Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/64 E. 2023/64 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/64
KARAR NO: 2023/64
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 23/11/2022
DOSYA NUMARASI: 2022/1017 D. İş – 2022/1012 Karar
TALEP: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:İhtiyati tedbir talep eden vekili dava dilekçesi ile; tarafların Kartal … Noterliğinin 13.04.2016 tarih ve … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde ön ödemeli konut satış vaadi sözleşmesi gereğince İstanbul ili, Kartal İlçesi, … Mah. … ada, … parselde kayıtlı … blok, … Kat; .. ve … nolu üç adet bağımsız bölümün müvekkiline satış ve devri konusunda anlaştıklarını, söz konusu bağımsız bölümlerin niteliğinin ofis olduğunun da sözleşme ile sabit olduğunu, sözleşmeye göre teslim tarihinin 31.12.2017 olduğunu ve sözleşmenin 6.1 maddesine göre de tapu devirlerinin, teslim tarihini takip eden 3 ay içerisinde yani 31.03.2018 tarihinde yapılacağını, müvekkili tarafından ödemelerin tamamının vadesinde yapıldığını ve borç bitirilmesine rağmen davalı tarafın taşınmazları teslim etmeyeceğini ve tapuda devri de yapmayacağını bildirdiğini beyanla Kartal İlçesi, … Mah. … ada, … parselde kayıtlı … blok, …. Kat; … ve … nolu üç adet bağımsız bölümlün 3. kişilere devrinin önlenmesi için tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 23/11/2022 tarih ve 2022/1017 D. İş – 2022/1012 Karar sayılı kararı ile; “…HMK’nun 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ihtiyati tedbire karar verilmelidir.Bu itibarla Mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesine hukuken imkan bulunmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden istemde HMK 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediğinden davacı vekilinin Kartal İlçesi, … Mah. … ada, … parselde kayıtlı … blok, … Kat; .. ve … nolu üç adet bağımsız bölümlerin 3. kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir isteminin bu aşamada reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. ” gerekçeleri ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf dilekçesi ile; yerel mahkemenin yukarıda esas numarası belirtilen dosyasında, aleyhine tedbir istenen ile müvekkili arasındaki sözleşmeye, aleyhine tedbir istenenin aykırı davranmasından dolayı, sözleşme konusu taşınmazlar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edildiğini, ancak yerel mahkeme tarafından ihtiyati tedbir istemlerinin reddine karar verildiğini, işbu kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle kaldırılması gerektiğini, aleyhine tedbir istenen ile müvekkili arasında düzenlenen Kartal … Noterliği’nin 13.04.2016 tarih, … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde ön ödemeli konut satış vaadi sözleşmesi gereğince; “İstanbul ili, Kartal ilçesi, … Mah. … ada, … parselde kayıtlı … Blok … Kat, .., … ve … nolu üç adet bağımsız bölümün” müvekkiline satışı ve devri konusunda anlaşıldığını, söz konusu bağımsız bölümlerin niteliğinin ofis olduğu hususunun da sözleşme ile sabit olduğunu, sözleşmeye göre teslim tarihinin 31.12.2017 olduğunu, yine sözleşmenin 6.1 maddesine göre de, tapu devirlerinin teslim tarihini takip eden 3 ay içerisinde yapılacağını, yani 31.03.2018 de tapu devirlerinin yapılması gerektiğini, sözleşmeye göre müvekkilinin ödemesi gereken satış bedellerinin tamamını vadesinde ödediğini, 13.04.2016 vadeli peşinat için davalı şirkete aynı vadeli ve 308.333 TL bedelli … Bankası Gebze Ticari Şubesine ait, … nolu çekin teslim edilmiş olduğunu, bahse konu çekin keşidecisinin … Plastik A.Ş., lehtarının müvekkili … A.Ş. olduğunu, ilgili çekin davalıya teslimine dair davalıca verilmiş tahsilat makbuzunun ekte sunulduğunu, yine ilgili çek bedelinin bizzat davalıya ödendiğine dair dekontun ekte sunulduğunu, 13.04.2016 tarihinde 925.000 TL bedelli, …’a ait … nolu barter çekinin de davalıya teslim edildiğini, ilgili çekin davalıya teslimine dair davalı tarafından verilmiş tahsilat makbuzunun ekte sunulduğunu,15.05.2016 vadeli taksit için, davalı şirkete 12.05.2016 vadeli ve 308.333 TL bedelli, … Bankası Gebze Ticari Şubesi’ne ait, … nolu çekin teslim edilmiş olduğunu, bahse konu çekin keşidecisinin … Plastik A.Ş., lehtarının müvekkili Pakset Plastik A.Ş. olduğunu, ilgili çekin davalıya teslimine dair davalı tarafından verilmiş tahsilat makbuzunun ekte sunulmuş olduğunu, yine ilgili çek bedelinin tahsil edildiğine dair dekontun da ekte sunulduğunu,15.06.2016 vadeli taksit için, davalı şirkete 15.06.2016 vadeli ve 308.334 TL bedelli, … Bankası Gebze Ticari Şubesi’ne ait, … nolu çekin teslim edilmiş olduğunu, bahse konu çekin keşidecisinin … Plastik A.Ş., lehtarının müvekkili … A.Ş. olduğunu, ilgili çekin davalıya teslimine dair davalı tarafından verilmiş tahsilat makbuzunun ekte sunulmuş olduğunu, yine ilgili çek bedelinin tahsil edildiğine dair dekontun da ekte sunulmuş olduğunu, tüm bu hususlardan da görüleceği üzere müvekkili şirket tarafından sözleşme bedelinin tamamen ödenmiş durumda olduğunu, davalının taşınmazları fiilen teslim etmediğini ve tapu devrini de halen yapmadığını, bugüne kadar piyasa şartları ve başkaca sebepleri ileri sürerek müvekkilini oyaladığını, en son birkaç gün öncesinde yapılan görüşmelerde ise taşınmazı vermeyeceklerini, tapu devrini de yapmayacaklarını beyan ettiklerini, davalının bahse konu taşınmazları 3. kişilere aktarması halinde müvekkilinin haklarının zayi olacağını, müvekkilinin yaklaşık 7 yıl önce ödemesini yaptığı taşınmazları edinmesinin imkansız hale geleceğini, telafisi imkansız zararlar ortaya çıkacağını, esasında müvekkilinin edim yükümlülüğünü yerine getirmiş olduğu hususunun, taraflar arasındaki sözleşme ve sunulan deliller kıyaslandığında açıkça ortada olduğunu, dava konusu taşınmazlara bu aşamada ihtiyati tedbir konulmaması halinde, müvekkilinin alacağına kavuşamayacağı gibi, taşınmazlar üçüncü kişilere devredildiğinde üçüncü kişilerin de zarara uğratılmış olacağını beyanla yerel mahkemenin 23.11.2022 tarihli kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, düzenleme şeklinde ön ödemeli konut satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazların üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasına ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile talebin reddine karar verilmiş, karara karşı ihtiyati tedbir talep eden istinaf başvurusunda bulunmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesine göre; mevcut durumda meydana gelecek bir değişme nedeniyle gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebilir. 390. maddesine göre de; tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Somut talep yönünden açılmış bir dava olmadığı, talep eden tarafından sunulan deliller kapsamında yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı, talebin haklılığının ancak yapılacak yargılama sonucunda tespit edileceği, mahkemece verilen red kararında usul ve yasaya aykırılık yoktur. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, ihtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir talep edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın ihtiyati tedbir talep edenden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/01/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.