Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/49 E. 2023/105 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/49 Esas
KARAR NO: 2023/105 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/249 Esas – 2022/397 Karar
TARİH: 09/06/2022
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili kurum ile ihyası istenilen … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. arasında Bakırköy 4. İş Mahkemesi’nin 2018/9 Esas sayılı dosyası ile alacak davası bulunduğunu, söz konusu davanın yargılaması sırasında İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü tarafından ihyası istenilen şirketin resen ticaret sicilinden terkin edildiğini, mahkemece davalı şirketin ihyası yönünden dava açmak ve mahkemeye bildirmek üzere taraflarına süre verildiğini ileri sürerek, devam eden davanın görülebilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması için … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin ticaret sicile yeniden tescili ile ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğünün, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, resen terkin işleminin 6102 sayılı TTK ‘nın Geçici 7. maddesi ve ilgili yasal mevzuat kapsamında yapıldığını ve tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, Ticaret Sicil Müdürlüğünün mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket yetkilisi … tarafından sunulan 03/04/2020 tarihli dilekçede özetle; gelinen aşamada münfesih … Ltd. Şti.’ nin tekrar canlandırılarak ihya edilmesi ile ilgili hukuki hiçbir sebep ileri sürülmemiş olduğu gibi; münfesih şirketin SGK’ya iddia edilen borcunun kaynağının kanıtlanmasının zorunlu olduğunu, Türk Ticaret Yasasında şirketlerin ihya edilebilmesi için belli şartların mevcudiyetinin zorunlu olduğunu, sonuç olarak, hukuk aleminde mevcut olmayan ve hali hazırda münfesih olmuş bir şirketin aradan çok uzun bir müddet geçtikten sonra böyle bir ihya davası açılmasına hukuken olanak bulunmadığını, öte yandan, dosya kapsamındaki somut olayda zaman aşımının da ayrıca dikkate alınmasına ve buna göre davacı vekilinin davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 09/06/2022 tarih 2022/249 Esas 2022/397 Karar sayılı kararında;”…Dosya arasında bulunan ticaret sicil kayıtları incelendiğinde, dava konusu ihyası istenilen şirket 6102 sayılı TTK’nın Geçici 7. Maddesine göre sicilden terkin edilmiş olup, Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 2020/1896 Esas, 2020/4397 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere, 6102 Sayılı TTK’nın Geçici 7/4-a maddesi uyarınca, şirketin sicil kayıtlarına göre şirketi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ihtar yollanması gerekmesine rağmen şirkete ve şirket temsilcisine tebligat çıkarılıp çıkarılmadığının belirsiz olduğu buna ilişkin tebliğ mazbatalarının dosyaya sunulmadığı ve terkine ilişkin ihtarın yalnız ilan yoluyla yapıldığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı tarafından, ihyası istenilen şirkete yönelik açılmış Bakırköy 4. İş Mahkemesi’nin 2018/9 Esasında görülmekte olan alacak davası mevcuttur. Bu davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infazı işlemlerinin yapılması için ihya isteminde bulunulmuş olup, ihyası istenilen şirket TTK’nın Geçici 7/15. maddesine dayanılarak resen terkin edilmiştir. İhyası istenilen şirketin 18/02/2015 tarihinde terkin işlemi yapıldıktan sonra şirket hakkında 03/09/2018 tarihli Bakırköy 4. İş Mahkemesi’nin 2018/9 Esasında görülmekte olan alacak davası açıldığından dolayı ihyası istenilen şirket hakkında görülen bu davaya ilişkin şirket hakkında verilecek karar doğrultusunda yapılacak işlemlerin ek tasfiye niteliğinde olması nedeniyle ihyası istenilen davalı şirkete son yetkilisi olan …’nun TTK’nın 547/2 maddesi gereğince tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28/09/2021 tarih, 2017/11-3184 Esas, 2021/1107 Karar ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19/09/2018 tarih, 2018/3714 Esas, 2018/5439 Karar sayılı içtihadı da bu yöndedir. Bu haliyle ihyası istenilen şirket hakkında terkin işleminden sonra açılan dava nedeniyle şirketin ihyasının gerektiği ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğundan, … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. unvanlı şirketin sicildeki terkin kaydının Bakırköy 4. İş Mahkemesi’nin 2018/9 Esas sayılı dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleriyle sınırlı olarak iptali ile, TTK 547. maddesi gereğince aynı unvanla ticaret siciline tescili sureti ile ihyasına ve şirketin son yetkilisi olan …’nun TTK’nın 547/2 maddesi gereğince tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiş, davalı şirketin ihyası istenilen şirket olması nedeniyle dava tarihi itibariyle tüzel kişiliği bulunmadığından dolayı pasif husumetinin