Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/425 E. 2023/1392 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/425 Esas
KARAR NO: 2023/1392 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/640 Esas – 2023/23 Karar
TARİHİ:12/01/2023
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 28/09/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin tasfiye memuru olduğu ihyası istenilen Tasfiye Halinde … Ltd. Şti. tarafından Bakırköy 19. İş Mahkemesinin 2022/144 Esas sayılı dosyası ile davalı SGK aleyhine açtıkları menfi tespit davası bulunduğunu, söz konusu davanın yargılaması sırasında İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından ihyası istenilen şirketin tasfiyesi sona erdiğinden ticaret sicilinden terkin edildiğini, mahkemece davalı şirketin ihyası yönünden dava açmak ve mahkemeye bildirmek üzere taraflarına süre verildiğini ileri sürerek, devam eden davanın görülebilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması için Tasfiye Halinde … Ltd. Şti. ‘nin ticaret sicile yeniden tescili ile ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğünün, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, resen terkin işleminin 6102 sayılı TTK ‘nın Geçici 7. maddesi ve ilgili yasal mevzuat kapsamında yapıldığını ve tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, Ticaret Sicil Müdürlüğünün mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle, ihya davasında müvekkil Kurumun davalı olarak gösterilmesinin mümkün olmadığını, Kurumumuza yöneltilen davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, ayrıca 01/07/2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen geçici 7. madde uyarınca Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği, Davacı şirket dava dilekçesinde belirtildiği üzere 2010 yılında faaliyetlerine son verdiğini, 2012 yılında tasfiye sürecine girmiş ve tasfiye süreci tamamlanmış olup davaya konu terkin işleminin de 2014 yılına ait olduğunu, Davaya konu terkin işleminin hukuka uygun olduğunu, Davacının anılan hüküm nedeniyle ihya talebinin zamanaşımına uğradığını, bu nedenlerle davanın, öncelikle husumet yokluğu ve dava açma süresinin geçmiş olması nedeniyle usulden, terkin işleminin usule uygun olması nedeniyle esastan da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 12/01/2023 tarih 2022/640 Esas – 2023/23 Karar sayılı kararında;”Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalılar aleyhine açılan tasfiyenin sona ermesi nedeniyle sicilden terkin olunan şirketin ihyası istemine ilişkindir. Davacı taraf tasfiye sonrası sicilden terkin olunan Tasfiye Halinde … Ltd. Şti. ‘nin ihyasına ve ticaret sicile yeniden tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal mevzuat gereğince şirketin sicilden terkin edildiğini, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı SGK vekili davanın, öncelikle husumet yokluğu ve dava açma süresinin geçmiş olması nedeniyle usulden, terkin işleminin usule uygun olması nedeniyle esastan da reddine karar verilmesini talep etmiştir.İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarının incelenmesinde; ihyası istenilen şirketin İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı ve Tasfiye Halinde … Ltd.Şti. unvanlı şirket olduğu ve ticaret merkezinin Arnavutköy / İstanbul olduğu, şirketin tasfiyenin sona erdiği 21/07/2014 tarihinde sicilden terkin edildiği ve şirketin tasfiye memurlarının şirket hissedarları olan … ve … olduğu, tasfiye memurlarının tasfiye işlemlerinde müşterek imzayla şirketi temsile yetkilendirildikleri anlaşılmıştır.Bakırköy 19. İş Mahkemesi’nin 2022/144 Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; davacı Tasfiye Halinde …Ltd.