Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/564 E. 2023/574 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/564 Esas
KARAR NO: 2023/574 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/265 Esas – 2022/1157 Karar
TARİHİ: 27/12/2022
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Alacaktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin aralarındaki ticari ilişki sebebiyle kesmiş olduğu faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu, faturaların davalıya gönderildiğini, davalının faturalara itiraz etmediğini, ancak bakiye 60.003,10 TL alacağın ısrarlara rağmen ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının icra dairesinin yetkisine itirazı ettiğini, takibin durduğunu, bu sırada davalı tarafından müvekkiline 25.000 TL bedelli bir çek verildiğini, bakiye borcun ise ödenmediğini, akabinde dosyanın Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’ne gönderildiğini ve takibe … Esas sayılı dosya üzerinden devam edildiğini, bu dosyadan davalıya ödeme emri gönderildiğini, davalının itiraz dilekçesi ile asıl alacağın 35.002,20 TL dışındaki borca, ferilerine, işlemiş faize itiraz ettiğini, takibin kısmi itiraz nedeniyle durduğunu, davalının takipten sonraki 25.000 TL tutarlı ödeme nedeniyle itirazda bulunduğunu, davalının takipten önceki ve sonraki faizden de sorumlu olduğunu beyanla itirazın iptaline, takibin 44.492,85 TL üzerinden devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Büyükçekmece icra dairesi kapsamında yapılan takibe yetki yönünden itiraz ettiklerini, itirazları kapsamında itirazın iptali davası açıldığını ve işbu davanın takibin yetkisiz icra dairesinde yapılması sebebiyle dava şartı yokluğu sebebiyle reddedildiğini, bu işlemlerden sonra yeni takip başlatıldığını, arabuluculuk son tutanağı kapsamında 35.002,40 TL borç üzerinde mutabık kaldıklarını, Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü dosyası kapsamında çıkan kapak hesabının ödenerek dosyanın infazen kapatıldığını, davacının dosya hesabını kabul etmeyerek eksik hesaplama yapıldığını iddia ettiğini, aynı gerekçelerle davacının Küçükçekmece 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/516 sayılı dosyasında davacının davasının reddine karar verildiğini, davacının taleplerinin yersiz olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 27/12/2022 tarih ve 2022/265 Esas – 2022/1157 Karar sayılı kararında; “…Somut olayda; davacı Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına davalıca yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep etmekle, ilgili icra dosyasının infaz edilerek kapatıldığı, icra dosyasına ilişkin kapak hesabında yanlış hesaplama yapıldığından bahisle davacı tarafça Küçükçekmece 2.İcra Hukuk Mahkemesine icra memuru işlemini şikayet davası açıldığı, mahkemece dosya kapak hesabının doğru hesaplanmış olduğunun tespit edilmesi nezdinde davanın reddine karar verildiği, bu kararın istinaf edilmeden kesinleşmesi ile davaya konu icra takibinin infaz edilerek sona erdirildiği ve dosyaya yatan bedelin talep üzerine davacı/alacaklıya ödendiği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davalarının kendine özgü ön şartı, dava açılırken borçlu aleyhine başlatılan geçerli bir icra takibinin mevcut olmasıdır. İtirazın iptali davasına konu takibin, yetkisiz icra dairesinde yapılması veya mükerrer olarak yapılmış bir icra takibinin söz konusu olması hallerinde, itirazın iptaline konu geçerli bir icra takibinden bahsedilmesi mümkün değildir. İşbu dosyada ise infaz edilerek kapatılan bir icra dosyasına ilişkin olarak itirazın iptaline karar verilmesi talep edilmiştir. İşbu dava yönünden itirazın iptaline karar verilebilecek ayakta bir icra dosyasının varlığından söz edilmesi mümkün olmamakla, zira dosya ödeme ile infazen kapatılmış, kapak hesabına şikayet yargı yolu tüketilmiş ve takip borçlu açısından sona ermiştir, ortada verilmesi halinde itirazın iptali hükmünün uygulanabileceği geçerli bir icra takibinden bahsetmek mümkün olmadığından, davanın itirazın iptali davalarına özgü dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. “gerekçesi ile, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Bölge Adliye Mahkemesince malum olduğu üzere, itirazın iptali davasının İİK md. 67’de düzenlendiğini, itirazın iptali davasından bahsedilebilmesi için bazı şartların gerçekleşmesi gerektiğini, öncelikli olarak, bu davanın açılması için belgeye bağlı olmayan ya da belgeye bağlı olduğu halde muayyen olmayan alacakların söz konusu olması gerektiğini, bunun yanındaki diğer şartların ise; geçerli