Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1986 E. 2023/1777 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1986 Esas
KARAR NO: 2023/1777 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/95 Esas – 2023/263 Karar
TARİH: 16/03/2023
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/11/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket tarafından; ithalatçı firmanın … A.Ş. olduğu … model, … motor numaralı, … plakalı aracı; Türkiye Paketine ilave olarak … paketleri ve sürüş asistanı, ısıtmalı ön koltuklar ve güneş korumalı arka camlarda içeren opsiyonel donanımlarda ilave edilerek … A.Ş.’ye 16.07.2019 tarihinde sipariş edilmiş ve özel sipariş edilmiş bu araç 05.09.2019 tarihinde teslim alınmış olduğunu, söz konusu araçta mevcut olan özellikler hem 05.09.2019 tarihli … Fatura’da, hem de 30.09.2019 tarihli faturada yazmakta olup, müvekkil i şirket tarafından da satın alma öncesinde araçta mutlaka olmasını istediği; “Aracın önüne yaya, bisiklet veya araç çıkması halinde veya ani bir dalgınlık vb. hallerde aracın fren yapması, öndeki araç hızına göre aracın kendi hızını ayarlamasını sağlayan Adaptive Cruise Control (Sürüş Asistanı)” özellikleri açıkça vurgulanmış olduğunu, bu iki özelliğin araçta bulunması müvekkili şirketin aradığı asli özellik olup, müvekkili şirket tarafından bu durum belirtilerek ve koltuklar ve güneş korumalı arka camlarda içeren opsiyonel donanımlarda ilave edilerek özel araç siparişi verildiğini, aracın teslim edilmesi sonrasında, araçta özellikle olmasının arandığı belirtilen ve olduğu zannedilen (zira evraklarda da söz konusu özelliklerin olduğu yazılmaktadır), “…” özelliği kullanılmak istendiğinde ise bu özelliğin çalışmadığı fark edildiğini, akabinde de … A.Ş.’den yetkili satıcı olan … Hanım ile görüşülerek bu ayıp bildirildiğinde “Active Cruise Control özelliğinin Türkiye’de Sürüş Asistanı paketinde olmadığı, bunun sadece Avrupa’da aktif olduğu vb.” açıklaması ile karşılaştığını, söz konusu aracın müvekkili şirket tarafından özelleştirilerek sipariş edilmesinin en önemli nedenlerinden biri olan ve aracın Türkiye web sayfasının (www…com.tr) güvenlikle ilgili bölümünde … ASİSTANI paketinin bir parçası olarak açıkça tanımlanan … (EK-3) özelliği yer aldığını, https://www….com.tr/… internet sitesinde DESTEK SİSTEMLERİ bölümünde; “Güvenli sürüşün sıkıcı olduğunu kim söyledi? …de kendinizi güvende hissettiğinizde yeni maceralardan daha fazla keyif alacağınızı düşünüyoruz. Opsiyonel sürüş asistanı sistemi çarpışma ve yaya uyarısı gibi özellikler sunar. Ön camdaki kamera kritik durumları belirler, iki adımlı bir uyarı verir ve tepki süresini kısaltmak üzere fren sistemini hazırlar. Aynı zamanda trafik işareti tanıma, uzun huzme asistanı ve aktif cruise control gibi yardımcı fonksiyonlarda içerir. Ayrıca, …’de hem sizi koruyan hem de dünyaca ünlü … kullanımı deneyimini geliştirerek diğer opsiyonel güvenlik özelliklerini de bulabilirsiniz. Head Up display veya Geri dönüş kamerası işin zorlu kısmını sizin yerinize gerçekleştirir ve size yalnızca eğlenmek kalır.” denilerek AKTİF CRUISE KONTROL özelliğinin mevcut olduğunun açıkça ifade edildiğini, müvekkili şirket tarafından teslim alınan ve satış öncesi yapılan bilgilendirmelerde, faturalarda, anlaşma içeriğinde, internet sitesinde araç içerisinde var olduğu belirtilen ADAPTIVE CRUISE CONTROL (Sürüş Asistanı) özelliği müvekkil şirket tarafından satın alınmış araçta