Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/716 E. 2023/674 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/716 Esas
KARAR NO: 2023/674 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/210 Esas – 2022/871 Karar
TARİH: 28/12/20232
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/04/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı şirketin davalıdan suni deriden imal edilen bayan çantaları almak üzere anlaştığını, davacı şirketin keşide ederek davalıya … Beyazıt Şubesi … nolu 10/11/2013 keşide tarihli 18.500 TL tutarlı, … Bankası Beyazıt Şubesi … nolu 30/09/2013 keşide tarihli 30.000 TL tutarlı, … Bankası Beyazıt Şubesi … nolu 30/11/2013 keşide tarihli 30.000 TL tutarlı, … Bankası Beyazıt Şubesi … nolu 02/11/2013 keşide tarihli 25.000 TL tutarlı, … Bankası Beyazıt Şubesi … nolu 02/12/2013 keşide tarihli 25.000 TL tutarlı çekleri verdiğini, bu çeklerin teslimine rağmen davalının davacıya suni deriden imal bayan çantalarını teslim etmediğini, davalıya yapılan ikazlara rağmen bedelsiz hale gelmiş çekleri iade etmediğini bankaya ibraz etmek suretiyle arkalarına karşılıksız olduğuna dair şerh işlettiğini, T.C. İstanbul … İcra Dairesi’nin … E haciz ve muhafaza işlemleri gerçekleştirdiğini, dört çekin ise halen yedinde bulunduğunu, çeklerin bedelsiz kaldığının taraflar arasındaki cari hesap dökümünde olduğunu, haksız ve usulsüz bir şekilde başlatılan icra takibi ile davacı şirketin ticari itibarının zedelendiğini ileri sürerek çeklerin bedelsiz olduğunun tespiti ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının ticari hayatına onarılmaz zarar vermesi sebebiyle dava değeri 128.500,00.-TL’nin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Davacı tarafın adi belge niteliğinde olan ve tek taraflı olarak her zaman tanzimi mümkün olan cari hesap dökümü adlı belge ile müvekkilinin kambiyo senetlerinden kaynaklı alacağının bedelsiz kaldığını iddia ettiğini davacı tarafın esasında faaliyet göstermeyen, kurucusu ve eski ortağı olan … tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. (eski no:… E.) sayılı dosyasından 2014 yılında istihkaklı olarak haciz yapılmasından sonra göstermelik olarak muvazaalı şekilde devredilmiş olan bir şirket olduğunu, davacı şirketin kurucusu ve eski ortağı olan … tarafından aynı faaliyet alanında tüzel kişilik perdesi arkasına sığınılarak alacaklılardan mal kaçırma kastıyla hareket edilerek ticari faaliyetlere devam edilmekte olduğunu beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 28/12/2022 tarih 2021/210 Esas 2022/871 Karar sayılı kararında; “…..Çekin ödeme aracı olduğu ve asıl olanın peşin satış olduğu dikkate alınarak davacının malları teslim aldığının kabulü gerekeceğinden dava konusu çekleri avans olarak verdiğini, verilen çeklerin karşılığı malları teslim almadığını iddia eden davacının, bu iddiasını yazılı delillerle kanıtlayamamış olması karşısında davacı şirket yetkilisine dava dilekçesinde dayandığı yemin deliline başvurup başvurmayacağı sorulmuş, davacı tarafça davalıya yemin teklifinde bulunulmayacağı bildirilmiş, kanıtsız kalan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.”gerekçesi ile, Davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme tarafından davanın reddine karar verildiğini, müvekkilinin avans şeklinde verilen fakat davalı şahsın göndermediği mallar dolayısıyhla bedelsiz kalan çeklerin iptalini istediklerini, Mahkeme defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesini ve ticari defter ve kayıtların delil niteliğinde olup olmadığını sorduğunu, bilirkişi her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğuna karar verdiğini, ancak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas için takibe konulan çek ve dava konusu çeklerin ticari defterlerde bulunmadığını, çeklerin 15 gün içinde ticari defterlere kaydı zorunlu