Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/401 E. 2023/1078 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/401 Esas
KARAR NO: 2023/1078 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/846 Esas – 2022/652 Karar
TARİH: 07/07/2022
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, şirket merkezinin bulunduğu İstanbul İkitelli Organize Sanayi Bölgesinde 31.08.2021 tarihinde çıkan yangın sonucunda, 13.09.2018-31.09.2021 tarihleri arası şirkete ait ticari defteri envanter, finansal tablo, açılış bilançoları ile ara bilançolar, yıllık faaliyet raporları, topluluk finansal tabloları, ticari belgeler, ticari e-postalar, yazışmaların zayi olduğunu iddia ederek bu belgelere ilişkin zayi belgesi verilmesini talep etmiştir
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/07/2022 tarih 2021/846 Esas 2022/652 Karar sayılı kararında; “….Bu kapsamda; talep edenin ticari defterlerinin noter tasdikleri, faturaların, reçetelerin basıldığı matbaalardan seri numaraları ile miktarlarına ilişkin bilgiler, İTO kayıtları, vergi kayıtları celp edilmiş, davacı tanığı dinlenmiş olup; yangının davalı şirketin merkezinin bulunduğu Organize Sanayi Bölgesinde çıktığı, şirket merkezinin ciddi oranda tahribata uğradığı olay yeri raporundan anlaşılmakla, tanık beyanından, şirkete ait kayıtların yangının gerçekleştiği adreste ikinci katta bulunan ofiste tutulduğu, bununla birlikte davacının 2020 yılına ait ticari defter kayıtlarını e-defter olarak tuttuğu ve bu defterlere ulaşamadığı yönünde Gelir İdaresinden alınan bir yazıyı mahkememize sunmadığı, 2018 yılına ait envanter veya yevmiye defterinin noter tasdik kaydının da bulunmadığı anlaşılmakla, davacının noter tasdikleri yapılmış 2019-2020-2021 yıllarına ait Envanter, 2019 yılı ait Yevmiye ve Defter-i Kebir, defterleri ile matbaa kayıtları dosyada bulunun 2018 yıllarına ait faturaları ve diğer ticari belgelerinin yangın nedeniyle davacının kusuru olmaksızın zıyaa uğradığı yönünde inandırıcı delillerin bulunduğu anlaşılmakla, bu belgelerin zayi olduğunun tespiti ile bu belgeler yönünden davacıya zayi belgesi verilmesine karar verilmiştir. ..”gerekçesi ile, 1-TALEP EDENİN; 2019 2020,2021 yıllarına ait Envanter, 2019 Yılına ait Yevmiye defteri ve defteri kebir’in Veriliş tarihi 24.09.2018 yılı olan … seri numaralı,141.251-142.250 sıra nolu 1.000 adet sevk irsaliyesinin, Veriliş tarihi 24.09.2018 olan … seri numaralı, 253.251-254.250 sıra numaralı, 1.000-adet faturanın, 13.09.2018-31.09.2021 arası dönemlere ait finansal tablolar, açılış bilançoları, ara bilançolar, yıllık faaliyet raporları, gelir-gider faturaları ve ticari yazışmalarının ZAYİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,İlgili belgelere ilişkin davacıya ZAYİ BELGESİ VERİLMESİNE, Ticari e-postalar yönünden davacı talebinden vazgeçtiğinden karar verilmesine yer olmadığında, Davacının 01.01.2020 tarihi sonrasına ait ticari defterlerine ilişkin ZAYİ BELGESİ VERİLMESİ TALEBİNİN REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,Zayi belgesi verilebilmesi için ticari defterlerin tasdik edilmesi şartı aranmadığını, zayi belgesi verilmemesinin müvekkilinin mağduriyetine neden olacağını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, 01/01/2020 tarihi sonrasına ait ticari defterlerine ilişkin zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.6102 Sayılı Kanunun 82/7. maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği davanın hasımsız olarak açılacağı belirtilmektedir. Tacir olan davacının 6102 Sayılı TTK. 82/7. maddesinden yararlanabilmesi için ticari defter ve kayıtlarının korunması amacıyla gereken dikkat ve özeni göstermiş bulunması ve ziyanın, onun iradesi dışında meydana gelmiş olması gerekmektedir. Davacı vekili dava dilekçesi ile, şirket merkezinin bulunduğu İstanbul İkitelli Organize Sanayi Bölgesinde 31.08.2021 tarihinde çıkan yangın sonucunda, 13.09.2018 ile yangının meydana geldiği 31.09.2021 arası dönemlerine ait ticari defterlerinin gelir-gider faturaları, irsaliyeli faturalar, sevk irsaliyesi ve makbuzlar ile anılan yıllara ait kebir , yevmiye ve envanter defterlerinin, finansal tablolarının, açılış bilançolarının, ara bilançolarının, yıllık faaliyet raporlarının ,topluluk finansal tablolarının ,ticari belgelerin , ticari e-maillerin, ticari yazışmaların zayi olduğunu iddia ederek zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yazılan müzekkere üzerine İkitelli Vergi Dairesi Müdürlüğünden gelen 15/11/2021 tarihli cevabi yazıda; … vergi kimlik numaralı mükellefi …’nin 30/07/2021 tarih ve 61698 sayılı incelemeye başlama tutanağı ile 2018-2019 dönemlerine ilişkin devam eden incelemesinin bulunduğu, ilgili incelemeye başlama tutanağının 09/08/2021 tarih ve 611965 sayılı yazı ekinde e tebligat ile 15/08/2021 