Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/629 E. 2023/601 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/629 Esas
KARAR NO: 2023/601 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/849 D.İş – 2021/867 Karar
TARİH: 22/03/2022
DAVA: İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin borçlulardan ibraz edilen vadesi geçmiş genel kredi sözleşmesi nedeniyle alacaklı olduğunu belirtilerek ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi 29/12/2021 tarih 2021/849 D.İş 2021/867 Karar sayılı kararında; “1-Borçlu … – Güzellik salonu yönünden … nolu kredi asıl alacak miktarı olan 84.270,12-TL üzerinden KABULÜ İLE, fazlaya ilişkin ihtiyati haciz talebinin REDDİNE,” karar verilmiştir. İhtiyati haciz kararına itiraz eden vekili Mahkememize verdiği dilekçesi ile; Müvekkilinin esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dâhil olduğunu, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan esnaf olduğunu, bu nedenle Ticaret Mahkemesinin görevli olmayıp, mahkemenin görevsizliğine karar verilerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, ayrıca mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkilinin ikametgah adresinin Düzce olduğunu, bu nedenle Düzce mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetkisizlik kararı verilerek ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, İhtiyati haciz isteminde bulunan tarafın müvekkili aleyhine kredi ve kredi kartı sözleşmesinden kaynaklı borçların ödenmemesi sebebiyle İstanbul …İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile 01/11/2021 tarihinde genel haciz yoluna özgü ilamsız icra takibi başlattığını, ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmesiyle birlikte müvekkilinin icra müdürlüğüne 22/11/2021 tarihinde borca, yetkiye ve ferilerine itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, bunun üzerine alacaklının itirazın iptali davası açmak yerine yapılan itirazı devre dışı bırakmak amacıyla hukuka aykırı olarak ihtiyati haciz kararı aldığını, ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, alacaklının vadesi gelmiş bir alacağı bulunmadığını, müvekkilinin taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye veya kaçırma gibi davranışınında olmadığını, mahkememiz tarafından verilen ihtiyati haciz kararı öncesine kadar müvekkilinin yıllardır kuaför ve güzellik salonu işletmekte olduğunu, fakat alınan ihtiyati haciz kararı doğrultusunda alacaklının Düzce İcra Müdürlüğünün …1 Talimat sayılı dosyası ile müvekkiline ait kuaför ve güzellik salonuna 03/01/2022 tarihinde fiili hacze geldiğini ve alacaklı tarafından çay makinesine kadar haczedildiğini ve haczedilen malları muhafaza uygulayarak yediemine götürdüğünü, yapılan muhafaza işlemi ile müvekkilinin zor durumda bırakıldığını, icra müdürlüğüne yaptığı itirazdan feragat etmesi istendiğini, böylece alınan ihtiyati haciz kararı ile müvekkilinin kanuni haklarını kullanmasının engellenmeye çalışıldığını, İcra ve İflas Kanunu 260.maddesi doğrultusunda ihtiyaten haczedilmesine karar verilen şeylerin ihtiyati haciz kararında gösterilmesi gerektiğini, Mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararında bu hususa dikkat edilmemiş olduğunu, kararın hatalı olduğunu, bu nedenlerle; göreve itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, yetki itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ve diğer tüm itirazlar ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/03/2022 tarih 2021/849 D.İş 2021/867 Karar sayılı ek kararında; “…..