Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/632 E. 2023/625 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/632 Esas
KARAR NO: 2023/625 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/407 D. İş – 2022/401 Karar
TARİHİ: 07/12/2022
TALEP: İhtiyati Haciz Kararının Kaldırılması
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle, müvekkilinin 500.000 TL bedelli, 05/12/2022 vade tarihli senedin lehtarı olduğunu; vade tarihi gelmesine rağmen senet bedelinin müvekkile ödenmediğini, borçluların mallarını kaçırma ihtimali bulunduğundan, borçluların borca yeter miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczini talep etme zaruretinin doğduğunu; ihtiyati haciz kararına İstanbul … İcra Dairesi … E. Sayılı dosya numarasının şerh düşülmesini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle, mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında borçluların borca yeter miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf borçlulara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 07/12/2022 tarih 2022/407 D. İş – 2022/401 Karar sayılı kararında; “1-)Yukarıdaki hüviyeti yazılı alacaklının, borçlulardan yukarıda miktarı yazılı alacağının tahsilinin ifasının temini bakımından baki isteği İİK’nin 257. maddesinin 1. fıkrasına uygun bulunan alacak rehinle temin edilmemiş ve diğer tarafla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına kafi teminatta alındığında adı geçen borçluların yukarıda gösterilen malları ile alacaklarının, İİK’nunda düzenlenen muayyen tahditler dairesinde İHTİYATEN HACZİNE, 2-)10 gün içinde teminat yatırılmadığı takdirde ihtiyati haczin kalkmasına,3-)İleride haksız çıkacak tarafa tahmil edilmek üzere alacaklı lehine 2.400,00-TL vekalet ücreti tayinine, 4-)Kararın süresinde infazı için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün 2022/32785 Esas sayılı dosyasına tevdiine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı borçlu vekili tarafından itiraz kanun yoluna başvurulmuştur. İhtiyati hacze itiraz edenler vekili 19/12/2022 tarihli itiraz dilekçesinde; ödeme emrinde kararın sayı ve numarasının belirtilmediğini, ihtiyati haciz sonrası takibe geçilip geçilmediğinin belli olmadığını, 2 hafta içinde karara istinaden takibe geçilmez ise kararın kendiliğinden düşeceğini, bu anlamda hacizlerin kendiliğinden düştüğünü, mahkemenin söz konusu kararında yetkili olmadığını, söz konusu takipte ve buna bağlı olarak ihtiyati haciz kararını verme noktasında yetkili icra dairesi ve yetkili mahkemenin Bitlis İcra Daireleri ve Bitlis Mahkemeleri olduğunu, alacaklının kendi ikametgahında kambiyo senedine mahsus yolla icra takibinde bulanamayacağını, taraflar tacir olmayıp yetki sözleşmesi yapılamayacağını, varsa buna ilişkin hususların geçersiz olduğunu, senet sonradan doldurulmuş olup …’na zorla Fethiye’de imzalattırıldığını, tarafların asla İstanbul’da bulunmadıklarını, resmi evrakta sahtecilik suçu işlendiğini, … ve …’nın senede imza atmadıklarını, imzaya itiraz edeceklerini, itiraz edenlerin talep eden tarafa herhangi bir borcu olmadığını, bu nedenlerle ihtiyati haciz kararına itirazlarının kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyati haciz talep eden vekili 29/12/2022 tarihli dilekçesinde; itiraz eden borçluları aleyhine 03/12/2022 tanzim, 05/12/2022 ödeme tarihli 500.000,00 TL bedelli senet dayanak gösterilerek İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, sonrasında ihtiyati haciz talep edilmiş olup karara icra dosyasının şerh düşüldüğünü, dolayısı ile ihtiyati haciz kararı süresinde icra dosyasına sunularak süresinde esasa geçildiğini, dava konusu senette yetkili mahkeme İstanbul Mahkemeleri olarak belirlendiğinden İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kaldı ki senet borçları senette yazılı ödeme yerinde ifa edilebileceğinden ödeme yerindeki icra dairesinin de icra takibi açısından yetkili olduğunu, ödeme yeri belirtilmemişse düzenleme yeri ödeme yeri kabul edileceğinden, ödeme yeri belirtilmeyen senetlere ilişkin icra