Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/23 E. 2023/364 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/23 Esas
KARAR NO: 2023/364 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/761 Esas – 2021/75 Karar
TARİHİ: 20/01/2021
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/03/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kurulduğunu, cari hesap ekstresine dayalı olarak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile de yenilendiğini, ancak davalı şirket tarafından herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine itiraz edildiğini, yapılan itirazın haksız olduğunu, davalı şirketin edimlerini yerine getirmediğini dolayısıyla takibin açılmasına sebebiyet verdiğini, müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarının incelenmesiyle de anlaşılacağı üzere davalı yanın müvekkili şirkete 450.140,17 TL borcunun bulunduğunu, icra dosyasının celbi halinde; takibin 450.140,17 TL üzerinden açıldığının görüleceğini, takipten sonra davalının 100.000 TL miktarlı 2 adet çek keşide ettiğini ancak çekin karşılıksız çıktığını, karşılıksız çıkması akabinde davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, tahsilde tekerrüre düşmemek maksadıyla itirazın kaldırılması talepli işbu davanın değerinin 250.140,17 TL olduğunu beyanla icra dosyasına yapılan asıl alacak üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, kötüniyetli karşı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere üst hatten icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın süresi içerisinde açılmadığını, itirazın üzerinden 3 yıl geçtikten sonra davanın açıldığını, alacağın belirsiz olduğunu, bu nedenle ilamsız icra takibi yapılamayacağını, arabuluculuğa başvurulmadığını, müvekkiline arabuluculuk davetinin tebliğ edilmediğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, takibin açılmasına sebebiyet vermediğini, iddia edilen alacağın likit olmadığını, davacının herhangi bir zarara uğramadığını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesinin 20/01/2021 tarih ve 2019/761 Esas 2021/75 Karar sayılı kararında;”Mahkememizin 20/01/2021 tarih 2019/761 Esas 2021/75 Karar sayısı ile davanın kabulüne karar verilmiş olup, davacı vekili tarafından sunulan 10/02/2021 tarihli dilekçe ile; davadan feragat ettiklerini beyan ettiği görülmüştür.Davadan feragat HMK’nın 307-312 maddelerinde düzenlenmiştir. HMK 309. maddesine göre; feragat ve kabul beyanının dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, HMK 310. maddesine göre; feragatın ve kabulün hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği düzenlenmiştir.Bu haliyle davacı tarafından davalı aleyhine dava açılmış ve yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş ise de; HMK 310. maddesi uyarınca feragatin karar kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilmesi mümkün olduğundan, davacı vekilince sunulan 10/02/2021 tarihli beyan dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini beyan ettiği, davacının dosyaya sunula vekaletnamenin incelenmesinde davacı vekilinin feragata ilişkin yetkisinin bulunduğu anlaşıldığından ve feragat beyanı kesin hükmün sonuçlarını doğuran irade beyanı olduğundan, vaki feragat nedeniyle Mahkememizin 20/01/2021 tarih 2019/761 Esas 2021/75 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde ek karar verilmiştir. “gerekçesi ile davanın feragat nedeniyle karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerel mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğini, 4 nolu kararda 1.320 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine hükmedildiğini, davadan feragat eden davacı tarafın bu gideri üstlenmesi gerektiğini, taraflarına külfet yükleyerek bu davayı açan davacı tarafın bu eylemi neticesinde doğan zararları gidermesi gerektiğini, 4 nolu kararın bozulup zorunlu arabuluculuk giderinin davacı tarafa yükletilmesi gerektiğini, davacı tarafından işbu dosyaya feragat dilekçesi verildiğini ve bu feragat talebiyle işbu dosyada feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, müvekkilinin kendini vekille temsil ettirmesine rağmen herhangi bir vekalet ücretine hükmedilmediğini, HMK madde 312’ye göre, feragat beyanında bulunan taraf davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edileceğini, AAÜT 6. maddesinin de aynı doğrultuda olduğunu, davalı kendisini işbu davada vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle yerel Mahkeme tarafından davanın reddine karar verildiğine göre, reddedilen tutar üzerinden, davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince vekalet ücretinin takdiri gerektiğini beyanla davalı lehine avukatlık vekalet ücretine hükmedilmesini, yerel Mahkemenin 4 nolu kararının kaldırılarak arabuluculuk yargılama giderinin davacı tarafına yükletilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.Mahkemece 20.01.2021 tarihli, 2019/761 Esas ve 2021/75 Karar sayılı karar ile davanın kabulüne karar verilmiş, karardan sonra davacı vekili tarafından davadan feragat beyanı sunulması üzerine HMK’nın 310/2. maddesi uyarınca, 26.03.2021 tarihli ek karar ile, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davalı taraf, aleyhine hükmedilen arabuluculuk ücreti ve lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması sebebiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.6100 sayılı HMK’nın 312. maddesi uyarınca; feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkumiyet, ona göre belirlenir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A/11. maddesi uyarınca; taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez. Açıklanan yasal hükümlerden Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi, HMK’nın 312. maddesinden sonra getirilmiş ve ona nispeten özel nitelikte bir yasal düzenleme olduğundan, arabuluculuk kurumuna başvurunun dava şartı olduğu tazminat ve alacak davalarında verilen hükümler yönünden öncelikli olarak uygulanması gerekir.Somut dosyada sunulan 26.07.2019 tarihli arabuluculuk son tutanağı aslına göre, davalı tarafın arabulucu tarafından yapılan usulüne uygun tebligata rağmen mazeretsiz olarak ilk görüşmeye katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona erdirildiği anlaşılmış olup, Mahkemece feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmakla birlikte 6325 sayılı Kanun’un 18/A-11 maddesi uyarınca davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve arabuluculuk ücretinin davalıya yükletilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Açıklanan nedenlerle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçe ve hüküm fıkrasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 02/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.