Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2146 Esas
KARAR NO: 2023/2001 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04.10.2023 Tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2023/940 Esas
DAVA TÜRÜ: Tazminat – Haksız Rekabetten Kaynaklanan
KARAR TARİHİ: 14/12/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı Şirket tarafından Müvekkil Şirketinin iş ürünlerinden yetkisiz olarak yararlanarak iş ürünlerini izinsiz olarak ele geçirme şeklindeki dürüstlüğe ve rekabete aykırı faaliyetlere devam edilmesi nedeniyle Müvekkil Şirketinin ve Müvekkil Şirketinin sayısı yaklaşık 60,7 milyonu bulmakta olan müşterilerini zarara uğratmaya devam ettiğini, 6100 sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyusmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nın 390/son maddesinde ise tedbir talep edenin davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu belirtildiğini, huzurda görülmekte olan yargılama ile uyuşmazlık konusu ile aynı olan ve Müvekkili Şirketinin taraf olduğu, İstanbul Anadolu 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2023/23 E. Sayılı dosyasında görülmekte olan başka bir yargılama dosyasında, karşı davacı tarafça gerçekleştirilmekte olan Müvekkili Şirketinin iş ürünlerinden yetkisiz olarak yararlanılması ve iş ürünlerinin izinsiz olarak ele geçirilmesi şeklindeki dürüstlüğe ve rekabete aykırı faaliyetlerin Müvekkili şirketi zarara uğratacağından bahisle, ihtiyati tedbir taleplerinin kabul edildiğini beyan ederek her türlü yasal talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; işbu dilekçe kapsamında talep etmekte oldukları ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı şirketin kendisi tarafından bizzat beyanlarında ve ihtarnamelerinde ikrar edildiği üzere 6551 sayılı kanun kapsamında sat yer sağlayıcı olduğunu, yer sağlayıcının ise içerikte yer alan veriler üzerinde hak iddia etmesinin hukuken ve yasal olarak mümkün olmadığını, davacı şirketin bahse konu …com internet sitesi açısından sadece bir yer sağlayıcı olup, içerikler üzerinde herhangi bir hakka sahip olmadığını, içerikte yer alan verilerin, kullanıcılar tarafından girilen ve herkesin erişimine açık olan davacı şirketi uhdesinde bulunmayan veriler olduğu için davacı şirkete ait iş ürünleri olarak görülebilmesinin mümkün olmadığını, davacı şirketin salt yer sağlayıcı olmamasının ve içerik üzerinde hak sahibi olmasının kabulü ihtimalinde dahi müvekkili şirketi tarafından gerçekleştirilen faaliyet hukuka aykırı olmadığını, bu nedenle haksız rekabet iddiasının mesnetsiz olduğunu, davacı şirket tarafından …com internet sitesinde yer alan verilerin kullanımının kısıtlanması ve engellenmesine yönelik işbu davanın açılması, davacı şirketin emlak ve e-ticaret sektöründeki hakim durumunu kötüye kullanması sebebiyle kabul edilebilir olmadığını, bir diğer ifadeyle davacı şirketin haksız rekabet iddiasının bizatihi rekabet ortamını zedelemeye yönelik olduğunu, müvekkili şirketin kişilerin kişisel verileri kopyalamamakta olup, müvekkili şirketin eylem ve işlemlerinin 6698 sayılı kişisel verilerin korunması kanununa aykırılık teşkil etmediğini savunarak, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 04.10.2023 tarih 2023/940 Esas sayılı ara kararında;”…Yukarıda yer verilen ilkeler doğrultusunda yapılan değerlendirmede, her ne kadar davacı tarafça davalının internet sitesinde müvekkilinin ticari ürünlerinin kullanılmasına ilişkin faaliyetlerinin tedbiren durdurulması talep edilmiş ise de davacı tarafın tedbir talebinin uyuşmazlığı çözer nitelikte bir ihtiyati tedbir istemini içerdiği, emsal olarak belirtilen İstanbul Anadolu 