Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/355 E. 2023/316 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/355 Esas
KARAR NO: 2023/316 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/371 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİHİ: 06/01/2023 (Ara Karar)
DAVA/KARŞI DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) – Genel Kurul Karar İptali
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davalı-karşı davacı vekili Av. …- Av …. 03.01.2023 tarihli dilekçesi ile; davalı şirketin taşınmaz ve araçların üzerine tedbir şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 06/01/2023 (Ara Karar) tarih 2022/371 Esas (Derdest Dava Dosyası) sayılı kararında; “Mahkememiz dosyasında karşı dava Genel Kurul Kararının iptali olup, şirkete ait araçlar ve taşınmazlar konusunda açılmış bir dava olmadığından bu yönde ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olup,”gerekçesi ile, Davacının bu ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalı / karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı / karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesinin tedbir taleplerinin reddine ilişkin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Taraflarınca dosyaya sunulan karşı dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında, şirkete ait araçlar ve taşınmazlar üzerine tedbir şerhi konulmasına ilişkin olarak açıkça talepte bulunulduğunu, Karşı dava dilekçelerinin sonuç ve istem kısmında talep edildiği üzere; şirkete ait taşınmaz ve araçlar üzerine tedbir şerhi konulmadığı takdirde taşınmaz ve araçların 3. şahıslara satılması riskinin mevcut olduğunu; şirket tarafından Genel Kurul yapıldığı ve temsil sorunu ortadan kalktığı takdirde şirket üzerinde %90 hisse sahibi … tarafından taşınmaz ve araç devirleri yapılmasının önünde hiçbir engelin kalmayacağını, Şirkete ait taşınmaz ve araçlar üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmaması halinde; toplamda en az 6.400.000-TL’lik dairelerin ve yine toplamda en az 1.000.000-TL bedelli araçların satışı yapılır ise telafisi mümkün olmayacak zararların ortaya çıkacağını, Şirket aktiflerinin satışı kararı için her ne kadar halihazırda oy nisap sayısı yeterli gibi gözükmekte ise de İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/561 Esas, 2021/1000 K sayılı davasında istinaf mahkemesi tarafından kararın bozulması ve oy oranının değişmesi ihtimalinde nisabın gerçekleşmemiş olacağını, Taraflar arasında gerçekleşen hisse devrinin iptali talebi ile taraflarınca İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/561 Esas sayılı dosyası ile davanın açıldığını; Yerel mahkeme tarafından usul ve yasaya aykırı olarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiğini, dosyanın halen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/602 Esas numarası ile istinaf incelemesinde olduğunu, İstinaf incelemesi neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi halinde; müvekkilinin hisselerinin %50 oranına çıkacak olup davacının tek başına karar alamayacağını ve aldığı kararların hükümsüz hale geleceğini, şirkete ait taşınmaz ve araçlar üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmaz ve davacı/karşı davalı tarafından söz konusu aktifler 3.şahıslara satılır ise, söz konusu satış işlemlerinin hükümsüz hale geleceğini ancak müvekkili için telafisi mümkün olmayacak zararların ortaya çıkacağını, HMK’nın 389. maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbirin şartları oluştuğundan, şirkete ait taşınmaz ve araçlar üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmasına karar verilmesinin gerektiğini, İleri sürerek, ilk derece mahkemesinin, ihtiyati tedbir şerhi konulması taleplerinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılarak, karşı davada şartları oluşan ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep; karşı davalı şirketin 28/04/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 1, 2, 3 nolu kararların iptali istemli davada; davalı şirketin taşınır ve taşınmaz malvarlıkları üzerine ihtiyati tedbir konulması istemine ilişkin olup, mahkemece talebin reddine karar verildiği, karşı davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nun 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, 1. fıkrasında “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre şartların mevcut olması durumunda ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. 6100 Sayılı HMK’nun 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Somut olayda; ilk derece mahkemesince karşı davalı şirketin dava konusu genel kurul toplantısında alınan, şirket yetkilisi …’e şirkete ait taşınmaz ve araçları dilediği bedel ve şartlarda satışı için en geniş anlamda yetki verilmesine yönelik 3 nolu ara kararın yürütülmesinin tedbiren durdurulmasına karar verildiği anlaşılmış olup, davalı şirketin malvarlığına dahil taşınmazlar ve araçlar genel kurul kararının iptali davasının konusunu teşkil etmediğinden, HMK’nun 389 maddesi uyarınca yalnıza uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebileceğinden, koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. İzah edilen gerekçelerle; ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı/Karşı davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 492,00 istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, 7-Dava dosyası dairemize UYAP sistemi üzerinden elektronik dosya olarak gönderildiğinden, ilk derece mahkemesine UYAP sistemi üzerinden iade edilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/02/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.