Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/523 E. 2023/509 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/523 Esas
KARAR NO: 2023/509 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/831 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİHİ: 23/01/2023 (Ara Karar)
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
KARAR TARİHİ: 23/03/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili …, davalı şirket ortaklarından olup, diğer ortaklar … ve … tarafından 05.08.2022 tarihinde bir olağanüstü genel kurul toplantısı düzenlendiğini ve bu toplantıda müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması yönünde karar oluşturulduğunu, alınan kararın haklı olmadığını ileri sürerek dava konusu kararların yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının müvekkili firmayı bilerek ve isteyerek zarara soktuğunu, şahsı adına satışlar yaparak rekabet yasağını ihlal ettiğini, zimmetine para geçirdiğini, firmaya ait aracın satışını gerçekleştirdiğini, ödemenin firma hesaplarına geçmediğini ve firmanın hiçbir ticari ilişkisi olmayan şahıs lehine tüm araçlar üzerinde 3.500.000 TL rehin koydurduğunu beyanla talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi’nin 23/01/2023 tarih ve 2022/831 Esas sayılı ara kararında; “…Mahkememizce yapılan değerlendirmede; ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde davacının haklarını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden bahsedilmesinin bu aşamada mümkün olmadığı, ilgili ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde ciddi bir zararın doğacağına dair emarelerin de bulunmadığı, taraf menfaatleri de gözetildiğinde genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılması koşullarının oluşmadığı kanaatiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. “gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; HMK’nın 389. maddesinin, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceginden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde olduğunu, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yine aynı kanunun 390/3. maddesinde açıkça yazıldığı üzere yaklaşık ispat kuralının geçerli olduğunu, bu doğrultuda sundukları deliller ve itirazları göz önünde bulundurulmadan verilen tedbir talebinin reddinin hukuka aykırı olduğunu, Mahkeme tarafından, davalı tarafça müvekkilinin TTK’ye aykırı ve hukuksuz olarak ortaklıktan çıkarılmaya çalışıldığını, davalı şirket ortaklarının rekabet yasağına aykırı davranmak suretiyle şirketi ve müvekkilini zarara uğratma saikiyle hareket ettiklerini, firmanın isim babasının müvekkili olduğunu ve diğer ortaklar tarafından şirketin isim ve itibarı kullanılarak müvekkili ve şirketi açık bir şekilde zarar uğrattığını, yine davalılar tarafından … plakalı aracın rekabet yasağına aykırı olarak kurdukları şirketlere düşük bir bedelle devredildiğini ve ilana konulmak suretiyle özel menfaat sağlama amacı ile şirkete ve müvekkiline zarar vermeye yönelik davranışlarda bulunulduğunu, halihazırda … San. Ve Tic. Ltd. Şti. ve … Site İşletme Kooperatifi arasında yapılan kira sözleşmesine aykırı olarak … Ltd. Şti. ve … firması ile alt kira sözleşmesi yapıldığının göz önünde bulundurulması gerektiğini, bu hususların hepsinin göz ardı edilerek tedbir talebinin reddine karar verildiğini, kararda belirtildiği üzere ciddi bir zararın doğacağına dair emarelerin bulunmadığı bahsinin yerinde olmadığını, izah ettikleri her durumun müvekkilini zarara uğratacak ve çoktan zarara uğratmış haller olduğunu, kanunda ciddi bir zarar beklentisi olmadığı gibi durumun ihtimaller dahilinde olduğu aşamada dahi ihtiyati tedbire karar verilebildiğini, ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için zararın doğmuş olmasının aranmayacağını, yaklaşık ispat arandığını, işbu sebeple mahkemece ciddi bir zararın doğacağına dair emarelerin olmaması tespitinin dayanaktan yoksun olduğunu, yalnız rekabet yasağına aykırı davranmakla ve şirket müdürlerinin özel menfaat elde etmek amacıyla yaptığı işlemlerin dahi bunun net bir göstergesi olduğunu, şirketin diğer ortaklarınca TTK’nin 577/1/ı ve 646/1 maddelerine aykırı olarak müvekkilini ortaklıktan çıkarma kararı verilmiş olup alınan kararın uygulanmasının iptal kararı verilinceye kadar belirsiz bir süre içerisinde müvekkilinin paydaşlıktan doğan tüm haklarını kaldırdığını, bunun yaratacağı zarar kesin olup, söz konusu durumda tartışılacak tek şeyin zararın boyut ve miktarı olacağını, bu durumda mahkemenin tedbir talebinin ret kararı ile müvekkilinin uğrayacağı zararın boyutunu hukuka aykırı işlemler yapan ortakların insiyatifine bıraktığını, taraflarınca sunulan dilekçeler ve delillerle sabit olduğu üzere müvekkilinin zarara uğradığı ve ileri vadede de zarara uğrayacağının açık olduğunu beyanla yerel Mahkeme tarafından ihtiyati tedbire ilişkin verilen ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, limited şirket olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararın yürütmesinin durdurulmasına ilişkindir. Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. TTK’nın 622. maddesinin atfı ile limited şirket genel kurul kararlarının butlanı ve iptalinde uygulanacak 449. maddesi “Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.” hükmünü içermektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1. maddesi ise “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü haizdir.Somut olayda batıl olduğunun tespiti istenen 05.08.2022 olağanüstü genel kurul kararı ile davacı ortağın ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmiştir. Limited şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceği sebepler öngörülebilir. Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir. Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hali saklıdır. (TTK madde 640). Bu minvalde genel kurulca alınan ortaklıktan çıkarma kararı davacı yönünden hakkın elde edilmesinin güçleşeceği ya da tamamen imkansız hale geleceği duruma yol açabileceğinden ve haklılık durumu yaklaşık olarak ispat edildiğinden Mahkemece yürütmenin durdurulmasına yönelik tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/01/2023 tarih ve 2022/831 Esas (Derdest Dava Dosyası) sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurularak; 2-Talebin KABULÜ İLE; davalı şirketin 05.08.2022 tarihli genel kurul kararının takdiren teminatsız olarak YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 179,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından sarf edilen 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 7-Dava dosyası dairemize UYAP sistemi üzerinden elektronik dosya olarak gönderildiğinden, ilk derece mahkemesine UYAP sistemi üzerinden iade edilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/03/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.