Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/738 E. 2023/722 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/738 Esas
KARAR NO: 2023/722 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/148 Esas – 2023/6 Karar
TARİHİ: 04/01/2023
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 27/04/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili tarafından … Tic. Ltd. Şti. aleyhine işçilik alacakları talebiyle İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesi’nin 2020/356 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, dava dışı şirketin 16.10.2020 tarihinde tasfiyesinin gerçekleştiğini ve son tasfiye memuru olarak …’in atandığını, 05.11.2021 tarihinde ise şirketin ticaret sicilden re’sen terkin edildiğini yapılan yargılama sırasında öğrendiklerini, devam eden davada taraf teşkilinin sağlanması açısından İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesi tarafından şirketin ihyası için dava açmak üzere kendilerine sörü verildiğini beyanla İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesi’nin 2020/356 esas sayılı dosyasındaki işlemler ile sınırlı olmak üzere dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesi ile; Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün, Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiğini ve sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verdiğini, aksi halde gerekçe göstererek tescil talebini reddettiğini, müvekkili müdürlüğe … ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı Tasfiye Halinde … Tic. Ltd. Şti.’nin prosedürlere uygun olarak tasfiye edildiğini, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan tasfiye sürecindeki eksik yada erken sonuçlandırılan tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde eksik olarak yapıldığı iddia edelin işlemlerin muhatabının tasfiye memuru olduğunu, bu nedenle müvekkilinin yasal hasım konumunda olduğundan yargılama masraflarının üzerlerine yüklenmemesi gerektiğini beyanla müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesi ile; Kartal …Noterliği’nin 12.10.2020 tarih, … sayısı ile tasdik edilen, 29.09.2020 tarihli Genel Kurul Kararı ile tasfiyesi tescil edilen … Ticaret Limited Şirketi’ne, 16.10.2020 tarihinde tasfiye memuru olarak atandığını, tasfiyesine karar verilen … Mobilya Teknolojileri Tic. Ltd. Şti.’nin 05.11.2021 tarihinde tasfiye işlemleri tamamlandığını, şirketin Türk Ticaret Kanununa uygun olarak terkin edildiğini, şirketin muhasebe kayıtlarının usülüne uygun olduğunu ve tasfiye sonu bilançosunun da gerçeği yansıttığını, terkine engel bir durumun söz konusu olmadığını beyanla davacı tarafından haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 04/01/2023 tarih ve 2022/148 Esas – 2023/6 Karar sayılı kararında; “Dava; dava dışı … Ticaret Limited Şirketi’nin İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesi’nin 2020/356 esas sayılı dosyasındaki işçilik alacakları ile ilgili davada taraf teşkili sağlanabilmesi için açılan şirketin ihyası davasıdır. Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından … ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı Tasfiye Halinde … Teknolojileri Tic. Ltd. Şti.’nin ticaret sicil kayıtları dosyaya gönderilmiş olup incelenmesinde; şirketin sermayesinin 10.000,00 TL, ana sözleşmesinin 02.10.2015, ortağının …, yetkililerinin … ve … olduğu ve şirketin ticaret sicilden 05.11.2021 tarihinde terkin edildiği görülmüştür. Davacı tarafından dava dışı Tasfiye Halinde … Tic. Ltd. Şti. aleyhine işçilik alacakları talebiyle İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesi’nin 2020/356 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, dava dışı şirketin ticaret sicilden resen terkin edilmesinden dolayı davada taraf teşkilinin sağlanamadığı, taraf teşkilinin sağlanması açısından davacıya süre verildiği, İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesi’nin 2020/356 Esas sayılı mahkememizde açılan işbu ihya davasının sonucunun beklendiği görülmektedir. Bu kapsamda şirketin ihyasında davacının hukuki menfaatinin bulunduğu tespit edilmiş olup, 6102 sayılı TTK 547. maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilir, şeklinde düzenleme bulunduğu, bu nedenle davanın kabulüyle İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … ticaret sicil numarasına kayıtlı dava dışı Tasfiye Halinde … Tic. Ltd. Şti.nin, İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesi’nin 2020/356 esas sayılı dosyasındaki işlemlerle sınırlı olmak üzere ihyasına, tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için, TTK’nın 547/2. maddesine göre, şirketin son tasfiye memuru olan …’in tasfiye memuru olarak atandığı, bu şirketin tasfiyesinin davacı tarafça açılan işçilik alacağı davası devam ederken gerçekleştirildiği, bu nedenle tasfiyenin bu şekilde gerçekleştirilmesinde ve işbu davanın açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle