Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/603 E. 2023/719 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/603 Esas
KARAR NO: 2023/719 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/618 Esas – 2022/960 Karar
TARİHİ: 24/11/2022
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/04/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalıların sözleşme adı altında İstanbul ili, Büyükçekmece ilçesi, … Mahallesi, … ada … parsel, … ada … parsel, … ada … parsel ve … ada sayılı …, …, …, … ve …’ya ait yerde inşaat yapılması karşılığında komisyon bedeli olarak 2 adet 3+1 dairenin müvekkiline devri hususunda anlaştıklarını, iş bu sözleşmenin hukuki tanımının simsarlık sözleşmesi olduğunu, müvekkilinin davalılar ile arsa sahiplerini tanıştırdığını, bir araya getirdiğini ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapmalarına aracılık ettiğini, iş bu sözleşmenin kurulmasına sebep olduğunu, taraflar arasında akdedilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca Büyükçekmece Mimaroba’da … adlı sitenin yapıldığını, ancak davalıların müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan alacağını ödemediklerini, müvekkili ile davalılar arasında akdedilen sözleşme uyarınca arsa sahipleri ile sözleşme imzalanması sonucu müvekkilinin hak edeceği kararlaştırılan 2 adet 3+1 daire komisyon bedelinin hala müvekkiline devredilmediğini, davalıların iş bu projeye ilişkin tüm taşınmazlarını elden çıkararak müvekkilinin alacağını engellemeyi amaçladıklarını ve müvekkilini mağdur ettiklerini, davaya konu sözlemenin akdedildiği konut projesinin adının … olduğunu beyanla tapu iptal ve tescil mümkün olmadığından … projesinden 2 adet 3+1 dairenin bilirkişi tarafından belirlenecek güncel rayiç bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan alınarak müvekkiline müştereken ve müteselsilen ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … Dış Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile; davacı taraf şirket olup dava konusu ticari olduğunu iddia ettiği talep için müvekkili şirkete fatura düzenleyip iletmesi gerektiğini, böyle bir fatura düzenlenmediğini ve müvekkili şirkete iletilmediğini, davacı ile müvekkili şirket arasında hiçbir ticari ilişki kurulmadığını, işbu nedenle davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, taraflarına tebliğ edilmeyen varlığını bilemediği sözleşme eğer varsa kabul anlamında olmamakla birlikte komisyonculuk sözleşmesi de olsa simsarlık sözleşmesi de olsa, dava konusu ücret alacağına ilişkin zamanaşımı süresinin dolduğunu, işbu davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerekli olduğunu, davacı tarafça müvekkili şirketçe yapıldığı iddia edilen dava konusu rose marina butik sitesinin müvekkili şirketçe inşa edilmediğini, müvekkili şirketin arsa sahipleri ile imzalamış olduğu inşaat yapım sözleşmesinin arsa sahipleri ile karşılıklı olarak 22.07.2019 tarihinde feshedildiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davacının dava konusu ticari olduğunu iddia ettiği talep için müvekkiline fatura düzenleyip iletmesi gerektiğini, böyle bir fatura düzenlenmemiş ve müvekkiline iletilmemiş olduğunu, davacı ile tacir olmayan müvekkili arasında hiçbir ticari ilişki kurulmadığını, işbu nedenle ilgili davada görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, taraflarına tebliğ edilmeyen varlığını bilemedikleri sözleşme eğer varsa kabul anlamında olmamakla birlikte, komisyonculuk sözleşmesi de olsa simsarlık sözleşmesi de olsa dava konusu ücret alacağına ilişkin zamanaşımı süresinin dolduğunu, iş bu davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, davacı tarafça müvekkili tarafından yapıldığı iddia edilen dava konusu… sitesi müvekkili tarafından inşa edilmediği gibi müvekkili ile arsa sahipleri arasında bu konuda hiçbir sözleşmenin de imzalanmadığını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davacı taraf şirketi olup, dava konusu ticari olduğunu iddia ettiği talep için müvekkiline fatura düzenleyip iletmesi gerektiğini, böyle bir fatura düzenlenmemiş ve müvekkile iletilmediğini, davacı ile tacir olmayan müvekkili arasında