Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/2260 E. 2023/2097 K. 28.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2260 Esas
KARAR NO : 2023/2097 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2022/697 Esas – 2023/727 Karar
TARİH: 12/10/2023
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/12/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı … maliki bulunduğu … ili, … ilçesi, … Mah. … ada, … parsel numarasında kayıtlı taşınmaz üzerinde 12/06/2008 tarihinden geçerli olmak üzere 20 yıl süreyle intifa hakkı tanındığını ve bayilik faaliyetlerinin yürütmek üzere davalı … 2.212.500 USD ve 5.568.125 TL tutarında gayri maddi hak bedeli ödemesi yapıldığını, davalı … tarafından dava konusu akaryakıt istasyonuna yapılan yatırım bedellerinin anılan davalıya ödendiğini, daha sonra davaya konu taşınmaz üzerindeki intifa yüküyle birlikte temlik sözleşmesi dahilinde diğer davalı … tarafından satın alındığını, davalı … tarafından düzenlenen Bayilik Taahhütname belgesi imzalandığını ve diğer davalı …’ın bu belgeyi Garanti ve Taahhüt Eden sıfatıyla imzaladığını, söz konusu taahhütnameye istinaden davalıların 2.650.000 USD+KDV’yi müvekkiline ödemeyi kabul ve taahhüt ettiklerini, davalı … tarafından bayilik sözleşmesinin ve intifa hakkının 12/06/2013 tarihinde sonlandırıldığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle intifa hakkı kapsamında ödenen; gayri maddi hak bedellerinden işlememiş süreye isabet eden güncel değeri karşılığında şimdilik 5.419.637,34 TL’nin ve yatırım bedellerinin işlememiş süreye isabet eden güncel değeri karşılığında şimdilik 325.108,88 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adresi Bursa olduğunu, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını; davacının müvekkilinden herhangi hak ve alacak talebinde bulunma imkanı bulunmadığını, davacı tarafından verilen tüm malların iade edildiğini, bu sebeple herhangi bir borç alacak kalmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında dava konusu taşınmaz üzerine davacı lehine 20 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, resmi senedi kapsamında intifa hakkı bedelinin 169.990 TL olduğunu, davaya konu taşınmaz tüm hak ve borçlarıyla birlikte diğer davalı şirkete satıldığını ve devredildiğini, dolayısıyla davacının müvekkilinden sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca hak talep edebilmesi mümkün olmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/10/2023 tarih 2022/697 Esas 2023/727 Karar sayılı kararında;”…..Davalı …Ltd. Şti. yönünden; İstanbul BAM kararı öncesinde alınan bilirkişi kurulu raporu ile, davacının davalılardan 2.464.916,11 TL teşfik primi (gayrimaddi hak bedeli) ve 223.724,76 TL sabit yatırım olmak üzere toplam 2.688.640,87 TL talep edebileceğinin hesaplandığı; davacı tarafça sunulan 23/03/2023 tarihli dilekçe eki belgelerden diğer davalı … Ltd. Şti. tarafından bu miktarın üzerinde toplam 3.110.000 TL ödeme yapıldığı; zaten davacının davalı … Ltd. Şti.’ne yönelik talebinden de bu nedenle feragat ettiği, eldeki davada davacı tarafın talebinin karşılandığı, dolayısıyla anılan davalıya yönelik açılan davanın sözkonusu ödeme nedeniyle konusuz kaldığı anlaşıldığından, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle aşağıdaki hüküm verilmiştir…”gerekçesi ile, 1-Davalı … Ltd. Şti’ye yönelik Açılan Davanın Reddine,2-Davalı ….Ltd. Şti’ye yönelik Açılan ve Konusuz Kalan Davanın Esası Hakkında Karar Verilmesine Yer Olmadığına,3-Talep olmadığından