Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/2057 E. 2023/1947 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2057
KARAR NO: 2023/1947
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/08/2023
DOSYA NUMARASI : 2023/284 D. İş – 2023/243 Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 07/12/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Alacaklı vekili ihtiyati haciz talepli dilekçesinde özetle; Müvekkilinin uzun yıllardır … A.Ş şirketinde uzun yıllardır yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını, 2002 yılından itibaren Fransa’nın bursa Fahri Konsolosluğu görevine de yürüten müvekkilin saygın bir iş adamı ve basiretli bir tacir olduğunu, müvekkilin alacaklarını tahsil etmek maksadıyla borçlular ile yapmış olduğu protokolde bağlı olarak tanzim edilmiş bonoya dayalı İstanbul ….İcra müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından takip başlatıldığını, borçluların müvekkilin alacağına mani olmak maksadıyla haksız ve mesnetsiz olarak borca itiraz etmiş ve takibe dayanak teşkil eden bononun zamanaşımına uğradığını belirttiklerini, ancak takibe dayanak teşkil eden 28.07.2017 düzenleme, 15.08.2017 vade ve ödeme tarihli 800.000 usd bedelli bono üzerindeki mevcut imzalara itiraz etmediklerini bu kapsamda yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamasına göre borçlular tarafından imza kabul edildiğini ve takip dayanağı koşulsuz şartsız borç ihtiva eden belge niteliğini kazandığını, her ne kadar takip zaman aşımına uğrayan senet, kambiyo senedi vasfını kaybetmiş olsa da, senede dayanak borcun zaman aşımına uğramamakta gerek Yargıtay gerekse Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında yaklaşık ispat yükünün karşılandığı belirterek ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği yönünde görüşlerini açıkladıklarını, ihtiyati hacze karar verilebilmesi için alacağın para alacağı olması (likit olması), Rehinle teminat altına alınmamış olması, İstisnalar haricinde alacağın vadesinin gelmiş olması, Alacak bakımından yaklaşık ispat şartının sağlanmış olması şartlarının sağlanmış olması gerekmekte olup, işbu dosyada ve icra dosyasından da anlaşılacağı üzere şartların tamamının sağlandığını, İşbu nedenlerle borçlular hakkında tahsil edilemeyen 100.000,00 USD (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) bedelin rehinle teminat altına alınmamış olması ve borçlularında mallarını kaçırma girişimi içinde olmalarından dolayı, İİK md.257 gereğince, borçluların menkul, gayrimenkul ve 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/08/2023 tarih ve 2023/284 D. İş – 2023/243 Karar sayılı kararı ile; ” Talep, ihtiyati haciz talep edenin, alacaklarını tahsil etmek maksadıyla borçlular ile yapmış olduğu protokole bağlı olarak düzenlenen bonoya dayalı alacağını tahsil edemediğinden bahisle başlatılan icra takibine borçlular tarafından yapılan itiraz neticesinde ödenmeyen borca karşılık borçlu tarafın menkul ve gayrimenkul malları ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine ilişkindir. Somut olay incelendiğinde talebe konu senet üzerinde yazılı vade itibariyle zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle, borçlu tarafından icra takibine itiraz edilmiş olduğu, bu durumda borçlunun zamanaşımı defi nazara alınarak borçlunun sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği hususunun yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından bono vasfını kaybetmiş olma ihtimali olan senede dayalı ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-İhtiyati haciz talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemeye 10.08.2023 tarihli ihtiyati haciz talepli olarak yaptıkları başvuruya ilişkin;Müvekkilin alacaklarını tahsil etmek maksadıyla borçlular ile yapmış olduğu protokol’e (ek-1) bağlı olarak tanzim edilmiş olan bonoya dayalı İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasından takip başlatıldığını, borçluların