Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/835 Esas
KARAR NO: 2023/1980 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/827 Esas – 2023/28
TARİHİ: 17/01/2023
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/12/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin, dağıtımını yaptığı gazlı ve/veya gazsız ürünlerin ve ileride dağıtımını yapabileceği gazlı ve/veya gazsız ürünler ile kullanım amaçları bakımından eş ürünlerin satın alınması ve hâlihazırda işletmiş olduğu satış noktasından müşterilere yeniden satışının gerçekleştirilmesi maksadı ile …-… ile 19.06.2019 başlangıç tarihli Bayilik Bölgesi Direkt Satış Noktası Sözleşmesi akdettiğini, davalı …- …’in işbu dava konusu sözleşme ile; işyerini ve işletmesini müvekkili şirketin yazılı onayını almadan kısmen de olsa başkasına satmamayı, devretmemeyi, kiraya vermemeyi, ticari faaliyet ve işyerindeki iştigal türünü değiştirmemeyi taahhüt ettiğini,taraflar arasındaki sözleşmenin 7. Maddesinin “(…)İŞLETMECİ, ŞİRKET’in ve …’nin yazılı onayını almadan, bu Sözleşme ve oluşmuşsa eklerindeki hak ve/veya yükümlülüklerini başkasına devir ve temlik etmemeyi, sözleşme süresince Satış Noktası’nda Sözleşmenin devam ettirilmesine etki edecek hiçbir değişiklik (satış noktasını kapatmak, devretmek, faaliyet türünü değiştirmek vb.) yapmamayı kabul ve taahhüt eder. (…)” şeklinde olduğunu, müvekkili şirket tarafından haricen yapılan müşteri ziyaretlerinde davalının işletmesinin faaliyetine son verdiğinin ve davalı tarafın sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülüklerine aykırı davrandığının anlaşıldığını , davalıya Beşiktaş … Noterliğinin 04.04.2022 tarih … Yevmiye No.lu ihtarnamesinin gönderildiğini, işbu ihtarnamede, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde sözleşmeye aykırı davranışlara son verilmesi gerektiği aksi takdirde haklı sebeple sözleşmenin feshedilmiş sayılacağının, sözleşmenin süresinden önce sonlanmasına sebebiyet verilmesi nedeniyle sözleşmenin özel hükümleri kapsamında %100 iskontolu olarak verilen ürünlerin kıstelyevm usulü hesap edilen KDV dahil 3.002,74 TL tutarlı kısmının ödenmesi gerektiğinin ve ilgili ödemenin yapılmaması halinde tahsili için başta icra takibi olmak üzere her türlü yasal yola başvurulacağının davalıya ihtar edildiğini, dava konusu sözleşmenin özel hükümlerinde … tarafından promosyon amacıyla belirtilen birtakım ürünlerin sözleşmenin yürürlüğü dahilinde belirli zamanlarda %100 iskontolu olarak işletmeciye verileceğinin kararlaştırıldığını ancak işletmecinin sözleşmedeki yükümlülüklerine aykırı davranması ve bu sebeple sözleşmenin süresinden evvel sona ermesi halinde ürünlerin rayiç değerlerinin kıstelyevm usulü belirlenecek olan kısmını KDV’si ile birlikte davalı tarafça müvekkili şirkete iade edileceği hususunun da sözleşmede son derece açık biçimde yer aldığını, dava ve icra takibi konusu sözleşmenin feshedildiği gibi kıstelyevm usulü hesap edilen 3.002,74 TL %100 iskontolu ürün alacağının ve 450,80 TL protesto masrafının tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını , davalının icra takibine dayalı ödeme emrinin kendisine tebliğinin ardından borcu ödemek yerine haksız ve kötü niyetli olarak sırf icra takibini ertelemek ve engellemek amacıyla itiraz ederek icra takibinin durmasına sebep olduğunu, sözleşmeye dayalı ticari ilişki çerçevesinde sözleşme hükümlerinin ihlal edilmesi neticesinde davalı tarafın haksız itirazının iptali ile takibin devamına; takibi sürüncemede bırakma amacıyla yapılan itiraz haksız ve kötü niyetli bulunduğundan en az %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine; yargılama masrafları ile avukatlık vekâlet ücretinin davalı-borçlu tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalının usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/01/2023 tarih 2022/827 Esas – 2023/28 sayılı kararında; ” TTK.4.maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacak davalar belirtilmiş, TTK.5.de de aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli sayılmıştır. Dosya kapsamına göre; davanın mutlak ticari dava olmadığı gibi davalının dosyaya gelen müzekkere cevabına göre esnaf olup tacir sıfatının bulunmadığı, uyuşmazlık konusunun bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davalı tacir olmayan gerçek kişi ve davacı şirket olduğundan mutlak ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla Mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile, “1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE, 2-Taraflardan birinin, karar, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.01.2023 tarihli 2022/827 E., 2023/28 K. sayılı ilamının; haksız ve hukuka aykırı olduğunu; bu sebeple, yerel mahkemece verilen hükmün yapılacak istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, yerel mahkemenin görevli olduğuna ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Müvekkil şirket ile davalı taraf arasında akdedilen sözleşmenin 2019 yılına ilişkin olduğunu; tarafların