davalı …. Ltd. Şti. yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına,4-Alınması gerekli 269,85 TL karar ve ilam harcının başlangıçta alınan 98.105,95-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan 97.836,1‬0 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 5-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harçtan karar ve ilam harcı için mahsup edilen 269,85 TL’nin davalılardan (davalı …. Ltd. Şti.’nin bu miktarın 179,90 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) alınıp davacıya verilmesine, 6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davalı ….Ltd. Şti. yönünden konusuz kalan miktar (2.688.640 TL) üzerinden hesap ve takdir olunan 272.432,04 TL vekalet ücretinin davalı ….Ltd. Şti.’den alınıp davacıya verilmesine, 7-Davalı ….Ltd. Şti kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada talep edilip (5.744.746,22 TL), konusuz kalan (2.688.640 TL) miktarı aşan (3.056.105,35 TL) miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 290.805,27 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, dava dilekçesi 6 nolu eki olarak dosyaya sunulan ve her iki davalının imzasını taşıyan Bayilik Taahhütnamesi’nin 7/b maddesi ile davalı … dava konusu gayri maddi hak bedelinin 2.650.000,00 USD +KDV’sini ilk talepte müvekkili şirkete ödemeyi kabul ve taahhüt etiğini, davalı … da davalı … söz konusu tahhüdünün yerine getirilmesini garanti den sıfatıyla üstlendiğini, bu kapsamda dava konusu 5.419.637,34 TL tutarındaki talebin tamamının davalılardan … yönünden kabulü gerekirken, davalılardan …. tarafından yapılan 3.100.000,00 TL tutarındaki ödeme nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/698E.2019/698K. sayılı ilamına karşı davalılardan … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığını diğer davalı … Turizm ise istinaf talebinden feragat ettiğini, …, hüküm altına alınan ve davalılar yönünden kesinleşen 125.849,61 TL intifa bedeli, 2.464.916,11 TL teşvik prim bedeli ve bunların ferilerinden mahsup edilmek üzere müvekkili şirkete toplam 3.110.000,00 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin fazlaya dair taleplerinden feragatinin söz konusu olmadığını Hüküm altına alınan tutarlar ödeme tarihi itibarıyla faiz ve ferileri ile birlikte fazlaya dair hakların saklı kalmak kaydıyla aşağıdaki şekilde hesaplandığını,
2.464.916,11 TL Teşvik Prim Bedeli
125.849,61 TL İntifa Bedeli
2.132.945,48 TL 29.01.2014 -14.07.2020 tarihleri arasında işlemiş avans faizi
89.061,49 TL Vekalet Ücreti
98.105.95 TL Peşin Harç
5.101,89 TL Yargılama Gideri
+……………………………
4.915.980,53 TL tutara müvekkilinin davalılardan talep hakkının bulunduğu kabul edilen 223.724,76 TL sabit yatırım bedeli ile bu tutarın 29.01.2014 tarihinden karar tarihine kadar işlemiş 293.094,76 TL tutarındaki avans faizinin de eklenmesi durumunda toplam alacak 5.432.800,05 TL olarak belirleneceğini, bu durumda ödenen 3.110.000,00 TL dışında müvekkilinin davalı … fazlaya dair hakların saklı kalmak kaydıyla 2.322.800,05 TL alacağının bulunduğunun sabit olduğunu, bu kapsamda kabul edilen tutarın fazlasının ödendiği gerekçesi ile davanın konusuz kaldığından bahisle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, İşbu davada taleplere dayanak Bayilik Taahhütnamesi başlıklı belge … tarafından “taahhüt eden” sıfatıyla; diğer davalı … tarafından ise “garanti ve taahhüt eden” sıfatıyla imzalanmıştır. Söz konusu taahhütname ile davalılar …’in ilk talebi üzerine gayri maddi hak bedelinin 