İhtiyati haciz kararına itiraz eden, kendilerine gönderilen hesap kat ihtarlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu, muaccel hale gelmiş bir alacağın bulunmadığını belirtmişler ise de; hesabın kat edildiği, ihtarının daimi çalışana yapıldığına ilişkin dosyada tebliğ mazbatasının olduğu, sunulan sözleşmenin tacirler için bankacılık hizmetleri sözleşmesi olduğu, davacının tacir olmadığına ilişkin yalnızca meslek odası faaliyet belgesi sunduğu, meslek odası faaliyet belgesinin tek başına itiraz edenin esnaf sayılmasına yeterli olmadığı, bu bakımdan ticaret sicilden ve vergi dairesinden araştırma yapılması gerektiği, davacı bu belgeleri sunmadığı gibi dosyaya gider avansı yatırmadığı, mahkememiz ara kararının da yerine getirilmediği, sözleşmede yetki şartının olduğu ve 21 maddede İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığı hususları dikkate alındığında ihtiyati haciz kararına itiraz edenin itirazlarının yerinde olmadığı ve ihtiyati haciz kararına itirazının reddi gerektiği anlaşıldığından ihtiyati haciz kararına itirazın reddine karar verilmiştir….”gerekçesi ile, İhtiyati hacze itiraz edenin itirazının REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Muteriz vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, İcra ve İflas Kanunu’nun 265.maddesinin 4.fıkrasında ihtiyati hacze itiraz üzerine mahkemenin tarafları çağırması gerektiğinin belirttiğini, ilk derece mahkemesi tarafından ihtiyati hacze itiraz nedeniyle duruşmanın yapılacağına dair herhangi bir tebligat gönderilmediğini, itirazın reddedildiğini, yerel mahkeme tarafından gider avansının yatırılması için süre verildiği gibi bir durumun söz konusu olmadığını itirazın değerlendirilmesi için duruşma açılacağına ilişkin tebligat ve gerçekleştirilen duruşma zaptının da taraflarına tebliğ edilmediğini ara kararın yerine getirilmesinin bu durumda mümkün olmadığını, Gerekçeli kararda müvekkiline ait kredi hesabının kat edildiği, ihtarının daimi çalışana yapıldığına ilişkin dosyada tebliğ mazbatasının olduğunun belirtildiğini fakat müvekkili aleyhine icra takibi İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 27/10/2021 tarihinde başlatıldğını, müvekkiline keşide edilen ihtarname ise 02/11/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarname icra takibi başlatıldıktan sonra tebliğ edildiğini, müvekkili açısından muacceliyet şartının yerine getirilmediğini, İcra ve İflas Kanunu 268. maddesi dikkate alındığında istenebilir bir alacağın takip tarihinde olmadığını, İhtarnamede verilen süre dolmadan müvekkili hakkında icra takibi başlatılması Türk Medeni Kanununun 2. maddesine aykırı olduğunu, İyiniyet ve dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağını, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 28.maddesi uyarınca borç muaccel hale gelmediğini, davacı tarafından müvekkiline çekilen ihtarda otuz günlük ödeme süresi verilmediğini, Müvekkili aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının görevsiz mahkeme tarafından verildiğini,. müvekkilinin tacir olmayıp esnaf statüsünde olduğunu, Davacı tarafından İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/313 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, dava dosyasından Düzce Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak müvekkilinin gerçek kişi tacir kaydının bulunup bulunmadığı sorulduğunu ve müdürlük tarafından verilen 09/05/2022 tarihli cevapta tacir kaydı bulunmadığının belirtildiğini, Düzce Defterdarlığı’na müzekkere yazılarak müvekkilin işletme hesabına göre mi yoksa bilanço hesabına göre mi defter tuttuğu, işletme hesabına göre defter tutuyor ise VUK 177 vd. Maddeleri uyarınca belirlenen esnaf işletme sınırını aşıp aşmadığı sorulduğunu, ve müdürlük tarafından verilen 12/05/2022 tarihli cevapta da görüleceği üzere işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu ve son iki yılın beyannamesinde ise zarar bildiriminde bulunduğunun bildirildiğini, Müvekkili tacir konumunda bulunmadığından dolayı aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının yetkisiz mahkeme tarafından verildiğini, İhtiyatî hacizde yetki, İİK 258/1. madde doğrultusunda İİK 50.madde hükmüyle düzenlendiğini, yetkili mahkeme, kural olarak, davalı gerçek veya tüzel kişinin ihtiyatî haczin talep edildiği tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, müvekkilinin ikametgah adresinin Düzce olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemenin Düzce mahkemeleri olduğunu, Yargıtay 19. HD, Karar Tarihi 29.09.2010, 2010/6817 Esas, 2010/10455 Kararında görüleceği üzere yapılan itirazın mahkemeye bildirilmemesi, dosyaya sunulmaması, belge ve bilgilerin mahkemece bilinmemesi halinde alacağın varlığına kanaat getirmeyeceği, belirtilerek ihtiyati haczin kaldırılmasına hükmedildiğini,İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, itirazın kabulüne karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, taraflar arasında imzalanan Tacirler İçin Bankacılık İşlemleri Sözleşmesinden kaynaklı ihtiyati haciz talebine ilişkindir. Mahkemece, 29/12/2021 tarih 2021/849 D.