Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/286 E. 2023/208 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/286 Esas
KARAR NO: 2023/208 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/1052 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 24/11/2022
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının icra dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin devamına, takibe itiraz eden davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılamanın salahiyeti ve ileride doğabilecek olan hak kaybının engellenmesi adına davalı adına kayıtlı menkul-gayrimenkul mallar ile üçüncü kişiler nezdinde bulunan alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına,yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/11/2022 tarih 2022/1052 Esas sayılı ara kararında; “İİK’nun 257.maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder ” hükmünün yer aldığı, buna göre alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispat şartının sağlanmadığı ve yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir….”gerekçesi ile, Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektireceğinden ihtiyati haciz talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, müvekkilinin alacağının vadesinin gelmiş olduğunu, müvekkilinin 17.11.2021 tarihinde düzenlemiş olduğu 3.283,20 USD tutarındaki faturaya, dilekçe ekinde yer alan ödeme dekontunda da görüleceği üzere yine aynı tarihte 30.000 TL tutarında ödeme yapıldığını, davalı tarafından aynı gün içerisinde yapılmış olan işbu ödeme ile faturanın peşin ödemeli olduğunun taraflarca kabul edildiğini, 23.11.2021 tarihli ve 04.08.2021 tarihli faturaların da peşin ödemeli faturalar olup; davalı tarafından ödenmediğini, davalı tarafından da yasal süresi içerisinde reddedilmeyen işbu faturaların da davalı tarafça peşin ödemeli olduğunun kabul edildiğini, müvekkil şirkete ödeme yapılmamasının üzerine, müvekkili şirket yetkilisi, davalı şirket yetkilisi …’e Whatsapp üzerinden mesaj attığını ve davalı şirket yetkilisi de işbu borcun varlığını ve muaccel olduğunu açıkça ikrar ettiğini, Davalı Şirket yetkilisinin fatura ile uyumlu dilekçe ekinde yer alan sipariş maili ve WhatsApp mesajının fatura içerikleri ile birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu olan alacağın varlığı hakkında mahkeme nezdinde yeterli kanaat oluşturduğunu, İİK 258/1 hükmü uyarınca da ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında yeterli kanaat edinmiş olması” yeterli olduğunu, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 26.12.2016 tarihli 2016/17705 Esas ve 2016/16145 Kararı) Müvekkilinin, peşin ödeme yapılacak olması nedeniyle davalıdan herhangi bir teminat talebinde de bulunmadığını, teminat niteliği taşıyan bir belge de temin etmediğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davalı adına kayıtlı menkul/gayrimenkul mallar ile üçüncü kişiler nezdinde bulunan alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, itirazın iptali davasında ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur. İİK’nun 257/1.maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmü, İİK’nın 258/1.maddesinde ise; “Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, davacı tarafından ibraz edilen faturalardaki malların tam ve eksiksiz olarak davalı tarafa verilip verilmediği, sunulan faturaların iade edilip edilmediği, takibe konu alacağın varlığı ve miktarı açılan davada iddia ve savunma doğrultusunda yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. İstinafa konu ara karar tarihi itibariyle ve yargılamanın bulunduğu aşama gözetildiğinde henüz delillerin toplanmamış olması, davacı tarafça dosyaya ibraz edilen belgeler, alacağın varlığı, miktarı ve muaccel olduğuna dair yaklaşık olarak ispata yeterli değildir. Karşı tarafın, mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçmaya çalıştığını gösterir delil de sunulmamıştır. Bu hali ile, İİK 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği, değişen durum ve şartlara göre de her zaman yeniden talepte bulunulabilecek olup buna göre, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen karar, usul ve yasaya uygun olduğundan talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/02/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.