hiçbir ticari ilişki kurulmadığını bu nedenle ilgili davada görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, kabul anlamına gelmemekle dava konusu ücret alacağına ilişkin zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkilinin dava konusu arsalarda inşaat yapımı için arsa sahipleri ile inşaat yapımı veya arsa satış vaadi ve arsa payı karşılığı ya da kat karşılığı inşaat yapımı vb konulu hiçbir sözleşme imzalamadığını ve ilgili arsalarda inşaat yapmadığını, davacının iddia ettiği gibi bir simsarlık sözleşmesi imzalanmadığını beyanla açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 24/11/2022 tarih ve 2022/618 Esas – 2022/960 Karar sayılı kararında; “Dava, TBK’nın 520 ve devamı maddeleri uyarınca taşınmaz satım simsarlığı sözleşmesine dayalı olarak ödenmeyen komisyon ücretinin tahsili talepli dava olduğu, davacının davalılardan sözleşmeye dayalı olarak ödenmeyen komisyon ücretini talep edip edemeyeceği hususlarına ilişkindir.1-Davacının davalılar …, … yönünden açmış olduğu dava yönünden; 6102 Sayılı TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde dava şartları açıkça sayılmış olup, mahkeme tarafından resen gözetilir. Mahkememiz tensip zaptı 16 no’lu ara kararı gereğince arabuluculuk son tutanağının aslı veya arabulucu tarafından onaylı suretini sunmak için 1 haftalık kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içerisinde mahkememize ibraz edilmediği takdirde davanın usulden reddine karar verileceği hususu davacı vekiline ihtar edilmiştir.Davacı taraf verilen kesin süre içerisinde davacının davalılar …, … yönünden arabuluculuk tutanağını sunmamıştır. Somut olayda , Arabuluculuk tutanağının sunulması için davacı taraf verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk tutanağını sunmadığı davanın 6102 Sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1. fıkrasına aykırı olarak arabuluculuk kurumuna başvuru yapılmadan açılmış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.2-Davacının davalı … Dış Ticaret A.Ş. Yönünden açmış olduğu dava yönünden; Simsarlık sözleşmesi 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 520-525 maddelerinde düzenlenmiştir. TBK. 520. maddesinde “Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir.TBK 147/5 Maddesi vekalet ,komisyon ve acentelik sözleşmelerinden ticari simsarlık ücreti alacağı dışında ,simsarlık sözleşmesinden doğan alacakların 5 yıl zamanaşımı uygulanacağı belirtilmiştir. Davacı taraf her ne kadar ödenmeyen simsarlık ücretinin tahsili talep edilmişse de dosyaya sunulan sözleşme başlıklı belge fotokopisinin incelenmesinde sözleşme tarihinin 12/06/2013 olduğu ,iş bu davanın 30/06/2022 tarihinde açıldığı , bu kapsamda TBK 147/5 md. belirtilen 5 yıllık zamanaşımı süresinden sonra davanın açıldığı davalı vekilinin zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılmak davacının davalı … Dış Ticaret A.Ş. Yönünden açmış olduğu davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. “gerekçesi ile davalılar …, … yönünden davanın arabuluculuk dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddinei davalı … Dış Ticaret A.Ş. yönünden ise zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerel mahkemenin davalılar …, … yönünden açılan davayı arabuluculuk başvurusu yapılmadığı gerekçesiyle usulden reddettiğini, taraflarınca 28/04/2022 tarihinde Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’nun … dosyasında tüm davalılar yönünden arabuluculuğa başvurulmuşsa da arabulucu Av. Arb. … tarafından şahıs olan davalıların zorunlu arabuluculuk kapsamında olmadıkları gerekçesi ile arabuluculuk sürecinden çıkarıldıklarını, Yerel mahkemece taraflarından yalnızca son tutanağın istendiğini ve mahkemeye son tutanağın iletildiğini, diğer davalılar yönünden gelişen durum sorulmadan sanki taraflarınca başvuru yapılmamış gibi davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerleşik istinaf mahkeme ilamlarında da belirtildiği üzere dava şartının sağlanması için taraflarınca başvuruda bulunulmuş olması yeterli olup Arabulucu tarafından dosyanın kapatılması veya dava şartı olmadığı şeklinde yapılacak değerlendirmenin sonucundan taraflarının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, Yerel mahkemenin davalı … Dış Ticaret A.