Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/366 E. 2023/1627 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/366 Esas
KARAR NO: 2023/1627 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/625 Esas – 2022/789 Karar
TARİH: 30/11/2022
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali (Anonim şirket Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ: 26/10/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkillerinin davalı … Türkiye’nin en büyük A plus ağaç ev otellerinden biri haline getirdiği, şirketin 07.08.2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına katılımın pay sahiplerine iadeli taahhütlü mektupla bildirilmediği, 08.09.2021 tarihinde yapılan ikinci toplantıda sadece hazirun tespiti yapıldığı, ilgili tarihteki toplantının saat 10:00’da başladığının belirtildiği ancak toplantının yapıldığı ve toplantının kapatıldığına dair bir tespitin bulunmadığı, 11 sayfadan ibaret bilgisayar çıktısından oluşan genel kurul toplantı tutanağının daha sonradan imzalatıldığı, toplantı tutanağında müvekkillerinin ibra edilmeyip önceki ortak olan …’in ibra edilmesinin müvekkillerinin zararına hareket ettiğini gösterdiği, Ticaret Sicili’nden temin edilen 08.09.2021 tarihli genel kurul toplantı tutanağının 3. sayfasında … adlı yönetim kurulu üyesinin toplantı açılışında hazır bulunmadığı, tevil yollu ikrar edildiği, ilgili şahsın toplantıya sonradan dahil edildiği ve toplantı tutanağında belirtildiği, 08.09.2021 tarihli genel kurul toplantı tutanağının karar defterinde yazılı olmadığı halde Ankara … Noterliği’nin 27.09.2021 tarih ve … yevmiye numarası ile noterden suretlendirme yapılarak genel kurul defterine kayıt edilerek ticaret sicilinde tescil edildiği, tutulması gereken tüm defter asıllarının meşru yönetim kurulu olmaları sıfatıyla müvekkilinde bulunduğu, asıllarının mahkemeye sunulacağı, davalının elinde mevcut olmayan defterleri için zayi belgesi başvurusunda bulunması gerekirken bunu yapmayıp karar defterinin fiziken kendisinde olmamasına rağmen ilgili tarihteki genel kurul kararını notere aslı gibidir yaptırarak tescil ettirdiği, 07.08.2021 tarihli genel kurul kararında bilançonun tasdiki, finansal tabloların görüşülmesi ile ilgili olmayan diğer tüm maddelerin görüşülmesinin oy birliği ile bir ay sonraya bırakıldığı, 08.09.2021tarihine ertelenen genel kurulun bir önceki genel kurul toplantısının devamı niteliğinde olmadığı, gündemdeki diğer maddelerin yeni bir ilan ile ortaklara bildirilmesinin gerektiği, gerekçelerin açıklanmadan finansal tabloların müzakeresi yapılmadan müvekkillerinin ibraz edilmeyerek diğer yönetim kurulu üyesi olan …’in ibra edilmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve bu nedenle genel kurul kararlarının iptal edilmesinin gerektiği, ayrıca Ankara’da yaşayan ve hiçbir şekilde şirketin iç işleyişine ve 3. şahıslarla olan ticari münasebetlere vakıf olmayan …’ın yönetim kurulu başkanı olarak şirketi zarara sokacağı, şahsın 08.09.2021 tarihli usulsüz genel kurulda aldırdığı karar ile şirkette işlem yapma yetkisi elde ettiği ve rekabet yasağını kaldırdığını, oy hakkından yoksun … ile eşi …’ın şirketle işlem yapmasına ilişkin müzakerede geçersiz olarak vekaleten oy kullanılması nedeni ile TTK 395 ve 396. Maddeleri kapsamında verilen yetkilerin iptal edilmesinin gerektiği, anılan kararın şirket menfaatleri ile sermayesine zarar verdiği, şahsın şirketten uzun vadeli borç alarak şirketi maddi bir çıkmaza sokarak şirketi yönetilemez hale getirebileceği, diğer %50 pay sahibi olan müvekkillerinin paylarının değersiz hale getirebileceği, 08.09.2021 tarihli genel kurul kararında alınan yönetim kurulu üyelerinin seçilmesine ilişkin kısım için yürütmenin durdurulması, eski yönetim kurulunun görevde olduğunun tespiti, genel kurul kararlarının yürütmesinin dava sonuna kadar durdurulması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesi, anılan tarihteki kurul kararının 5, 6, 7, 8, 11, 12 ve 15. maddelerinin iptali ile kararın tescil ve ilan edilmesi, kararların HMK’nın 389 ve TTK’nın 449. maddesi uyarınca