Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/576 E. 2023/528 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/576 Esas
KARAR NO: 2023/528 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2023/58 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 31/01/2023
DAVA: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 23/03/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında … Ürünleri isimli markanın Mersin ilinde dağıtımı konusunda 2018 yılında sözleşme imzalandığını, davalı şirket tarafından, müvekkili şirkete isnat edilen eylemlerle ilgili olarak hiçbir savunma ve izahat istenmeden iş akdinin gerçek dışı iddialarla haksız olarak tek taraflı feshedildiğini, müvekkili şirkete gönderilen Beşiktaş … Noterliği’nin 20/01/2023 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, sözleşmenin tek taraflı feshedilerek taraflarına usulsüz olarak promosyon ve iskontolar çerçevesinde taraflarına 1.082.963,41 TL fazladan ödeme yapıldığının, davalı tarafça kötü niyetli olarak belirtilerek fiyat farkı adı altında bu tutarın ödenmesinin aksi halde teminat mektuplarının paraya çevrileceğinin ihtar edildiğini, bu hususa ilişkin olarak taraflarına 23/01/2023 tarihli ve 1.082.963,41 TL tutarlı e-fatura gönderildiğini, bu durumun kötü niyetli olduğunu, bu e-faturanın kabul edilmeyerek e-iade faturası kesilmek suretiyle karşı tarafa iade edildiğini, tarafların her ay mutabakat yaptıklarını, son 5 aylık hesap mutabakatlarında böyle bir alacak ve talebin bulunmadığını, müvekkili şirketin bugüne kadar sözleşmedeki tüm sorumluluk ve yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, teminat mektuplarının paraya çevrilmesinin, müvekkili şirketin ticari yaşamını kötü yönde etkileyeceğini, bu baskı altında haksız şekilde talep edilen tutarı ödemesinin, telafisi güç ve imkansız zararlara yol açacağını iddia ve beyan ederek, davalı tarafın elinde bulunan mevcut teminat mektuplarının paraya çevrilmesinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 31/01/2023 tarih 2023/58 Esas sayılı ara kararında; “….Dava, fatura nedeniyle icra takibinden önce açılan İİK’nın 72/1. maddesi uyarınca borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacının kısmi fatura bedeli nedeniyle açtığı iş bu menfi tespit davasında teminat mektupları uyuşmazlık konusu değildir. Kısmi dava olarak açılan davada dava miktarını aşan ve uyuşmazlık konusu olmayan teminat mektupları yönünden HMK’nın 389. maddesindeki koşullar oluşmadığından mahkememizce ihtiyati tedbir kararı verilemez. Bu nedenle de yasal koşulların oluşmaması nedeniyle davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar vermek gerekmiştir….”gerekçesi ile, İhtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının eksik ve hatalı olduğunu, Dava değerinin 1.000,00.TL olarak belirtildiği, teminat mektuplarının neye ilişkin olarak verildiğinin bilinmemesi nedeniyle ve yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediğinin var sayılarak verilen kararın hatalı olduğunu, Arabuluculuğa başvurulduğunu, dava dilekçesi ekinde son 2 aya ait hesap mutabakatının sunulmuş olmasına rağmen iddia edilen alacağın olmaması yönünde kanaat edilmesi gerekirken aksi yönde karar kurması, dava tarafından kesilen 24.01.2022 tarihli … Numaralı 1.082,963,41 TL faturanın iade edilmiş olması ve karşılığında 24.01.2022 Tarihli 1.082,963,41 TL Tutarlı … Numaralı E- İade Faturasının müvekkili tarafından kesilmiş olması, yerel mahkemece teminat mektuplarının hangi alacağa ilişkin olduğu hususu bilinmemesi gerekçesi ile de aksi yönde kanaat edinerek hüküm kurulduğunu, Beşiktaş …Noterliği 20/01/2023 tarihli … Yevmiyeli ihtarnamesi incelendiğinde 1.082,963,41 TL faturanın ödenmemesi durumunda teminat mektuplarının paraya çevrileceğinin açıkça belirtilmiş olduğundan dolayı ihtilatın bu tutar ile sınırlı olduğu açık biçimde anlaşılmasına rağmen yerel mahkemece teminat mektuplarının hangi alacağa ilişkin olduğu hususu bilinmemesi gerekçesinin eksik ve