Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/670 E. 2023/1748 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/670 Esas
KARAR NO: 2023/1748 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/503 Esas – 2022/996 Karar
TARİHİ: 26/10/2022
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/11/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalıya nakliye hizmeti verdiğini, ancak davalının fatura bedelini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun yetkiye ve dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının kendi adresine göre yanlış icra dairesini belirttiğinden yetki itirazının geçersiz olduğunu, borca yönelik itirazın ise alacağın tahsilini geciktirme amaçlı olduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinin tamamen haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davalının adresi İkitelli … Blok No:… Başakşehir/İSTANBUL adresi olup Bakırköy Adliyesi yargı çevresi içinde bulunduğuu, davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünde başlatılan takibin, yetkisiz icra dairesinde açıldığını, yetki itirazının yerinde olduğunu, davalının davacıya borcu olmadığını, icra dosyasında, takibin dayanağı hesap ekstresinin taraflarına gönderilmediğini, temerrüdün gerçekleşmediğini, taraflar arasında herhangi bir mutabakat dahi mevcut olmadığını, tarafların muhasebe kayıtları incelendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını, takip talebinde talep edilen %17 faize de itiraz ettiklerini, yasal faiz oranının %9 olduğunu, alacağın likit olmadığını savunarak davanın reddine, davalının %20 den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 26/10/2022 tarih 2022/503 Esas – 2022/996 Karar sayılı kararında; “Dava, davacının, faturaya dayalı alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalı tarafça icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olduğu görülmüştür. Bu durumda İİK’nun 50. maddesi gereğince öncelikle icra dairesinin yetkilerine yönelik itiraz incelenerek takip konusu icra dairesi yetkili ise dosyanın esasına girilecektir. HMK’daki yetki kuralları ilamsız icra takiplerinde kıyasen uygulanır. 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. 6100 sayılı HMK’nun “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19/2. maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz” hükmü yer almaktadır.Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer. Somut uyuşmazlıkta; yetkili icra müdürlüğü genel kural gereği borçlunun yerleşim yeri adresi Başakşehir ilçesinin bağlı bulunduğu Küçükçekmece İcra Müdürlüğüdür, yine para alacağına ilişkin olarak alacaklının yerleşim yeri adresi Bağcılar ilçesinin bağlı bulunduğu Bakırköy İcra Müdürlüğü de yetkilidir. Davacı taraf icra takibini yetkisiz olan İstanbul İcra Müdürlüğünde açmış, borçlu tarafından süresinde yetki itirazında bulunulmuş ve yetkili icra müdürlüğü olarak Bakırköy İcra Müdürlüğü belirtilmiştir. Davacının yetkisiz icra müdürlüğünde takip başlatmasıyla seçme hakkı davalı borçluya geçtiğinden ve davalı borçlu tercih hakkını Bakırköy İcra Müdürlüğü olarak kullandığından, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.”gerekçesi ile, Davacının icra takibini yetkili icra dairesinde yapmadığı anlaşılmakla davanın HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, Yerel Mahkeme nezdinde ikame etmiş oldukları davada, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ve %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesinin talep edildiğini; davalının icra müdürlüğü nezdinde yapmış olduğu itirazda borca ve yetkiye itiraz ettiğini; ancak davalının icra dosyasında yetkiye yapmış olduğu itirazın geçerli olmadığından genel hükümlere dayanarak davalının ikametgah adresinde dava açıldığını; Yerel Mahkemenin ise yetki itirazını geçerli sayarak dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verdiğini; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğundan kaldırılması gerektiğini, Davalının kendi adresine göre yetkili icra müdürlüğünü yanlış gösterdiğinden geçerli bir yetki itirazından söz edilemeyeceğini, Müvekkili şirketin alacağının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile cebri icra yoluna gidildiğini; davalı borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu itiraz borcu olmadığını ve yetkili icra müdürlüğünün ise adresinin İkitelli … Blok No:… Başakşehir/İSTANBUL olduğundan bahisle Bakırköy Adliyesinin yargı çevresi içinde olduğunun bildirildiğini; ancak davalının adresinin Küçükçekmece adliyesi çevresinde bulunduğunu; davalı borçlunun kendi adresinden yola çıkarak yetkiye itiraz etmişse de yerel mahkemenin genişletici yorum yaparak davalı borçlunun ileri sürmediği para alacağının götürülmesi gereken borç olduğundan bahisle alacaklının