takibinde senedin düzenlendiği yerdeki icra dairesinin de yetkili olacağını, dava konusu senette ödeme yeri belirtilmediğinden düzenleme yeri ödeme yeri kabul edileceğinden düzenleme yeri de İstanbul olduğundan yetkili mahkemenin yine İstanbul Mahkemeleri olduğunu, itiraz edenler tarafından … adına imza itirazında bulunulmamış olup yanlızca … ve … adına imza itirazında bulunulduğunu, itiraz edenlerin senet bedeline itiraz ve inkar etmediğini, bononun tamamen doldurulmadan düzenlenebileceğini ve borçluların senedi imzalayarak senetteki boş yerlerin sonradan doldurulmasını baştan kabul ettiklerini, bu nedenle senedin geçerli bir senet olduğunu, itiraz edenlerin senedin geçersiz olduğunu yazılı bir delille ispatlaması gerektiğini, senetlerin geçersiz olduğunun itiraz edenler tarafından yazılı delille ispatlanamadığı, imzalı boş senetleri talep eden alacaklıya veren itiraz eden borçluların senetler üzerinde kendisini zararlandırıcı mahiyette ilaveler yapılabileceğini bilmesi gerektiğini ve bu nedenle doğacak tehlike ve rizikoları baştan kabul etmiş sayılacağının kabul edileceğini, kambiyo senetleri illetten mücerret olup kıymetli evrakın doğumuna sebep olan ilişkiden tamamen bağımsız ve soyut olduğunu, senedin veriliş amacının, sebebinin farklı olduğunu ve senedin zorla imzalatıldığını iddia eden borçluların bunu ispatlaması gerektiğini, bu nedenlerle itirazların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 09/01/2023 tarih ve 2022/407 D. İş – 2022/401 Karar sayılı kararı ile “Talep ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkememizin 07/12/2022 tarihli, 2022/407 D.İş, 2022/401 D. İş Karar sayılı kararı ile 03/12/2022 tanzim 05/12/2022 ödeme tarihli 500.000,00 TL senet yönünden %20 teminat mukabilinde borçlular …, … ve … aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmiştir. 2004 Sayılı İİK 265/1 fıkrasınca; borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebilir. İİK 265’inci maddesi uyarınca itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. İİK 258. maddesinde “İhtiyati hacze 50. nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir.” 50. maddesinde “Para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.” denilmek suretiyle yetki konusunda HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin uygulanacağı belirlenmiştir. Kambiyo senetlerinden doğan alacaklar aranacak alacak niteliğinde olduğundan bu alacaklar için 6098 sayılı TBK’nın 89/1. hükmü uygulanamaz. Kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz talebinde, genel yetkili mahkeme borçlunun bulunduğu yer mahkemesidir. (HMK m.6)Genel yetkili mahkemenin yanında, alacaklının talep dayanağı kambiyo senedinde yazılı borcun ödeneceği (ifa edileceği) yer mahkemesinde de ihtiyati haciz talebinde bulunabileceği (HMK m.10), TTK’nın 777/3 maddesinde de “Açıklık bulunmadığı takdirde senedin düzenlendiği yer, ödeme yeri ve aynı zamanda düzenleyenin yerleşim yeri sayılır” hükmünü havi olup, buna göre, bonodan kaynaklanan borcun alacaklısı borçlunun yerleşim yerinde, bononun keşide yerinde veya ödeme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. Somut olayda, ihtiyati hacze konu senet metninin incelenmesinde bono üzerinde ”düzenleme yeri İstanbul” şeklinde ibare bulunduğundan ve TTK’nın 702/1. maddesi gereğince, aval veren kimsenin, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumlu olduğu gözetildiğinde bonoya aval verenler yönünden de geçerli olduğu, bu nedenle mahkememizin yetkili olduğu anlaşıldığından, itiraz edenin yetki itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. İtiraz edenlerin ileri sürdüğü diğer itiraz nedenleri ve iddiaları taraflar arasında dava yoluyla ileri sürülebilecek niteliktedir. İtiraz edenin itiraz sebepleri İİK’nın 265. maddesinde açıklanan tahdidi itiraz sebepleri kapsamında incelenemez. Açıklanan nedenlerle itirazın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesi ile, -İtirazın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle, İstanbul … İcra Müdürlüğü … sayılı dosya ile