Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/481 E. 2023/433 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/481
KARAR NO: 2023/433
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2022 ( İhtiyati Tedbir ve İhtiyati Haciz Taleplerinin Reddine İlişkin Ara Karar )
DOSYA NUMARASI: 2022/947 Esas
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/03/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinde özetle; dosyada mübrez belgelerle müvekkilinin davalıdan alacaklı ve alacağının muaccel olduğunun sabit olduğunu belirterek, öncelikle teminatsız olarak aksi kanaat halinde uygun bir teminat karşılığında, davalının UYAP ve TAKBİS den sorgusu yapılarak, taşınmazlarına, banka hesaplarına, taşınırlarına ve 3. şahıslar nezdindeki alacaklarına her türlü tasarruftan önler mahiyette ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 13/12/2022 tarih ve 2022/947 Esas sayılı Ara Kararı ile; ” İhtiyati haciz talebi yönünden;… dosyaya ibraz edilen delillere, dosya kapsamına göre alacağın miktarının ve varlığının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle ihtiyati haciz isteminin bu aşamada reddine, İhtiyati tedbir talebi yönünden; …. işbu dosyada üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilen, davalı adına kayıtlı taşınmazlar, banka hesapları, taşınırlar ve 3. şahıslar nezdindeki alacakların mülkiyetine ilişkin bir ihtilaf veya çekişmenin olmayışı gözönüne alındığında uyuşmazlık konusu değillerdir. Bu anlamda davanın itirazın iptali davası oluşu, para alacağına ilişkin bir dava oluşu, 6100 Sayılı HMK 389. maddesi kapsamında uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecek olup üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilen, davalıya ait taşınmazlar, banka hesapları, taşınırlar ve 3. şahıslar nezdindeki alacakların doğrudan uyuşmazlık konusu olmayışı hususları hep birlikte değerlendirilerek yasal şartları oluşmadığından, ..1-) Davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davalı/ borçlu şirkete 144 ton 307 kg nervürlü inşaat demiri satıldığını ve tesliminin yapıldığını, satışı ve teslimi yapılan inşaat demiri karşılığında davalı/ borçlu şirket tarafından müvekkili şirkete 01.06.2018 tarihli 129.200,00.-TL tutarlı çek, 15.08.2018 tarihli 250.000,00.-TL tutarlı çek ve 26.06.2018 tarihli 90.000,00.-TL tutarlı 3 adet çek verildiğini, davalı/ borçlu şirket tarafından mezkur çek karşılıkları ödenmeyince, davalı/ borçlu şirket ve … İnş. A.Ş. aleyhine 01.06.2018 tarihli 129.200,00.-TL tutarlı çek, 15.08.2018 tarihli 250.000,00.-TL tutarlı çek ile ilgili İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğü’nün … E. numaralı takip dosyası ile ilamsız icra takibine başlandığını ve 26.06.2018 tarihli 90.000,00.-TL tutarlı çek ile ilgili İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. numaralı takip dosyası ile ilamsız icra takibine başlandığını, davalı şirket tarafından mezkur dosyalara itiraz edildiğini ve icra takiplerinin durduğunu, davalının takip konusu yaptıkları çeklerden ve alacak istemlerinden sorumlu olduğunu, İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine ilişkin ara kararın aksine müvekkilinin davanın esası açısından haklılığının, dava dilekçeleri ve ekleri ile açıkça ortaya konulduğunu, dava konusu alacağa ilişkin çekler, cari hesap kayıtları, sevk irsaliyeli faturalar ile ticari defter kayıtları ve sair delillerin, davalının dava konusu istemleri ile ilgili borçlu olduğunu ve sorumluluğu bulunduğunu açıkça ortaya koyduğunu, işbu dosyada tam ispat şartının dahi gerçekleşmiş olduğunu,Davalının, dava konusu 3 adet çek karşılığını müvekkile ödemediğini, çek ve senedin aralarında bulunduğu kambiyo senetlerinin, “soyut borç ikrarını içeren senet” niteliğinde olduğunu, hukuk düzenimizde soyut borç ikrarının kural olarak geçerli olup, soyut borç ikrarında bulunan borçlu karşısında alacaklının alacağın sebebini ispat etmesinin kural olarak zorunluluk arz etmeyeceğini, bu aşamada senet alacaklısının, senetten ötürü alacaklı olduğunu ispat bakımından ayrıca bir ispat vasıtasına gerek duymayacağını, işbu durumun dahi ilk derece mahkemesi tarafından nazara alınmadığını, verilen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK’nın 389. maddesi ve 390/3. maddesi ile yaklaşık ispat şartı getirildiğini, maddi olayın ve Yargıtayca benimsenen görüşün ispatı adına kendileri tarafından sunulan deliller ile dava dilekçeleri birlikte değerlendirildiğinde müvekkilinin haklılığının ispatlandığını, hakkının elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşabilir durumda olduğunu, işbu davanın yargılaması sırasında, davaya ilişkin karar verilmesi aşamasına kadar, davalı şirketin, tahsilatı imkansızlaştırmak ve/ veya güçleştirmek için, üzerindeki mal varlığını kaçırabilecek olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesinin, ihtiyati haciz- ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak, celse arası yapılacak inceleme ile davalının UYAP ve TAKBİS sorgusunun yapılarak taşınmaz mallarına, taşınır mallarına, banka hesaplarına, 3. şahıslar nezdindeki alacaklarına her türlü tasarrufu önler mahiyette teminatsız olarak, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, itirazın iptali davasında talep edilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir isteminin reddine dair verilen mahkeme ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir.Davacı tarafça, davalıya satılan mal karşılığı alınan çeklerin bedellerinin ödenmediği, alacağın tahsili için başlatılan icra takiplerine de itiraz edildiği belirtilerek, davalının itirazlarının iptali ile, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile taleplerin reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ve İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaları ile ilamsız icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 258/1. Maddesinin 2. cümlesine göre de: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek şekilde ispat etmek durumundadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesi hükmünden anlaşılacağı üzere; mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması veya hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde ve uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkündür. Somut uyuşmazlıkta, iddia edilen alacağın bulunup bulunmadığı, mevcut ise miktarının ne kadar olduğu, karşı taraftan talepte bulunulabilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığının ancak yargılama ile belirlenebileceği, yargılamanın bulunduğu aşamaya göre karar tarihi itibariyle mübrez delillerin yaklaşık ispat için yeterli olmadığı, dolayısıyla muaccel bir alacağın varlığından söz edilemeyeceği gibi borçlunun mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçmaya çalıştığını gösterir delil de ibraz edilmediği dikkate alındığında, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı; yine davalının menkul, gayrimenkul malları ile banka ve 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının davanın konusunu teşkil etmemesi nedeniyle ihtiyati tedbir koşullarının da oluşmadığı gözetilerek, mahkemece davacının ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesinin 13/12/2022 tarihli ara kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,2‬ TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/03/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.