2.650.000,00 USD+KDV’sini …’e ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, huzurdaki davada Davalı … ödenen ve müvekkilinin ilk talebi ile 2.650.000,00 USD+KDV’sinin iade edileceği kabul edilen tutarın şimdilik 5.419.637,34 TL ‘lik kısmı ile; müvekkili tarafından karşılanan yatırım bedellerinin şimdilik 325.108,88 TL’sinin temmerüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkil şirkete ödenmesine karar verilmesi talep edildiğini, Davalıların müvekkilinin ilk talebi ile müvekkiline ödemeyi taahhüt ettiği tutarın dava tarihindeki Türk Lirası Karşılığı 2.650.000 USD +KDV=3.127.000,00 USD X 2.0935 = 6.546.374,50 TL olduğunu, ayrıca yapılan bilirkişi incelemesinde diğer talep olan sabit yatırımların hali hazırda dava konusu taşınmazda yer aldığı ve değerlerinin 223.724,76TL olarak hesaplandığının tespit edildiğini, Feragat beyanında da açıkladığı üzere davada davalılardan … yönünden taleplerin devam ettiğini, davalının sorumluluğu Bayilik Taahhütnamesi’ndeki “garanti eden” sıfatına dayandığından davalı … taahhüt ettiği tutarın tamamı yönünden müvekkiline karşı sorumlu olduğunu, Davalıların müvekkilinin ilk talebi ile müvekkiline ödemeyi taahhüt ettiği tutarın dava tarihindeki Türk Lirası Karşılığı 2.650.000 USD +KDV=3.127.000,00 USD X 2.0935 = 6.546.374,50TL olarak hesaplandığından, sabit yatırım bedeli ile birlikte davaya konu talebin tamamının kabulü yönünde hüküm kurulması gerekirken, davalılardan … tarafından yapılan 3.110.000,00 TL tutarındaki ödeme nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığını, Davalı tarafa ödenen ve iadesi gereken bedelin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca güncellenmesi talebine rağmen bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, “….Şu var ki, zenginleşmenin azalması veya tamamen kalkması, düşmesi olgusu, bir iddia veya def’idir. Zenginleşen tarafından iddia ve isbat olunmalı, ileri sürülmelidir. Böyle bir iddia ve savunma olmadıkça, hakim tarafından, kendiliğinden nazara alınamaz. Böyle bir iddia ve ispat olmadıkça, zenginleşmenin azaldığı, yada kalktığı, resen kabul edilemez ve haksız zenginleşen zenginleşmenin başında iktisap ettiği miktarla sorumlu olur ( Bkz. Prof. Dr. F. Eren, Borçlar H., Cilt: 3, Sh: 62-63; Doç. Dr. Turgut Öz, Sebepsiz Zenginleşme, Sh: 146-147 ). Bu görüş usul hukuku bakımından da doğrudur. Zira hakim, Hukuk Usulü Muhakameleri Kanunun m. 74 gereğince iddia ve savunma ile bağlıdır. Öte yandan, zenginleşmenin kalktığı, düştüğü ve azaldığı yollu bir iddia ve savunma, iade borcunun kapsamı bakımından, bir takım incelikler taşımakta, harcamanın özellikleri, ikame değerler söz konusu olabilmektedir. İade borcunu kaldıran ve azaltan türden harcamaların oluştuğu yollu bir iddia ve savunma mahkemede sebketmeden ve kanıtlanmadan, iade borcunun kalktığı, resen Yargıtay Özel Dairesi tarafından kabul edilemez…” YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 1991/10-576 K. 1992/76 T. 12.2.1992 Davalıların sözleşmelerin süresinden önce sona ermesi nedeniyle dava konusu tutarın çok üzerinde bir kazanım elde ettiklerinin açık olduğunu, açıklanan durum karşısında davalıların iyi niyetli olmadığını, davalıların iade yükümlülüğü kusursuz sorumluluğa dayandığını, dolayısı ile davalıların iyi niyetli olması dahi denkleştirici adalet ilkesinin uygulanması gerekliliğini ortadan kaldırmadığını, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E. 2015/6511 K. 2015/17289 T. 21.12.2015), (YArgıtay 13. Hukuk Dairesi E. 