Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/398 E. 2023/370 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/398 Esas
KARAR NO: 2023/370 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/1164 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİHİ: 21/12/2022 (Ara Karar)
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/03/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin … iş makinalarına uyumlu yedek parça imalatı ve ihracatı odaklı bir şirket olduğunu, müvekkilinin rekabet ettiği piyasa … iş makinalarına uyumlu yedek parça imalatı ve satışı ile sınırlı dar bir piyasa olup, bahse konu araçlara uyumlu yedek parça tedarik gereksinimi bulunan spesifik müşteri çevresine erişim sağlanmasının büyük önem taşımakta olduğunu, davalı şirketler ile müvekkili şirket aynı sektörde yer almakta olup, aralarında rekabet mevcut olduğunu, ancak davalı şirketlerin, müvekkili şirketin yıllarca çalışmasının sonucu olarak geniş ve kapsamlı ürün portföyü ile tek tek iletişim kurarak ticari ilişki kurduğu müşterilerine ve sayılmayacak kadar detaylı bilgi içeren verilere ulaşabilmek için; müvekkili şirketin en önemli çözüm ortaklarından biri olan … Hizmetleri A.Ş’nin bir çalışanını yönlendirmiş olduklarını, ilgili kişinin … A.Ş’de çalıştığı müddetçe, müvekkili şirketin gönderim sağladığı tüm müşterilerini, ürünlerini ve bunların bedellerini, geçmişe dönük verileri de kapsayacak biçimde en ince ayrıntı ve detayına kadar toplayarak davalı şirketlere göndermiş olduğunu, bu verilerin kullanım alanları sınırsız olsa da en basit kullanımında bile müvekkilinin yıllardır birebir çalışmaları ve özel gayretiyle oluşturduğu müşteri portföyünün kolaylıkla davalı tarafın eline geçmiş olduğunu, bahsi geçen verilerde müşteri unvanları, iletişim bilgileri, satış ve nakliye tarihleri, ürün fiyat ve miktarlarının dahil olduğu faturaların da mevcut olduğunu, bu verileri basitçe işleyen davalı tarafların müvekkilinin fiyatlarına çok yakın fiyat teklifleriyle müvekkilinin satışlarını engellemiş ve zarara uğramasına sebebiyet vermiş olduklarını, işbu zarar ve kullanımın doğrudan taraflarınca delillendirilmesi hukuken mümkün olmasa da, ekte sundukları o döneme ait gönderim listesinde fatura numaralarının ve gönderim tarihlerinin mevcut olduğunu, müvekkili şirketin aynı zamanda yurtdışında bulunan kendi firmaları ve bayilerine de … ile gönderim sağlaması sebebiyle; davalıların, müvekkilinin depo bilgilerine dahi ulaşabilmiş olduklarını, işbu veri akışı, ilgili kişinin işten çıkartılması ile son bulsa da ne kadar geriye dönük veri akışı sağlandığının tespit edilememekte olduğunu, davalıların, hukuka aykırı şekilde elde ettiği bu bilgileri, müşterilere daha öncesinden müvekkili şirketten satın aldıkları ürünlere yönelik fiyat teklifleri göndermek suretiyle değerlendirmiş olduklarını, müvekkili şirket sadece … iş makinalarına uyumlu yedek parça imalatı yapmakta olup başka marka veya araçlara ilişkin bir üretimi olmadığını, müvekkilinin rekabet ettiği piyasa sadece tek marka ve tek tip araçlara ilişkin yedek parçalar olduğunu, nitekim bu bilgilerin, müvekkili şirketin uzun yıllara dayanan emek ve çabası sonucunda dünya çapında oluşturulmuş bir müşteri çevresini kapsamakta olduğunu, işin mahiyeti gereği, müşteri çevresi ile kurulan ilişkinin tek seferlik bir nitelik taşımadığını, müşterilerin ticari faaliyetlerini sürdürdüğü müddetçe bahse konu iş makinesi yedek parçalarına gereksinimlerinin devam etmekte olduğunu, davalı … Limited Şirketi’nin, dava dışı lojistik şirketi çalışanını, müvekkili şirketin satışını gerçekleştirdiği ürünlerin müşterilere teslimi için bahse konu lojistik şirket ile paylaşılan bilgileri ele geçirmekle yetinmemiş, bunları ticari amaçlarla kullanmış olduğunu, somut olayda, dava dışı lojistik şirketin çalışanını, bu bilgileri kendisiyle paylaşmaya yönlendiren davalı … Otomotiv Limited Şirketi’nin eyleminin kendisi yönünden haksız rekabet teşkil ettiğinin izahtan vareste olduğunu, söz konusu iki şirketin ticaret sicil kayıtları incelendiğinde; her iki şirkettin de … tarafından … Mah. … Cad. No:… Karatay/Konya adresinde kurulmuş olduğunun, her iki şirketin aynı tarihte alınan genel kurul kararları ile merkezlerini … Mah. … Sk. … Sit. No: … Ve … Başakşehir/İstanbul taşıdığının ve ticaret sicilinde … Otomotiv Limited Şirketi’nin adresi olarak kayıtlı yerde fiilen … Otomotiv Limited Şirketi’nin işletme adı altında bir bütün olarak faaliyette bulunulduğunun, her iki şirketin amaç ve konularının aynı olduğunun, her iki şirketin temsilcisinin aynı kişi olduğunun, söz konusu şirket müdürünün aynı