sözleşmeyi akdettiği esnada tacir sıfatını haiz olduğu hususunun açık olduğunu; dolayısıyla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Müvekkili şirket ile davalı arasında 19.06.2019 başlangıç tarihli (Miktarlı-Gazlı ve Gazsız Ürün (Su ve Enerji İçeceği Hariç)) Bayilik Bölgesi Direkt Satış Noktası Sözleşmesi’nin akdedildiğini, Tarafların işbu sözleşmeyi akdettiği 2019 yılında tacir sıfatını haiz olduklarını ancak, yerel mahkemece davanın mutlak ticari dava olmadığı ve müzekkere cevabı ile davalının esnaf olduğu ve yine davalının tacir sıfatının bulunmadığından bahisle görevsizlik kararı verildiğini; yerel mahkemece verilen işbu kararın hatalı olduğunu, İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.01.2023 tarihli 2022/827 E., 2023/28 K. sayılı ilamında aynen; “…Dosya kapsamına göre; davanın mutlak ticari dava olmadığı gibi davalının dosyaya gelen müzekkere cevabına göre esnaf olup tacir sıfatının bulunmadığı, uyuşmazlık konusunun bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davalı tacir olmayan gerçek kişi ve davacı şirket olduğundan mutlak ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla Mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”şeklinde olmakla birlikte, yerel mahkemece görülen 17.01.2023 tarihli celsede de “…Davalının işletme hesabına göre defter tuttuğu ve 2020 yılı itibari ile terk mükellefi olduğunun bildirildiği…” şeklinde olduğunu, Bu kapsamda, sözleşmenin akdedildiği yılda davalının tacir sıfatını haiz iken davalının 2020 yılında terk mükellefi olması taraflar arasındaki ilişkinin ticari ilişki ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olduğu gerçeğini değiştirmemekte olduğunu; tacir sıfatının kazanıldığı andan kaybedildiği ana kadar geçen zamanda gerçekleştirilen işlemler bakımından -uyuşmazlığın daha sonra ortaya çıkma ihtimalinde dahi- tacir sıfatına bağlı hukuki sonuçların yine eski tacir hakkında da uygulanması gerektiğnii, Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağının düzenlendiğini, Buna ilişkin olarak Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinin aynen; “MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları… ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır… “şeklinde olduğunu, Dava konusu uyuşmazlığın tarafların sözleşme kapsamındaki ticari ilişkisi ve ticari işletmelerine ilişkin olduğundan görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Yerel mahkeme tarafından İTO ve Edirne Keşan Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkerelere verilen cevap ile davalının 2020 yılı itibari ile terk mükellefi olduğunun bildirildiğini ancak, müvekkili şirket ile davalı arasındaki uyuşmazlık konusu sözleşmenin 2019 yılında akdedildiğini, Müvekkili şirketin dağıtımını yaptığı gazlı ve/veya gazsız ürünlerin ve ileride dağıtımını yapabileceği gazlı ve/veya gazsız ürünler ile kullanım amaçları bakımından eş ürünlerin satın alınması ve hâlihazırda işletmiş olduğu satış noktasından müşterilere yeniden satışının gerçekleştirilmesi maksadı ile ticari işletmelerle ve tacirlerle çalışmakta olduğunu; yapılan işin ticari faaliyet kapsamında olduğunu, (Miktarlı-Gazlı ve Gazsız Ürün (Su ve Enerji İçeceği Hariç)) Bayilik Bölgesi Direkt Satış Noktası Sözleşmesi’nin muhtevası gereği tacir olmayan kişiler ile yapılabilecek bir sözleşme olmadığını; müvekkili şirketin işbu sözleşmeye ve karşı tarafın ticaret ile uğraştığına güvenerek %100 iskontolu ürün temin etmekte olduğunu; sözleşme kaynaklı herhangi bir uyuşmazlık yaşanması halinde de yine karşı tarafın kendisi gibi tacir olduğuna ve yargılamanın Asliye Ticaret Mahkemelerinde belgeler üzerinden yapılacağına duyduğu güven ile en başında sözleşmesel bir ilişki kurmakta olduğunu, Karşı tarafın sonradan terk mükellefi olmasının bile başlı başına taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılık teşkil etmekte olduğunu; dava konusu uyuşmazlığın konusunun davalı tarafın sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığının tespiti ile müvekkili şirketin bedel talebinin haklı olup olmaması durumu olduğunu, Taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesinin aynen:“(…)İŞLETMECİ, ŞİRKET’in ve …’nin yazılı onayını almadan, bu Sözleşme ve oluşmuşsa eklerindeki hak ve/veya yükümlülüklerini başkasına devir ve temlik etmemeyi, sözleşme süresince Satış Noktası’nda Sözleşmenin devam ettirilmesine etki edecek hiçbir değişiklik (satış noktasını kapatmak, devretmek, faaliyet türünü değiştirmek vb.) yapmamayı kabul ve taahhüt eder. (…)” şeklinde olduğunu, Yukarıda izah olunan tüm bu açıklamaları çerçevesinde Yerel Mahkemenin, davanın mutlak ticari dava olmadığı, müzekkere cevabı ile davalının esnaf olduğu ve yine davalının tacir sıfatının bulunmadığından bahisle davanın usulden reddi kararının hukuka uyar hiçbir yanının bulunmadığının görüleceğini, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshi sonucu doğduğu iddia olunan iade alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, davaya bakma görevini