Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/536 E. 2023/524 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/536 Esas
KARAR NO: 2023/524 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/31Esas – 2022/350 Karar
TARİH: 21/04/2022
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2016/1280 ESAS SAYILI DOSYASINDA
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 23/03/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı borçlu şirketin müvekkiline 31/07/2014-10/10/2014 tarihleri arasında antrepo kullanım ücreti ve ticari işlemlerden dolayı 31/07/2014 tarihli … nolu fatura ile 10.161,22 TL borcu bulunduğunu, davalının bu borcunu ödemediğini, borcun ödenmesi için İstanbul …İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, takipsizlik kararı verilen icranın İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe devam edildiğini, davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davalı hakkında %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini iddia ederek; İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin … İnşaat San. Tic.A.Ş tarafıdan 23/12/2014 tarihli genel kurul kararı ile devir alınmak suretiyle birleştiğini, dava ve takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı nedeniyle davanın öncelikle reddi gerektiğini, müvekkil ile davacı arasında herhangi bir ticari işlem veya ilişki olmadığını, takip dayanağı 31/07/2014 tarih ve … numaralı 62.868,00 TL tutarlı faturaya Kadıköy ….Noterliğinin 08/08/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile itiraz edildiğini ve fatura aslının iade edildiğini, takip dayanağı faturanın geçersiz ve hükümsüz olduğunu, müvekkilinin 31/12/2012 tarihi itibariyle ihracat faaliyetlerini sona erdirdiğini, bu nedenle 31/07/2014-10/10/2014 tarihleri arasında davacıdan herhangi bir hizmet almasının mümkün olmadığını, davacının antrepo kullanım bedelinin neye göre hesapladığını açıklamadığını, hiçbir delil ve belge ibraz etmediğini, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrinin iptali talebiyle İstanbul Anadolu 1.İcra hukuk Mahkemesinin 2015/330 esas sayılı dosyanın açıldığını, davanın reddine karar verildiğini ancak taraflarından temyiz ettiklerini, dosyanın halen yargıtay aşamasında olduğunu savunarak; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2016/1280 ESAS SAYILI DOSYASINDA Davacı vekili dilekçesinde ; borçlu şirketin borcunu ödememesi nedeniyle İstanbul …icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden 10.10.2014 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını , yetkisizlik ile dosyanın İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından yürütüldüğünü, davalının haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, bu itirazın iptali için açılan ve İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/922 esas sayılı dava dosyasının derdest olduğunu , ancak itirazın iptali davasının konusu olan ödeme emri borçlunun yapmış olduğu şikayet sebebi ile iptal edilmiş olduğundan borçluya yeniden aynı icra dosyasından ikinci bir usul ve yasaya uygun ödeme emri gönderildiğini ve bu ödeme emrine de davalı- borçlunun haksız ve dayanaksız olarak itiraz ettiğini ve bu nedenle iş bu davanın açıldığını belirterek, tarafları ve icra takibinin dayanağı benzer olduğundan iş bu dava dosyasının İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/922 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 21/04/2022 tarih 2022/31 Esas 2022/350 Karar sayılı kararında;”Asıl ve birleşen dava, antrepo kullanım bedeli açıklamalı fatura alacağı ve diğer alacak açıklamalı cari hesap alacağından kaynaklanan alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, asıl dava yönünden; asıl davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, birleşen dava (İstanbul Anadolu 9.ATM 2016/1280) yönünden davanın kısmen kabulü ilene karar verilmiş, taraf vekilleri tarafından asıl dava yönünden istinaf başvurusunda bulunulmadığı için asıl dava kesinleşmiştir.Birleşen davanın kısmen kabulüne dair kararı; davalının istinaf başvurusu üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13.HD’nin 2019/2503 E-2021/1818 K.sayılı kararı ile kaldırılmıştır. Asıl dava yönünden verilen karar kesinleşmiş olduğundan kaldırma kararı sonrası birleşen dava yönünden yargılamaya devam edilerek, duruşma günü belirlenerek taraflara davetiye çıkarılmıştır. Belirlenen 21/04/2022 tarihli duruşmaya davalı vekili katılmış, davacı vekili ise mazeret göndermiştir. Davacı vekilinin somut bir mesleki mazeret nedeni belirtmeksizin salt şehir dışında olduğunu beyan ederek bildirdiği mazeretin yerinde olmadığı gerkçesiyle, davacı vekilinin mesleki mazeretinin reddine karar verilmiş, duruşmada hazır bulunan davalı vekili davayı takip etmediklerini beyan etmiştir.Dosyanın incelenmesinde; birleşen İstanbul Anadolu 9. ATM. Nin 2016/1280 E. sayılı dava değerinin miktarının 100.000,00 TL nin altında olması nedeni ile; 7201 Sayılı Kanunun 61/2 maddesi uyarınca değiştirilen TTK. nun 4/2 maddesi uyarınca yasanın yürürlüğe girdiği 01.01.2019 tarihinden itibaren basit yargılamaya tabi olduğu, asıl dava ve birleşen davanın basit yargılamaya tabi şekilde yargılaması sırasında, 31.01.2019 tarihli 9. celsesinde dosyanın işlemden kaldırıldığı anlaşılmıştır. HMK’nın 320 vd maddelerine göre basit usulle görülen davalar en fazla bir kez takipsiz bırakılabileceği, davanın ikinci kez takipsiz bırakıldığı anlaşılmakla, birleşen dava yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, 1-Davanın ikinci kez takipsiz bırakılması nedeniyle, DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkemede yargılama sırasında duruşmaya mazeret dilekçesi gönderildiğini ancak mahkemece somut bir açıklama yer almadığından bahisle mazeretin reddine, davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, kararının hukuka aykırı olup hak arama özgürlüğünü ihlal ettiğini, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/3-1238 E, K 2014/957 Karar Tarihi. 