Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/2261 E. 2023/2103 K. 28.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2261
KARAR NO : 2023/2103
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2023 (Ara Karar Tarihi)
DOSYA NUMARASI : 2020/660 Esas (Derdest Dava Dosyası)
DAVA: Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 28/12/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dairemize UYAP sistemi üzerinden elektronik olarak gönderilen dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili 24/10/2023 tarihli dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporu ile taşınmazın dava tarihi itibarıyla değerinin 61.711.788,00 TL, keşif ve bilirkişi incelemesi tarihi itibarıyla 84.787.500,00 TL değerinde olduğunun tespit edildiğini, müvekkili vakfın hisse oranının %11 olduğunu, davalı şirketin çoğunluk payı nedeniyle şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğunu, her an şirket mal varlığını azaltıcı işlemlerde bulunabileceğinden, ihtiyati tedbir kararı verilerek davalı şirketin müvekkili vakfın doğacak hak ve alacaklarının ve şirket hissedarlığından kaynaklanan ekonomik haklarının korunması açısından, borç arttırıcı ve malvarlığını azaltacak işlemlerin dava sonuna kadar önlenmesi için HMK 389 VE 390/2 maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesini talep etmiş olup, duruşmadaki beyanlarında mahkeme aksi kanaatte ise müvekkilinin payına satışın engellenmesi için tedbir konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 27/10/2023 tarih ve 2020/660 Esas sayılı Ara Kararı ile; ” Yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle; yöneticilerin şirketi kasıtlı ve kötü niyetli olarak kötü yönetip davacıyı zarara uğratma çabası içerisinde oldukları veya şirket mal varlığının azaltılmaya çalışıldığı somut olarak yaklaşık ispat ölçütünde ispat edilememesi ve mahkememizin 02.05.2023 tarihli ara kararından ayrılmasını gerektirir yeterli yeni delil sunulmaması nedeniyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: DAVACI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararına karşı HMK 391/3 maddesi uyarınca süresi içinde istinaf itirazlarını sunduklarını, Fesih istemlerinde gösterilen olguların, “haklı neden” sayılarak davalı şirketin TTK 531. maddesi uyarınca feshine veya TTK 531 uyarınca davacı payının karar tarihindeki en yakın tarihteki gerçek değerinin belirlenerek, şirketteki taşınmazların, isim hakkının ve diğer değerlerin gerçek rayiç bedelleri ile değer artış paylarının da hesaplanması ile azınlık payının devrine ve bedelinin davalıdan tahsili istemli dava açılmış olduğunu, yapılan bilirkişi incelemesinde şirketin sahip olduğu taşınmazların değerinin keşif ve bilirkişi incelemesi tarihi olan 10.12.2021 tarihi itibarıyla 84.787.500,00 TL. değerinde olduğunun tespit edildiğini ve o tarih itibariyle Avukatlar Vakfı’nın hisse oranı %11,11 üzerinden davalı şirketin öz varlığındaki payının 9.583.508,19 TL olduğunun belirtilmiş olduğunu, TTK 531 maddenin hükmü uyarınca, şirketin feshi istemlerinin kabul edilmediği takdirde, ” Fesih yerine davacı payının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin belirlenerek ödenip şirketten çıkarılmasına” karar verilmesinin talep edildiğini, Dosyaya sundukları 20.11.2023 tarihli talep ve beyan dilekçelerinde, davacı vakfın payı karşılığı ödenmesi gereken pay değerinin yeniden değerlendirilmesinin gerekeceğini ve sadece taşınmazların değerinin Yİ-ÜFE ye göre yapılan hesaplamada 276.882.157,98 TL’ ye çıktığını, taşınmazın devrinin elden çıkarılması ve şirketin mal varlığını azaltması halinde , davanın sonunda elde edilmesi gereken paranın karşılığının kalmamasının her zaman muhtemel olduğunu, … başlığına ulaşan bilgilerin, davalı şirketin taşınmazı devretme veya şirket paylarını devretme, mal varlığını bu şekilde azaltma girişiminde bulunduğunun öğrenildiğini, Avukatlar Vakfı başkanlığına ulaşan bilgiye göre … Yöneticisinin üyelerine aşağıdaki duyuruyu göndermiş olduğunu,
——————————————————————————————————–
*… HİSSELERİYLE İLGİLİ ÖNEMLİ AÇIKLAMA*
*Av. …
Saygıdeğer Üyelerimiz;
Sizleri birkaç konuda bilgilendirmek için bu açıklamayı yapmak gerekti.