müvekkilin alacağına mani olmak maksadı ile haksız ve mesnetsiz olarak borca itiraz ettiğini ve takibe dayanak teşkil eden bononun zamanaşımına uğradığını belirttiklerini, ancak takibe dayanak teşkil eden 28.07.2017 düzenleme, 15.08.2017 vade ve ödeme tarihli 800.000 USD bedelli bono üzerindeki mevcut imzalara itiraz etmediklerini, bu kapsamda Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamasına göre borçlular tarafından imzanın kabul edildiğini ve takip dayanağının koşulsuz şartsız borç ihtiva eden belge niteliğini kazandığını, Her ne kadar takip konusu zaman aşımına uğrayan senet, kambiyo senedi vasfını kaybetmiş olsa da, senede dayanak borcun zaman aşımına uğramadığını, gerek Yargıtay gerekse Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararlarında yaklaşık ispat yükünün karşılandığını belirterek ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği yönünde görüşlerini açıkladıklarını, İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için; – Alacağın para alacağı olması (likit olması) – Rehinle teminat altına alınmamış olması – İstisnalar haricinde alacağın vadesinin gelmiş olması – Alacak bakımından yaklaşık ispat şartının sağlanmış olması gerektiğini, mahkeme nezdinde görülen dosyada ve icra dosyasından da anlaşılacağı üzere yukarıdaki şartarın tamamının sağlandığını, Ankara BAM 22. Hukuk Dairesi 2018/768 Essas 2018/786 Karar 16.05.2018 Tarihli İlamı (Uygulamada İhtiyati Haciz- Canan Ruhi/ Ahmet Cemal Ruhi- Seçkin Kitapevi-2022)Beyanlarını içerir dilekçelerini mahkemeye sunduklarını, borçlular hakkında ” tahsil edilemeyen 100.000,00 USD (fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla) bedelin rehinle teminat altına alınmamış olması ve borçlularında mallarını kaçırma girişimi içinde olmalarından dolayı, İİK md.257 gereğince, borçluların menkul, gayrimenkul ve 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczini talep etmek mecburiyeti hasıl olmuştur. ” diyerek ihtiyati haciz başvurusunda bulunulduğunu, Ancak mahkemenin, hiçbir şekilde gerekçe belirtmeden, haksız, hukuka hakkaniyete ve usule aykırı olarak ihtiyati haciz talebimizin reddine karar vermiş olduğunu, mahkemenin vermiş olduğu karara bakıldığı takdirde, Mahkemenin, ihtiyati haciz taleplerinin reddine ilişkin somut ve gerekçeli açıklamalar yapmadığını, Anayasa madde 141′ de ”Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” hükmünün yer almakta olduğunu, kanun lafzından da anlaşılacağız üzere istisnasız olarak her mahkemenin, her türlü kararı gerekçelendirmek zorunda olduğunu, Yine HMK madde 27′ de ”Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini” hükmünün yer almakta olduğunu, Yerel mahkemenin 14.10.2023 tarihinde vermiş olduğu karar incelendiği takdirde, hiçbir şekilde somut gerekçeye yer verilmemiş, Yargıtay veyahut BAM kararlarına dayanılmamış, bunların haricinde herhangi bir kanun maddesi dahi gösterilmeden taleplerinin reddedildiğini, ” Talep, ihtiyati haciz talep edenin, alacaklarını tahsil etmek maksadıyla borçlular ile yapmış olduğu protokole bağlı olarak düzenlenen bonoya dayalı alacağını tahsil edemediğinden bahisle başlatılan icra takibine borçlular tarafından yapılan itiraz neticesinde ödenmeyen borca karşılık borçlu tarafın menkul ve gayrimenkul malları ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine ilişkindir. Somut olay incelendiğinde talebe konu senet üzerinde yazılı vade itibariyle zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle, borçlu tarafından icra takibine itiraz edilmiş olduğu, bu durumda borçlunun zamanaşımı defi nazara alınarak borçlunun sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği hususunun yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından bono vasfını kaybetmiş olma ihtimali olan senede dayalı ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ” hükmünün tesis edilerek hukuka aykırı karar verildiğini, Mahkemenin vermiş olduğu kararın bir