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2023/23 Esas sayılı dosyası ile iş bu davanın içeriğinin aynı olmadığı, bu nedenle verilen tedbir kararının emsal olarak iş bu mahkemede dikkate alınmasının mümkün olmadığı, taraflar arasındaki hak ve adalet dengesi gözetildiğinde yargılama aşamasında değerlendirilebilecek iddialara dayanılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesinin davalı yönünden telafisi güç zararlar ortaya çıkarabileceği, davacı tarafın tedbire ve davaya dayanak olan iddialarının varlığının ancak yapılacak yargılama sonucunda dikkate alınabileceği, bu aşamada yaklaşık ispat koşullarının, HMK’nun 389, 390/3.maddeleri karşısında tedbir talebinin hukuki ve fiili dayanaklarının oluşmadığı kanaatine varıldığından…”gerekçesi ile, Davacının ihtiyati tedbir isteminin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davalı Şirkete ait … isimli internet sitesinde müvekkili şirkete ait internet sitesinin emlakla bağlantılı kısımları birebir olarak kopyalamakta olup bu durum Davalı tarafından da açıkça ikrar edilmekte olduğunu, Söz konusu kopyalama işlemi kamuya açık veriler ile sınırlı da kalmamakta olup dosyaya daha önce emsal kararlarla birlikte sunmuş oldukları beyanlarda da izah edildiği üzere davalı tarafından yapılan kullanımların, müvekkili şirkete ait fikir ve sanat eserlerine tecavüz niteliğinde olduğu, aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini,Her ne kadar Mahal Mahkemesi tarafından, ihtiyati tedbir talebinin, yargılamayı çözer nitelikte olduğu belirtilmişse de davalı tarafından gerçekleştirilen eylemlerin, müvekkili şirkete ait fikri haklara tecavüz niteliğinde olduğu sabit olduğundan, yargılama sonucu beklenene kadar Karşı davalının, müvekkili şirketin iş ürünlerinden yetkisiz olarak yararlanılmasına ve müvekkili şirketin iş ürünlerinin izinsiz olarak ele geçirmesine devam edilmesine izin verilmesi, müvekkili şirketi telafisi güç olan zararlara uğratacağını, Yargılamaya konu olaya ilişkin olarak davalı şirket yetkilileri hakkında taraflarınca savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu, dosyada tanzim edilen iki adet raporda da davalı şirket yetkilisi tarafından gerçekleştirilen eylemlerin suç teşkil ettiği ve müvekkili şirkete ait eser niteliğindeki veritabanına ait bilgileri müvekkili şirketin bilgisi dışında davalının teknik yöntemlerle kopyalayıp işlemek ve umuma iletmek suretiyle müvekkili şirketin mali hakkını ihlal edildiğini açıkça ortaya konduğunu, soruşturma kapsamında davalının şirket yetkilisi olan şüpheli tarafından gerçekleştirilen eylemlerin ve istinat edilen suçun 5271 sayılı kanunun 253.maddesi uyarınca uzlaşmaya tabi olması nedeniyle dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verildiğini, … müvekkili şirket sitesinin emlakla bağlantılı kısımlarını birebir kopyalamakta olduğunu, söz konusu kopyalama işleminin kamuya açık veriler ile sınırlı da kalmadığını, İlgili raporda detaylı olarak beyan edildiği üzere, davalı şirketin, müvekkil şirket …’e ait veritabanını; tüm fotoğraflar, kişisel veriler ve içeriklerle birlikte Müvekkili Şirket’ten ve ilan sahiplerinden izin almadan düzenli ve sistematik olarak kopyalamakta olduğunu, konuya ilişkin detaylı beyanları dava dilekçesinde yer almak ile birlikte, özetle değinmek gerekirse, …, müvekkili şirkete ait …com internet sitesinde yer alan filigranlı fotoğraflar başta olmak üzere, ilanlara ait konum, kategori, özellik bilgileri, ilan fiyat bilgileri, ilan sahibi kişi bilgilerini kopyalamaktadır. Tersten bir yaklaşımla, … bir ilana ilişkin kopyalamadığı bir bilgi neredeyse olmadığını, Zira …com da yer alan bir ilana ilişki yayınlanan ilanın url si de dahil olmak