mevcut olmayıp AYIPLI MAL TESLİMİ söz konusu olduğunu, davalılara karşı Kadıköy … Noterliği aracılığıyla … Yevmiye Numaralı ve 30.10.2019 tarihli ihtarname keşide edilmiş olup, ihtarnameye süresi içerisinde olumlu bir dönüş yapılmaması akabinde de İstanbul Anadolu Arabuluculuk Bürosuna 04.02.2020 tarihinde Arabuluculuk başvurusu yapıldığını, … başvuru ve … dosya numaralı iş bu Arabuluculuk Dosyasında da Anlaşma Sağla namadığı için iş bu davayı açma zorunluluğumuz hasıl olduğunu beyan ile, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere; dava konusu aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini (Adaptive Cruise Control (Sürüş Asistanı) özelliği taşıyan aynı özelliklerdeki yeni bir araç ile), aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi mümkün değil ise ayıbın satış bedeline etkisinin tespiti ile birlikte ayıp oranında satış bedelinde indirim yapılmasını ve satış tarihinden itibaren faizi ile birlikte müvekkile ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını, Sayın Mahkemeden arz ve talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı taraf, yasanın öngördüğü ayıp ve ihbar yükümlülüğüne uygun davranmamış olup bu nedenle de dava hakkı ortadan kalktığını, davacı tarafın talepleri terditli olup Türk Borçlar Kanunu uyarınca seçimlik haklardan birinin belirlenmesi ve hasredilmesi gerektiğini, davacı taraf dava dilekçesinin talep kısmında “dava konusu aracın Adaptive Cruise Control özelliği sürüş asistanı özelliği taşıyan ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi, bu mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedel indirimi yapılması ve satış tarihinden itibaren faiziyle tahsilini”ni talep ettiğini, davacı tarafın talepleri terditli olup, davacının terditli, usule ve yasaya aykırı taleplerinin reddi gerektiğini, müvekkili şirket, dava konusu aracın ithalatçısı olup satış bedelini tahsil eden taraf olmaması itibari ile bedel iadesi gibi mali yükümlülükleri bulunan taleplerin müvekkil i şirkete yöneltilmesinin doğru olmadığını, dava konusu aracın ithalatçısı Müvekkili Şirket iken; satıcısı diğer davalı … Oto olduğunu, davacı taraf ile sözleşmesel ilişki içinde olan ve satış bedelini tahsil eden tarafın müvekkili şirket olmadığını, satış bedelini tahsil etmeyen taraftan bu bedelin iadesinin istenmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın HMK 109. maddesine göre kısmi dava açmasının mümkün olmadığını, davacının talebini açık olarak belirlemesi ve başvuru harcını ikmal etmesi gerektiğini, davacı tarafın delilleri taraflarına tebliğ edilmemiş olup; bu nedenle davacı tarafın sunacağı delil listesinin kabul edilmemesini talep ettiklerini, davaya konu araçta davacı iddialarının aksine üretimden kaynaklanan ve hukuken “ayıp” olarak nitelenebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, dava konusu araçta herhangi bir üretim hatası veya ayıp mevcut olmadığını, dava konusu araç 1 yılı aşkın bir süredir kullanılmakta olup her ne kadar davanın reddine karar verilmesi gerekirse de sayın mahkemenin aksi kanaatte olması halinde hakkaniyet ilkeleri gereği makul bir tutarda bedel indirimine karar verilmesi gerektiğini, her ne kadar davanın reddine karar verilmesi gerekirse de sayın mahkeme aksi kanaatte olması halinde dava konusu araçta meydana gelen değer kaybının ve araçtan elde edilen faydaların iade edilmesi gerektiğini, hâlihazırda davacının kullanımında olan araca faiz işletilmesi talebi