İş 2021/867 D.İş Karar sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati haciz kararına borçlunun itirazı üzerine mahkemece itirazın duruşma açılarak incelenmesi sonucu mahkemece verilen 22/03/2022 tarih 2021/849 D.İş Esas – 2021/867 D.İş Karar sayılı ek karar ile, itirazın reddine karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İİK’nun 257/1 fıkrası uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.İİK’nun 258 maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Burada aranan ölçü yaklaşık ispat ölçüdür. İİK’nun 265. maddesi hükmü gereğince, borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haciz kararına yönelik haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata, huzuru ile yapılan hacizlerde haczin uygulandığı, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebilir. Bu durumda mahkeme, gösterilen itiraz sebepleri ile bağlı inceleme yaparak itirazı kabul veya reddeder.Talebin, taraflar arasında imzalanan Tacirler İçin Bankacılık İşlemleri Sözleşmesinden kaynaklandığı, sözleşmenin tüketici kredisi olmayıp ticari kredi olduğu, 6102 sy TTK 4/f maddesine göre ticari dava olup, TTK 5 maddesi uyarınca Ticaret Mahkemesi görevlidir. Bu itibarla muteriz vekilinin mahkemenin görevli olmadığına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Alacaklı ile borçlu arasında imzalanan Tacirler İçin Bankacılık İşlemleri Sözleşmesinin 21 maddesinde, sözleşmenin uygulanmasından ve yorumlanmasından doğabilecek uyuşmazlıklarda HMK. 10 Maddesi uyarınca sözleşmenin ifa yeri olarak bankanın ticari merkezinin bulunduğu İstanbul Merkez ve/veya banka şubesinin bulunduğu yer mahkeme ve icra müdürlükleri yetkili kılınmıştır. Ancak bu hüküm, HMK. Uyarınca müşterinin yerleşim yerinin veya bulunduğu yerin yahut müşteriye ait mal ve değerlerin bulunduğu yerin adli mercilerinin yetkilerini kaldırmaz,” hükmü düzenlenmiştir. İİK’nın 258 maddesinde ihtiyati hacze, aynı kanunun 50. maddesine göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği belirtilmiş, anılan maddede ise ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. 6100 Sayılı HMK’nun 10 ve TBK’nun 89 maddesi uyarınca para borcu alacaklısı olan talep sahibi bankanın yerleşim yeri itibariyle İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından, itiraz eden vekilinin yetkiye yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Somut olayda, talep eden … A.Ş. İle borçlu … – Güzellik salonu arasında 25/10/2019 tarihli Tacirler İçin Bankacılık İşlemleri Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmeden doğan banka borçlarının süresi içerisinde ödenmemesi üzerine talep eden banka tarafından Beşiktaş … Noterliğinden çekilen 21/10/2021 tarih ve … Yevmiye numaralı ihtarname ile hesabın kat edildiği, hesabının kat edilmesi ile alacağın muaccel hale geldiği, İİK 257/1 madde kapsamında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK 257/2 maddesindeki koşulların gerekmediği, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispatın sağlanmasının yeterli olduğu ve buna göre talep dilekçesi ekinde sunulan belgeler ile alacağın varlığı, muacceliyeti ve rehinle temin edilmemiş olduğunun yaklaşık düzeyde ispat edilmiş olduğu, muteriz vekilinin diğer itiraz sebeplerinin ise İİK’nun 265 maddesinde sınırlı şekilde sayılan itiraz sebeplerinden birini teşkil etmediği, ilk derece mahkemesince verilen ek kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla; itiraz eden vekilinin ek karara yönelik tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, muteriz vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/04/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.