Şti. Tasfiye Memuru … tarafından davalı SGK aleyhine kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin 03/01/2018 tarihinde açılan davanın derdest olduğu, 28/09/2022 tarihli tensip zaptının 2 numaralı ara kararı ile davacı tasfiye memuru vekiline davacı şirketin ihyasını sağlamak üzere süre ve yetki verildiği anlaşılmıştır.Tasfiyenin kapatılabilmesi için, tüm tasfiye işlemlerinin tamamlanmış olması, tüm borçların ödenmiş olması, şirket aleyhindeki tüm dava ve takiplerin sonuçlanmış olması gereklidir. Bu zorunluluğa uyulmadan tasfiyenin kapatılması halinde ihya talebi haklıdır. İhya kararı ile birlikte, ihyası istenen şirket tüzel kişilik kazanacaktır.Bir şirket veya kooperatifin ihyası davasında davacı taraf, şirket ortaklarından herhangi biri, şirket veya kooperatifin en son yetkilileri, o şirkette veya kooperatifte daha önce çalışmış bulunan herhangi bir işçi, şirket veya kooperatiften alacağı bulunan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi alacaklı, özetle hukuki menfaati bulunan herhangi bir kişi olabilir. İhya davalarında davalı taraf ise şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir.Davacı ihyası istenilen şirket tarafından davalı SGK aleyhine Bakırköy 19. İş Mahkemesinin 2022/144 sayılı esas üzerinden dava açıldığı sabit olup, derdest olan bu davanın devamı için gerekli olan taraf teşkilinin sağlanması bakımından şirketin ihyasının talep edilmesinde hukuki yarar bulunmaktadır. TTK’nın 547. maddesine göre ” (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemleri yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” düzenlemesi ile şirketin yeniden tesciline ilişkin usul belirlenmiştir. Davalı SGK vekilinin zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden itirazının eldeki davanın tasfiye sonucu sicilden terkin olan şirketin ihyasına ilişkin TTK 547 maddesi gereği ek tasfiye amacıyla açıldığı, TTK 547 maddesi kapsamında açılan davalarda ise zamanaşımı veya hak düşürücü süre söz konusu olmadığından (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 25/12/2019 tarih, 2019/1924 E.-2019/1911 K. Sayılı içtihatı) davalı SGK vekilinin zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazının reddine karar verilmiştir. İhyası istenilen tasfiye sonucu sicilden terkin olunan şirketin tasfiye işlemlerinin davacı tasfiye memuru … ile birlikte şirketin diğer ortağı ve tasfiye memuru … müşterek imzasıyla şirketi temsil ve ilzam etmelerine karar verildiği anlaşıldığından ek tasfiye talebine ilişkin davanın tasfiye memurlarından sadece … tarafından açılmış olması nedeniyle davacı vekiline şirketin tasfiye işlemlerinde müşterek imza ile yetkilendirilen şirket ortağı ve diğer tasfiye memuru … davaya muvafakatinin alınması hususunda verilen süre kapsamında Tasfiye memuru … tarafından davaya muvafakat ettiğine dair beyan dilekçesi sunulmuştur.Somut olayda, davacının tasfiye memuru olduğu ihyası istenilen şirket adına davalı SGK aleyhine açılmış Bakırköy 19. İş Mahkemesinin 2022/144 esasında görülmekte olan menfi tespit davası mevcuttur. Bu davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infazı işlemlerinin yapılması TTK’nın 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemi niteliğinde olup, tasfiye işleminin tam olarak tamamlanabilmesi için anılı dava dosyasının sonuçlanıp infazı gerekirken tasfiye işlemleri tamamlanıp ticaret sicilinde ilan edildiği tarihte şirketin davalı SGK’ya herhangi bir borcunun bulunup bulunmadığını davacı tasfiye memuru bilebilecek durumda olmasına rağmen tasfiyeyi kapattığı açık olup, davalı tasfiye memurunca bu dosyanın akıbeti beklenilmeden şirketin tasfiyesinin gerçekleştirildiği anlaşılmakla söz konusu ek tasfiyenin sağlanması için şirketin ihyasının gerektiği ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğundan, Tasfiye Halinde … Ticaret Ve Sanayi Ltd. Şti. ünvanlı şirketin sicildeki terkin kaydının Bakırköy 19. İş Mahkemesinin 2022/144 Esas sayılı dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleriyle sınırlı olarak iptali ile, TTK 547. maddesi gereğince aynı ünvanla ticaret siciline tescili sureti ile ihyasına ve ek tasfiye işlemlerini yürütmek üzere TTK 547/2 maddesi gereğince şirketin son tasfiye memurları olan ve şirketi tasfiye sürecinde müşterek imzaları ile temsil ve ilzam etmeye yetkili olan … ve …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına, davacı tasfiye memurunca şirket hakkında SGK’ya borcu olup olmadığı tasfiye sürecinde araştırılarak öğrenilebilecek iken bu hususta araştırma yapmadan şirketin tasfiyesini gerçekleştirmesi nedeniyle davacı tasfiye memuru