2001/1576 K. 2001/3730 T. 10.4.2001), (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2000/13-1729E. 2001/32 K. ) (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E. 2005/3606 K. 2005/8936 T. 13.10.2005) Davalılardan çekirge akaryakıt lehine aleyhe karar yasağına aykırı bir biçimde vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığını, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/698E.2019/698K. sayılı ilamında davalılar lehine 96.739.81 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, hükmedilen vekalet ücreti davalı … vekili Av. …’e ödendiğini, davalı … vekili Av. … müvekkili şirketi ibra ettiğini ve söz konusu dosya ile ilgili olarak herhangi bir hak ve alacağının kalmadığını beyan ettiğini, Davalı … vekili Av. … istinaf kararından sonraki hiç bir duruşmaya katılmadığını ve vekalet ücreti talebinde de bulunmadığını, buna rağmen davalı … vekili lehine davalılar aleyhine kesinleşmiş ilk karardaki vekalet ücretinin üzerinde bir vekalet ücretine hükmedilmesi aleyhe karar yasağına açıkça aykırı olduğunu, Ankara BAM 28. Hukuk Dairesi’nin 2020/174E. 2020/1140K. Sayılı ve İzmir BAM 20. Hukuk Dairesi’nin 2020/87E. 2020/270 kararlarında aleyhe hüküm yasağının vekalet ücreti yönünden uygulanması gerektiği kabul edildiğini, “…Karşı davada davalı – karşı davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 2.725 TL vekâlet ücretinin (aleyhe hüküm yasağı gereği) davacı – karşı davalıdan alınarak davalı – karşı davacıya verilmesine…”
İzmir BAM, 20. Hukuk Dairesi’nin 2020/87E. 2020/270 T. 10.12.2020K. sayılı kararanda da aleyhe hüküm yasağının vekalet ücreti yönünden uygulanması gerektiği kabul edildiğini, “…aleyhe hüküm yasağı ve vekalet ücretinin kamu düzeninden olmaması nazara alınarak dava red sebebi aynı olmakla HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince davalılar lehine tek vekalet ücret takdiri gerektiğinden, kararın bu yönden kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir…” İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının davanın reddine ve davalılardan … lehine vekalet ücretine hükmedilmesine dair kısmının kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dairemizin 2020/1234 Esas – 2022/1291 Karar sayılı 29/09/2022 tarihli kaldırma kararımızdan sonda İDM tarafından yapılan yargılama sonucu istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır.Dava, bayilik sözleşmesinin süresinden önce sonlandırılması nedeniyle intifa hakkı kapsamında ödendiği ileri sürülen gayri maddi hak ve kalıcı yatırım bedellerinin işlememiş süreye isabet eden kısmının denkleştirici adalet ilkesi gereğince güncel değerlerinin davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, 1-Davalı …. Ltd. Şti’ye yönelik Açılan Davanın Reddine, 2-Davalı ….Ltd. Şti’ye yönelik Açılan ve Konusuz Kalan Davanın Esası Hakkında Karar Verilmesine Yer Olmadığına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı … tarafından bayilik sözleşmesini ve intifa hakkını 12/06/2013 tarihinde sonlandırıldığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle intifa hakkı kapsamında ödenen; gayri maddi hak bedellerinden işlememiş süreye isabet eden güncel değeri karşılığında şimdilik 5.419.637,34 TL’nin ve yatırım bedellerinin işlememiş süreye isabet eden güncel değeri karşılığında şimdilik 325.108,88 TL olmak üzere toplam 5.744.746,22 TL. nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili dairemiz kaldırma kararından sonra yapılan 22/12/2022 tarihli duruşmada;”… yönünden