tedbiren teminatsız olarak yürütmenin geri bırakılmasına, yargılama ücreti ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, yeni yönetimin şirketi resmen teslim aldığı, 30.09.2021 tarihi itibari ile … hesabında 51.753,85 TL, … Bankası kredili hesabında -153,826,65 TL ve 46.173,35 TL bakiye dışında hak ve alacağı bulunmadığı, buna göre 30.09.2021 tarihi itibari ile şirket kasasında -102.072,80 TL bulunduğu, buna karşılık müvekkiline ait … hesabından 2020 ve 2021 yıllarında davacı … hesaplarına 1.803.760,00 TL, … hesabına 163.613,42 TL, … hesabına 274.710,26 TL ödeme yaptığı, ayrıca eksi yöneticiler/davacılar tarafından düzenlenmiş 30.09.2021 tarihli 225.283,00 TL toplam tutarlı 4 adet çekin bankaya ibraz edilmesiyle ödendiği, şirkete zarar vereceği iddia olunan …’ın 1,5 kg altını bugünkü karşılığı olan 772.500,00 TL üzerinden teminat göstererek … Bankası’ndan kullanılan krediye şahsi kefil olduğu, müvekkili şirketin … Bankası’ndan 29.01.2021 tarihinde kullandığı 1.250.000,00 TL’lik kredi için … ve …’ın ortağı olduğu … şirketinin kefil olduğu, bu nedenlerle …’ın şirkete zarar vereceği iddiasının doğru olmadığının anlaşıldığı, davacılardan çek ile ticari defterlerin istendiğini ancak iade edilmediği, davacıların şirket hesaplarına bloke etmek amacıyla 2021 Ekim ayında 4 adet karşılığı 1.061.315,12 TL toplam tutarlı çek keşide ettiği, çeklerin hamili olan … ile görüşülerek çeklerin karşılıksız işlem görmesinin engellendiği, zira çeklerin hamili olan … ile görüşülerek çeklerin yetkisiz kişi tarafından imzalandığı hususunun banka tarafından şerh olarak konulduğu, ilgi çeklerin tespitiyle ilgili İstanbul Anadolu 2-3-7 ve 9. Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde davaların ikame edildiği, şirketin su ve doğalgaz faturalarının 2021 Eylül ayında davacılar tarafından ödenmediği, su sayaçlarının mühürlendiği, yeni yönetimin ilgili borçları ödediği, müvekkili şirkete ait … markasının davacı … üzerine 15.11.2020 tarihinde tescil edildiğinin öğrenildiği, buna karşı 1.947,00 TL’lik ödemenin müvekkili şirket tarafından yapıldığı, şirketin hosting ve domain alanlarının davacılar tarafından kapatıldığı ve bu işlemin müşteriler nezdinde tereddüt yarattığından müvekkilinin gelir kaybı yaşadığı, davacıların yönetimde olduğu dönemde 5 Afgan kaçak işçi çalıştırdığı, yeni yönetimim kaçak işçilerin görevlerine son vererek SGK’dan ceza almasının engellendiği, davanın TTK 446/1-a hükmüne istinaden HMK’nın 114/2 ile 1124/1-h maddeleri uyarınca hukuki yarar yokluğundan usulden reddini, hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olan davanın esastan reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 30/11/2022 tarih 2021/625 Esas 2022/789 Karar sayılı kararında; “….Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilmiş davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, 1-Davanın kabulüne; A-Davalı şirketin 08.09.2021 tarihli Genel kurul toplantısında alınan kararların YOK hükmünde olduğunun tespitine, B-Davacıların ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile ; Davalı şirketin 08.09.2021 tarihinde icra edilen genel kurulunda alınan aşağıda sayılan kararların 6100 sayılı HMK’nın 389 ve 6102 sayılı TTK’nın 449. Maddeleri uyarınca yürütmesinin geri bırakılmasına, Gündem madde 5 ( Eklenen madde)Gündem madde 6 ( İlan edilen 5. madde) Gündem madde 7 ( Eklenen madde) Gündem madde 8 ( Eklenen madde) Gündem madde 11( ilan edilen 8. madde) Gündem madde 12 ( İlan edilen 9. madde) Gündem madde 13 ( ilan edilen 10. Madde) Gündem madde 15 ( İlan edilen 12. Madde) 2-HMK’nın 392. maddesi uyarınca, davacıların şirkette hissedar oluşları, genel kurul toplantı tutanağı içeriği ve gerekçede açıklanacak nedenler nazara alınarak takdiren teminat alınmasına yer olmadığına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usule ve yasaya aykırı olduğunu,Gerekçesini iki kısma ayırdığını, İlk kısımda (3-7 sayfaları arası) somut olayla örtüşmeyen emsal olamayacak genel kurul toplantısında sahte imza atılıp bunun da kesinleşen ceza mahkemesi kararıyla sabit olduğu