kusurlu olup davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutularak, şirketin son tasfiye memurları olması nedeni ile atanan tasfiye memurları için takdiren ücret tayinine yer olmadığına ve davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden bu davalı aleyhine harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, ayrıca şirketin ihyası davasında davalı SGK’ya husumet yöneltilmesi usul ve yasa gereği mümkün olmadığından davalı SGK yönünden açılan pasif husumet yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.”gerekçesi ile, “- Davacı tarafça davalı İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü aleyhine açılan DAVANIN KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken 21/07/2014 tarihinde tasfiyenin sona ermesi üzerine sicilden terkin edilmiş olan Tasfiye Halinde …Ltd.Şti. unvanlı şirketin sicildeki terkin kaydının Bakırköy 19. İş Mahkemesinin 2022/144 Esas sayılı dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararın infazı işlemleriyle sınırlı olarak iptali ile, TTK 547. maddesi gereğince aynı ünvanla ticaret siciline tescili sureti ile İHYASINA, ihya kararının sicilde tescil ve ilanına, – İhyasına karar verilen şirketin son tasfiye memurları olan …. (T.C.K. No: …)’ın ve … (T.C.K. No:…)’ın TTK’nın 547/2 maddesi gereğince tasfiye memurları olarak atanmalarına ve şirketi tasfiye ile ilgili olarak müşterek imzaları ile temsil ve ilzam etmelerine, şirketin son tasfiye memurları olmaları nedeni ile tasfiye memurları için takdiren ücret tayinine yer olmadığına,- Davalı SGK aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine,” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davalı SGK aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin açıkça hakkaniyete aykırı olduğunu,Müvekkilinin tasfiye memuru olduğu ihyası istenilen şirket adına davalı SGK aleyhine açılmış Bakırköy 19. İş Mahkemesinin 2022/144 esasında görülmekte olan menfi tespit davasının mevcut olduğunu; bu davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infazı işlemlerinin yapılması TTK’nın 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemi niteliğinde olduğu müvekkilin bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğunu; davacının dava hakkına sahip olmasının, dava açabilmesi için yeterli olmadığını; bundan başka, davacının dava açmakta hukuki bir yararının bulunmasının gerektiğini; dava hakkının, hukuki yarar ile sınırlı olduğunu; söz konusu davanın sonucunda davalı SGK’nın hukuki yarar ve menfaatinin bulunduğunu; bilindiği ve 07.12.1964 gün ve 3/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da belirtildiği üzere; davanın, mahkemeden verilecek bir hükümle, bir iddia üzerinde hukuki korunmanın sağlanması dileği olduğunu, Hukuki yararın bulunduğunu kabul etmek için davacının, davalının davranışına bağlı veya başka bir nedenle kendisinin hukuki durumunu tehlikeye sokabilecek bir durumun var olması ve bu durumun başka bir yolla ortadan kaldırılamayacak nitelikte olmasının gerekeceğini, İşbu dosya kapsamında da karardan davalı ve davacının birlikte hukuki yarar ve menfaat elde edeceğini; hukuki yararın dava şartı olduğu kadar, temyiz istemi için de aranan bir şart olduğunu; bu nedenle yargıç tarafından görevinden ötürü dikkate alınacağını; Yargıcın, “hukuki yararın” varlığını değerlendirirken, somut olayın özelliğini ve koşullarını dikkate alacağını; dolayısıyla yerel mahkemece davalı sgk aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, Müvekkili Tasfiye Halinde … Ltd. Şirketi’nin, S.G.K Başkanlığı’nı hasım göstererek Bakırköy 19. İş Mahkemesi nezdinde 2022/144 E. Sayılı dosya ile menfi tespit davasını açtığını; Tasfiye Halinde …. LTD. ŞTİ. Firması’nın açılışını 2009 da yaptığını ve işleri istediği gibi gitmediğinden 2010 yılında faaliyetlerine son verdiğini ve 2012 yılında da tasfiye sürecine girdiğini; yapılan gerekli incelemeler ve yargılama sonucunda Tasfiye Halinde … Ltd. Şirketi’nin 21.07.2014 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiğinin tespit edildiğini, Bakırköy 19. İş Mahkemesi’nin 2022/144 Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; davacı Tasfiye Halinde … Ltd.