bir ilamsız icra takibinin mevcut olması, icra takibine karşı borçlu tarafından bir itirazın bulunması, itirazın tebliğinden itibaren alacaklının bir yıl içerisinde itirazın iptali davasını açmış olması, davanın açılmasında hukuki bir yararın söz konusu olması, açılan dava hakkında kesin hüküm ve derdestliğin bulunmaması gerektiğini, bu şartlar dışında itirazın iptali davası genel hükümlere göre açılacak bir dava olduğu için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) sayılan dava şartlarının da bulunmasının gerekli olduğunu, Mahkemede görülen ve karara bağlanan dava incelendiğinde yukarıda yer alan tüm dava şartlarının davada mevcut olduğunun görüldüğünü, Mahkemenin ise bu şartlardan “geçerli bir takibin bulunması” şartını dosyanın infaz edilerek kapatıldığı gerekçesi ile yok saydığını, burada aranan şartın, icra takibinin geçerli bir takip olması gerektiğini ve mahkemenin “geçerli icra takibinden söz ederken “itirazın iptali davalarının kendine özgü ön şartı, dava açılırken borçlu aleyhine başlatılan geçerli bir icra takibinin mevcut olmasıdır. itirazın iptali davasına konu takibin, yetkisiz icra dairesinde yapılması veya mükerrer olarak yapılmış bir icra takibinin söz konusu olması hallerinde, itirazın iptaline konu geçerli bir icra takibinden bahsedilmesi mümkün değildir.” demek suretiyle geçerli icra takibini örneklendirdiğini, takibin yetkili icra dairesinde açıldığını, mükerrer olmayan bir takip olduğunu, bu nedenle borçlunun bu dosyaya kısmi itiraz ettiğini, borcun bir kısmını ödediğini ve bakiyesine itiraz ettiğini, takip geçerli olmasaydı, borçlu ve icra müdürlüğünün tüm bu işlemleri yerine getiremeyecek olacağını, dosyanın infaz edilmiş olmasının, hiç bir şekilde dava şartı olmadığını, kaldı ki zaten davanın konusunun bu olduğunu, davalı/borçlu icra takibine itiraz ettiğini, itiraz edilen kısım üzerinden yapılan hesaba göre borcunu ödediğini ve icra müdürlüğünün bu tutarı dikkate alarak dosyayı infaz ettiğini, dosyanın usulen infaz edilmiş olmasının itirazın iptali davasının açılmasına engel olmadığını, Mahkemede görülen dava ile Küçükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın birbirinden ayrı davalar olduğunu, Küçükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın memur muamelesini şikayet, işbu davanın ise itirazın iptali davası olduğunu, davalı vekilinin icra dosyasına borcun 25.000 TL’lik bölümünün ödendiği gerekçesi ile borcun 35.002,20 TL’lik bölümü dışındaki borca, faizine ve fer’ilerine itiraz ettiğini, icra müdürünün de bu tutarı dikkate alarak kapak hesabını yaptığını, ancak kararın taraflarınca hesapta takip tarihinin yanlış alındığı gerekçesi ile şikayet konusu edildiğini, Küçükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin davalının kabulünde olan 35.002,20 TL’lik tutarı dikkate alınarak bilirkişi incelemesi yaptırdığını ve kapak hesabının doğru olduğuna karar verdiğini, karar incelendiğinde itiraz edilen kısım ile ilgili herhangi bir hüküm verilmediğinin görüleceğini, İcra Hukuk Mahkemesinin incelemesini sadece memur muamelesini şikayet çerçevesinde değerlendirdiğini ve kabul edilen kısmı dikkate alarak yapılan hesaplamanın uygun olduğuna karar verdiğini, bu kararın itirazın iptali davası açılmasının önünü kesmesinin mümkün olmadığını, kararın itiraz edilen kısmın varlığına veya yokluğuna ilişkin değil, kabul edilen kısmın hesabına ilişkin olduğunu, Mahkemenin gerek bu hesabı ve gerekse bu hesap dikkate alınarak dosyanın infaz edilmiş olmasını gerekçe göstererek davayı dava şartı yokluğundan reddettiğini, mahkemenin bu görüşü doğrultusunda hareket edilirse icra müdürü tarafından doğru veya yanlış infaz edilen hiçbir icra dosyasına vaki itiraza karşı itirazın iptali davasının açılamayacağını beyanla Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.12.2022 tarihli ve 2022/265 Esas – 2022/1157 K. sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamı taleplerine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosya kapsamından; davacı tarafından davalı aleyhine 11.02.2020 tarihinde Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 60.003,10 TL asıl alacak ve 4.549,14 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 64.552,24 TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı vekilinin 25.02.2020 tarihli dilekçesi ile icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz ettiği, İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafça Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/681 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali talepli dava