bir dosyaya ilişkin verilmiş genel kurul kararlarının yokluğuna ilişkin YHGK kararındaki genel açıklamalardan hareketle somut olaydaki ertelenen toplantı yönünden çağrı ve ilan yapılmamasını kurucu-şekli şarta aykırılık addederek somut olaydaki ertelenen genel kurul kararlarını yok hükmünde kabul edildiğine, yok hükmünde olan genel kurul kararlarında da hakkın kötüye kullanımı iddiasının dinlenmeyeceğinin ifade edildiğini, İkinci kısmında ise (7-11 sayfaları arasında) çağrı ve ilan olmadığı için davaya konu ertelenen genel kurul toplantısının çağrısız bir genel kurul toplantısı olarak değerlendirdiğini, %100 hissedarın katılımı ve toplantıya devam iradesi olmadığından söz konusu genel kurulun yine yok hükmünde olduğuna karar verildiğini, yokluk kararı verildiği için TTK md449 uyarınca alınan kararların icrasının geri bırakılmasına usule ve hukuka aykırı şekilde karar verildiğini,Somut olayda söz konusu ilan ve çağrının yapılmasının kamu düzenine ilişkin bir yanı bulunmadığını, söz konusu ilan ve çağrıya ilişkin yasa maddesinin şirket ortaklarının genel kurul toplantısından haberdar olmasını ve toplantıya katılma ve oy kullanma hakkını sağlamaktan ibaret bir amacı olduğunu, davalı şirketin SPK’ya tabi bir şirket olmadığı da nazara alındığında söz konusu ertelenen toplantı çağrı ve ilanına kamu düzenine ilişkin ‘kurucu – şekil şartı’ anlamını yüklemek açıkça yasanın ulaşmak istediği amacın da dışında kaldığını, ertelenen ilk toplantının %100 katılım ile gerçekleştiğini, Somut olayda çağrı ve ilana ilişkin bir usulsüzlük var ise bunu ileri sürebilecek olan: yönetimde bulunmayan dava dışı hissedarlar olduğun,u ilan ve çağrıyı yapmakla yükümlü olan /üyesi olan davacıların olmadığını, Yerel mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporunun hukuka aykırı olduğunu bilirkişiye itiraz edildiğini ancak reddedildiğini, Davacıların dava dilekçesinde müvekkili şirketin alınan kararlar neticesinde telafisi mümkün olmayacak bir zarara uğrayacağına ilişkin somut hiçbir delil ve iddia ileri sürülmediğini, taleple bağlılık ilkesi gereği tedbir talebinin somutlaştırılmaması gereği reddi gerektiğini, Genel kurulda alınan karara dayalı temsil ve ilzam yetkileri 08/11/2022 de sona erdiğini, eski yöneticiler olan davacıların hem de davalı şirketin yeni yöneticilerinin görev süresi anılan tarihte sona erdiğini, Davacıların hiç görevden alınmamış olsalardı yetkilerinin 08/11/2022 tarihinde sona ereceğini, yerel mahkemenin karar tarihinden 22 gün önce sona erdiğini, davalı şirketin yeni yöneticilerinin ise görev süreleri davacıların görev süresini tamamlamak üzere belirlenmiş olup yine aynı tarihte sona erdiğini, davaya konu genel kurulda alınan kararların mahkeme karar tarihi itibariyle icra edilebilir bir yönünün bulunmadığı şirket yetkililerinin yetki sürelerinin dolduğunu, davacıların da verilen kararla devam edecekleri bir yönetim kurulu üyeliği süresinin kalmadığı bu kapsamda davacıların da şirketin zararına herhangi bir iş ve ilşlem yapılmasının 08/11/2022 tarihinden itibaren hukuken imkansız olduğu, herhangi bir zarar ihtimalinin bulunmadığı yasanın aradığı anlamda bir durumun söz konusu olmadığını, şirkete karşı başlatılan icra takiplerine karşı yapılan itiraz ve dava iş ve işlemlerinin verilen tedbir kararı ile nitelemesine tabi tutulabileceğini, sunulan mahkeme kararında müvekkili şirket tarafından açılan davada müvekkili şirketin haklılığına da karar verildiği ve bu defa açılmış derdest davalara ilişkin yokluk kararı kesinleşmeden tedbiren uygulanması durumunda davaların esastan karara bağlanmasının önüne geçileceğini, şirketin yaklaşık 2 milyon liralık bir borç yüküyle karşılacağını nazara alınarak; tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yerel mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davalı şirketin 08/09/2021 tarihinde icra edilen genel kurulunda alınan kararların TTK md.449 uyarınca yürütmesinin geri bırakılmasını kararının, HMK md.389 sayılan koşulları taşımadığı nazara alınarak kaldırılmasını, davanın TTK md 446 hükmüne istinaden 114/2 ve 114/1(h) uyarınca hukuki yarar yokluğundan/dava şartı yokluğundan usulden reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalı … Tur.A.