Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/698 E. 2023/721 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/698 Esas
KARAR NO: 2023/721 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/809 D.iş – 2022/802 Karar
TARİHİ: 07/12/2022
TALEP: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 27/04/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesi ile; borçlunun, müvekkiline olan borcu nedeniyle 2 adet senet düzenleyerek verdiğini, işbu senetlerin vadesinde ödenmediğini, alacakları hiçbir teminata bağlı olmadığı gibi borcun da bu güne kadar ödenmediğini, borçlu hakkında takibe başlayacaklarından ve icra takibinden haberdar olduğu taktirde mallarını kaçırmasından endişe ettiklerinden, buna mani olmak için borçlunun menkul ve gayri menkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine karar verilmesini istemek mecburiyetinde kaldıklarını beyanla açıklanan nedenlerle talebin kabulüne, borçlunun menkul ve gayri menkul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacakların ihtiyaten haczine, muhakeme masrafları ile vekalet ücretinin borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi 14/09/2022 tarih ve 2022/809 D.iş – 2022/802 Karar sayılı kararı ile; “1) İİK’nın 257. ve sonraki ilgili maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleştiği ve bu istemin yerinde bulunduğu belirlendiğinden,2) Davacının iddia ettiği yukarıda belirtilen 40.000 Euro (1 Euro 18,5741 TLx40.000 Euro = 742.612,00TL) alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere borçlunun, a)Taşınır mallarının, b)Taşınmaz mallarının, c)Üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının İHTİYATEN HACZİNE,3) İstemde bulunandan nakit yada kesin ve süresiz banka teminat mektubu şeklinde olmak üzere %15 teminat alınmasına,” karar verilmiştir.İhtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesi ile; mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu ve uygulandığını, İİK’nun 265. maddesinin; “Borçlu kendisini dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” şeklinde olduğunu, kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere yetkisiz mahkemede ihtiyati haciz kararı alındığından ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, genel yetki kuralları gereğince ihtiyati haciz başvurularında yetkili mahkemenin, aleyhine ihtiyati haciz istenilen tarafın ikametgahın bulunduğu yer mahkemesi olduğunu, müvekkilinin kanuni ikematgahının “… mah, … sok, No:… Ovacık/TUNCELİ” olduğunu, bu nedenle talep yönünden Ovacık mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, huzurdaki davanın konusu senette imza müvekkiline ait olmayıp İstanbul Anadolu 18. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2022/724 Esas sayılı dosyasında dava açılmış olup halen derdest olduğunu, davaya konu senedin müvekkilinin rızası bilgisi dışında oluşturulduğunu, davacının kötü niyetli şekilde senedi hazırladığını, haksız ihtiyati haczin icrası sebebiyle müvekkilinin gayrimenkullerine haciz konulduğunu, banka hesaplarının bloke edildiğini, müvekkilinin zarara uğradığını, bu nedenle alacaklıya karşı açacakları tazminat davacısına teminat olması ve İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine itiraz etmiş olduklarından davalar sonuçlanıncaya kadar alacaklının mahkeme nezdindeki teminatı üzerine tedbir konularak teminatın alacaklıya iade edilmemesine karar verilmesi gerektiğini, bu itibarla haksız yere konulan ihtiyati haczin kaldırılmasına, icra takibine itiraz etmeleri ve alacaklıya karşı tazminat ve menfi tespit davası açacak olmaları nedeniyle itirazın dava sonuçlanıncaya kadar teminatın tedbiren alacaklıya ödenmemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 07/12/2022 tarih ve 2022/809 D.