tasfiye memurunun kusurunun bulunduğu, davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yasal hasım olması ve davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne atfedilecek bir kusur ve ihmalinin bulunamaması karşısında, yargılama giderlerinden davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulması gerektiği, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün sorumlu tutulamayacağı mahkememizce benimsenmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ve verilen karara karşı davalı tasfiye memuru … tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru … istinaf dilekçesi ile; 29.09.2020 tarihli Genel Kurul Kararı ile şirketin tasfiyesinin tescil edildiğini, 16.10.2020 tarihinde de tasfiye memuru olarak atandığını, şirketin ihyası ve ek tasfiye işlemlerine konu olarak gösterilen İstanbul Anadolu 10 . İş Mahkemesinin 2020/356 Esas sayılı dosyasının ise 15.10.2020 tarihinde açıldığını, söz konusu davanın tasfiye işlemlerine başlandıktan sonra açıldığını, tasfiyeye giren şirketle ilgili tebligatların tasfiye memuruna yapılması gerektiğini, söz konusu iş mahkemesinin tebligatının tarafına yapılmadığını, bu sebeple tasfiye işlemlerine söz konusu iş dosyasına tarafının dahil edilemediğini, söz konusu iş davası açıldıktan 1 gün sonra tasfiye memuru olarak atanması sebebiyle iş mahkemesince hata yapılarak tebligatın usulsüz olarak tasfiye halindeki şirkete yapıldığını, (Danıştay 7. Dairesi 2000/6448 Esas 2002/508 Karar sayılı kararı) bu bakımdan usulsüz olarak yapılan tebligat neticesinde kusurlu sayılmasının hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, söz konusu işlemlerde hiçbir kusurunun bulunmadığını, bu sebeple aleyhine hükmedilen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, söz konusu şirketin tasfiye sürecinin tarafınca kanuna ve usule uygun olarak tamamlandığını, görevini hakkıyla yerine getirdiğini, kusurlu sayılarak aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesini kabul etmediğini, mahkeme tarafından ihya kararı verilmesinin haksız olduğunu, söz konusu iş davasının tasfiye işlemlerine başlandıktan sonra açıldığını, tasfiye işlemlerine başlanması sebebiyle davanın reddi gerektiğini beyanla Yerel mahkeme kararının bozularak davanın reddine, davanın esastan reddine karar verilmemesi halinde tasfiye memuru olarak atandıktan sonra tarafına tebligat yapılmadığından işlem yapamayacağı için kusurlu sayılamayacağından bahisle aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticaret sicilinden tasfiye nedeniyle terkin edilen şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 547. maddesi uyarınca, ek tasfiye işlemleri nedeniyle ihyası talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Türk Ticaret Kanunu’nun 547. maddesinde “tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemleri yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veyan birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” denilmek suretiyle ek tasfiye düzenlenmiştir. Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin sicil kaydı 05.11.2021 tarihinde tasfiye neticesinde davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce terkin edilmiştir. İhyasına karar verilen şirket aleyhine, davacı tarafça İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesi’nin 2020/356 Esas sayılı dosyası ile 15.10.2020 tarihinde işçilik alacakları davası açılmış ve dava dosyasının derdest olduğu anlaşılmıştır. Şirketin tasfiyesinin, hakkında davacı tarafından açılmış ve derdest dava dosyası olması nedeniyle tamamlanmadığı, ek tasfiye işlemlerinin yapılması için yeniden sicile tescil edilmesi ve tasfiye işlemleri eksik bırakıldığından ek tasfiye işlemleri yönünden tasfiye memurunun görevinin devamına karar verilmesi gerekir. Bu nedenle Mahkemece davacının şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararının bulunduğu kabul edilerek ihyasına karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gibi, davalı tasfiye memurunun 29.09.2020 tarihli karar ile atandığı, bu tarihten sonra açılan İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesi’nin 2020/356 Esas sayılı dosyasında ihyası istenen şirket vekili tarafından cevap dilekçesi sunulmuş olup şirketin davadan haberdar olduğu, buna rağmen tasfiye işlemlerinin tamamlandığı anlaşıldığından, davalı tasfiye memurunun davanın açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulmasında da bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusu haksız bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığın gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı tasfiye memuru …’in istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davalı tasfiye memuru tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davalı tasfiye memuru tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 27/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.