Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/689 E. 2023/603 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/689 Esas
KARAR NO: 2023/603 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2023/93 Esas – 2023/70 Karar
TARİH: 08/02/2023
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkilleri tarafından hem de banka aracılığıyla ödenen senet için senet alacaklısının hilafı hakikat beyanları ile önce ihtiyati haciz kararı alınmış, akabinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından aleyhe icra takibine geçilmiş olup huzurda söz konusu icra dosyasında müvekkillerinin borçlu olmadığının tespiti ile takibe konu tüm hacizlerin fekkine ve takibin durdurulmasına, kabul edilmemesi halinde ise icra veznesine yatacak paranın Alacaklı’ya ödenmemesi üzere teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise takdir edilecek teminat üzerinden ihtiyati tedbir kararı verilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, hiçbir hakkı olmadığı halde kötüniyetle icra takibine geçildiği dikkate alınmak suretiyle davalının asgari %20 kötüniyet tazminatı ödemesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 08/02/2023 tarih 2023/93 Esas 2023/70 Karar sayılı kararında; “Dava takip konusu bonoların bedelsiz kaldığı, bono bedellerinin ödenmiş olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup dava dilekçesi ekinde bono bedelinin ödendiğinin delili olarak sunulan dekont açıklamasında ” … Hisse Satış Bedeli ” açıklamasına yer verildiği , uyuşmazlığın çözümlenmesi için Sermaye Piyasası Kanunu çerçevesinde değerlendirilme yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 25/11/2021 tarihli 1232 sayılı kararı uyarınca; 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, 2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden, 3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. maddesinde düzenlenenler hariç), 4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan, 5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan, 6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan, 7) 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşlar Hakkında Kanun’dan, Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere; a) İki veya üç asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 2 numaralı, b) Dört veya beş asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 4 numaralı, c) Altı veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerler de 6 numaralı, d) On veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 ve 7 numaralı, e) On dört veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7 ve 8 numaralı, f) Yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına, (Örneğin asliye ticaret mahkemelerine bu kapsamda gelecek dava ve işlere; a) Kayseri’de iki asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 2 numaralı, b) Konya’da dört asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 4 numaralı, c) İzmir’de yedi asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 numaralı, d) İstanbul Anadolu’da on üç asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 ve 7 numaralı, e) Ankara’da on dört asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7 ve 8 numaralı, f) İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına) karar verilmiş olup davacı talebinin banka aracılığıyla ödenen senet alacağı ilgili olduğu, talebin Finans Mahkemelerinin görev alanında kaldığı anlaşılmakla davacının talebi hakkında karar verilmek üzere dosyanın İstanbul 6,7,8,9 Asliye Ticaret Mahkemelerine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilmiştir…”gerekçesi ile, 1-Davanın HMK 114/1-c ve HMK 115/2 gereği usul (görev) yönünden REDDİNE, 2-HMK 20. maddesi uyarınca süresinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul 6,7,8,9 Asliye Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine, ihtiyati tedbir ve sair taleplerin görevli mahkemece değerlendirilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,Yerel mahkemece gerekçeli kararda; davacılar tarafından sunulan ödeme dekontlarında, “… Hisse Satış Bedeli” açıklaması ile ödeme yapıldığından bahisle, Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 25/11/2021 tarihli 1232 sayılı kararı uyarınca; söz konusu uyuşmazlığın, çözümlenmesi için Sermaye Piyasası Kanunu çerçevesinde değerlendirilme yapılması