Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/63 E. 2023/249 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/63
KARAR NO: 2023/249
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/354 Esas – 2022/589 Karar
TARİHİ: 05/10/2022
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 16/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili … tarafından İstanbul Anadolu 27. İş Mahkemesi’nin 2017/1181 Esas sayılı dosyası ile İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından Tasfiye Halinde … Paz. San. Tic. Ltd. Şti.’den işçilik alacakları tazminatı ve diğer alacaklarının ödenmesinin talep edildiğini, açılan takibin kesinleştiğini, ilgili ödeme emri usulüne uygun şekilde davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen, şirketin tasfiyesine karar verilip ticaret sicilinden terkin edildiğini, alınan tasfiye kararının müvekkilinin alacağına kavuşmasını engeller mahiyette olduğunu, 6102 Sayılı TTK`nun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden terkin edilen şirketin aynı maddenin 15. bendine göre ihyasının mümkün olduğunu, 6102 Sayılı TTK`nın 547. maddesinde; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebileceklerinin belirtildiğini, tasfiyesi tamamlanıp ticaret sicilinden silinmek suretiyle hukuk alemindeki varlığı sona eren (münfesih) şirketin, takibin tarafı olmak ehliyetinin de bulunmadığını, ticaret sicilinden terkin edilmiş şirket hakkında takip işlemlerine başlanması ve yürütülmesinin tasfiye memuru ile ticaret sicile yöneltilecek dava sonucunda tüzel kişiliğin yeniden ihyası ile mümkün olduğunu, müvekkilinin alacağına kavuşmasını teminen mahkemeden şirketin ihyasını talep etme zorunluluklarının doğduğunu beyanla … İnşaat Üretim Pazarlama Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin ihyasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sicili Müdürlüğü vekili cevap dilekçesi ile; Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün TTK. M. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün, Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiğini ve sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verildiğini, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğu olduğunu, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, bu yapılmadan şirketlerin tasfiye sürecinin sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliğinin ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebilir olduğunu, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili Sicil Müdürlüğü’nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yaptığını, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesinin kanuna aykırı olacağını, tasfiye memurlarının kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde şirkete ve şirketin alacaklılarına karşı sorumlu olduklarını, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını beyanla müvekkili yönünden açılan davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı tasfiye memuru … vekili cevap dilekçesi ile; Üsküdar …Noterliğinin 22.11.2019 tarih … tasdik sayılı kararı ile … İnşaat Üretim Paz. San. Tic. Ltd. Şti’nin tasfiye sürecine girdiğini, şirketin herhangi bir aktif veya pasif mal varlığının bulunmadığını, TTK hükümleri çerçevesinde alacaklılara alacakları var ise yazdırmak için çağrı yapıldığını ancak herhangi bir başvuru yapılmamış olduğunu, müvekkilinin tasfiye memuru olduğu şirketin tasfiyesinin yasal hükümlere uygun olarak yapılıp tasfiyenin sona erdiğini, huzurdaki dava yönünden şirketin ihyasını gerektirir diğer bir deyişle ek tasfiyeye konu edilebilecek bir alacağın söz konusu olmadığını, davacının şirkete alacağını yazdırmadığını ve bu hakkını kaybettiğini, davacı tarafça her ne kadar tasfiye halindeki şirkete usule uygun olarak tebligat yapıldığı iddia edilmiş ise de, bu iddianın gerçek dışı olduğunu, davaya konu edilen İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibinde … Paz. San. Tic. Ltd. Şti’nin borçlu olarak gösterilmesinin mümkün olmadığını, şirketin tasfiyesinin takip tarihinden evvel sona erdiğini, …’nden tasfiye evraklarının celbi ile de bu hususun mahkemece görüleceğini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası her ne kadar kesinleşmiş olsa da, tebligat ve takibin usulsüz olduğunu, bu husustaki tüm talep, şikayet ve dava haklarının saklı olduğunu, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin usulsüz olarak kesinleşmiş olduğu hususu göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bu dava açılmak üzere icra dosyasından verilen yetki belgesinin de usulsüz olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 05/10/2022 tarih ve 2022/354 Esas 2022/589 Karar sayılı kararında; “…Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, ihyası talep edilen şirket hakkında devam eden derdest icra takibi olması sebebiyle, dava konusu şirketin tasfiyesinin tamamlanmamış olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, dava konusu şirketin ihyasına, son tasfiye memuru olan …’nun tasfiye memuru olarak atanmasına, davalı … yasal hasım olması sebebiyle işbu davalı yönünden davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir…. HMK’nın 326. maddesi uyarınca, aksine düzenleme bulunmadıkça yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Tüm bu anlatılan nedenlerden ötürü davanın kabulüne karar verilmiş, davalı … yasal hasım olması nedeni ile yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamış, yukarıda anlatılan nedenlerden ötürü tasfiye memuru yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutularak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. “gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru vekili istinaf dilekçesi ile; Üsküdar … Noterliği’nin 22.11.2019 tarih ve … tasdik sayılı kararı ile … İnşaat Üretim Paz. San. Tic. Ltd. Şti.’nin tasfiye sürecine girdiğini, şirketin herhangi bir aktif veya pasif mal varlığının bulunmadığını, TTK hükümleri çerçevesinde alacaklılara alacakları var ise yazdırmak için çağrı yapıldığını, ancak herhangi bir başvuru yapılmadığını, bu nedenle müvekkilinin tasfiye memuru olduğu şirketin tasfiyesinin yasal hükümlere uygun olarak yapıldığını ve tasfiyenin sona erdiğini, huzurdaki dava yönünden şirketin ihyasını gerektirir diğer bir deyişle ek tasfiyeye konu edilebilecek bir alacağın söz konusu olmadığını, davacının şirkete alacağını yazdırmadığını ve bu hakkını kaybettiğini, huzurdaki davanın reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafça tasfiye halindeki şirkete usule uygun olarak tebligat yapıldığı iddia edilmişse de, bu iddianın gerçek dışı olduğunu, davaya konu edilen İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibinde … İnşaat Üretim Paz. San. Tic. Ltd. Şti’nin borçlu olarak gösterilmesinin mümkün olmadığını, şirketin tasfiyesinin takip tarihinden evvel sona erdiğini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası kesinleşmişse de, tebligat ve takibin usulsüz olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticaret sicilinden tasfiye nedeniyle terkin edilen şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 547. maddesi uyarınca, ek tasfiye işlemleri nedeniyle ihyası talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Türk Ticaret Kanunu’nun 547. maddesinde “tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemleri yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veyan birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” denilmek suretiyle ek tasfiye düzenlenmiştir. Tasfiye Halinde … İnşaat Üretim Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin sicil kaydı 21.07.2020 tarihinde tasfiye neticesinde davalı …’nce terkin edilmiştir. İhyasına karar verilen şirket aleyhine, davacı tarafça İstanbul Anadolu 27. İş Mahkemesi’nin 2017/1181 Esas sayılı dosyası ile 03.05.2017 tarihinde işçilik alacakları davası açılmış, 05.10.2021 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karara konu alacak İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takibe konulmuş, takip dosyasının derdest olduğu anlaşılmıştır. Şirketin tasfiyesinin, hakkında davacı tarafından açılmış ve derdest takip dosyası olması nedeniyle tamamlanmadığı, ek tasfiye işlemlerinin yapılması için yeniden sicile tescil edilmesi ve tasfiye işlemleri eksik bırakıldığından ek tasfiye işlemleri yönünden tasfiye memurunun görevinin devamına karar verilmesi gerekir. Bu nedenle Mahkemece davacının, şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararının bulunduğu kabul edilerek ihyasına karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusu haksız bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığın gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı Tasfiye Memuru’nun istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalı Tasfiye Memuru …’ ndan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 16/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.