1- Genel kurul tarafından belirlenen aidatlar, bir önceki seneyle karşılaştırılarak çok yüksek olduğu gerekçesi ile eleştirildi. Bu görünüşteki haklılığın gerçekçi olmadığını söyledik. Zira 2022 aidatları çok düşük kalmış ve 2022 yılını borçla kapatmıştık.
2- 2023 yılı aidatları belirlenirken önceki yıl öngörülmeyen ekonomik gelişme seyrinin bu sene daha ağırlaşacağı tespiti ile yeni aidatlar belirlendi.
3- Bir diğer konu devre mülk yönetimi giderleri ile apartman /site yönetim giderleri arasındaki farklılıklardır. Şöyle ki;
Apartman/site yönetimlerinde bütçe rutin giderleri olarak ortak yer elektrik, su, doğalgaz bina iç temizlik, yönetici, kapıcı varsa bahçıvan ücretleri vergi sgk primleri gibi unsurlar yer alır. Yönetim hiç kimsenin evinin içindeki giderlere karışmaz.
Devre mülk yönetim giderlerinde ise yukarıdaki giderlere ilave olarak daire içlerindeki kullanılan alet ve edavatının da tedarik temin tamir değiştirme gibi giderler bütçe hazırlanırken hesaba katılmak zorundadır.
Avta devre mülk sistemi hakkında açıklama;
Avta devre mülk projesi halen gümüşlük yolu üzerinde yer alan iki ayrı parselde 36 evden ibaret Park Mahallesi ve 61 devre mülk ve 5 adet özel mülk den oluşan Palmiye mahallesi adlarında iki mahalle ve toplam 102 daireden oluşmaktadır. Ayrıca 46 bağımsız bölümden oluşan Dereboyu ve 48 bağımsız bölümlerden ve 11 villadan oluşan Bodrum Mahallelerinden ibarettir. Özel mülk ve villalar haricindeki 191 bağımsız bölümde 1499 üyemiz bulunmaktadır. 191 evin içinde bulunan eşyaların yenilenmesi ilk gündeki demirbaş listesine uygun olarak hazır edilmesi yönetim sorumluluğundadır. Bunlardan nelerin değiştirileceği, sezon sonunda tespit edilir maliyetler hesaplanır ve aidat belirlemesinde nazara alınır. Keza 4 ayrı yerdeki yerleşim personel sayısının da artmasına yol açmaktadır. Ücretlere Yılda iki kez zam yapılması personelin yemek giderlerinin bu enflasyon ortamında karşılanabilmesinin güçlüğünü takdirlerinize sunuyorum.
Şimdi hepimiz için önem taşıyan konuyu kısaca açıklamak istiyorum:
Bildiğiniz üzere havuz lokanta ve apartların bulunduğu 7.900 M2 büyüklündeki …A.Ş.nin mülküdür.
*Şirket ortakları arasında ihtilaf vardır ve halen dava devam etmektedir.*
Biz devre mülkçüler olarak Otelcilik şirketinin arazisini kullanmaktayız Normal şartlar altında Buraya kira ödememiz gerekirdi. Ama buraya gelir getirici bir işletme/otel kurulamadı. Ve şirket ortakları kar payı alamadığı için ihtilaf çıktı. Biz bu arsayı çoğunluk pay sahiplerinin onayı ile bakım masraflarını karşılayarak kullanıyoruz. *Lakin yolun sonuna geldik.*
Bu arsa ya ortaklığın giderilmesi yolu ile satılacak. Ya da haricen satılacak. Ancak bu arsanın üçüncü kişilere satılması halinde, *bugüne kadar yaşadığımız konfor ortadan kalkacaktır.*
Şöyle ki arazinin denize kıyıdaş olması nedeniyle sahil ve iskeleye ecrimisil ödeyerek kendi şezlong ve şemsiyelerimizi koyuyor ve yine belediye mülkiyetinde olan yeşil alanının bakımını yaparak kullanıyoruz. Havuzdan bakımını yapmak suretiyle yararlanıyoruz. Gün boyu ve akşamları her ne kadar bazı üyeler tarafından eleştirilse de cafe ve lokantadan Bodrum fiyatları ile kıyaslanamayacak ücretler karşılığı yararlanıyoruz.” Yine devre mülklerimizin değerlenmesin de otel arsasının sağladığı olanaklar büyük bir faktördür.