gerektiği kanısına varıp Davanın HMK 114/1-c ve HMK 115/2 gereği usul (görev) yönünden REDDİNE karar verdiğini, her ne kadar davacılar açmış oldukları menfi tespit davasında, senedin ödendiğine ilişkin olarak “… Hisse Satış Bedeli” açıklaması ile ödenen banka dekontunu sunmuş iseler de; söz konusu dekontun işbu menfi tespit davasına konu icra takibine müstenit senetle ile hiçbir alakası olmadığını, işbu menfi tespit davasına konu icra takibine müstenit senet, taraflar arasında doğmuş olan ”NAKDİ BORÇ” ilişkisinin bir ürünü olup hisse devrini yahut Sermaye Piyasası Kanununu ilgilendiren bir durum söz konusu olmadığını, takibe konu senet incelendiğinde görüleceği üzere takip dayanağı bonolarda, bonoların protokol kapsamında düzenlenmiş olduğuna yönelik bir açıklama bulunmadığını, konuya ilişkin yol gösterici Yargıtay kararlarının beyan ve savunmalar ile örtüştüğünü, (Yargıtay 12. HD. 18.11.2013 T. 2013/28410 E. 2013/36365 K. Sayılı ilamı) İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, görevsizlik kararının kaldırılarak dosyanın mahkemeye iadesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyasına konu 13/04/2022 keşide tarihli, 25/08/2022 vade tarihli 4.350.000,00 TL. Miktarlı davacılardan …’in keşideci diğer davacının kefil olarak imzaladığı ve davalı …’nin lehtar olduğu bono bedelinin davalıya ödendiği ve bononun bedelsiz kaldığı iddiasıyla açılan menfi tesbit davasıdır. Mahkemece, davaya bakmaya İstanbul 6,7,8,9 Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Eldeki dava, takip konusu bonoların bedelsiz kaldığı, bono bedellerinin ödenmiş olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup davacılar vekili tarafından dava dilekçesi ekinde bono bedelinin ödendiğinin delili olarak sunulan dekont açıklamasında ” … Hisse Satış Bedeli ” açıklamasına yer verildiği, davacılar vekili istinafa cevap dilekçesinde ise, müvekkilleri ile Davalı arasında 13.04.2022 tarihinde “Hisse Devir Sözleşmesi” imzalandığını ve yine aynı tarihte “Hisse ve Varlık Devir Protokolü” (“Protokol”) imzalamak suretiyle ilk sözleşmenin belirli maddelerinin yenilendiğini, bu iki sözleşmedeki ortak hususun ise , davalıdan bir kısım hisse ve varlıklar alındığını karşılığında ise Protokol ile aynı tarihli- 13.04.2022 keşide tarihli senetlerin verildiğini, bu senetlerin vadesi geldikçe, Protokolde verilen banka hesabına Protokolde yazılı ödeme açıklamasıyla ödeme yapıldığını, gidişat bu şekilde devam ederken davalı bedeli ödenmiş senetlerin mükerrer tahsili amacıyla, sanki 4.350.000,00TL’lik senetler protokolden ayrı başka bir nakdi borç ilişkisi kaynaklı düzenlenmiş havası vererek, bedeli banka üzerinden ödenmiş senetler hakkında ihtiyati haciz kararları almak suretiyle icra takipleri başlattığını, ihtiyati haciz kararlarına konu senetlerin ödendiğine ilişkin ödeme dekontlarının da dosyada mübrez olduğunu beyan etmiştir. Davacılar vekili tarafından istinaf dilekçesine eklenen HİSSE DEVİR SÖZLEŞMESİ başlıklı 13/04/2022 tarihli sözleşmede davacı gerçek kişinin alıcı, davalı firmanın ise satıcı olarak sözleşmeyi imzaladıkları, sözleşmenin konusunu ise … Teknoloji A.Ş.’nin hisselerinin tamamının alıcıya hangi hüküm ve şartlarda satılacağının oluşturduğu, yine aynı taraflar arasında aynı tarihli HİSSE VE VARLIK DEVİR PROTOKOLÜ Başlıklı protokol imzalandığı, bu protokolün konusunu ise anılan sözleşmeye yeni maddeler eklendiği ve satıcının sahibi olduğu … (…) … (…) …’lerin tamamının alıcıya devrini içerdiğinin düzenlendiği görülmüştür. Somut olayda mahkemece, dilekçe teatisi tamamlanıp taraf delillerinin dosyaya ibrazı sağlanmak suretiyle iddianın ileri sürülüş biçimine göre iddia ve savunma doğrultusunda uyuşmazlığın hangi hukuki ilişkiden kaynaklandığı ve tam olarak ne olduğu tesbit edilerek, tesbit edilen uyuşmazlık doğrultusunda görevli mahkemenin belirlenmesi gerekirken bu husus yerine getirilmeden verilen görevsizlik kararı yerinde olmayıp davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Sonuç itibariyle, davalı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmekle, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a3,6 maddeleri uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/02/2023 tarih ve 2023/93 Esas – 2023/70 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/04/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.