İş – 2022/802 Karar sayılı ek kararında;”Talep, ihtiyati hacze itirazdır… İmza inkarı ihtiyati hacze itirazın konusu değildir. Ancak yetki itirazı üzerinde durmak gerekmiştir. Bono, aranacak borç niteliğinde olup, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerde (HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde ve TTK’nın 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenlenme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun düzenlenme yerinde talepte bulunabilir. Talebe konu bonoda ödeme yeri mevcut değildir. Düzenleme yeri ve borçlunun yerleşim yeri de Ovacık/ Tunceli’dir. Bu durumda mahkememiz kararına yapılan itirazın haklı olduğu görülmüş, ihtiyati haczin kaldırılmasına dair karar vermek gerekmiştir. Açıklanan sebeplerle itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararımızın kaldırılmasına karar verilmiştir. “gerekçesi ile ihtiyati hacze itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesi ile; davacı borçlunun müvekkiline olan borcuna karşılık dosyada mübrez 2 adet senedi düzenleyerek verdiğini, işbu senetlerin gününde ödenmemesi üzerine taraflarınca ilk derece mahkemesinden ihtiyati haciz talep edildiğini, ilk derece mahkemesinin teminat karşılığı bu talebi kabul ettiğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararının icrasına geçildiğini ve aynı gün esas takibe geçildiğini, akabinde borçlu tarafından icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine herhangi bir itiraz yapılmadan Mahkemenin ihtiyati haciz kararına karşı yetki itirazında bulunulduğunu, borçlunun itirazı üzerine mahkemenin yetki itirazını kabul ettiğini ve ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verdiğini, işbu kararın alacaklı müvekkilinin mağduriyetine ve alacağına kavuşmasının gecikmesine sebebiyet verecek olup haksız ve mesnetsiz olduğunu, İ.İ.K madde 257 ve devamı hükümleri uyarınca ihtiyati haciz için başta yetki olmak üzere gerekli tüm koşulların oluştuğunu, Mahkemenin borçlunun ihtiyati hacze itirazını kabul ederek ihtiyati haczin kaldırılmasına karar vermesindeki tek sebebin yetki unsuru olduğunu, bono üzerinde açıkça “İstanbul Anadolu Mahkemelerinin” yetkili olacağı kararlaştırılmışken Mahkemenin vermiş olduğu kararın kabul edilemeyeceğini, T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2012/1194 K. 2012/2285 T. 20.2.2012 tarihli kararının “İhtiyati Haciz istemi bonoda belirtilen borçluların yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki mahkemeden, bonoda öngörülen yetkili mahkemeden, bonoda gösterilen ödeme yerindeki mahkemeden, bonoda ödeme yeri gösterilmemişse, bononun düzenlendiği yerdeki mahkemeden istenebilir…” şeklinde olduğunu, bonoda kesin bir yetki kuralının olmadığının açık bir şekilde dile getirildiğini, ödeme yeri İstanbul olan ve bonoda yetki mahkemeler belirlenmişken Mahkemenin sadece borçlunun adresinin farklı olması sebebiyle yetki itirazını kabul etmesinin hakka ve hakkaniyete aykırı olmakla birlikte müvekkilinin ciddi anlamda mağdur olduğunu, Yüksek Mahkeme kararında görüldüğü üzere bonolarda kesin bir yetki kuralı olmayıp ihtiyati haciz talepleri yapısı gereği en kolay ve en hızlı ne şekilde nereden alınabilecekse oradan alınmak üzere oluşturulmuş bir müessese olduğunu, ihtiyati haciz kurumuna ilişkin detaylı düzenlemelere 2004 Sayılı İİK’nın 257 ve devamı maddelerinde yer verilmiş olup, bu konuda yetkili mahkemeye ilişkin olarak 258. madde kapsamında aynı yasanın 50. maddesi aracılığı ile HMK’ya atıf yapıldığını, gerek İİK gerekse HMK’da bu konuda kesin bir yetki kuralına yer verilmediğini, her ne kadar bono aranacak borç niteliğinde de olsa borçlu tarafından gününde ödenmediğinde ve karşılıksız kaldığında yani borçlu temerrüde düştüğünde artık borcun aranmasının tüketilmiş olacağını ve götürülecek borcun niteliğine dönüşeceğini, HMK’nın 10. maddesi uyarınca ifa yeri olarak TBK’nın 73. madde hükmü nedeniyle, alacaklının ikametgah yeri