Arsayı Başkasının alması halinde , bu ve benzeri *tüm imkanlardan yoksun kalacağız.*
Hepimiz arzu ederiz ki *devre mülk sahipleri bir şirket kursun ve bu arsayı alsın. Veya mevcut şirket hisselerini devir alalım.* Konu sosyal medyada bilinçli bilinçsiz tartışılmakta iken orada birkaç açıklama yaptım. Ama sorunu çözecek olanlar bizleriz yani devre mülk sahipleri. *Gönlümüz herkesin ortak olacağı bir şirkete arsayı almak.* Daha sonra sermaye artışı ile gelir getirici bir tesis kurmak olmalı. Ben orada 150.000.000 TL diye bir rakam telaffuz ederek her üyenin 100.000 TL ödemesi halinde sorunu çözebileceğimizi belirttim. Bunun için de olumlu düşünen kaç üyemiz var tespitini talep ettim.
Aynı talebi yineliyorum. *Bir üye birden fazla pay alabilir.* Belirli bir sayıya ulaşırsak oluşturulacak bir kurul Şirket yönetimi ile Fiat ve ödeme konusunu görüşebilir.
Belirttiğim rakam şirketle görüşülmüş ve tespit edilmiş değildir. Mahkeme dosyasında ki bilgilerden ve mevcut piyasa şartlarından çıkarsadığım bir rakamdır. Ben talip olabilmemiz için böyle bir sermayeye ihtiyaç olduğunu varsayıyorum.
*Üyelerimizin oluşturacağı komite şirketle görüşerek pazarlık yapacaktır.*
Bunun için bu ay, Ağustos ayında belirli bir sayıya ve taahhüt edilen rakama ulaşmalıyız. *Eylül Ekim ayı içinde neticelendirmek* durumundayız.
*Katılım durumunuzu ve kaç hisse alacağınızı 5 Eylül 2023 gününe kadar bildiriniz.*
Site yöneticisi ve 32 yıllık bir avta üyesi olarak sizleri bilgilendirmek istedim. Süreçte benden talep edilmesi halinde bilgilendirmeye devam edeceğim.
Hepinize sağlıklı ve mutlu günler ve iyi tatiller diliyorum.
04.08.2023
*Yönetici .*…*
——————————————————————————————————–
…lar Vakfı Yönetiminde bulunan …, aynı zamanda … devre mülk sahibi olduğunu, kendisine 25.10.2023 tarihinde yine aynı yönetici tarafından, satın alma talepleri ile ilgili ikinci bir duyuru geldiğini,
25.10.2026 tarihinde, … Devremülk üyesi olan …adet whatsapp üzerinden yine yönetici tarafından gönderilen mesajda;
… devre mülk malikleri,
Öncelikle, grup paylaşıma açıkken sormuş olduğunuz soruları 6 sayfada topladık ve elimden geldiğince yanıtlamaya çalıştım.Yarın, bilgim dahilinde cevaplayabildiklerimi paylaşacağım.
Avta Otelcilik hisselerinin devre mülk sahipleri olarak satın alınması, böylece otel arsası ile Bodrum Mahallesi’ndeki bu şirket adına kayıtlı tüm hakların Avtalılara ait olması için sizlere bir çağrıda bulunduk.
Bunu birkaç kez açıkladık.
Gruplarda tartışmaya açtık.
Lakin tartışmalarda bir kısım üyeler, çeşitli polemikler ve ithamlarla süreci bloke etmeye çalıştılar.
Üyelerde tereddütler oluştu.
Bu çerçevede bazı üyelerimiz neden şirket hissesi alalım ya borcu varsa şeklinde sorular sordular. Şirketin incelenmesi talebinde bulundular.
Bu haklı talebin yerine getirilmesi için bizim şirket hisselerinin %80’ini alabilecek sayısal ve parasal bir hazırlığımızın olması gerekir.
Biz şu anda bu yeterlilikte değiliz.
Şöyle ki ; 1500 üyeden 430 tanesi , 650 hisse talebinde bulunmuşlardır.
Yani, toplam üyenin 1/3 ü Toplam hissenin , %43’ünü almaya talip olmuştur.
Takdir edersiniz ki bu yapı ile biz bir şey yapamayız.
Talepte bulunma süresi için 5 Kasım’a kadar demiştik. Önümüzde 10 gün kaldı.
Bu nedenle bu güne kadar ben varım ve şu kadar hisse alırım diyenlerin listesini ekte gönderiyorum.
Liste alfabetik sıralıdır. Tüm üyelerimiz listeleri kontrol ederek listelerdeki taleplerinin doğruluğunu belirlesinler.
İlk formu doldurup göndermiş olsanız dahi,
KESİN TALEP FORMUNU MUTLAKA YENİDEN DOLDURUP gönderiniz.