Ş’nin 08.09.2021 Tarihli Olağanüstü Genel Kurul’unda alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespiti veya iptali talebine ilişkindir.Mahkemece, Davanın kabulüne; A-Davalı şirketin 08.09.2021 tarihli Genel kurul toplantısında alınan kararların YOK hükmünde olduğunun tespitine, B-Davacıların ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile ; Davalı şirketin 08.09.2021 tarihinde icra edilen genel kurulunda alınan aşağıda sayılan kararların 6100 sayılı HMK’nın 389 ve 6102 sayılı TTK’nın 449. Maddeleri uyarınca yürütmesinin geri bırakılmasına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili 26/12/2022 tarihli istinaf dilekçesi ile mahkemece hükümle verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiş olup dairemizin 06/03/2023 tarihli ara kararımız ile; Bu talebin dairemizce esasa ilişkin verilecek kararla birlikte değerlendirilmesi gerektiğinden, bu aşamada ihtiyati tedbir talebinin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, ortaklık sıfatı, ortağın açacağı iptal davasının dinlenebilmesi koşuludur. Davacı taraf, bu sıfatını davanın kesin hüküm ile sonuçlanmasına kadar korumak zorundadır. Somut olayda davalı vekili, dairemize gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine 19/10/2023 tarihinde uyap sistemi üzerinden gönderdiği dilekçe ile; davacıların karar tarihinden sonra şirketteki hisselerinin tamamını devretmek suretiyle şirket ortaklığından ayrıldıkları bu nedenle iş bu dava bakımından taraf sıfatların kalmadığı savunulmuş ve Kartal … Noterliği’nin 02.08.2023 tarihli … yevmiye numaralı senede bağlanmamış anonim şirket pay devri sözleşmesi, Kartal … Noterliği’nin 02.08.2023 tarihli … yevmiye numaralı senede bağlanmamış anonim şirket pay devri sözleşmesi dosyaya ibraz edilmiştir. Anılan belge incelendiğinde, davacıların davalı … Tur.A.Ş. De bulunan ayrı ayrı 25 adet hisselerini dava dışı …’a devrettikleri görülmektedir. Dosya arasında yer alan bilgi ve belgelerden davacıların ortaklık sıfatının halen devam edip etmediği hususu ise tam olarak anlaşılamamaktadır. Bu durumda, mahkemece, şirket pay defteri getirtilerek, anılan hisse devir sözleşmeleri de gözetilmek suretiyle davacıların şirketteki ortaklıklarının devam edip etmediğinin belirlenmesi, davacıların şirketteki ortaklık sıfatların sona erdiğinin tespiti halinde ise, davanın yokluk istemine ilişkin olduğu gözetilerek, davacıların davaya konu, 08.09.2021 Tarihli Olağanüstü Genel kurulun yoklukla malul olduğunun tespitini istemekte hukuki yararları bulunup bulunmadığı da tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. (Yrg.11.HD.16/09/2019 T.2018/4345 E.2019/5369 K.sayılı kararı benzer mahiyettetir.) Taraf sıfatı ve hukuki yarar dava şartı olup her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece yukarıda açıklandığı üzere işlem yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Davalı vekilinin, hükümle verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin dairemizce verilen kararın mahiyeti gereği mahkemesince değerlendirilmesine karar vermek gerekmiştir. Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulü ile, HMK’nın 353/1-a4, 6 maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine, sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davalı vekilinin, hükümle verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin mahkemesince değerlendirilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun usulen KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 30/11/2022 tarih ve 2021/625 Esas – 2022/789 Karar sayılı kararının 353/1-a4, a6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2- Davalı vekilinin, hükümle verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin mahkemesince değerlendirilmesine,3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı bulunmsaı halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/10/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.