Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/483 E. 2023/1002 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/483 Esas
KARAR NO: 2023/1002 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/1177 Esas – 2022/1454 Karar
TARİHİ: 08/11/2022
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 08/06/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının (…), kimyasal malzemeler ve maske gibi ürünlere ilişkin ticari faaliyetlerini yürüttüğünü, davacı ile davalı arasında yapılan hizmete / verilen mala karşılık olarak 24.08.2021 tarihli-378.780,00-TL bedelli, 24.08.2021 tarihli-205.910,00-TL bedelli, 23.08.2021 tarihli-193.166,00-TL bedelli, 20.08.2021 tarihli- 357.540,00-TL bedelli, 20.08.2021 tarihli-187.030,00-TL bedelli, 19.08.2021 tarihli-119.475,00-TL bedelli, 16.08.2021 tarihli-102.601,00-TL bedelli, 10.08.2021 tarihli- 103.250,00-TL bedelli olmak üzere toplam 1.647.752,00 TL’lik sekiz adet fatura kesildiğini, işbu fatura bedellerinin davacıya ödenmediğini, davacı tarafından ilgili borca ilişkin Çorlu … Noterliği’nin 04.10.2021 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, buna karşılık olarak davalı tarafından borçlu olmadığına ilişkin Çerkezköy … Noterliği’nin 08.10.2021 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, davacı tarafından da bu ihtarnameye Çorlu … Noterliği’nin 18.10.2021 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile cevap verildiğini, davalının davacıya faturalardaki toplam bedel ve işlemiş faizine karşılık toplam 1.685.796,22 TL’lik bedeli ödemediğini, bu sebeple de, davalı aleyhine Çerkezköy İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu beyanla davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle devamına ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının davalı şirkete gönderdiği 15.09.2021 tarihli mailde 9 adet faturanın kaldığını ve toplam bakiyesinin 1.735.072,00 TL tutarında olduğunu ve mutabakat istediğini belirttiğini, bunun üzerine 5 gün sonrada belirtilen faturaların toplam bakiyesi detaylıca açıklanacağı şekilde 2 adet çek ile ödendiğini, esasan davaya konu faturaların ödendiği aşikar olup mezkur davanın haklılık yanının bulunmadığını, cari hesap ve ticari defter kayıtlarında davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 08/11/2022 tarih ve 2021/1177 Esas – 2022/1454 Karar sayılı kararında; “Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir… Dava konusu uyuşmazlık, satım sözleşmesi gereğince davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, var ise alacak miktarının tespiti bu suretle davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali şartlarının bulunup bulunmadığı, şartları var ise davalının icra dosyasına yapmış oldukları itirazlarının asıl alacak ve ferileri yönünden hangi miktarlar üzerinden devamına ilişkindir. Davacı vekili icra takibi kapsamında davalıdan alacağı olduğunu, bu yüzden takip başlatıldığını, davalının yersiz olarak itiraz ettiğini, bu kapsamda itirazın iptalini talep etmiştir. İcra takibine dayanak olan belgeler ise 24/08/2021 tarihli … fatura nolu 378.780,00 TL bedelli, 24/08/2021 tarihli … fatura nolu 205.910,00 TL bedelli, 23/08/2021 tarihli … fatura nolu 193.166,00 TL bedelli, 20/08/2021 tarihli … fatura nolu 357.540,00 TL bedelli, 20/08/2021 tarihli … fatura nolu 187.030,00 TL bedelli, 19/08/2021 tarihli … fatura nolu 119.475,00 TL bedelli, 16/08/2021 tarihli … fatura nolu 102.601,00 TL bedelli, 10/08/2021 tarihli … fatura nolu 103.250,00 TL bedelli faturalar olduğunu takip talebinde açıklamış ve ödeme emrinde davalıya tebliğ edilmiştir. Davalı taraf ise ödeme emri kapsamında borcu olmadığını beyan etmiştir. Dosyaya sunulan bilirkişinin 22/09/2022 havale tarihli raporunda 24/08/2021 tarihli … fatura nolu 378.780,00 TL bedelli, 24/08/2021 tarihli … fatura nolu 205.910,00 TL bedelli, 23/08/2021 tarihli … fatura nolu 193.166,00 TL bedelli, 20/08/2021 tarihli … fatura nolu 357.540,00 TL bedelli, 20/08/2021 tarihli … fatura nolu 187.030,00 TL bedelli, 19/08/2021 tarihli … fatura nolu 119.475,00 TL bedelli, 16/08/2021 tarihli … fatura nolu 102.601,00 TL bedelli, 10/08/2021 tarihli … fatura nolu 103.250,00 TL bedelli faturaların bedelinin 20/09/2021 tarihinde ödendiğinin tespit edildiği, davacının davasına dayanak teşkil etmiş olduğu alacağın … nolu 1.805.400,00 TL’lik faturadan kaynaklandığının tespit edildiği, bu nedenle davacının davasına dayanak teşkil etmiş olduğu icra takibine dayanak belgeler olan 24/08/2021 tarihli … fatura nolu 378.780,00 TL bedelli, 24/08/2021 tarihli … fatura nolu 205.910,00 TL