müvekkile yapılan haksız takip sonucu ihtiyati haciz kararı verildiğini; söz konusu ihtiyati haczin de usule ve yasaya aykırı olduğunu, Önceki dilekçelerindeki hususları tekrar etmekle birlikte, takibe dayanak ödeme emrinde kararın sayı ve numarasının belirtilmediğini; ihtiyati hacizden sonra takibe geçilip geçilmediğinin net olmadığını; işlemin sakat olduğunu; 2 hafta içinde takibe geçilmez ise takibin kendiliğinden düşeceğinden hacizlerinde kendiliğinden düşeceğini; usulsüz hacze itiraz ettiklerini, Yine itiraz dilekçelerinde mahkemenin yetkisiz olduğunu belirttiklerini; kambiyo senetlerine ilişkin takipte genel yetkinin borçlunun yerleşim yeri mahkemesi olduğunu; bonoya dayalı takiplerde borçlunun ikametgahının bulunduğu yerin, bonoda öngörülen yer olduğunu; bonoda gösterilen ödeme yerinde veya bonoda ödeme yeri gösterilmemişse bononun düzenlendiği yer icra dairesinde takip yapılabileceğini; çeklerde yetkili icra dairesi, muhatap bankanın bulunduğu yer, çekin keşide edildiği yer, borçlunun ikametgahı icra dairesinde de yapılabileceğini; alacaklının kendi ikametgahında kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla takip yapamayacağını; ihtiyati haciz kararını verecek mahkemenin de yetkili icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi olduğunu; İİK’nun 50. ve HMK’nun 447/2. maddelerinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK’nun 6. maddesinin 1. cümlesine göre; “Genel yetkili mahkeme, dava açıldığı tarihte davalı gerçek ve tüzel kişinin yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir.” Kambiyo senetlerine özgü takibin bir özel takip türü olduğunu; itirazları neticesinde mahkemenin sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğundan bahisle yetki itirazlarını kabul etmediğini; sözleşmenin İstanbul’da yapılmadığının da sabit olduğunu; bu halde İstanbul mahkemelerinin yetkili olmasının söz konusu olmadığını; bu nedenle takibin borçlunun ikametgah adresi olan Bitlis’te yapılmasının gerektiğini, yetkili mahkemelerin de Bitlis mahkemeleri olduğunu; yine tarafların tacir de olmadığını; tarafların tacir olmadığı yetki sözleşmelerinin de geçersiz olduğunu, Senet üzerindeki imzaların sahte olduğunu; dosya kapsamında imzaların sahteliğine ilişkin itirazlarının mevcut olduğunu; ayrıca evrakta sahtecilikten suç duyurusu yapıldığını; müvekkilinin bir borcu olmadığını; borcu destekleyecek hiçbir yazılı belge, somut delilin olmadığını; alacaklının borca yönelik herhangi bir fatura kesmediğini; buna ilişkin açtıkları davanın devam ettiğini, Tüm bu hukuka aykırılıkların üzerine kendisini vekil ile temsil ettiren ve adli yardımdan yararlanmayan davacının M.392′ de belirtilen Teminatı göstermediğini; mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebileceği ilgili maddede düzenlenmiş ise de fakat ilk derece mahkemesi tarafından bu kararın yine hukuka aykırı olarak gerekçesiz verildiğini; hatta bu konuda bir karar dahi verilmediğini,(bu hususun kanunun emredici hükmüne aykırı olduğunu) Söz konusu ihtiyati haciz kararının açıkça hukuka aykırı olduğunu; Tedbir talep eden davacının, kanunun ilgili maddesinde belirtildiği üzere İhtiyati haciz sebebini açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu; ancak kendi olaylarında davacının herhangi bir sebep gösteremediğini; davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat da edemediğini; ciddi çelişki ve tutarsızlık olduğunu; sonuç olarak davacının dilekçesinde belirttiği soyut iddialar ile ihtiyati haciz kararının verildiğini; müvekkili bakımından ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını; müvekkilinin kaçma veya mal kaçırma şüphesi olmadığını; bu anlamda kararın orantısız olduğunu, Teminat karşılığı tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına ilişkin maddenin, “MADDE 395- (1) Aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen veya hakkında bu tedbir kararı uygulanan kişi, mahkemece kabul edilecek teminatı gösterirse, mahkeme, duruma göre tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına karar verebilir. (2) Teminatın tutarı, tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına göre; türü ise 87′ inci maddeye göre tayin edilir. (3) İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır.” şeklinde olduğunu, Yapılan takibin haksız olduğunu; bunun ispatı halinde dava neticesinde takibin iptaline karar verilecekken müvekkilinin tüm malvarlığının haczedilmesi söz konusu olduğunu; en kötü ihtimalle müvekkillerin teminat göstermesi söz konusu olabilecekken bu şekilde bir mağduriyet tesis edilmesinin ölçüsüz ve hukuka aykırı olduğunu, Açıklanan ve dilekçelerinde belirttikleri tüm hususlar ile işbu istinaf başvurusunu yapma gereğinin hasıl olduğunu, İleri sürerek, yukarıda açıklanan nedenler ile İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/407 İş Esas No’lu dosyasında 2022/401 Karar sayılı 12.01.2023 tarihli usul ve yasaya aykırı olarak verilmiş olan ihtiyati haciz talebine itirazın reddi kararının kaldırılmasına ve mahkemece yapılacak olan istinaf incelemesi neticesinde ivedilikle ihtiyati haciz/tedbirin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep; kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, mahkemece ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, karara karşı ileri sürülen itiraz ise yukarıda belirtilen gerekçelerle reddedilmiştir. İtiraz edenler vekilince, itirazlarının reddine dair ek karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İİK’nun 257/1 fıkrası uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.İİK’nun 258 maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Burada aranan ölçü yaklaşık ispat ölçüdür. İİK’nun 265. maddesi hükmü gereğince, borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haciz kararına yönelik haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata, huzuru ile yapılan hacizlerde haczin uygulandığı, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebilir. Bu durumda mahkeme, gösterilen itiraz sebepleri ile bağlı inceleme yaparak itirazı kabul veya reddeder.İİK’nun 258 maddesi uyarınca alacak davası açılmadan önce talep edilen ihtiyati hacze, İİK’nun 50 maddesine göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. İİK’nun 50 maddesi ise HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapmıştır. Talep dayanağı 05/12/2022 vadeli, 500.000,00-TL bedelli bonoda düzenleme yerinin İstanbul olduğu, ödeme yerinin yazılı olmadığı, keşidecinin … olduğu, … ve …’ün avalist oldukları, lehdarın … olduğu anlaşılmıştır. Talep dayanağı bonoda düzenleme yeri İstanbul olduğundan, İİK’nun 50 maddesi atfı ile HMK’nun 10 ve TTK’nun 777/3 fıkrası uyarınca ödeme yeri mahkemelerinin ihtiyati haciz talebini değerlendirmeye yetkili olduğu, mahkemece yetki itirazının reddine yönelik verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olup, muterizler vekilinin yetki hususundaki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Somut olayda ihtiyati haciz kararı, kambiyo senedine dayalı olarak verilmiştir. İtiraz edenler vekili; dayanak senet üzerindeki imzaların sahte olduğunu ve teminatsız ihtiyati haciz kararı verildiğini ileri sürmüş olup, mahkemece ihtiyati haciz kararının %20 teminat mukabilinde verildiği, teminatın da ihtiyati haciz talep eden tarafından 07/12/2022 tarihinde süresinde mahkeme veznesine yatırıldığı, bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı, imza sahteliği iddiasının ise İİK’nun 265 maddesinde sınırlı olarak gösterilen itiraz sebeplerinden birini teşkil etmediği gibi, ihtiyati hacze itiraz yargılamasında değerlendirilebilecek hususlardan da olmadığı, ancak esas yargılamanın konusunu teşkil edebileceği, dosyaya mübrez ve talep dayanağı bono kapsamından; İİK’nun 257/1 fıkrasında fıkrası ile İİK’nun 258 fıkrasında aranan şartların mevcut olduğu ve yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu anlaşılmış, itiraz edenler vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenlerin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/04/2023 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.