ikametgahının yetkili olduğuna hükmettiğini, Yerel Mahkemenin seçimlik hak yorumunun davalının iddiası bile olmadığını, Yerel Mahkemenin kurmuş olduğu hükümde, davalı borçlunun ileri sürmediği/itirazda bulunmadığı halde davalının seçimlik hakkı olduğuna dayandığını; davalı borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu itirazda kendi adresini yazarak yetkiye itiraz ettiğini; itirazında alacaklının adresine dayandığını beyan etmediğini; hal böyle iken kanunun aykırı bir şekilde YORUMA gidilmesinin mümkün olmadığını, Keza davalının cevap dilekçesinde de aynı şekilde kendi adresinden yola çıkarak yetki itirazında bulunduğunu; davalının adresinin Başakşehir/İstanbul olup yetkili icra müdürlüğünün Bakırköy değil Küçükçekmece İcra Müdürlüğü olduğunu; davalının hem icra müdürlüğüne hem de davaya yapmış olduğu yetki itirazının geçersiz olduğunu; davalının, mahkemenin (yargı çevresi gereğince Bakırköy Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu) yetkisine değil icra müdürlüğünün yetkisine yanlış yer göstererek itiraz etmekte olduğunu; yetki itirazının geçerli olması için dayanılan adrese göre doğru yerin gösterilmesinin gerektiğini; davalının yanlış yeri gösterdiğini, Davalının cevap dilekçesinde de kendi adresine göre yetki itirazında bulunduğunu ikrar ettiğini, davalının icra müdürlüğünün yetkisine kendi adresine dayanarak yanlış yer göstermek suretiyle geçersiz bir yetki itirazında bulunduğunu; cevap dilekçesinde de bu geçersiz itirazını davalının adresine göre yaptığını açıkça ikrar etmekte olduğunu; hal böyle iken davacı alacaklının adresinin de yetkili olduğu yorumu ile davanın usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemenin ileri sürülmeyen ve gerekçesi belirtilmeyen geçersiz yetki itirazının seçimlik hak olduğunu kabul ederek talebe bağlılık ilkesini de ihlal ettiğini; davalı borçlunun hiçbir itirazında davacı alacaklının adresinin işaret edilmediğini veyahut seçimlik hak kullanıldığının belirtilmediğini; yerel Mahkeme’nin talep olmaksızın yorumla hüküm kurmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davalarının kabulünü ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; taşıma ilişkisinden doğan bakiye açık hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı gerekçesiyle, davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacının davalı aleyhine, İstanbul … İcra Müdürlüğü nezdinde fatura ve cari hesap alacağı açıklaması ile işlemiş faiz dahil toplam 32.624,38-TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin davalı yana 23/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, takibe yasal süre işlemeye başlamadan 21/03/2022 tarihinde itiraz edildiği, takibin durduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilinin takibe itiraz dilekçesinde, müvekkilinin yerleşim yeri olan Başakşehir İlçesi’nin Bakırköy Adliyesi yargı sınırları içinde olduğu, yetkili icra dairesinin Bakırköy icra dairesi olduğu belirtilerek İstanbul icra dairesinin yetkisine, ayrıca borca ve faize itiraz ettiği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalar olup, usule uygun bir takibin varlığı dava ön koşulu niteliğindedir. Bu nedenle takip borçlusunu icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelenmek durumundadır. Mahkeme gerekçesinde belirtildiği üzere; İİK’nun 50 maddesi atfı ile HMK’nun 19/2 fıkrası uyarınca, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatılması ve birden fazla yetkili icra dairesi bulunması halinde takip borçlusu, yetki itirazını ileri sürerken yetkili icra dairelerinden yalnızca birini seçmek durumundadır. Somut olayda, yetkili icra daireleri yine İİK’nun 50 maddesi atfı ile HMK’nun yetkiye ilişkin hükümleri çerçevesinde belirlenecektir. HMK’nun 6 maddesi uyarınca davalı takip borçlusunun yerleşim yeri olan Başakşeir İlçesi yönünden Küçükçekmece icra daireleri, HMK’nun 10 ve TBK’nun 89 maddeleri uyarınca davacı/takip alacaklısının yerleşim yeri olan Bağcılar İlçesi yönünden Bakırköy icra daireleri yetkili olup, davalı takip borçlusunun bunlardan birini seçmesi yeterlidir. Seçilen icra dairesinin seçilme gerekçesinin doğru olup olmaması, HMK’nun 19/2 fıkrasının açık hükmü karşısında önem arz etmez. Davacının yetkisiz icra dairesinde takip başlattığı, davalının yetkili iki icra dairesinden biri olan Bakırköy icra dairelerine yönelik seçim hakkını kullandığı, davacı tarafından ileri sürülen, davalının kendi adresine göre yetkili icra müdürlüğünü yanlış gösterdiğinden geçerli bir yetki itirazından söz edilemeyeceğine yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 179,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95‬.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/11/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.