Şimdiye kadar katılmayan ve katılıp da listede ismini göremeyenler kesin taleplerini güncelleyebilirler.
Hepinize iyi günler diler, saygılar sunarım.
Yönetici.Av. …*
—————————————————————————————————————-
Bu iki ayrı bildirimden anlaşılanın, … Yöneticiliği’nin davalı … A.Ş. ile görüşerek ve pazarlık yolu ile taşınmazı satın alma olayını gündemine aldığını ve hayata geçirmek üzere duyurularını yaptığını, … A.Ş.’nin çoğunluk pay sahibi … A.Ş. Yönetiminin her an bir yönetim kurulu kararı ile elindeki tek taşınmazı satış suretiyle devretme hazırlığında bulunduğu, … Yöneticiliğinin, devredilecek taşınmaz için ödeyeceği parayı da … sahiplerinden toplama duyurusunu yaptığı, tamamlandığında satış suretiyle devrin yapılabileceği hususlarının her an mümkün olduğunu, Davalı şirket yönetiminin çoğunluk payı nedeniyle şirketi temsil ve ilzama yetkili olup, her an şirket mal varlığını azaltıcı işlemlerde ve azınlık pay sahibi davacı vakfın aleyhine borç artırıcı ve şirket mal varlığını azaltıcı işlemlerde bulunabileceğinden, ihtiyati tedbir kararı verilerek davalı şirketin davacı vakıfın doğacak hak ve alacaklarının ve şirket hissedarlığından kaynaklanan ekonomik haklarının korunması açısında, borç artırıcı ve mal varlığını azaltacak işlemlerin dava sonuna kadar önlenmesi için HMK 389 ve 390/2 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, İhtiyati tedbir kararının, davalı şirketin tüm mal varlığı üzerinden değil, en azından, davacı Vakıfın % 11,11 payı üzerinden verilebileceği hususunun 26.10.2023 tarihli duruşmada belirtildiğini ve pay oranında ihtiyati tedbir talep edildiğini, Mahkemenin ihtiyati tedbir talebini reddetmesinin, davacının dava sonunda pay bedellerini imkansız hale getirmesinin muhtemel olduğunu, bu nedenle mahkemenin ihtiyati tedbir talebini reddeden kararının usul ve yasa yönünden hukuka aykırı olduğunu, mahkeme kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini beyanla; Açıklanan nedenlerle; – İstinaf itirazlarının kabulüne, – Mahkemenin 27.10.2023 tarihli İhtiyati Tedbir talebinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasını, – İhtiyati tedbir kararı verilerek davalı şirketin davacı vakfın doğacak hak ve alacaklarının ve şirket hissedarlığından kaynaklanan ekonomik haklarının korunması açısından, borç artırıcı ve mal varlığını azaltacak işlemlerin dava sonuna kadar önlenmesi için HMK 389 ve 390/2 maddesi uyarınca ( talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbire karar verilebileceğini ) maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir kararı verilmesini,
– Şirketin tüm varlığı üzerinden olmasa dahi, davacı vakfın şirketteki % 11,11 payı üzerinden ihtiyati tedbir kararı verilmesini, – İhtiyati Tedbir kararının şirketin bağlı bulunduğu İstanbul Ticaret Sicil İl Müdürlüğü’ne ve gayrimenkulün bulunduğu Bodrum Tapu Sicil Müdürlüğü’ne bildirilmesine veya dava açıldığı şerhinin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep; davalı şirketten kar payı alacağının tespiti ve tahsiline ve şirketin haklı sebeple feshine karar verilmesi, şirketin feshine karar verilmemesi halinde davacının davalı şirketten olan payının tespiti ve tahsili ile ortaklıktan çıkarılmasına veya duruma uygun düşen kabul edilebilir başka bir çözüme karar verilmesi talepli davada ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece 27/10/2023 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından ara karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, 1. fıkrası; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. Yine HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili davalı şirketin çoğunluk payı nedeniyle şirketi temsil ve ilzama yetkili olup, her an şirket mal varlığını azaltıcı işlemlerde ve azınlık pay sahibi davacı vakfın aleyhine borç artırıcı ve şirket mal varlığını azaltıcı işlemlerde bulunabileceğinden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Ancak yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle ve sunulan deliller dikkate alındığında henüz davanın esası yönünden haklılığına ilişkin yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi isabetli olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacıdan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı bulunması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, 7-Dava dosyası dairemize UYAP sistemi üzerinden elektronik dosya olarak gönderildiğinden, dairemiz kararının da ilk derece mahkemesine UYAP sistemi üzerinden gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/12/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.