hukuka aykırı olup söz konusu davacı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ile, davacının iddialarının reddi ile, davacının ayıp ve ihbar yükümlülüğüne uyulmamış olması nedeniyle davanın reddini, terditli talebin reddini, davacının yasa gereği taraflarına tebliğ ettirmesi gereken ama tebliğ edilmeyen delillerinin tebliğin i, davacının eksik harcı ikmalini, haksız ve hukuka aykırı faiz talebinin reddini, esas yönünden haksız ve mesnetsiz olan davanın reddini, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini, arz ve talep etmiştir. Davalı… AŞ vekilinin cevap dilekçesinde özetle;Dava konusu araçta ayıp olduğunu kabul etmemekle birlikte araçta ayıbın mevcut olduğu kabul edilecek dahi olsa , hak düşürücü sürelerin aşıldığını, dava konusu aracın 05.09.2019 tarihinde müvekkili şirketten satın alındığını, davacı ise 30.10.2019 tarihli ihtarname ile aracın üretimden kaynaklı ayıbının olduğunu iddia ettiğini, yani aracı satın aldıktan yaklaşık 2 ay geçtikten sonra müvekkil i şirkete göndermiş olduğu ihtarname ile seçimlik haklarını kullanmak istediğini, davaya konu aracın davacı alıcısı ve davalı satıcısı da tacir olduğunu, dava konusu aracın ayıplı olduğunu kabul etmemekle birlikte bir an için ayıplı olduğunu düşünülse dahi davacı taraf Borçlar Kanunu’nda düzenlenen derhal ihbar sürelerine ilişkin yükümlülüğünü yerine getirmediğini, her ne kadar ayıp iddialarını kabul etmeseler de davacı tarafın, 6098 sayılı T.B.K.’nunda sayılı seçimlik haklardan birini talep etmek zorunda olduğunu, davacının kısmi dava açmada hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı taraf 1.000,00-TL tazminat talep etmekte olup, esasında bahse konu tazminat taleplerinin hangi nedenlerle talep edildiği anlaşılamadığını, dava konusu araçta davacının iddia ettiğinin aksine üretim hatasından kaynaklı herhangi bir ayıp bulunmadığını, müvekkili şirketin …-… marka araçların yetkili satıcısı ve servis sağlayıcısı olduğunu, müvekkili şirket gerek aracın satış işlemleri gerek servis işlemlerinin gerçekleştirilmesi noktasında yetkili satıcı ve servis sağlayıcı bayi olarak üzerine düşeni eksiksiz yerine getirdiğini, davacının ayıp iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davaya konu Otomobilde ”Adaptive Cruise Control” özelliği olmadığını, davacının aracı satın alır iken bu yönde özel bir bilgi talebi ya da sipariş talebi de olmadığını, aracı satın alırken müvekkili şirket satış danışmanı tarafından bu yönde bir bilgi ve taahhüt de verilmediğini, davacının aracı satın alırken A.C.C. Özelliğini özellikle siparişlerine eklettiğine ilişkin iddialar gerçeği yansıtmadığını, davacı taraf, aracı satın alırken Sürüş asistanı paketini siparişlerine eklettiği için Adaptive Cruise Controlü nün de bu pakette yer aldığı yanılgısına düştüğünü, davacı tarafın sadece ”FREN FONKSİYONLU CRUISE CONT.” Sipariş etmiş ve bu özellik de halihazırda davaya konu araçta aktif olarak mevcut ve sorunsuzca çalışır halde olduğunu, davacı taraf muhtemelen ADAPTİVE CRUİSE CONTROL ile FREN FONKSİYONLU CRUISE CONT. özelliklerinin ayırımını bilmemekte ve bu özellikleri birbiriyle karıştırmakta olduğunu, davacı tarafın aracın ayıplı olduğuna ilişkin iddiaları esasında davacının kendi yanılgısından kaynaklandığını beyan ile, davanın, davacı tarafın hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresi içinde ayıp ihbarında bulunmamış olması nedeniyle reddini, davanın esasına girişilmesi