üzere kamuya açık hemen hemen tüm bilgilerin davalı şirket tarafından toplandıkları gibi kamuya açık olmayan ancak …com tarafından iç sistemlerinde tutulan ilanı veren kişinin IP adresi ve dolayısı ile kişisel verileri gibi bilgiler de … tarafından kopyalandığını, Kaldı ki davalının, kopyalama yönteminden bağımsız olarak kopyalama işlemini yaptığını kabul etmekte olduğunu, Söz konusu kopyalanan içerikler davalı şirket tarafından kendi internet sitesinde hizmet verilirken kullanılmakta, bu kapsamda emlak sektöründe çalışanlara özel üyelik sistemi içinde www…com internet sitesindeki bilgi ve veriler ile izin alınmaksızın kullanılarak gelir elde edilmekte ve haksız fayda sağlanmakta olduğunu, … ‘un internet sitesinde, …com’a lin verildiği için müvekkili şirketin yararı değil, müşterilerinin … sayfasının kontrol edilemeyen bir kopyasını … nezdinde görmekte olması sebebiyle zararı bulunduğunu, bu nedenle davalı tarafından gerçekleştirilen hukuka aykırı eylemlerin yargılamayı dahi gerektirmeden müvekkili şirketin fikri haklarına tecavüz ettiğinin sabit olduğunu, Davalı şirketin; TTK m.55 (1-c)’de belirtildiği üzere, “Üçüncü kişilere ait teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden, bunların kendisine yetkisiz olarak tevdi edilmiş veya sağlanmış olduğunun bilinmesi gerektiği hâlde, yararlanmak, Kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan yararlanmak.” eylemlerini gerçekleştirmekte, müvekkili Şirket’e ait çalışma ürünlerini çoğaltarak onlardan yararlanmaktadır. Bunu yaparken ise kamuya açık olduğunu iddia ederek, müvekkil şirketin veritabanına erişim yetkisini aşmakta, yetkisiz olarak ilgili verinin sağlanmış olduğunu bildiği halde yararlanmaya devam etmekte olduğunu, Öte yandan, dava dilekçesinde belirtildiği üzere müvekkili şirketin, …’un eylemleri sebebiyle zarara uğradığını, davalı şirketin müvekkili şirketin internet sitesinde yer alan ilanlar üzerinden risk analizleri yaparak kullanıcıları hukuka aykırı olarak yönlendirmesi, müvekkil şirketin kullanıcı kaybına yol açacak eylemleri haksız rekabet teşkil etmekte olduğunu, davalı tarafından yapılan bu analizlerle müvekkil şirketin internet sitesinde yer alan ilanlara talep gelmesinin önüne geçilmekte olduğunu, bu nedenle, ilanlarına talep gelmeyen kullanıcılar müvekkil şirketin internet sitesini ilan verme konusunda kullanmayıp müvekkil şirketi dolaylı olarak zarara uğratmakta olduklarını, Nitekim TTK’nın 55/1-a. maddesinde de dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle; başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek; kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek haksız rekabet hallerine örnek olarak sayıldığını, bu nedenle, davalı şirketin eylemleri haksız rekabet teşkil etmekte olup gerçekleştirdikleri bu eylemlerle müvekkili şirketi ayrıca dolaylı bir şekilde zarara uğrattığı ve ilgili maddeleri ihlal ettiğini, Tüm bu zararlara ek olarak; Dava dilekçesinde de belirtildiği üzere;- … kopyalama faaliyetleri sırasında 2 milyon gibi çok büyük bir sayıda istek yaratmakta ve IPsini kullandığı kullanıcıların …com sistemine girişine engel olduğunu, … bu tip eylemleri sebebiyle ortaya çıkan teknik aksaklıklara ilişkin birçok müşteri şikâyeti başvurusu olduğu, müvekkil şirketin bu yüzden gelir kaybı ve kullanıcı bir yana, pek çok müşteri memnuniyetsizliği ile karşılaştığını, – …. tarafından yürütülen faaliyetler, …com’un internet trafik akışı, trafik miktarında ve ziyaretçi sayısında azalmaya sebebiyet vererek ve müvekkil şirketin reklam gelirlerinin azalmasına, reklam yatırım gelirinin artmasına neden olmadığını, ….com tarafından ilan fotoğraflarında yapılan güzelleştirmenin yazılım