olduğunu, aksinin vergi ziyaanı ve kaçakçılığını oluşturduğunu, faturası da olmadığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dairemizin 21/01/2021 tarih ve 2019/799 Esas – 2021/24 Karar sayılı kararımız ile; Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2018 tarih ve 2016/852 Esas – 2018/1010 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE karar verilmesi üzerine ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır. Dava, dava dilekçesinde özellikleri belirtilen 5 adet çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemi ile İİK. 72 Maddesi uyarınca açılan menfi tesbit davasıdır.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı taraf, davaya konu çeklerin davalıdan alınacak mallara karşılık avans olarak verildiğini, ancak davalı tarafından malların teslim edilmediğini, bu sebeple çeklerin bedelsiz kaldığını ileri sürmüştür. Davalı taraf ise, davacı tarafın çeklerin mal karşılığı avans olarak verildiği iddiasını kabul etmediklerini, davaya konu çeklerin avans olarak verilmediğini, davacının bu yöndeki iddiasını yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini, çekin ödeme aracı olup davacının çeklerden kaynaklı borçlu olduğunu, ispat yükünün davacıda bulunduğunu ve dava konusu çeklerin borca karşılık verildiğini savunmuştur. Dairemiz kararından sonra mahkemece mali müşavir bilirkişiden alınan 05/03/2022 tarihli ek raporda; Davacı şirketin davalı …-… adına düzenleyip verdiği 5 adet çekin toplam bedeli olan 128.500,00 TL. karşılığında mal ve hizmet alınmadığı, mal ve hizmet alımına ilişkin faturanın kesilip davacı yasal defterlerine kayıtlarının yapılmadığının tesbit edildiğini, davalının yasal defterlerinde ise davacı ile ilgili hiçbir ticari kayıt bulunmadığı, 128.500,00 TL. Bedelli çeklerin karşılığında, mal ve hizmet faturası veya irsaliye belgesi düzenlenmediğini ve çeklerin davalı yasal defter kayıtlarında olmadığını, beyan etmiştir. Çek, TTK’nın 780/1-b maddesine göre kayıtsız şartsız belirli bir bedelin ödenmesi için havaleyi içerdiğinden sebepten mücerret bir borç ödeme aracı olduğuna ilişkin karine bulunmaktadır.Bu karinenin aksinin iddia eden tarafından ispatlanması gerekir. Taraflar arasında yazılı bir satış sözleşmesi bulunmamaktadır.TBK’nın 207/2 maddesinde; “Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir adet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdür,” hükmü yazılı olup buna göre asıl olanın peşin satış olduğu düzenlenmiştir. Bu madde düzenlemesine göre dava konusu çeki avans olarak verdiğini, çek bedeli karşılığı malların teslim almadığını iddia eden davacının, bu iddialarını yazılı delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Davalının aksi yöndeki savunması, ispat yükünü değiştirmemektedir. Bu durumda ispat külfeti davacıda olup bu yöndeki iddianın HMK 200 maddesi uyarınca usulüne uygun delillerle kanıtlanması gerekmektedir. ( Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/2473 Esas – 2019/5340 Karar sayılı kararı ve Yargıtay 19 HD.nin 2014/17834 Esas- 2015/4830 Karar sayılı kararıda benzer mahiyettedir. )
Mahkemece davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış, davacı tarafça davalıya yemin teklifinde bulunulmayacağı bildirilmiş olup dosya kapsamına göre davacı, davalı ile aralarındaki satış sözleşmesini, sözleşmeye istinaden dava konusu çeklerin avans olarak verildiğini ve çek bedeli kadar mal teslim edilmediğini kesin delillerle ispatlayamamıştır. Davacı taraf münhasıran davalı defterlerine delil olarak dayanılmadığından, davacının kendi defter kayıtları ile iddiasını ispatladığı kabul edilemez. Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre, ispat yükü doğru belirlenerek davanın reddine yönelik verilen karar ve gerekçesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/04/2023 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.