dayanağı bulunmadığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarından da anlaşılacağı üzere, yaklaşık ispat şartı sağlandığı takdirde ihtiyati haiz talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, ayrıca durdurulmuş olan icra takibinin ihtiyati haciz kararı alınmasına engel olmadığını, Yargıtay’ın, ihtiyati haczi ayrı bir kategoride değerlendirerek teminat karşılığı alacaklının alacağını güvence altına alması maksadıyla yaklaşık ispat şartı neticesinde ihtiyati haczin uygulanması gerektiğini savunmakta olduğunu, halihazırda talep edilen ihtiyati haczin, yargılama hususu ile bağı bulunmadığını, aksine ihtiyati haciz dosyalarındaki kayıtların ‘esas” olarak düşülmeyip ”değişik iş” başlığı altında neticelendirilmekte olduklarını, değişik işin mahkemelerin esasına girmediği ancak hakim kararı gerektiren talep ve işlemlerle ilgili kararlar verdikleri dosyaların ortak adı olduğunu, bu yüzden mahkemenin ” borçlunun sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği hususunun yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından ” şeklinde tesis etmiş olduğu hükmün isabetsiz olduğunu, Durdurulmuş olan icra takibinin ihtiyati haciz kararı alınmasına engel olmadığını, icra takibine geçilmiş olsa dahi, alacalının hukuki yararının mevcut olduğunu, Bu hususta Yargıtay 11. HD’nin 12.01.2010 T. E:2009/14450, K:206; sayılı; ” Alacaklı tarafından dava ve takip yollarına başvurmadan önce dahi borçlu hakkında ihtiyati haciz karan istenmesi yasal olarak mümkün bulunduğundan, alacaklının icra takibine geçmiş olması ihtiyati haciz kararı almasına engel değildir. İhti­yati haciz kurumu, mahkeme kararı ile borçlunun mallanna önceden geçici olarak el konulmak suretiyle bir para alacağının ödenmesini güvence altına almaya yönelik olduğundan, yapılan icra takibi itiraza uğrayarak borçlu tarafından durdurulmuş olsa da, bu durum icra dairesinin alınan ihtiyati haciz karannı uygulamasını engellemez, bu nedenlerle ihtiyati haciz kararı alınmasında icra takibine geçilmiş olsa da, alacaklının hukuki yararı mevcuttur. Somut olayda, ihtiyati hacze dayanak yapılan bono vadesinde ödenmemesi ne­deniyle alacaklı tarafından takibe konulmuş ve borçlu tarafından imza itirazında bu­lunularak icra tetkik mercii tarafından takibin durmasına karar verilmiştir. Oysa icra tetkik mercii kararlan, ihalenin feshi ve istihkak davaları harig HUMK’nun 237. maddesi uyarınca maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden takibin durma­sı, ihtiyati haciz karan verilmesini engellemeyeceğinden alacaklı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir. ” şeklinde kararını açıkladığını, İhtiyati haciz bakımından, yerleşik Yargıtay içtihatlarınca, sadece ”yaklaşık ispat” koşulunun yeterli olduğunu, ihtiyati haciz kurumunun temel maksadının, borçlunun uğrayacağı muhtemel zararlarının alacaklı tarafından teminat adı altında dosyaya depo edilerek, alacaklının kendi alacağını da güvence altına almasını sağlamak olduğunu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin Esas No: 2016/530 – Karar No: 2016/10261 sayılı ve 07.06.2016 tarihli kararı ile; …2004 sayılı İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılmasıgereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. Bu hükümdeki yaklaşık ispat kuralından hareketle, somut olayda ihtiyati haciz talep eden vekilince sunulan, özellikle taraflar arasındaki sözleşme, ayrıca ekindeki teslim-tesellüm makbuzları da gözetilerek, talep eden vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde talebin reddi doğru görülmemiştir…” şeklinde görüşünü açıkladğını, mevcut ihtiyati haciz talebi bakımından ise, borçluların imzaya itiraz etmediğini, sadece borca ve fer’ilerine itiraz ettiklerini, bu durumda kambiyo vasfını kaybeden senedin, İİK madde 68’ de bahsi geçen imzası ikrar edilmiş adi senet vasfını kazanmış olduğunu, bu durumda yaklaşık ispat hususunun çok çok üstünde delili mahkemeye