zamanda ikinci şirketin tek ortağı ve birinci şirketin kuruluştaki iki, mevcut durumdaki üç ortağından biri olduğunun görülmekte olduğunu, ayrıca … Oto. San. Ve Tic. Ltd Şti’nin ortakları … ve …’nun, davalı şirket sahibinin anne ve babası olduğunu, keza davalı şirketlerin kurulduğu adres aynı zamanda … San. Ve Tic. Ltd Şti’nin de kurulduğu adres olup, üç şirketin de İstanbul’a taşınmaları sürecinde …’yu yetkilendirmiş olduğunu, aynı zamanda … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin İstanbul şube adresinin … Mah. … Sk. … Sit. No: … Başakşehir/İstanbul olduğunu, keza davalı … şirketine ait olan www…com internet sitesinin adres kısmında “… Sitesi … Blok No: …, …, … İkitelli/Başakşehir” olarak gösterilmekte olduğunu, … Otomotiv Limited Şirketine ait https://www…com/ adresinde tanıtım videosu olarak kullanılan ve https://www.youtube.com/… adresli videoda da tanıtım yapılırken dava dışı şirket …’e ait fabrika …’e ait bir üretim tesisi olarak da gösterilmekte olduğunu, bu bilgiler doğrultusunda, … Otomotiv Limited Şirketi ile … Otomotiv Limited Şirketi arasında organik bağın mevcut olduğunun açık şekilde görülmekte olduğunu, davalıların müvekkiline ait iş sırlarını kullanmış olmalarının müvekkilini zarara uğrattığını, ancak davalı tarafın işlemiş olduğu haksız rekabet fiillerinin, işbu dava sürecinde ve sonrasında da devam edebileceği ve bu iş sırlarını kullanabileceği de göz önünde bulundurularak; elde ettikleri iş sırlarının kullanılması ile bu kullanım kapsamına giren her türlü faaliyetinin, durdurulması ve önlenmesi gerektiğini beyanla tazminat talepleri ve fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla; davalıların, müvekkili şirketin iş sırlarını ve müşteri bilgilerini yukarıda açıklandığı üzere elde ederek haksız rekabete yol açtığı tespiti ile işbu hukuka aykırı fillerin esasa ilişkin hükmün kesinleşmesine kadar devamı halinde ortaya çıkabilecek telafisi imkansız zararlar dikkate alınarak, davalılara tebligat ve duruşma yapılmaksızın, yahut tebligatsız/duruşmasız karar verilmesi uygun görülmezse, davalıların delilleri karartmaları ihtimaline binaen davalılara tebligat yapılmaksızın öncelikle işyerlerinde bilirkişi marifetiyle yerinde inceleme yapılmasına ve ardından söz konusu hukuka aykırı, tescilsiz ve izinsiz kullanımlar aleyhinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalıların müvekkilien ait iş sırlarının kullanılmasının, bu kullanım kapsamına giren her türlü faaliyetinin, müvekkili aleyhinde yarattığı haksız rekabet dikkate alınarak durdurulmasına ve önlenmesine ve bu kapsamda … Sitesi … Blok No: …, …, … Başaksehir/İSTANBUL ve …, … Sokak No:… Selçuklu/Konya adreslerinde bulunan tespit edilecek haksız rekabete ilişkin her türlü eşya, ürün, kayıt, fatura, basılı evrak, her türlü ticari evrak ve malzemeye bulunması halinde el konulmasına ve muhafaza edilmesine, tespit edilen hukuka aykırılıkların durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına tedbiren karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 21/12/2022 (Ara Karar) tarih 2022/1164 (Derdest Dava) Esas sayılı ara kararında; “Somut olayın değerlendirilmesinde, davacının, dava dilekçesinde belirtilen davalıların öncelikle işyerlerinde bilirkişi marifetiyle yerinde inceleme yapılması ve ardından söz konusu hukuka aykırı, tescilsiz ve izinsiz kullanımlar aleyhinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi, davalıların müvekkiline ait iş sırlarının kullanılmasının, bu kullanım kapsamına giren her türlü faaliyetinin, müvekkili aleyhinde yarattığı haksız rekabet dikkate alınarak durdurulması ve önlenmesive bu kapsamda … Sitesi … Blok No: …, …, … Başaksehir/İSTANBUL ve …, … Sokak No:… Selçuklu/Konya adreslerinde bulunan tespit edilecek haksız rekabete ilişkin her türlü eşya, ürün, kayıt, fatura, basılı evrak, her türlü ticari evrak ve malzeme bulunması halinde, el konulması ve muhafaza edilmesi tespit edilen hukuka aykırılıkların durdurulması, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için tedbir talep ettiği görülmüş ise de, bu aşamada iddiaları ispata yarar delillerin dosyaya sunulmadığı ve tedbir kararı verilebilmesi için yasanın aradığı yaklaşıp ispat koşulunun dosyanın bulunduğu aşama itibariyle oluşmadığı, talebin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur. “gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; işbu dava tazminat davası olmayıp TTK madde 56/1 uyarınca haksız rekabetin tespiti, men’i ve ortadan kaldırılması talepli olduğunu, dava dilekçesinde talep edilen ihtiyati tedbirlerin TTK madde 61 uyarınca talep edildiğini, davalı şirketler ile müvekkili şirket aynı sektörde yer almakta olup, aralarında rekabetin olduğunu, davalı şirketlerin müvekkili şirketin yıllarca çalışmasının sonucu olarak geniş ve kapsamlı ürün portföyü ile tek tek iletişim kurarak ticari ilişki kurduğu müşterilerine ve sayılmayacak kadar detaylı bilgi içeren verilere ulaşabilmek için müvekkili şirketin en önemli çözüm ortaklarından biri olan … Hizmetleri A.