mahkemesinin de yetkili yerlerden biri hale geleceğini, Yargıtayın bu yönde kararlarının olduğunu, yine taraflar aynı zamanda tacir olup özellikle borçlu tarafın vergi mükellefi işyeri sahibi olup takibe konu bonoları ticari işyerini büyütmek için almış olduğu borca istinaden verdiğini, ihtiyati haciz kararının taraflarınca İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icraya konulduğunu ve esas takibe geçildiğini, borçlunun işbu takibe karşı herhangi bir yetki itirazında bulunmadığını, ihtiyati haciz kararının icrası için yetkili icra dairesinin ihtiyati haciz kararını vermiş olan mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesi olduğunu, İcra ve İflas Kanununun 261/1.maddesi hükmüne göre; alacaklının, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın yerine getirilmesini istemeye mecbur olduğunu, kanun maddesi açık ve net olup icra takibinin ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin yargı çevresinde olması gerektiğini, bu sebeple İstanbul Anadolu İcra Dairelerinde icra takibine geçilmiş olup borçlunun işbu icra takibine itiraz ettiğini ancak yetki itirazında bulunmadığını, İstanbul Anadolu Adliyesi Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkisini kabul ettiğini, icra dairesinin yetkisinin, kamu düzenine ilişkin olmadığını, bu sebeple icra dairesinin yetkisiz olduğunu kendiliğinden gözetmediğini, borçlunun icra dairesinin yetkisiz olduğunu kendisine gönderilen ödeme emri üzerine itiraz yolu ile ileri sürmesi gerektiğini, süresi içinde yetki itirazı ileri sürülmezse, davada olduğu gibi icra dairesinin tüm takip için yetkili hale geldiğini, icra mahkemesinin yetkisinin, kural olarak icra dairesinin yetkisine göre belirleneceği için, borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmemekle, icra dairesinin ve dolayısıyla icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesinin yetkisini de kabul etmiş sayıldığını, burada bir fiksiyonun söz konusu olduğunu, borçlunun iradesinin gerçekten bu doğrultuda olmasına gerek olmadığını, itiraz ileri sürülmeyince icra dairesinin, kanundan dolayı yetki kazanmış olacağını, süresinde yetki itirazında bulunulmadığı için yetki itirazını ileri sürme hakkının düşmüş olacağını beyanla İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/809 D. İş ve 2022/802 K. Sayılı 07/12/2022 tarihli ihtiyati hacze itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına dair verilen kararın istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, bonoya dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, mahkemece 14.09.2022 tarih 2022/809 D.İş, 2022/802 Karar sayılı karar ile ihtiyati haciz talebinin teminat mukabilinde kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı borçlu vekilince itiraz kanun yoluna başvurulmuş, ilk derece mahkemesinin 07.12.2022 tarihli ek kararı ile borçlunun itirazı yetki yönünden kabul edilerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiş, verilen karara karşı talep eden alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İİK’nın 257/1. maddesi uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.İİK’nın 258. maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Burada aranan ölçü yaklaşık ispat ölçüdür. İİK’nın 265. maddesi hükmü gereğince, borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haciz kararına yönelik haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata, huzuru ile yapılan hacizlerde haczin uygulandığı, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebilir. Bu durumda mahkeme, gösterilen itiraz sebepleri ile bağlı inceleme yaparak itirazı kabul veya reddeder. İİK’nın 258. maddesi uyarınca alacak davası açılmadan önce talep edilen ihtiyati hacze, İİK’nın 50. maddesine göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. İİK’nın 50. maddesi ise HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapmıştır. HMK’nın 17. maddesine göre; tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.