Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO 2023/2067
KARAR NO: 2023/1948
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2023 (Ara Karar Tarihi)
DOSYA NUMARASI: 2023/669 Esas (Derdest Dava Dosyası)
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
TALEP: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 07/12/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dairemize UYAP sistemi üzerinden elektronik olarak gönderilen dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı borçlu şirket arasında varılan anlaşmayla döviz ile yapılması gereken ödemeler yapılamadığından, davalı şirket tarafından yapılacak Türk Lirası ödemeleri TCMB satış kurundan dövize çevrileceğini, müvekkili şirket tarafından düzenlenen e-faturaların altında merkez bankası satıştan ödeme ibareleri mevcut olduğunu, hesap ekstrelerinde fatura edilen bedellerin döviz karşılıklarının bulunmadığını, taraflar arasında seyreden ticari ilişkinin bir sonucu olarak müvekkil şirket tarafından davalı borçluya yapılan satışlara ilişkin olarak; 31.03.2023 vade tarihli, … numaralı, 889,36-USD (Toplam 3068-USD tutarindaki faturadan kalan bakiye) tutarlı e-fatura, 20.04.2023 vade tarihli, … numaralı, 7.504,80-USD tutarlı e-fatura, 23.06.2023 vade tarihli, … numaralı, 558,15-USD tutarlı e-fatura düzenlendiğini, müvekkil şirketin usulüne uygun düzenleyip, davalı borçlu şirkete göndermiş olduğu e-faturalara itiraz edilmediğini, borçlu şirket tarafından cari hesaba mahsuben notuyla kısmi ödemeler yapıldığını, ancak bakiye borç ödenmediğini, davalı/ borçlunun müvekkil şirkete olan bakiye borcunu bütün uyarı ve bilgilendirmeye rağmen ödememeye devam ettiğini, müvekkil şirket tarafından alacağının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlunun itiraz ettiğini, davalının menkul ve gayrimenkul tüm varlığını elinden çıkarmakta olduğunu öğrendiklerini, kötü niyetli hareket ettiklerini belirterek öncelikle davalı/borçlu hakkında asıl alacak miktarınca, menkul ve gayrimenkullerin ve 3. kişilerdeki hak ve alacakların haczi için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/10/2023 tarih ve 2023/669 Esas sayılı Ara Kararı ile; ” Dosyanın yapılan incelemesi ile, alacağın varlığı ve muaccel olup olmadığı yargılamayı gerektirdiğinden, davacının ihtiyati haciz isteminin reddine karar vermek gerekmiş … ” gerekçeleri ile; ” 1-İhtiyati haciz talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dosyasında; dava dilekçesinde belirtmiş oldukları işlem ve eylemler kapsamında yaklaşık ispatın gerçekleştiği de göz önüne alınarak davalıların mal kaçırması tehlikesi kapsamında davalılar adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep edildiğini, ancak İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.10.2023 tarihli ara kararında taleplerinin reddedilmiş olup ilgili kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ara kararında, dava dilekçesi kapsamında sunulan somut alacağın dayanağı belge ve bilgileri incelemeden “Dosyanın yapılan incelemesi ile, alacagın varlıgı ve muaccel olup olmadıgı yargılamayı gerektirdigi (…)” yönündeki soyut gerekçeye dayanarak taleplerini reddettiğini, Sunmuş oldukları, – 31.03.2023 vade tarihli, … numaralı, 889,36-USD (Toplam 3068-USD tutarindaki faturadan kalan bakiye) tutarlı e-fatura ve ona uygun hazırlanmış … numaralı, ıslak imzalı irsaliye, – 20.04.2023 vade tarihli, … numaralı, 7.504,80-USD tutarlı e-fatura ve ona uygun hazırlanmış … numaralı, ıslak imzalı irsaliye, – 23.06.2023 vade tarihli, … numaralı, 558,15-USD tutarlı itirazsız kabul edilmiş e-faturalar, bu faturalara dayanan cari hesap ekstresi ile davalı/ borçlunun yapmış olduğu cari hesaba mahsuben açıklamasını haiz kısmi banka ödemeleri ve ticari defterler dikkate alındığında Yargıtay’ın istikrarlı yerleşik uygulamaları ile aranan yaklaşık ispatın kanıtlanmış olduğunu, “Alacaklının alacağı ve (özellikle müeccel alacaklarda, m.257,II) ihtiyati haciz sebeplerinin varlığı hakkında, mahkemeye kanaat verecek deliller göstermesi gerekir. (m.258,I). Buradaki ispat, esas davadaki gibi tam bir ispat değildir. Mahkemenin, alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığına kanaat getirmesi yeterlidir (gerçeğe benzerlik karinesi).” (Prof. Dr. Baki Kuru – Prof. Dr. Ramazan Arslan – Prof. Dr. Ejder Yılmaz, İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, Ankara 2012, s. 438) “…İhtiyati haciz talep eden vekili, açmış olduğu alacak davası ile ihtiyati haciz talep etmiş, ihtiyati haciz talebi mahkemece reddedilmiştir. Dosyaya sunulan sözleşme, fatura, teslim tutanağı gibi deliller borcun varlığı konusunda yaklaşık ispat için yeterlidir. İ.