Şti. Tasfiye Memuru … tarafından davalı SGK aleyhine kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin 03/01/2018 tarihinde açılan davanın derdest olup 28/09/2022 tarihli tensip zaptının 2 numaralı ara kararı ile taraflarına şirketin ihyasını sağlamak üzere süre ve yetki verildiğini, Davacı şirketin 21.07.2014 tarihinde terkin edildiğini, ihya kararı bulunmadığını, dava ehliyeti olmadığı halde dava şartı olan dava ehliyeti gözetilmeden esasa ilişkin hüküm kurulmasının hatalı olacağını; iş mahkemesinde açılan davada taraf teşkilinin sağlanması açısından Bakırköy 19. İş Mahkemesince taraflarına, işbu davayı açmak için mehil ve yetki verildiğini,
Taraflarına verilen işbu mehil ve yetkiye istinaden şirketin ihyası davası açılmış olup taraflarına yetki ve mehil verilen davanın da davalısı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na husumet yöneltildiğini; nitekim işbu davanın açılmasında davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı açısından da menfaat ve hukuki yarar bulunduğunu, İşbu davada ihyasını istedikleri Tasfiye Halinde … Ltd. Şirketi adlı şirketin ticaret sicilinden terkin edilmeden önceki ticari merkez adresinin İstanbul Arnavutköy … Mahallesi ….Sokak No:.. olduğunu,
Ticari merkezi ve unvanı yukarıda yazılı bulunan Şirketin Bakırköy ….Noterliğinden 20.06.2014 tarih .. sayı ile onaylı genel kurul kararının, 29.04.2013 tarihli tasfiye sonu beyanının tescil ve ilanının istenmiş olmakla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun olarak 21.07.2014 tarihinde tescil edildiğini; işbu şirketin ticaret sicilinden 21.07.2014 tarihinde resen silindiğini (Ticaret Sicil Gazetesinin 25/07/2014 tarihli ve 8620 sayılı nüshasında ilan edildiğini,) Yukarıda anılan sebeplerle Bakırköy 19. İş Mahkemesince taraflarına verilen mehil ve yetkiye istinaden açılan ihya davasında Davalı SGK aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine ilişkin kararın KALDIRILMASI ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda “davanın davalı sgk aleyhine kabulüne” karar verilmesi gerekmekte olduğunu ve talep olunduğunu, İleri sürerek, istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkemenin davalı SGK aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine ilişkin kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın SGK yönünden de kabulüne karar verilmesini yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; 6102 sayılı TTK nın 643 maddesi göstermesi ile aynı yasanın 547.maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece sicil aleyhine açılan davanın kabulüne, SGK aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, SGK yönünden verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacının, ihyası talep edilen ve tasfiyenin sonlanması nedeniyle sicilden terkin edilen şirketin son tasfiye memuru olduğu, davacının, davalı SGK aleyhine, kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinden dolayı ihyası talep edilen şirketin borçlu olmadığının tespiti istemi ile 03/01/2018 tarihinde açtığı davanın Bakırköy 19. İş Mahkemesi’nin 2022/144 Esas sayılı dosyasında görülmekte olduğu, bu davada taraf teşkilinin sağlanabilmesi amacıyla davacı vekiline, ihya kararı almak üzere mahkemece yetki ve süre verildiği anlaşılmıştır. TTK’nın 547/1 maddesinde; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.” hükmü düzenlenmiştir. Anılan hüküm uyarınca, davalı SGK aleyhine açılan menfi tespit davasının yürütülebilmesi ve ek tasfiyenin sağlanabilmesi amacıyla, yine şirketin son tasfiye memuru tarafından açılan davada sicilin hasım gösterilmesi yeterli olup, bu talep bakımından iş mahkemesinde süren yargılamanın davalısı SGK’ya husumet yöneltilemez. Mahkemece bu gerekçe ile SGK aleyhine açılan ihya davasının pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinde isabetsizlik mevcut olmadığından, aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak; ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 179,90. TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95‬ TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 28/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.