İİK’nın, HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapan 50. maddesi gereği, ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin yetkisine itiraz eden borçlu, HMK’nın 19/2 fıkrası uyarınca yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirmek zorundadır. Aksi halde yetki itirazı dikkate alınmaz ve aynı Kanunun 19/4 fıkrası uyarınca, usulüne uygun yetki itirazında bulunulmamış olması nedeniyle, ihtiyati haciz yargılamasını yapan mahkeme, yetkisiz olsa dahi, yetkili hale gelir. Bonoya dayalı ihtiyati haciz taleplerini değerlendirme yetkisi, 6100 Sayılı HMK’nın 6. maddesi uyarınca borçlunun yerleşim yeri mahkemelerine, bonoda ödeme yeri düzenlenmiş ise ödeme yeri mahkemelerine, bonoda ödeme yeri düzenlenmemiş ise TTK’nın 777/3. maddesi uyarınca keşide yeri mahkemelerine ve geçerli bir yetki sözleşmesi mevcut ise kararlaştırılan yer mahkemelerine aittir. Talep dayanağı bonolar incelendiğinde, ihtiyati haciz talep edenin lehdar, aleyhine ihtiyati haciz talep edilen borçlunun keşideci olduğu, bonolar üzerinde ihtilaf halinde İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olacağına dair kayıt bulunduğu, ödeme ve keşide yerinin yer almadığı, keşideci borçlunun adının yanında yazılı olan adresin … Mah., … Sok., No:…, Ovacık olduğu, TTK’nın 777/4. fıkrası uyarınca bonoların Ovacık/Tunceli’de keşide edilmiş sayıldığı anlaşılmıştır. İhtiyati hacze itiraz eden tarafından ileri sürülen yetki itirazında, ihtiyati haciz yargılamasında yetkili mahkemelerin Ovacık Mahkemeleri olduğu belirtilmiştir. Yapılan yetki itirazının usulüne uygun olup olmadığının tespiti için, bonolarda yer alan yetki kaydının geçerliliği değerlendirilmek gerekir.Bonolarda yer alan yetki kaydının geçerliliği bakımından HMK’nın 17. maddesinin cari olduğu (bkz. Ülgen/Helvacı/Kendigelen/Kaya, Kıymetli Evrak Hukuku, 10.Bası, Oniki Levha Yayınları, İstanbul, 2015, s.141), gerçek kişi olan alacaklı/bono lehdarı ve borçlu/keşidecinin tacir olduklarına dair dosyada delil bulunmadığı, bu yönde bir iddianın da ileri sürülmediği, İİK’nın 265/4. maddesi uyarınca mahkemenin ihtiyati hacze itiraz halinde itiraza ilişkin belgeleri araştırma yükümlülüğünün mevcut olmadığı, HMK’nın 17. maddesi uyarınca bonolarda yer alan ve tacirler arasında yapılmamış yetki sözleşmelerinin geçerli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. İlk derece mahkemesinin gerekçesinde değerlendirildiği üzere; talep dayanağı bonoların keşidecisinin yerleşim yeri Ovacık/Tunceli olduğu gibi, bonoların ödeme ve düzenleme yerleri de Ovacık/Tunceli’dir. Yetki kaydının geçersizliği karşısında; HMK’nın 6 ve TTK’nın 777/4. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz yargılamasını yapma yetkisi Ovacık Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olup, borçlu tarafından ileri sürülen yetki itirazı usulüne uygundur. İhtiyati haciz kararının İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinde uygulanması ve esas takibe geçilmesi üzerine İstanbul Anadolu İcra Mahkemelerinde takibe itiraz eden borçlunun, icra dairesinin yetkisine itiraz etmemesi nedeniyle ihtiyati haciz kararını veren yetkisiz mahkeme yetkili hale gelmeyecektir. Bu itibarla ihtiyati haciz talep eden vekilinin İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili hale geldiğine dair istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf eden tarafından 27/01/2023 tarihli sayman mutemedi alındısı ile fazlaca yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 19/12/2022 tarihinde yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde ihtiyati haciz talep edene iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/04/2023 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.