İ.K.’nun 257/I maddesi uyarınca alacağın muaccel olması halinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İhtiyati haciz talep eden vekilince keşide edilen ihtarname aleyhine ihtiyati haciz istenene tebliğ edildiğinden, mahkemece, yaklaşık ispat kuralı gözetilerek sunulan belgelere göre ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar vermesi gerekirken…” [T.C. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, E. 2017/5365 K. 2018/497 T. 8.2.2018] “İİK’nın 258. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümle hükmü uyarınca; ”Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” Bu hükümdeki yaklaşık ispat kuralından hareketle, mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken husus, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Bu durumda, ibraz edilen delillerin incelenip, teslim alan imzası bulunan faturalar ve sevk irsaliyeleri yönünden yaklaşık ispat gerçekleştiğinden, talebe konu alacak yönünden ihtiyati haciz isteminin kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi isabetsiz bulunduğundan, alacaklı vekilinin istinaf başvurusu kabul edilmiştir.” [İstanbul BAM, 14. Hukuk Dairesi, E. 2018/1554 K. 2018/1214 T. 1.11.2018] Tüm bu sabit hususlar gereğince yeterli ispat şartının oluştuğunun kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca yargılamanın çok uzun sürmesi, davalıların mallarını elden çıkarması ihtimali yüksek olduğundan ihtiyati haciz isteminin yerinde ve haklı bir talep olduğunu, yerel mahkemenin ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar vermesinin yerinde bir karar olmadığını ve bu kararın kaldırılması gerektiğini, Sonuç olarak; dosyaya sundukları deliller kapsamında yerel mahkemece eksik inceleme ve değerlendirme yapıldığı hususunun sabit olup ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı bir durumun doğmasına sebebiyet verdiğini, işbu kararın kaldırılarak ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini beyanla; Eksik inceleme ve hukuka aykırı şekilde verilmiş olan İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.10.2023 tarihli ara kararının istinaf kanun yolu ile incelenmesi suretiyle kaldırılarak; ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne ve davalılar adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz şerhinin uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep; açık hesap alacağının ödenmediği iddiası ile alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasında ihtiyati haciz talebine ilişkin olup, Mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İİK’nın 257/1. maddesi uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258. maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Burada aranan ölçü yaklaşık ispat ölçüdür. Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili, taraflar arasında açık hesap dayanağı olan faturalara konu ürünlerin davalıya satılıp teslim edilmesine rağmen davalının bakiye fatura bedellerini ve vade farkı fatura bedelini ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini, haksız itirazın iptaline ve alacağın temini için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş ve talep dayanağı olarak faturalar ve cari hesap ekstresini sunmuştur. Davacı vekili tarafından talep dayanağı olarak dava dilekçesi ekinde sunulan faturalar ve cari hesap ekstresi davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı ve alacağın muaccel olup olmadığı hususlarında yaklaşık ispat koşulunu gerçekleştirir nitelikte ve yeterlilikte olmadığı kanaatine varılmış ve yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği yönünde kanaat oluşmamıştır. Mahkemece bu gerekçeler ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi isabetli olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara karara yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacıdan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın Hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı bulunması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dairemize elektronik olarak UYAP sistemi üzerinden gönderilen dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/12/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.