açıldığı, Mahkemece 28.12.2020 tarihli karar ile takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı ve geçerli bir icra takibinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği, bu karardan sonra Büyükçekemece … İcra Müdürlüğü tarafından dosyanın Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’ne gönderildiği, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden düzenlenen 60.003,10 TL asıl alacak ve 4.549,14 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 64.552,24 TL alacağa dair ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği, davalı vekilinin 17.06.2021 tarihli dilekçesi ile; müvekkilinin alacaklıya karşı sadece 35.002,20 TL borcunun bulunduğundan bahisle bunun dışındaki borca, borcun faiz oranına, işlemiş faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, İcra Müdürlüğünün 24.06.2021 tarihli kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı vekili tarafından 29.06.2021 tarihinde Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan kısmi itiraz ile ilgili olarak Küçükçekmece Arabuluculuk Bürosu’na başvurulduğu, 2021/71267 numaralı arabuluculuk dosyasında davacı vekilinin, davalı tarafça icra dosyasına 25.000 TL alacak yönünden yapılan itiraz için arabuluculuğa başvurulduğunu ve fakat anılan tutarın müvekkiline ödendiğinin öğrenildiğini ve başvurudan vazgeçtiğini beyan ettiği, bu şekilde 09.07.2021 tarihinde arabuluculuk faaliyetine son verildiği, davacı vekilinin Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’ne ibraz ettiği 28.06.2021 tarihli dilekçesi ile dosya kapak hesabının yapılmasını ve hesabın kaydedilmesini talep ettiği, müdürlükçe 17.08.2021 tarihinde dosya kapak hesabının yapıldığı ve davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafından kapak hesabı ile belirlenen tutarın dosyaya yatırıldığı, davacı vekilinin 18.08.2021 tarihli dilekçesi ile icra müdürlüğünün kapak hesabına itiraz ettiği ve hesabın yeniden yapılmasını talep ettiği, müdürlüğün 19.08.2021 tarihli kararı ile dosyanın infaz edilerek kapatılmış olması sebebi ile talebin reddine karar verildiği, davacı vekilince 27.08.2021 tarihinde kapak hesabının iptali talebi ile İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/516 Esas sayılı dosyası ile icra muamelesini şikayet davası açıldığı, Mahkemece davanın reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği, dosyaya yatırılan paranın davacının hesabına gönderildiği, davacının davalı tarafından borca mahsuben verilen 25.000 TL tutarlı çek bedelinin ödendiğini kabul ettiği, somut dava ile ise davacının, davalı tarafından tüm asıl alacak için talep edilen faize de itiraz edildiğini, yetkili icra dairesi olan Küçükçekmece … İcra Dairesi’nce düzenlenen ödeme emri tarihine kadar tüm asıl alacak için 9.490,45 TL işlemiş faiz alacağının olduğunu ancak icra dairesinin ödeme emrini hatalı düzenlediğini, kapak hesabı ile de yalnızca kabul edilen asıl alacağa takipten sonra faiz işletildiğini beyan ederek takipten önce işlemiş faiz yönünden itirazın iptalini ve takibin kabul edilen 35.002,20 TL asıl alacak ve işlemiş 9.490,45 TL faiz yönünden devamını talep ettiği anlaşılmıştır. Davaya konu Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davalıya gönderilen ödeme emrinde işlemiş faiz miktarının 9.490,45 TL olarak değil, 4.549,14 TL olarak, asıl alacak miktarının ise, 25.000 TL ödenmiş olmasına rağmen mahsup yapılmaksızın 60.003,10 TL olarak gösterildiği, davacı tarafından ödeme emrinin iptali talebiyle herhangi bir dava açılmadığı, davalının ödemiş olduğu 25.000 TL asıl alacak miktarı ve işlemiş faiz yönünden takibe itiraz ettiği, davacı tarafın itiraz edilen kısım yönünden yaptığı arabuluculuk başvurusundan vazgeçerek durdurulmuş olan icra dosyasında, işlemiş faiz yönünden takibin durduğuna ve taleplerinin devam ettiğine yönelik herhangi bir ihtirazi kayıt koymaksızın, kapak hesabı yapılmasını talep ettiği, müdürlükçe davalı borçlu tarafından kabul edilen kısım yönünden kapak hesabı yapıldığı, belirlenen tutarın ödenmesi ile dosyanın infazen kapatıldığı, davacının kapak hesabının iptali talebi ile açmış olduğu şikayet davasında müdürlüğün dosyanın infazen kapatıldığına dair kararına yönelik bir talepte de bulunmadığı, itirazın iptali davası yönünden itiraza uğramış bir icra takibinin bulunması gerektiği ve bunun bir dava şartı olduğu, dava tarihi itibariyle icra dosyası infaz edilerek kapatılmış ve iptali talep edilecek bir itiraz da bulunmadığından Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/04/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.