sunmalarına rağmen, ihtiyati haciz taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Yukarıdaki görsel kaynakta da belirttikleri üzere, emsal Ankara BAM 22. Hukuk Dairesi’nin 2018/768 Esas- 2018/786 Karar sayılı ve 16.05.2018 tarihli ilamından da anlaşılacağı üzere mahkemeye sunmuş oldukları ihtiyati haciz taleplerinde taleplerine engel hiçbir neden bulunmadığını, Ayrıca, reddedilen talebin altında ”Dosya kapsamının incelenmesinde protokole ve bonoya dayalı ilamsız takip yapıldığı, sunulan protokol ile bono birlikte değerlendirildiğinde yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği anlaşılmakla ihtiyati haciz talebinin %20 teminatla kabulü gerektiği görüşü ile sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.” şeklindeki muhalefet şerhi ile ihtiyati haciz kararının teminat doğrultusunda verilmesi gerektiği hususunun savunulduğunu, mahkemenin muhalefet şerhi düşen üyenin düşüncesi doğrultusunda karar vermesi gerekirken ” borçlunun sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği hususunun yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından ” ibaresine yer verip, ihtiyati haciz talebiyle bağdaştırılamayacak incelemelerde bulunmasının hukuka, hakkaniyete ve usule aykırı olduğunu beyanla; Açıklanan ve re’sen ele alınacak nedenlerle; – İstinaf başvurularının kabulü ile 14.08.2023 tarihli İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/284 Değişik iş, 2020/243 K sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda ihtiyati haciz kararı verilmesini, – Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin borçlular tarafına tahmil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep; taraflar arasında akdedilen protokol ve zamanaşımına uğramış bonoya dayalı ihtiyati haciz talebine ilişkin olup, Mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İİK’nın 257/1. maddesi uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.İİK’nın 258. maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Burada aranan ölçü yaklaşık ispat ölçüdür. Somut talepte; ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, alacaklının borçlulardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100.000,00 USD alacağının bulunduğunu, alacağının temini için borçlular aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş ve talep dayanağı olarak taraflar arasında akdedilen tarihsiz protokol ve 28/07/2017 düzenleme tarihli 15/08/2017 vade tarihli 800.000,00 USD bedelli zamanaşımına uğramış bonoyu göstermiştir. Taraflar arasında akdedilen protokol incelendiğinde alacaklının borçlu şirketten cari hesap alacağının olduğunun ve alacaklının borçlu şirketin bankalardan çekmiş olduğu kredinin kefili olması sebebiyle kefaletlerin risk tutarı, şirketten olan alacağı ve şirket hissesinin devri sebebiyle oluşacak alacak tutarının teminatı olarak protokolde belirtilen bonoların alacaklıya verildiğinin belirtildiği görülmüştür. Alacaklı vekili tarafından ihtiyati haciz talebi dayanağı olarak ileri sürülen protokol ve Yargıtayın yerleşik uygulamaları gereği yazılı delil başlangıcı niteliğinde olan zamanaşımına uğrayan bonoya dayalı olarak alacaklının, alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı ve alacağının muaccel olup olmadığı hususlarında alacaklı vekili tarafından sunulan delil ve belgelere göre yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmemiştir. Bu gerekçeler ile Mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi yerinde olup, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, ihtiyati haciz talep eden alacaklının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep eden alacaklının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden taraftan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın Hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı bulunması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/12/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.