bedelli, 23/08/2021 tarihli … fatura nolu 193.166,00 TL bedelli, 20/08/2021 tarihli … fatura nolu 357.540,00 TL bedelli, 20/08/2021 tarihli … fatura nolu 187.030,00 TL bedelli, 19/08/2021 tarihli … fatura nolu 119.475,00 TL bedelli, 16/08/2021 tarihli … fatura nolu 102.601,00 TL bedelli, 10/08/2021 tarihli … fatura nolu 103.250,00 TL bedelli faturaların davalı tarafından 20/09/2021 tarihinde ödendiği, bu kapsamda icra takibine dayanak faturalar kapsamında davacının davalıdan alacağının bulunmadığı sabit olduğundan davacının davasının reddine karar verilmiştir. Her ne kadar davacı taraf aşamalardaki beyanlarında her iki davaya konu faturaların tarafların ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğunu beyan ederek alacaklı olduğunu beyan etmiş ise de icra takibine dayanak faturaların ödendiği, bu hususun bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden bu iddiasının yerinde olmadığı, yine dava konusu uyuşmazlıkta elektronik posta yazışmalarının ve konuşma kayıtlarının bulunduğunu beyan etmiş ise de icra takibine dayanak faturaların ödendiğinin her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarında sabit olduğu, davacının davasına dayanak teşkil etmiş olduğu alacağın … nolu 1.805.400,00 TL’lik faturadan kaynaklandığının tespit edildiği, bu fatura kapsamında icra takibinin bulunmadığı anlaşıldığından davacı tarafın bu iddiaları yerinde görülmemiştir. Davalı vekili dosyaya sunmuş olduğu cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında kötüniyet tazminatına hükmolunmasına talep etmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi kapsamında alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli olması halinde borçlu lehine icra ve inkar tazminatına hükmolunacağını ifade etmiştir. Davacının takibinde kötüniyetli olmadığı dosya kapsamı itibariyle anlaşıldığından davalı vekilinin tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davanın reddi sebebiyle taraflarına A.A.Ü.T gereği 9.200 TL vekalet ücretine karar verildiğini, bu hükmün kanuna aykırı olduğunu, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 5.maddesinde “Hangi aşamada olursa olsun,dava ve icra takibini kabul eden avukat,Tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hak kazanır.” hükmünün bulunduğunu, dosyanın dava açılış esas değerinin 1.685.796,22 TL olduğunu, tarifenin üçüncü kısmında yer alan hüküm gereğince tarifenin üçüncü kısmında yer alan konusu para olan hukuki yardımların İlk 30.000,00 TL için %12,00, sonra gelen 600.000,00 TL için % 4,00 gereği hesaplama yapılarak vekalet ücretinin nispi olarak belirlenmesi gerektiğini, itirazın iptali davalarında nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, nispi vekalet ücretinin de dava değeri üzerinden belirlenmesi gerektiğini, işbu davanın niteliği dikkate alınmadan maktu vekalet ücretine hükmediliyor olmasının yasaya aykırı olduğunu, emsal kararlar incelendiğinde haklılıklarının ortaya çıkacağını beyanla yerel Mahkeme kararının vekalet ücreti yönünden kaldırılarak nispi vekalet ücreti olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davalı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretinin eksik olduğundan bahisle istinaf başvurusunda bulunmuştur.Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi; “Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” düzenlemesini havi olup, somut davanın konusunun para alacağı olduğu, Mahkemece davanın esastan reddine karar verildiği ve anılan maddede yer alan istisnaların söz konusu olmadığı anlaşılmakla davalı lehine vekalet ücretinin dava değeri olan 1.685.796,22 TL üzerinden karar tarihindeki tarifenin üçüncü bölümüne göre belirlenmesi ve bu şekilde 182.863,70 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu 9.200 TL vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2022 tarih ve 2021/1177 Esas – 2022/1454 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; 2-Davanın REDDİNE, 3-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 4-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 20.361,21 TL harçtan mahsubu ile bakiye 20.181,31‬ TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 6- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından sarf edildiği anlaşılan 262,00 TL posta/tebligat gideri ile 239,20 TL peşin harcın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 182.863,70 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 10-Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 11-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 12-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.