Ş’nin bir çalışanını yönlendirdiğini, ilgili kişinin … Hizmetleri A.Ş’de çalıştığı müddetçe, müvekkili şirketin gönderim sağladığı tüm müşterilerini, ürünlerini ve bunların bedellerini, geçmişe dönük verileri de kapsayacak biçimde en ince ayrıntı ve detayına kadar toplayarak davalı şirketlere gönderdiğini, bu verilerin kullanım alanları sınırsız olsa da en basit kullanımında bile müvekkilinin yıllardır birebir çalışmaları ve özel gayretiyle oluşturduğu müşteri portföyünün kolaylıkla davalı tarafın eline geçtiğini, bahsi geçen verilerde müşteri unvanları, iletişim bilgileri, satış ve nakliye tarihleri, ürün fiyat ve miktarlarının dahil olduğu faturaların da mevcut olduğunu, bu verileri basitçe işleyen davalı tarafın müvekkilinin fiyatlarına çok yakın fiyat teklifleriyle satışlarını engellediğini ve zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, müvekkili şirket müşterilerinin hangi üründen, kaç adete ve ne sıklıkla ihtiyaç duyduğu, hangi ürünlerinden ne kadar satış yaptığına kadar ince ayrıntılar içeren bu verilerin işlenmesi halinde müvekkilinin ve müşterilerin zararlarının daha çok büyüdüğünü, işbu zarar ve kullanımın doğrudan taraflarınca delillendirilmesi hukuken mümkün olmasa da, ekte sunacakları o döneme ait gönderim listesinde fatura numaraları ve gönderim tarihlerinin mevcut olduğunu, bu liste ile davalı şirketlerin ticari defterleri incelendiğinde ilgili kişinin işe giriş tarihi, gönderim tarihleri ve davalıların fatura tarihleri karşılaştırılarak işlenen verinin boyutları ile bu verinin kullanılmasından doğan zararların açıkça ortaya çıkacağını, bu sebeple de delillerinin toplanması ve haksız rekabetin tespitinde davalı şirketler nezdinde talepleri doğrultusunda inceleme ve tespit yapılarak ihtiyati tedbir uygulanması gerektiğini, ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi için aranan koşulların talepte bulunan müvekkili tarafından sağlandığını, Mahkemenin vermiş olduğu söz konusu karara dayanak gösterdiği gerekçelerin hukuki bir isnadının bulunmadığını, ilgili kanun hükmüyle çelişen bu kararın verilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, talepte bulunan müvekkili hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşmasından yada tamamen imkansız hale gelmesinden zarar görecek kişi olup, kanun kapsamında hukuki işlemlerini gerçekleştirdiklerini, kanun hükmü gereğince bu talebin kabulü gerektiğini beyanla Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1164 Esas, 21/12/2022 ara kararında verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılarak yapılacak istinaf incelemesi neticesinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, sınırlı rekabetin olduğu bir piyasada müşteri bilgilerinin ele geçirilmesi suretiyle oluşturulduğu iddia edilen haksız rekabetin tespiti ve men’i istemli davada ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkindir. Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. TTK’nın 61/1. maddesinde; dava açma hakkına haiz olan kimsenin talebi üzerine mahkemece, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56’ncı maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerine göre karar verilebileceği düzenlenmiştir. HMK’nın 389. maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından veya tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, 390. maddesinde ise, tedbir isteyen tarafın davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak kanıtlaması gerektiği kabul edilmiştir. Somut talep yönünden; dosya kapsamında sunulan delillerin davalı şirketlerin ticari kayıtları ve işyeri görüntülerine ilişkin olduğu, ara karar tarihi itibariyle bu delillerin davacının haksız rekabet iddiasının varlığını yaklaşık olarak ispat edemediği gibi, mevcut durumda meydana gelecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin imkansız hale geleceği, ya da zorlaşacağı yönünde de kanaat oluşturmaya yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle uyuşmazlığı esastan çözecek olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre; ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik karar ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/03/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.