tarihinde mükellefe tebliğ edildiği, yazı itibariyle mükellefin 293.952,98 TL. Vergi aslı borcu bulunduğu belirtilmiştir. Mahkemece yazılan müzekkere üzerine Gelir İdaresi Başkanlığından gönderilen 25/11/2021 tarihli cevabi yazıda, mükellefin 01/01/2020 tarihinde e defter uygulamasına dahil olduğu, yazı tarihi itibariyle en son 2021/06 dönem e defterlerine ilişkin beratları sisteme yüklediğinin görüldüğü belirtilerek 2020/2021 dönemlerine ilişkin e defter beratlarının yazı ekinde elektronik dosya olarak gönderildiği belirtilmiştir. Davacının e defter kullanımına geçtikten sonra, tebliğin 4.4.1 maddesi uyarınca elektronik ortamda tutulan defterlerin, vergi güvenliğini sağlamak ve virüs, siber saldırısı vb. diğer teknolojik ataklara karşı tedbir almak amacıyla ikincil kopyalarının gizliliği ve güvenliği sağlanmış şekilde Gelir İdaresi Başkanlığı sistemlerinde ya da Başkanlıktan izin alabilen güvenli saklamacı kuruluşlar bünyesinde de saklanmasının zorunlu olduğu, Gelir İdaresi Başkanlığından gönderilen 25/11/2021 tarihli cevabi yazıda, mükellefin 01/01/2020 tarihinde e defter uygulamasına dahil olduğu, yazı tarihi itibariyle en son 2021/06 dönem e defterlerine ilişkin beratları sisteme yüklediğinin görüldüğü belirtilerek 2020/2021 dönemlerine ilişkin e defter beratlarının yazı ekinde elektronik dosya olarak gönderildiği belirtilmiş olup buna göre sisteme yüklenen 2020/2021 dönemlerine ilişkin e defter beratlarının zayi olmadığı, İkitelli Vergi Dairesi Müdürlüğünden gelen 15/11/2021 tarihli cevabi yazıda; … vergi kimlik numaralı mükellefi …’nin 30/07/2021 tarih ve 61698 sayılı incelemeye başlama tutanağı ile 2018-2019 dönemlerine ilişkin devam eden incelemesinin bulunduğu belirtilmiş olup, dosya kapsamı itibariyle dava konusu ticari defter ve belgelerin çıkan yangında zayi olduğunun ispat edilemediği anlaşılmakla; mahkemece bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Dava hukuki niteliği itibarı ile HMK.nın 382/2-e-1 maddesinde düzenlenen çekişmesiz yargı işlerindendir. HMK.nın 385. Maddesinde çekişmesiz yargılama işlerinde uygulanacak usul düzenlenmiştir. HMK’nın 385 /2 maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde aksine hüküm bulunmadıkça resen araştırma ilkesinin geçerli olduğu yazılıdır. Bu düzenlemeye paralel olarak TTK ‘nın 82/7 madde son cümlesinde; ” Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir, ” hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca, HMK.nın 355. madde gerekçesinde de; re’sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu davalarda da, bölge adliye mahkemesinin tarafların istemiyle bağlı olmaksızın ilk derece mahkemesinin kararını inceleyeceği açıkça vurgulanmıştır. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 12/05/2016 T. – 2015/16774 Esas – 2016/5820 Karar sayılı ilamında; “6100 sayılı HMK’nın 385/2 maddesi uyarınca çekişmesiz yargı işlerinde aksine bir hüküm bulunmadıkça re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Ancak bu düzenlemeden çekişmesiz yargıda taleple bağlılık ilkesinin geçerli olmadığı sonucuna ulaşmak mümkün değildir. Zira, re’sen araştırma ilkesi her ne kadar sonucu itibariyle talebin haklılığı bakımından neticeye etki edecek nitelikteyse de, esası itibariyle vakıaların toplanmasına ilişkindir. Buna karşılık, çekişmesiz yargı işlerinin belirlenmesinde kullanılacak olan ölçütler arasında yer alan “hakimin re’sen harekete geçtiği haller” doğrudan doğruya “taleple bağlılık” kuralına istisna niteliğindedir. Bu kapsamındaki işler bakımından taleple bağlılık ilkesinin ve dolayısıyla aleyhe bozma yasağının geçerli olmayacağı kabul edilmektedir. “şeklinde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.Belirtilen yasal düzenlemeler ve emsal Yargıtay kararı doğrultusunda, usulüne uygun istinaf talebi bulunduğundan ve istinafa konu dava çekişmesiz yargı işi olup, resen araştırma ilkesi gereği HMK 355 madde kapsamında aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ettiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulü ile İDM kararının HMK.nın 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun usulen KABULÜ İLE; Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/07/2022 tarih ve 2021/846 Esas – 2022/652 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; Davanın REDDİNE,
İLK DERECE MAHKMESİ YÖNÜNDEN: 2-Dairemiz karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Bakiye gider avansının talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 5-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan başvuru harcının hazineye gelir kaydına, karar harcının talep halinde iadesine, 6-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,7-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatırana iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.