açmış olduğumuz dava hakkında İstinaf aşamasında sunmuş olduğumuz 19/04/2022 tarihli feragat dilekçemizi aynen tekrar ederiz, diğer davalı … taleplerimiz devam etmektedir, diğer davalı yönünden gerekirse yazılı beyanda bulunacağız, eksiklik bulunması halinde eksikliğin giderilmesini, bulunmaması halinde taleplerimiz doğrultusunda İstinaf kararı da göz önüne alınarak … dışındaki diğer davalı yönünden davamızın kabulüne karar verilmesini talep ediyoruz, ” şeklinde beyanda bulunmuştud.Davacı vekili 07.03.2023 tarihinde uyap sisteminden gönderdiği dilekçesi ile; fazlaya dair her türlü dava ve talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla; davalı …. TİC. LTD. ŞTİ. yönünden davadaki tüm taleplerimizin kabulüne, karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir. Mahkemece verilen karar da, davalı … Ltd. Şti. tarafından toplam 3.110.000 TL ödeme yapıldığı; zaten davacının davalı …. Ltd. Şti.’ne yönelik talebinden de bu nedenle feragat ettiği, eldeki davada davacı tarafın talebinin karşılandığı, dolayısıyla davalı … TİC. LTD. ŞTİ.’ye yönelik açılan davanın sözkonusu ödeme nedeniyle konusuz kaldığı gerekçesiyle Davalı ….Ltd. Şti’ye yönelik Açılan ve Konusuz Kalan Davanın Esası Hakkında Karar Verilmesine Yer Olmadığına, karar verilmiş ise de, davacı taraf dava dilekçesi ile, gayri maddi hak bedellerinden işlememiş süreye isabet eden güncel değeri karşılığında şimdilik 5.419.637,34 TL’nin ve yatırım bedellerinin işlememiş süreye isabet eden güncel değeri karşılığında şimdilik 325.108,88 TL olmak üzere toplam 5.744.746,22 TL. nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, yargılama aşamasında davacı tarafın davalılardan MSY yönünden açmış olduğu davadan feragat ettiği; davacının, davalı … TİC. LTD. ŞTİ. yönünden davadaki tüm taleplerinin kabulüne, karar verilmesini talep ettiği gözetildiğinde, mahkemece davacının davalı …TİC. LTD. ŞTİ.’den talep edebileceği 2.688.640 TL yönünden davanın konusuz kaldığı beliriltilip bu yönde hüküm kurulduğu halde davacının talep ettiği konusuz kalan miktar dışındaki (5.744.746,22 TL – 2.688.640,87 TL =) 3.056.105,35 TL. Yönünden ise gerekçesi de açıklanarak bir hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır.HMK’ nın 297/2 maddesine göre mahkemenin tarafların taleplerinin her biri hakkında karar vereceği düzenlenmiş olup, yine 297/1-c. fıkrasına göre gerekçe yazılması zorunlu bulunmaktadır. HMK’ nın 297. maddesine uygun olarak verilmeyen kararın istinaf aşamasında denetlenmesine imkan bulunmamaktadır.Davacı vekili istinaf dilekçesinde dairemizce kaldırılan İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/698E.2019/698K. sayılı ilamında davalılar lehine 96.739.81 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olup, hükmedilen vekalet ücretinin davalı … vekili Av. …’e ödendiğini, Davalı … vekili Av. …’in müvekkili şirketi ibra ettiğini, söz konusu dosya ile ilgili olarak herhangi bir hak ve alacağının kalmadığını beyan ettiğini belirtip 26.08.2020 tarihli ibranameyi ibraz etmiş ise de dairemizce verilen kararın mahiyeti gereği, vekalet ücretine ilişkin bu ibraname dairemizce değerlendirilmemiş, ilk derece mahkemesince değerlendirilmesi gerekmektedir.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 297, 353/1.a.6. maddeleri uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2023 tarih ve 2022/697 Esas – 2023/727 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/12/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.