Ş. yönünden açılan davayı hiç bir inceleme ve araştırma yapmadan, müvekkili şirketin alacağa ne zaman hak kazandığını tespit etmeden, sözleşme şartlarını ve zamanını değerlendirmeden zamanaşımından reddettiğini, hiç bir inceleme yapılmadan kurulan mahkeme kararını istinaf etme zaruretinin hasıl olduğunu, Türk Borçlar Kanunu uyarınca alacak zamanaşımı süresinin alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başladığını, müvekkilinin hak ettiği alacağın sözleşme tarihi itibariyle işlemeye başlamadığını, alacağa konu sözleşme madde 2’de açıkça henüz taraflar arasında bir anlaşma ve inşa olmadığı, projede 1.00 emsal olursa müvekkilinin alacağının ne olduğunun, bu emsalin altında olursa ne olacağının seçenekli şekilde belirtildiğini, Yerel mahkemece işlemin kimler arasında ve ne zaman gerçekleştiği, müvekkilinin ne zaman hak kazandığı, alacağı ne zaman belli olduğu ve bu süreler üzerinden zamanaşımı itirazının değerlendirilmesi gerekirken, hiç bir inceleme yapılmadan davanın reddine karar verilmesinin müvekkilinin yüksek hak mağduriyetine sebebiyet verdiğini, doktrinde yer alan görüşlere göre ticarî simsar yönünden TBK m. 146’daki on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağını, müvekkili …’ın 30 yılı aşkın süredir gayrimenkul alanında ticari faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin gerçek kişi tacir olarak uzun süreler çalıştığını, emlak işiyle ilgilendiğini, daha sonra … ticaret ünvanlı firmasını 10.09.2018 tarihinde ticaret sicil gazetesinde yapılan ilanda belirtildiği gibi … Ticaret Anonim Şirketi ile birleştirdiğini, işbu nedenle davaya konu sözleşmenin muhatabının müvekkili şirket olduğunu, müvekkili ile davalı yan arasında sözleşme adı altında İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi, … Mahallesi, … ada … parsel, … ada … parsel, … ada … parsel ve … ada sayılı …, …, …, … ve …’ya (Arsa Sahipleri) ait yerde 2 adet 3+1 dairenin komisyon bedeli olarak müvekkiline devri hususunda anlaşma sağlandığını, işbu sözleşmenin hukuki tanımının simsarlık sözleşmesi olduğunu, sözleşme içeriğinde komisyon sözleşmesi denmişse de Türk Ticaret Kanunu uyarınca müvekkili tarafından yapılan işlemin vekaleten temsil değil, aracılık işlemi olduğunu, davaya konu alacağın simsarlık sözleşmesinden kaynaklandığını, simsarlık sözleşmelerinin simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulma imkanını sağlaması veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde de ücrete hak kazandığı sözleşmeler olduğunu, müvekkilinin arsa sahipleri ile davalılar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmasına aracılık ettiğini, tarafları tanıştırdığını ve bir araya getirdiğini, konuya ilişkin Yargıtay kararları incelendiğinde; simsarın ücrete hak kazanabilmesi için sözleşmeyi yapma aşamasına getirmesinin yeterli görüldüğünü, simsarlık sözleşmesinde iş sahibinin, kendisine teklif olunan üçüncü kişilerle sözleşme yapmayı sebepsiz olarak reddetmesi halinde simsarın ücrete hak kazanacağını, taşınmaz malikinin simsar/emlak komisyoncusu eliyle olmasa bile her ne şekilde olursa olsun satışı gerçekleştirmesi halinde simsarlık ücretinin ödeneceği kararlaştırılmışsa, satışın gerçekleşmesinde simsarın bir katkısı olmasa bile, malikin ücreti ödemek zorunda olduğunu, simsarlık sözleşmesi ile esas sözleşme hiç meydana gelmezse de ücret ödeneceği kararlaştırılabileceğini, müvekkilinin davalılar ile arsa sahiplerini tanıştırıp bir araya getirdiğini ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapmalarına aracılık ettiğini, işbu sözleşmenin kurulmasına sebep olduğunu, taraflar arasında akdedilen Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi uyarınca Büyükçekmece Mimaroba’da … Marine adı altında site yapıldığını, davalıların müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı alacağını ödemediklerini, müvekkili ile davalılar arasında akdedilen sözleşme uyarınca; arsa sahipleri ile sözleşme imzalanması sonucu müvekkilinin hak edeceği kararlaştırılan 2 adet 3+1 daire hala müvekkiline