bulunmadığı anlaşıldığından davalı şirkete tebligat yapılmayarak, davalı şirketin aynı zamanda dava konusu şirket olması nedeniyle yargılamaya devam olunmuştur. İhyası talep edilen şirket aleyhine açılan davanın varlığına rağmen şirketin, TTK’nın Geçici 7. maddesine göre 18/02/2015 tarihinde re’sen terkin edildiği, TTK’nın Geçici 7. maddesinin 4. fıkrasının “a” bendi uyarınca sicil kayıtlarına göre şirkete ve şirketi temsile yetkili kişilere ayrıca tebligat yapılmadığı, buna ilişkin tebliğ mazbatalarının dosyaya sunulmadığı anlaşılmakla, terkin işlemini TTK’nın Geçici 7. maddesine uygun olarak yapmayan davalı kurum yargılama giderlerinden sorumlu olup, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/4755 Esas, 2019/8101 Karar sayılı içtihadı da bu doğrultuda olduğundan davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalı İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünden tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir…”gerekçesi ile, 1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken 18/02/2015 tarihinde TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca resen sicilden terkin edilmiş olan … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. unvanlı şirketin sicildeki terkin kaydının Bakırköy 4. İş Mahkemesi’nin 2018/9 Esas sayılı dava dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleriyle sınırlı olarak iptali ile aynı unvanla ticaret siciline tescili sureti ile İHYASINA, ihya kararının tescil ve ilanına, 2- İhyasına karar verilen şirketin son yetkilisi olan … (T.C.K. No: …)’nun TTK’nın 547/2 maddesi gereğince tasfiye memuru olarak atanmasına, şirketin son yetkilisi olması nedeni ile tasfiye memuru için takdiren ücret tayinine yer olmadığına, karar verilmiş ve karara karşı davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü Vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü Vekili istinaf dilekçesi ile, müvekkilinin yaptığı dava konusu işlemin hukuka uygun olduğunu ancak davanın kabul edilerek yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Mevzuat gereği işlem yapan müvekkilinin yaptığı işlemin hukuka uygun olduğunu, mevzuatta resen terkine ilişkin tüm prosedürü yerine getirdiğini, Müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından, dava konusu şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi halinde, (dava konusu) ilgili şirketin unvanının ticaret sicilinden silineceği, şirkete ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu ancak bu ihtara rağmen, dava konusu şirketin, yükümlülüklerini yerine getirmediğini, şirketin sicil kayıtlarındaki adreslerine gönderilen ihtar yazılarının adresin yanlış olması gerekçesiyle iade edildiğini, Dava konusu şirketin sici dosyasında yapıla incelemede devam eden davası bulunduğuna ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığını, davanın açılmasına neden olan iş davası da dava konusu şirketin resen terkinden çok sonra açıldığını,Müvekkili müdürlüğün, re’sen işlem yapma yetkisinin çok sınırlı hallerde Mevzuatta öngörüldüğü ve bu hususun düzenlenmediği hiçbir halde, müvekkilinin, re’sen tescil işlemi yapamayacağı gibi, sicil kayıtlarını re’sen düzeltemeyeceğinin de belirtilmesi gerektiğini, sicil kayıtlarından re’sen terkin edilen dava konusu şirketin, sicil kayıtlarını bir kez silen müvekkilinin, bu kayıtları, herhangi bir mahkeme kararı bulunmaksızın düzeltmesinin hukuken mümkün olmadığını; yani müvekkilinin sulh olma yetkisi bulunmadığını, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, müvekkili bakımından davanın reddine karar verilmesini ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin arşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7. maddesi gereğince sicilden re’sen terkin edilen limited şirketin, terkinden sonra davacı tarafça açılan dava nedeniyle ihyası isteminden ibarettir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü Vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dosya içerisinde bulunan Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısından ihyası istenen şirketin ticaret sicil kaydının 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca 18/02/2015 tarihinde resen terkin edildiği, davacı SGK tarafından ihyası talep olunan şirket aleyhine 10/01/2018 tarihinde Bakırköy 4. İş Mahkemesi’nin 2018/9 Esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığı ve bu dosyadan verilen yetki üzerine eldeki davanın 03/09/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. TTK.’