. Sayılı kararı) İleri sürerek Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/943 E. Sayılı dosyasındaki 09/02/2023 tarihli ara karar ile reddedilmiş talebin kabulü ile; 08/12/2022 tarihli ara karar ile kurulan ihtiyati tedbir kararının öncelikle teminatsız olarak, aksi kanaatte ise makul bir teminat karşılığında kaldırılmasını, tüm itirazlara rağmen ihtiyati tedbir kararı yerinde görülüyorsa davacı taraftan teminat alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl davadaki talep;Davalı şirketin 19/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan 3 numaralı kararın batıl olduğunun tespitine ilişkin dava da aynı yönde mahkeme kararı bulunduğu belirtilerek TTK m. 449 uyarınca yürütmenin geri bırakılması yönünde tedbir verilmesi istemine ilişkindir. Birleşen dava dosyasındaki talep;Davalı şirketin 30/11/2022 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan 3-4-5-6 numaralı kararların batıl olduğunun tespitine ilişkin dava da aynı yönde mahkeme kararı da bulunduğu belirtilerek TTK m. 449 uyarınca yürütmenin geri bırakılması yönünde tedbir verilmesi istemine ilişkindir. Birleşen dava dosyasının 23/02/2023 tarihli duruşma ara kararı ile; Davacılar vekilinin,davalı şirketin 30/11/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararın yürütmesinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin kısmen KABULÜ ile;davalı şirketin 30/11/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında 6 nolu gündem maddesi ile alınan sermaye artırımına ilişkin kararın yürütmesinin TTK’nın 449/1.maddesi uyarınca geri bırakılmasına, davacılar vekilinin fazlaya iliştin tedbir talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Asıl dava dosyasının 08/12/2022 tarihli ara kararı ile; Davacılar vekilinin,davalı şirketin 19/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararın yürütmesinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile;davalı şirketin 19/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararın yürütmesinin TTK’nın 449/1.maddesi uyarınca geri bırakılmasına karar verildiği, karara davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine itirazın duruşmalı incelenmek suretiyle 09/02/2023 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbire itirazın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Birleşen dava dosyasında davacıların talebi;Davalı şirketin 30/11/2022 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan 3-4-5-6 numaralı kararların batıl olduğunun tespitine ilişkindir.Davalı şirketin 30/11/2022 tarihli olağanüstü genel kurulunun 3 nolu gündem maddesinin; ” Yönetim Kurulu üyelerinin yeniden seçilmesi ve yönetim kurulu üye sayısının 3 kişi olarak belirlenmesine,” 4 nolu gündem maddesinin; ” Yönetim Kurulu üyelerine 2022 yılı için ücret ödenmemesine, ” 5 nolu gündem maddesinin; ” Yönetim Kurulu üyelerine TTK. ‘nun 395/1 ve 396 maddelerinde yazılı muameleleri yapabilmeleri hususunda izin verilmesine,” 6 nolu gündem maddesinin; ” Sermaye artırımının yapılmasına,” ilişkin oy çokluğuyla karar alındığı, tutanak altına Ticaret Bakanlığı Temsilcisi … tarafından herhangi bir şerh düşülmeden imzalandığı anlaşılmıştır. Asıl dava dosyasında davacıların talebi;Davalı şirketin 19/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan 3 numaralı kararın batıl olduğunun tespitine ilişkin ilişkindir. Davalı şirketin 19/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurulunun 3 nolu gündem maddesinin; ” Sermaye artırımının yapılmasına,” ilişkin oy çokluğuyla karar alındığı, tutanak altına Ticaret Bakanlığı Temsilcisi … tarafından herhangi bir şerh düşülmeden imzalandığı anlaşılmıştır. Davacılar vekilinin taleplerine dayanak gösterdiği davalı şirketin 30/12/2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların tedbiren durdurulması yönünde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk dairesince verilen tedbir kararının dava konusu genel kurul toplantılarına ilişkin olmadığı gözetildiğinde; Somut olayda, birleşen dava dosyasına konu davalı şirketin 30/11/2022 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan 3-4-5 numaralı kararlarının yürütülmesinin geri bırakılmasına dair tedbir kararı verilmediği takdirde, HMK 389/1 maddesinde belirtilen mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinin gerçekleştiği hususunda yeterli delil bulunmamaktadır. İstinafa konu ara karar tarihi itibariyle HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat koşulunun sağlanılmadığı gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince yürütmenin durdurulması yönünde tedbir talebinin reddi ara kararı usul ve yasaya uygun olup davacılar vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Somut olayda, davacıların davalı şirketteki hisse oranı da dikkate alındığında teminat alınmaksızın asıl ve birleşen dava dosyasında sermaye artırımına ilişkin gündem maddesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesi dosya kapsamına göre yerinde olup bu açıklamalar ışığında, yargılamayı esastan yürütüp sonuçlandıracak olan ilk derece mahkemesince, dava dosyasında değişen durumlara göre her zaman, talep üzerine, tedbir kararının değiştirip kaldırılabileceği de gözetildiğinde; ilk derece mahkemesince verilen itirazın reddi ara kararı usul ve yasaya uygun olup asıl ve birleşen dava dosyasında davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme ara kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, asıl ve birleşen dava dosyasında davacılar vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı istinaf edenler tarafından ayrı ayrı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harçların hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/05/2023 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.