Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/312 E. 2023/314 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/312 Esas
KARAR NO: 2023/314 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/968 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİHİ: 14/12/2022 (Ara Karar)
DAVA: İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket yetkilisi …’ın babası ve davalıların murisi …’ın mülkiyeti kendisine ait … Mah. … Cad. No:… Kaynarca-Pendik/İstanbul adresinde bir bina inşaatı yaptığını, müteveffanın iş bu inşaatın yapım aşamasında binanın yapımı için başka firmalardan alınan malzemelerin … Orman Ürünlerine fatura edildiğini ve bedellerinin şirket tarafından ödendiğini, iş bu malzeme bedellerinin 161.174,30 TL’sinin fatura edildiğini, geri kalan 276.773,83 TL’nin cari hesaba borç olarak kayıt edildiğini, malzemelerin sevk irsaliyelerinden ve dinlenecek tanık beyanlarından ürünlerin … Mah. … İleri Cad. No:… Kaynarca Pendik/İstanbul adresinde kullanıldığının sabit olduğunu, yine müvekkili şirket tarafından davalıların murisinin banka hesabına nakit ödemeler yapıldığını ve bu tutarların da cari hesabına borç olarak işlendiğini, … Mah. … Cad. No:.. Kaynarca-Pendik/İstanbul adresinde bina inşaatı için gönderilen malzeme bedelleri ve nakit banka ödemeleri ile şirketin müteveffadan cari hesaptan 1.280.938,27 TL alacağı bulunduğunu, davalıların miras paylarına düşen 960.703,70-TL için davalılar adına ilamsız icra takibi başlatılmış ve borçlular tarafından ödeme emirlerine itiraz edildiğini, itirazların iptali ve icra takiplerinin devamı için iş bu davanın açıldığını, davalı Hamide … kendi adına asaleten diğer davalı …’a ise velayeten sayılı dosyada gönderilen ödeme emrine itiraz ettiğini, itiraz sebebi olarak herhangi bir özel gerekçe bildirmediğini, borçluların mirasçı olduğundan şirkete karşı müteveffanın borçlarından müteselsilen sorumlu olduğunu, murisin vefat ettiği tarihte müvekkili olan şirkete borçlu olduğunu, bu nedenle müvekkil şirketin hakkına halel gelmemesi için davalıların mal varlıklarına ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür. Davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 14/12/2022 (Ara Karar) tarih 2022/968 Esas (Derdest Dava Dosyası) sayılı kararında; “İhtiyati hacizin şartları İİK 257 ve devamı madde hükümlerinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde ve veya 3. Şahısta olan menkul ve gayrimenkul mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı yanlız borçlunun muayyen ikametgahı yok ise, borçlu taahütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaağa, veya kendisi kaçmağa hazırlanır, yahut kaçar yada bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden ileri işlemlerde bulunursa bu suretle ihtiyati haciz konulursa, borç yanlız borçlu hakkında muacceliyet kesbedebileceği hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilir.İhtiyati haciz ve asıl olan, ihtiyati hacze esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati haczin sebebinin bulunmasıdır. İİK 257 ve devamı maddesine göre ihtiyati haciz talep eden taraf öncelikle ihtiyati haciz istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir.Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunun kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtamali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati haciz kararı verirken asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar verilmemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati hacze karar verirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati haczin amacının gözetilmesi gerekli ve zorunludur. İİK 257 ve devamı maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ihtiyati hacze karar verilmelidir. Kanun koyucu, ihtiyati haciz hakkında karar verecek olan Hakime geniş bir takdir alanı bırakmış ise de, Hakim her somut olayda, ihtiyati haczin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre, ihtiyati haciz kararı verdiğinin kararında belirtilmelidir, ihtayi haciz şartları mevcut değilse kanunun ön gördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmelidir. Somut olayda, söz konusu uyuşmazlığa ilişkin dosyaya sunulmuş olan deliller ve ileri sürülen sebepler bu aşamada alacağın varlığını ve muaccel olduğunu, ihtiyati haciz konulması gerektiği hususunu yaklaşık olarak ispata yeterli değildir. Bu itibarla, ihtiyati haciz talep edenin dosya kapsamında sunduğu belgelerden alacağın varlığını ve muaccel olduğunu yaklaşık ispata yeterli olmayıp, yargılamayı gerektirdiğinden, istemde İİK 257 ve devamı madde hükümlerinde öngörülen koşullar gerçekleşmediğinden ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.”gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin yasal koşulları oluşmaması nedeniyle REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ihtiyati haczin; hak sahibinin, davayı kazanması ihtimalinde ve o zamana kadar gerçekleşebilecek olan rizikodan dolayı korunmasını henüz dava devam ederken sağlayan tedbirler olduğunu; böylece ihtiyati haciz kararları ile geçici bir hukuki koruma temin edileceğini, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İhtiyati haciz şartları” başlıklı 389. Maddesinde bu durumun “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilir.” şeklinde düzenlendiğini; dolayısıyla ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için bir hakkın ve ihtiyati haciz sebebinin varlığının gerektiğini, İhtiyati haciz kararlarıyla amaçlananın; hak kaybının önlenmesi ve dava sonucunda verilecek kararların icra edilebilirliğinin sürdürülmesi olduğunu; Yaklaşık ispatın, hâkimin acele karar verilmesi gereken hallerde, delil ikamesinin çok zor olduğu ve bu nedenle kesin ispatın beklenemeyeceği hallerde söz konusu olduğunu, Somut olayda murisin vefat ettiği tarihte müvekkili şirkete borcunun bulunduğunu; davalıların murisin terekesi üzerinde tasarruf ettiklerini; bu durumunda mirası kabul ettiklerini gösterdiğini; yine haricen yapılan araştırmalar neticesinde davalıların hem terekeyi hem de kendi şahsi mal varlıklarını kaçırma eylemi içerisinde olduğunun anlaşıldığını; bu nedenle müvekkili şirketin hakkına halel gelmemesi için davalıların mal varlıklarına ivedi olarak öncelikle teminatsız veya teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesinin taraflarınca talep edildiğini; mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu; somut olayda yeteri kadar yaklaşık ispat karinesi oluştuğundan verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek, yukarıda açıklanan nedenlerle; İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/968 Esas sayılı 14/12/2022 tarihli ara kararına karşı istinaf başvuru taleplerinin kabulü ile söz konusu kararın kaldırılmasına ve davalılar aleyhine ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep; davacı şirket tarafından davalıların murisinden olan alacakların tahsili amacıyla başlatıldığı iddia olunan takibe itirazın iptali davasında, davalılar aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İİK’nun 257/1 fıkrası uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nun 258 maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Burada aranan ölçü yaklaşık ispat ölçüdür. Somut olayda; tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin, dava dışı firmalar tarafından davacı şirkete kesilen ve bedelleri ödenen faturaların, davalıların murisinin inşaatında kullanılan malzemelere ilişkin olduğu, yine davacı şirket tarafından davacıların murisine nakdi ödeme yapıldığı, bu nedenle murisin şirkete olan borçlarından davalıların miras payları oranında sorumlu oldukları iddiası ile iddia olunan alacağın varlığı ve miktarı yönünden İİK’nun 258 maddesinde aralanan yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada oluşmadığı, dosyada değişen delil durumuna göre her zaman geçici hukuki koruma da talep edilebileceği nazara alındığında, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmayıp, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik ara kararı ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 220,70 istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, 7-Dava dosyası dairemize UYAP sistemi üzerinden elektronik dosya olarak gönderildiğinden, ilk derece mahkemesine UYAP sistemi üzerinden iade edilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/02/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.