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrasına dayalı olarak açılan İhya davalarında hasım olarak ticaret sicil müdürlüğünün gösterilmesi gerekli ve yeterlidir. Buna göre ticaret sicilden terkin edilen şirketlerin tüzel kişilikleri sona erdiğinden bunların davada hasım olarak gösterilmesine olanak bulunmamaktadır. Somut olayda, şirketin TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin edildiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde davalı olarak, sicilden resen terkin edilmiş olan şirket de gösterilmiştir. Davada hasım gösterilen şirket dava tarihi itibariyle, ticaret sicilinden terkin edilmiş ve tüzel kişiliği sona ermiş durumdadır. Bu nedenle, davalı şirketin taraf ehliyeti yoktur. Taraf ehliyeti HMK’nın 114/1.d maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları, HMK’nın 115.maddesi uyarınca, istinaf aşaması dahil, yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. İlk derece mahkemesince, taraf ehliyeti bulunmayan davalı şirket hakkındaki davanın, HMK’nın 115/2.maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu davalı yönünden de davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu husu istinaf sebebi olmasa bile HMK’nın 355.maddesi uyarınca resen dikkate alınarak, kararın bu yönden düzeltilmesi gerekmiştir. Davacının TTK.’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrasına dayalı olarak eldeki davayı açtığı, dosya arasında bulunan Ticaret sicil müdürlüğünden gönderilen belgeler incelendiğinde, ticaret sicil müdürlüğü tarafından ihyası istenilen şirkete TTK’nın Geçici 7. maddesinin 4. fıkrasının “a” bendi uyarınca tebligat çıkartılmadığı dolayısıyla terkin işleminin yasaya aykırı şekilde yapıldığının kabulü gerektiği, ihya davasının açılmasına davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü yasaya aykırı yaptığı re’sen terkin işlemi ile sebep olduğundan, mahkemece yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmesi yerinde olup davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak; davalı vekilinin istinaf talebinin usulen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 355, 353/1.b.2.maddesi uyarınca kaldırılmasına, Dairemizce davalı şirket hakkında açılan davanın taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün istinaf başvurusunun usulen KABULÜ ile; İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/06/2022 tarih ve 2022/249 Esas -2022/397 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak sureti ile; 1- Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan DAVANIN KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken 18/02/2015 tarihinde TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca resen sicilden terkin edilmiş olan … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. unvanlı şirketin sicildeki terkin kaydının Bakırköy 4. İş Mahkemesi’nin 2018/9 Esas sayılı dava dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleriyle sınırlı olarak iptali ile aynı unvanla ticaret siciline tescili sureti ile İHYASINA, ihya kararının tescil ve ilanına, 2- İhyasına karar verilen şirketin son yetkilisi olan … (T.C.K. No: …)’nun TTK’nın 547/2 maddesi gereğince tasfiye memuru olarak atanmasına, şirketin son yetkilisi olması nedeni ile tasfiye memuru için takdiren ücret tayinine yer olmadığına, 3-Davalı … SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ. Hakkında açılan davanın dava şartı olan taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle HMK’nun 114/1-d ve 115/2.maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.TL harcın davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine, 5-Davalı … SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ. Hakkında yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6- Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan 26 adet tebligat-posta gideri 438,95-TL yargılama giderinin davalı İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nden alınarak davacıya verilmesine,7- Davalı İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü tarafından yargılama sırasında yapılan 1 adet tebligat/posta masrafı olan 14,00-TL yargılama giderinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına, 8- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini vekil temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden alınarak davacı tarafa verilmesine, 9-Artan gider avansı bulunduğu takdirde talep halinde ve karar kesinleştiğinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 10-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı ticaret sicil müdürlüğü tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, karar karcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,11-Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 220,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 52,00.TL posta masrafı olmak üzere toplam 272,70.TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 12-Bakiye gider avansı varsa talep halinde ve karar kesinleştiğinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 26/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.