türüne bakılmaksızın filigranlı fotoğrafların eser niteliği sebebiyle telif hakkı doğduğunu, Müvekkili şirketin kullandığı teknoloji ve know-how yalnızca bir fotoğraf editörü programı olarak asla değerlendirilemeyeceği gibi, www…..com alan adlı internet sitesi Türkiye’nin en büyük elektronik ticaret ve ilan platformlarından biri olduğu gibi dünyanın ilancılık kategorisinde ilk 5 internet sitesinden biridir. Tesadüf eseri olamayacak böylesi büyük başarının arkasında, müvekkil şirkein kesintisiz 20 yılı aşkın süredir kullanıcı memnuniyeti yaratan ilancılık faaliyetleri, profesyonel insan kaynağı, güçlü teknolojik altyapısı, bilgi birikimi ve emeğinin etkisi olduğunu, Müvekkili Şirket tarafından, iddia edilenin aksine, söz konusu fotoğrafların güzelleştirilmesi için açık kaynak kodlar kullanılmamaktadır. “….com”a özgü teknik yöntemlerle görüntü iyileştirme yöntemi kullanılarak filigranlı olarak fotoğraf oluşturmakta olduğunu, zira, hesap sahiplerinin ilanlara eklediği fotoğraflara uyguladığı yapay zeka teknolojisi ile fotoğrafları iyileştirmekte ve filigran ekleyerek daha profesyonel görünmesini sağlamakta olduğunu, aynı zamanda emlakçıların marka görseli de fotoğraf içine gömülerek başka emlakçıların bu fotoğrafları kullanmasının önüne geçilmekte olduğunu, fotoğrafın çözünürlüğünde kullanılan teknoloji kullanıcılarımızın internet paketlerinden fazla kullanım yapmadan fotoğrafları inceleyebilmesini sağlamakta olduğunu, bu tip knowhow ve arge çalışmalar sonucu yayına alınan ilanlar ve ilanlardaki fotoğraflardan oluşan veritabanı üzerinde müvekkil şirketin korunmaya değer fikri hakkının bulunduğunu, FSEK 4/5. maddesinde, güzel sanat eserlerine örnek olarak estetik değere sahip olan fotografik eserlerin ve slaytların dahil olacağı ve FSEK kapsamında koruma altına alınacağı açıkça düzenleme altına alındığı, yine FSEK’in 68. ve 71. maddelerinde de eserin, icranın, fonogramın veya yapımların hak sahiplerinden yazılı izin alınmaksızın işlenmesi, çoğaltılması, çoğaltılmış nüshalarının yayılması, işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletilmesi FSEK kapsamında mali haklara tecavüz halleri olarak sayılmış olup, ayrıca söz konusu eylemlerin suç teşkil edeceği düzenlenme altına alındığını, Ancak, tüm bu hususlara rağmen mülkiyeti müvekkil şirkete ait veritabanı ilgili filigranlı fotoğraflar ile birlikte davalı tarafından izinsiz bir şekilde kopyalanarak, kendilerine ait internet sitesinde kullanılmakta olduğunu, Fikri Haklar Hukuku kapsamında veritabanı koruması “sui generis” bir koruma olduğu ve ilgili korumanın diğer fikri haklarda olduğu gibi “yaratıcılık” şartı doğrudan içeriğin özgünlüğü ve hususiyeti olarak yorumlanmamakta olduğunu, Dava dilekçesinde belirtildiği üzere, doktrindeki hakim görüşe göre bir veri tabanı içeriğindekilerin eser niteliğinde olup olmadığına bakılmaksızın, meydana getirilişi ve insanların istifadesine sunuluşunda yaratıcılık niteliği varsa, bunları da diğer fikir ve sanat eserleri gibi korunmakta olduğunu, Veri tabanlarına ilişkin ikinci görüş ise, veri tabanlarının korunmasını “zahmetli iş” gerekçesine dayandırmakta olduğunu, “Alın teri” (sweat of brow) doktrini de denilen bu görüşe göre, hangi verilerin, ne şekilde veritabanında tutulacağını belirlemek dahi zihinsel çaba ve emek gerektirmekte, fikirsel emek ve zaman harcanarak mimarisi yaratılmakta olduğunu, Dolayısıyla, dava dilekçesinde oldukça detaylı olarak belirtildiği üzere, müvekkili şirketin yaratmış olduğu veri tabanı da hukuki koruma altında olmalıdır. …com’un meydana getirilişindeki emek çaba ve yapılan maddi harcamalar göz önünde bulundurularak böylesi ziyarete dilen bir internet