hatalı olduğunu, bu durumun davalı tarafça ileri sürülecek itiraz olduğunu, davalı tarafça dava konusu dışında ödenmeyen vadesi gelmiş herhangi bir fatura borcunun olması durumunda bu durumun ileri sürüleceğinden, dava konusu kısmı olarak 1.000 TL üzerinden açılmış olmasına rağmen, ihtilaf konusu dilekçe içeriğinde açık biçimde belirtildiği üzere 1.082,963,41 TL olduğunu yerel mahkeme tarafından harç tamamlatılması istenmeden karar verildiğini, Kaldı ki kısmi dava değerini bir kenara bırakılacak olsa bile işin özünde yerel mahkemece teminat aranmaksızın karar verilmesi gerektiğini, zira, davalı elinde ki teminat mektupları süresiz nitelikte olduğunu, yerel Mahkemeden davalı elinde ki mektupların dava sonucuna kadar ödenmemesi yönünde i.tedbir kararı verilmesi talep edilmiş olduğundan ötürü davanın sonucuna göre haklı yada haksız oldukları ortaya çıkacağından ve teminat mektupları da davalı elinde olduğundan davalının bir kaybının söz konusu olmayacağını, verilen karar ve yapılan değerlendirmenin hatalı, yanlış, hukuk ve kanuna aykırı olduğunu, İhtiyati tedbir talebinin müvekkili şirketten haksız istenen fatura ile kağıda dökülmeye çalışılan bir alacak iddiasının ödemek zorunda kalınmaması ve mektuplarının paraya çevrilmesi durumunda finansal itibarının zedelenmemesi için zorunlu bir durum olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, teminatlı yada teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, taraflar arasında … Marka Süt ve Süt Ürünlerinin Mersin ilinde dağıtımı konusunda tek elden dağıtım sözleşmesi başlıklı sözleşme imzalandığını, davalı şirket tarafından gerçek dışı iddialarla haksız olarak sözleşmenin tek taraflı feshedildiğini, davalı tarafından fiyat farkı faturası olarak düzenlenen faturaların kabul edilmeyerek e-iade faturası kesilmek suretiyle karşı tarafa iade edildiğini belirterek bu faturalardan kaynaklı olarak davalıya borçlu olmadığının tesbiti, sözleşme kapsamında davalıya verilen ve iade edilmeyen teminat mektuplarının nakde çevrilme ihtimali bulunduğundan, henüz nakde çevrilmeyen teminat mektuplarının nakde çevrilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, İhtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesine göre mevcut durumda meydana gelecek bir değişme nedeniyle gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. 6100 sayılı HMK’nın 390. maddesine göre de: Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Somut olayda davacı, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, davalıya olan borçlarının teminatı olarak teminat mektubu verildiğini, ticari ilişki nedeniyle davalıya herhangi bir borçları olmadığını, teminat mektubunun nakde çevrilmesinin tedbiren önlenmesini talep etmiş ise de dava, davalı tarafından düzenlenen fiyat farkı faturalarından kaynaklı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, HMK’nın 389. maddesi uyarınca ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, tedbir talep edilen teminat mektuplarının dava konusu olmadığı gibi ileri sürülen iddiaların mahiyeti gereği ispata muhtaç durumdadır. Bu hususlar açılan eldeki davada iddia ve savunma doğrultusunda yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Dava ve ara karar tarihi itibariyle yargılamanın bulunduğu aşama gözetildiğinde henüz delillerin toplanmamış olması, dava dilekçesi ekindeki delillere göre ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli olan yaklaşık ispata yeterli değildir. Yargılamanın ilerleyen aşamalarında koşulların değişmesi halinde ihtiyati tedbir talebinin mahkemece yeniden değerlendirilebileceği gözetildiğinde; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme ara kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, uyuşmazlığı esastan çözecek olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre, ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esasta reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/03/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.