Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/259 E. 2023/205 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/259 Esas
KARAR NO: 2023/205 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/535 Esas – 2022/845 Karar
TARİH: 01/12/2022
DAVA: Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 09/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 2009 senesinden 26/10/2021 tarihinde kadar … Tic Ltd Şti’nin ortağı olduğunu, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona erdiğini, şirket müdür olan diğer ortakların şirketi iyi idare edemediğini, müvekkilinin ortaklığın başladığı tarihten bugüne kadar şirketin iş ve işleyişiyle ilgili diğer ortaktan bilgi alamadığını ve müvekkiline kar dağıtımı yapılmadığını, şirket bilançolarının gösterilmediğini, bu nedenle müvekkilinin TTK gereğince haklı sebeplerle şirketin ortaklığından ayrılmak istediğini, İstanbul … Noterliğinin 26/10/2021 tarih ve … yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi ile müvekkilinin şirketteki %20 lik hisse payına karşılık gelen ayrılma akçesi bedelinin 480.000 TL hatalı, hileli ve eksik hesaplandığını, şirketin üzerine kayıtlı taşınmazların, malların, banka hesaplarının bu hesaba dahil edilmediğini, ayrılan şirket ortağının esas sermaye payının gerçek değeri üzerinden hesaplanması gerektiğini, müvekkilinin şirkete ortak olduğu 2009 senesinden 26/10/2021 tarihine kadar geçen süre zarfında %20 şirket hissesi oranına karşılık gelen kar payının kendisine ödenmediğini bildirerek; öncelikle müvekkilinin dava süresince dava konusu olan müvekkilinin maddi haklarının korunması açısından şirkete ait resmi kayıtlarda görünen aktiflere, taşınır ve taşınmazlarına, banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına, müvekkiline hatalı ve hileli eksik verilen ayrılma akçesinin tespit edilmesi için %20 lik payına karşılık gelen esas sermaye gerçek bedelinin bilirkişilerce hesaplanması sonrası muaccel hale geldiği tarihten itibaren alması gereken eksik ödenen ayrılma akçesinin ticari faizle birlikte müvekkiline ödenmesine, müvekkilinin şirkete ortak olduğu 2009 senesinden 26/10/2021 tarihine kadar geçen süre zarfında %20 şirket hissesi oranına karşılık gelen yasal olarak hesaplanması gereken kar payının hak ettiği tarihten itibaren ticari faizle müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, huzurdaki davanın davacının ayrılma akçesi ve kar payı alacağının ödenmesi talepli olarak müvekkili aleyhine açıldığını, 6102 sayılı TTK.nun 4/1-a maddesine göre ticari dava olduğunu, huzurdaki davanın 22/07/2022 tarihinde açıldığını, Mahkemece 27/07/2022 tarihli tensip tutanağının 9 ve 10 numaralı ara kararları ile davacıya dava şartı arabuluculuk tutanağının dosyaya sunulması için süre verildiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan arabuluculuk tutanağının incelenmesinde arabuluculuk sürecinin 23/07/2022 tarihinde başlaığı, son oturum tutanağının düzenlendiği tarihin 17/08/2022 olduğu, dava şartı arabuluculuğun süresi içerisinde yerine getirilmediğini, bu nedenle arabuluculuk dava şartı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının müvekkili şirketten ayrılma akçesi ve kar payı alacağı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu bildirerek; dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 01/12/2022 tarih 2022/535 Esas 2022/845 Karar sayılı kararında; “….Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davanın 22/07/2022 tarihinde açıldığı, dosyaya ibraz edilen arabuluculuk son tutanağında başvuru tarihinin 23/07/2022 olarak yazıldığı, avukat portalında ise 22/07/2022 tarihi olarak yazıldığı, arabuluculuk sürecinin bittiği tarih olarak da 17/08/2022 tarihinin belirlendiği, Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2.maddesi uyarınca davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, davacı tarafından dava açıldığı tarih itibariyle arabuluculuğa müracaat edilmiş ise de; anlaşamama tutanağı dava açıldıktan sonra 17/08/2022 tarihinde düzenlenmiş olduğundan Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2.maddesi de düzenlenmiş olan dava şartının yerine getirilmediği, bu zorunluğa uyulmaması nedeniyle davanın HMK 114-2 ve HMK 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan reddine ….”gerekçesi ile, Dava şartı yokluğundan davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olup kaldırılması gerektiğini,Davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurduğunu, davacı tarafın müvekkili şirketten ayrılma akçesi ve kar payı alacağı bulunmadığını, davacının taleplerine ilişkin faiz talebinin de hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; davacının limited şirket pay devri sözleşmesi ile noterden 480.000 TL bedel ile payını devrettiğini, şirketin değerinin bu bedelden yüksek olduğunu, ayrılma akçesinin ve almamış olduğu kar paylarının tespitinin yapılarak tarafına ödenmesi talebiyle açılan alacak davasıdır.Mahkemece, dava şartı yokluğundan davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK 5/A maddesine göre TTK’nın 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Somut dava, ticari nitelikli bir alacak davası olduğundan, TTK 5/A maddesi kapsamında arabuluculuk dava şartına tabi davalardandır. 6325 sayılı yasanın 18/A-2 maddesinde, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği düzenlenmiş olup, buna göre mahkemenin arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığının tesbiti üzerine 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup davalı vekilinin davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna yönelik aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Yukarıda izah edilen gerekçelerle; mahkeme karar ve gerekçesi usul ve kanuna uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90.TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70.TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran taraflara iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 09/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.