sitesini meydana getiren müvekkiline özgü yazılımlar, iş geliştirmeleri, programlamalar, düzenlemeler de göz önünde bulundurulduğunda müvekkili şirketin veritabanının bütünüyle FSEK kapsamında koruma altında olduğunu, Bu sebeple, mahkeme tarafından, ….com internet sitesi içeriğinde yer alan fotoğrafların ve diğer yazılı materyallerin eser niteliğini haiz olmadığı yönünde aksi bir kanaat oluşsa dahi, yerleşik içtihat ve FSEK Ek Madde 8 uyarınca ilgili internet sitesi meydana getirilişindeki emek çaba ve yapılan maddi harcamalar göz önünde bulundurularak böylesi ziyarete dilen bir internet sitesini meydana getiren Müvekkilimize özgü yazılımlar, iş geliştirmeleri, programlamalar, düzenlemeler de göz önünde bulundurulduğunda müvekkili şirket’in veritabanının bütünüyle FSEK kapsamında koruma altında olduğunu, Yukarıda detaylı olarak açıklanan ve dava dilekçesinde sunulan Adli Bilişim Raporu’nda ve soruşturma dosyasında tanzim edilen bilirkişi raporlarında da beyan edildiği üzere, davalı şirketin, …’e ait veritabanını; tüm fotoğraflar ve içeriklerle birlikte …com ve ilan … izin almadan düzenli olarak kopyalamakta ve müvekkilin eser sahibi olarak hakları ihlal edilmekte olduğunu, Yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere, davalının her gün gerçekleştirmeye devam ettiği toplu kopyalama işlemi sebebiyle müvekkili şirket ve müşterileri zarara uğramaya devam ettiğini, bu zararın, davalı faaliyetlerine devam ettiği müddetçe katlanarak gün be gün arttığını, Bu sebeple, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesinde yer alan “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmü kapsamında, davalının faaliyetlerinin ihtiyati tedbir uygulanarak durdurulmasına karar verilmesi gerekirken mahal mahkemesi tarafından ihtiyati tedbir talebimizin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi ana kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, TTK’nın 54 ve 55. maddeleri uyarınca açılmış olan haksız rekabetin tesbiti/ meni, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.Mahkemece, ihtiyati tedbir isteminin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. TTK’nın 61. maddesinde haksız rekabet davalarında talep üzerine mahkemece mevcut durumun aynen korunmasına, haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve diğer tedbirlere HMK’nın ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebileceği belitilmiştir.İhtiyati tedbir genel olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbir için yaklaşık ispat yeterli görülmüş olup sunulan belgelerle talep edenin, davada haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi ve diğer şartlarında varlığı halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. Somut olayda davacı tarafça; davalı şirketin, davacıya ait …com sitesi üzerinden kopyaladığı iş ürünü niteliğindeki ilanlardan haksız ve izinsiz şekilde yararlanmak suretiyle davalı şirketin haksız rekabet eyleminde bulunduğu iddia edilmekte olup ileri sürülen iddiaların haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı açılan eldeki davada iddia ve savunma doğrultusunda yapılacak yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sonucunda ortaya çıkacaktır. Tedbir alınmaması halinde telafisi imkansız zararların doğacağına ilişkin yaklaşık ispata yeterli deliller dosyaya sunulmamıştır. Değişen koşul ve delil durumuna göre her zaman yeniden ihtiyati tedbir talep edilebileceği gözetildiğinde yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esasta reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85. TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/12/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.