26.11.2014) Mazeret dilekçesinin mahkemeye intikal ettirilmesinin yeterli olup mazeretin somutlaştırılmasının ya da belgelendirilmesinin zorunlu olmadığını, (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi E No: 2019/5897 K No: 2020/2229 11.06.2020 T.) Avukatın başka bir şehirde ve başka bir adliyede olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2020/45 K. 2020/3569 T. 17.6.2020) İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl ve birleşen dava, antrepo kullanım bedeli açıklamalı fatura alacağı ve diğer alacak açıklamalı cari hesap alacağından kaynaklanan alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince 13/06/2019 tarih ve 2015/922 Esas 2019/657 Karar sayılı kararı ile, asıl dava yönünden; Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, birleşen dava (İstanbul Anadolu 9.ATM 2016/1280 Esas-854 Kararı ile birleşen) yönünden; Davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş ve birleşen dava yönünden verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dairemizin 15/12/2021 tarih ve 2019/2503Esas -2021/1818Karar sayılı kararımız ile; asıl ve birleşen dosya davalı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 297, 353/1.a.6. maddeleri uyarınca kaldırılmasına ve davanın usulüne uygun şekilde yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince 13/06/2019 tarih ve 2015/922 Esas 2019/657 Karar sayılı kararı ile Asıl dava yönünden verilen dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine ilişkin kararın taraflarca istinaf edilmemesi üzerine kararın kesinleştiği, birleşen dava yönünden yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır. Dairemiz kararından sonra mahkemece, davanın ikinci kez takipsiz bırakılması nedeniyle, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 15/3/2018 tarih ve … de yayımlanan 28/2/2018 tarih ve 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile değiştirilen 6102 Sayılı TTK.nın 4 maddenin ikinci fıkrası metni ile;”Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır,” hükmü getirilmiştir. Bunun yanı sıra 6100 sayılı HMK’nın 320/4’üncü maddesi; “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır,” şeklinde düzenlenmiştir. Usul hukuku alanında geçerli olan temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni ise, usul hükümlerinin kamu düzeni ile yakından ilgili olmasıdır. Usul kurallarının zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulanırlık kuralı ile birlikte dikkate alınması gereken diğer bir husus da, yeni usul kuralı yürürlüğe girdiğinde, ilgili “usul işleminin tamamlanıp tamamlanmadığı”dır.İstinafa konu birleşen itirazın iptali davasının dava tarihi 01/12/2016 olup dava değeri 62.868,00 TL.’dir. Somut olayda birleşen dosyanın dava değeri itibariyle basit yargılamaya usulüne tabi olduğu anlaşılmıştır. Dosyanın incelenmesinde, 31/01/2019 tarihli duruşmaya davacı tarafın katılmadığı, davalı vekilinin davayı takip etmek istemediğine yönelik beyanı doğrultusunda mahkemece, Taraflarca takip edilmeyen dava dosyasının 3 ay içinde yenileninceye kadar HMK 150/1.maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekilince 01/02/2019 tarihli dilekçe ile davanın yenilenmesi üzerine yeni duruşma günü verildiği, 21/04/2022 tarihli duruşmaya davacı vekilinin uyap sistemi üzerinden şehir dışında olmasının gerekçe göstererek mazeret dilekçesi sunduğu , davacı vekilinin mazeret dilekçesine karşı davalı vekili, mazereti kabul etmediğini beyan ettiği, mahkemece, davacı vekilinin somut bir mesleki mazeret nedeni belirtmeksizin salt şehir dışında olduğunu beyan ederek bildirdiği mazeretin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin mesleki mazeretinin reddine karar verildiği, davalı vekili tarafından, davacı tarafın takip etmediği asıl ve birleşen davayı takip etmek istemediğine yönelik beyanı doğrultusunda mahkemece, taraflarca takip edilmeyen birleşen davanın HMK.nun 150 maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına, ikinci kez takipsizlik nedeni ile birleşen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili Av. … 21/04/2022 tarihli duruşmaya uyap sisteminden 20/04/2022 tarihinde saat 14: 49’da gönderdiği mazeret dilekçesi ile, şehir dışında olması sebebiyle katılamayacağını belirtip mazeret bildirdiği halde mazeretini belgelendirmediği görülmüştür. Bu durumda davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin 21/04/2022 tarihli duruşmasına verdiği mazeret dilekçesinde mazeretini belgelendirmediğinden ilk derece mahkemesince mazeretin reddine ve davalı vekilinin de davayı takip etmediği beyanı dikkate alınarak davanın ikinci kez takipsiz bırakılması nedeniyle, HMK 320/4 Maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olup bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamasına göre; ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden tahsiline yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/03/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.