devredilmediği gibi davalıların işbu projeye ilişkin tüm taşınmazlarını elden çıkararak müvekkilinin alacağını engellemeyi amaçladıklarını ve müvekkilini mağdur ettiklerini, müvekkili davacının üzerine düşen tüm edimleri eksiksiz ifa ederek yerine getirdiğini ve davalılar ile arsa sahipleri arasında Bakırköy … Noterliğinde 2019 yılında sözleşme akdedildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir zamanaşımı incelemesi yapılacak ise bu süre üzerinden araştırma yapılması gerektiğini beyanla yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmak üzere Mahkemeye iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan komisyon alacağının tahsili talebine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra, tacir olan her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmıştır. TBK’nın 520 ila 525. maddelerinde düzenlenen simsarlık sözleşmesinden doğan uyuşmazlığı havi dava mutlak ticari dava değildir. Buna göre davanın her iki tarafı da tacir ve uyuşmazlık tarafların ticari işletmesi ile ilgili husustan doğmuş ise nispi ticari dava söz konusu olacaktır.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesine göre TTK’nın 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesinin 2. fıkrasına göre, davacıya arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın ibrazı için bir haftalık kesin süre verilmesi ve sonucuna göre işlem yapılması, aynı maddenin son cümlesine göre ise, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; davaya konu simsarlık sözleşmesinin tarafı olan … ile …’nin tacir olup olmadıkları, bu davalılar yönünden davanın nispi ticari dava olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bununla birlikte, davacı tarafından davadan önce 28.04.2022 tarihinde, Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’nun … başvuru numaralı dosyası ile davalılar …, … ve … Dış Ticaret A.Ş. hakkında arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş ancak 16.05.2022 tarihli son tutanakta adı geçen davalılar ile ilgili bir tespit yapılmamıştır. Buna göre Mahkemece öncelikle sözleşme ve dava tarihinde adı geçen davalıların tacir olup olmadıkları ve bu davalılar yönünden nispi ticari davanın bulunup bulunmadığı araştırılarak, nispi ticari dava olduğunun anlaşılması halinde, her ne kadar uyuşmazlık ile ilgili davalılar ile davacı arasında düzenlenmiş arabuluculuk son tutanağı yok ise de; davacı tarafından 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesi uyarınca davadan önce arabuluculuğa başvurma şartının yerine getirildiği ve son tutanağın düzenlenmemiş olması davacıdan kaynaklanmadığından, HMK’nın 115/2. maddesi kapsamında davacı vekiline süre verilerek arabuluculuk son tutanağının düzenlenmesinin sağlanması ile mevcut eksikliğin tamamlanması gerekmekte iken, davalılar … ve … hakkında açılanan davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Mahkemece davalı … Dış Ticaret A.Ş. yönünden açılan davanın; talebin simsarlık sözleşmesinden kaynaklanması ve 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olması, sözleşme tarihi ile dava tarihi arasında 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğundan bahisle reddine karar verilmiş ise de; TBK’nın 147. maddesinde beş yıllık zamanaşımına tabi olan alacaklar arasında ticari simsarlık sözleşmelerinden kaynaklanan alacakların sayılmadığı, TBK’nın 149. maddesi uyarınca zamanaşımının, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacağı, dava konusu sözleşmenin 2.2. maddesi ile komisyon ücretinin ödenme şartlarının belirlendiği ve sözleşme tarihi itibariyle alacağın muaccel olmadığı, Mahkemece talebin ticari simsarlıktan doğup doğmadığı, buna göre TBK’nın 146. maddesinde düzenlenen 10 yıllık genel zamanaşımına tabi olup olmadığı ve alacağın hangi tarihte muaccel olduğuna yönelik bir araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve gerekçe ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2022 tarih ve 2022/618 Esas 2022/960 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-4, 353/1-a-6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/04//2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.