durumunda esas yönünden haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini, arz ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/03/2023 tarih 2022/95 Esas 2023/263 Karar sayılı kararında;”…Tüm dosya kapsamı ve hükme esas teşkil eden bilirkişi raporu birlikte incelendiğinde; aracın faturasının 30.09.2019 tarihli olduğu; dava dilekçesinde aracın 05.09.2019 da teslim alındığının belirtildiği, dava dilekçesinde belirtilen “Adaptıve Cruıse Control(KOD 541 Adaptif Hız Sabitleyici (541 Active Cruise Control))” özelliğinin … plaka sayılı … marka/tip, 2019 model araçta bulunmadığı, dava konusu aracın belgelerinde bulunan “5AS: Sürüş Asistanı” nın ilave bir donanım olduğu, araçta bulunan sürücü asistanı donanımı ile sürücü yardım paketi’nin farklı olduğu, Active Cruise Control donanımı içerisinde de bulunan ZD2 Driver Assistance Package-sürücü Yardım Paketi’nin opsiyonel bir donanım paketi olduğu, araca ait tüm alım-satım belgelerinde “bilgi formu-… faturasında” ve “e-faturasında” bulunmadığı anlaşılmakla, tüm alım-satım belgelerinde bulunmayan özelliğinin ayıp niteliğinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur…”gerekçesi ile, 1-Davacının aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi talebinin REDDİNE,2-Mahkememize açılan dava terditli olarak açıldığından asıl talebin reddedildiği gözetilerek ayıp oranında satış bedelinden indirim talebinin REDDİNE karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel mahkeme tarafından gerekçeli kararda bilirkişi 2. ek raporuna atıf yapıldığını, 13.02.2023 tarihli Bilirkişi Heyeti Ek (2) Raporunda; “EK (2) Yönünden İnceleme ve Değerlendirme: İrdeleme ve Tespitler:” başlığı altında “Dava Dilekçesinde EK 4 olarak belirtilen belgenin incelenmesi:” alt başlığında; -“Dava dilekçesinde ek 4 olarak belirtilen belgede web sayfası adres kısmında https://www…com….” şeklinde okunabildiği, yine sağ kısımda bulunan yazıların “ DESTEK SİSTEMLERİ. Güvenli sürüşün sıkıcı olduğunu kim söyledi? …’de kendinizi güvende hissettiğinizde yeni maceralardan daha fazla keyif alacağınızı düşünüyoruz. Opsiyonel Sürüş Asistanı sistemi çarpışma ve yaya uyarısı gibi özellikler sunar. Ön camdaki kamera kritik durumları belirler, iki adımlı bir uyarı verir ve tepki süresini kısaltmak üzere fren sistemini hazırlar. Aynı zamanda trafik işareti tanıma, uzun huzme asistanı ve aktif cruise control gibi yardımcı fonksiyonlar da içerir. Ayrıca, …’de hem sizi koruyan hem de dünyaca ünlü… kullanımı deneyimini geliştirecek diğer opsiyonel güvenlik özelliklerini de bulabilirsiniz. Head Up Display veya Geri Görüş Kamerası işin zorlu kısmını sizin yerinize gerçekleştirir ve size yalnızca eğlenmek kalır.” Şeklinde okunmuştur.” denilmiş devamla da “Dava dilekçesinde EK 4 olarak belirtilen belgede bulan web adresinin 12.02.2023- EK (2) rapor tanzim sırasındaki incelenmesi:” alt başlığında da: “Dava dilekçesinde ek 4 olarak belirtilen belgede web sayfasının adres kısmında “https://…” şeklinde okunabilen adresin, EK (2) rapor tanzimi sırasındaki kontrolünde; www…com.tr web adresinin aktif olduğu ve 12/02/2023 tarihi itibariyle sağ kısımda bulunan yazıların; “DESTEK SİSTEMLERİ. Güvenli sürüşün sıkıcı olduğunu kim söyledi? …’de kendinizi güvende hissettiğinizde yeni maceralardan daha fazla keyif alacağınızı düşünüyoruz. Opsiyonel Sürüş Asistanı sistemi çarpışma ve yaya uyarısı gibi özellikler sunar. Ön camdaki kamera kritik durumları belirler, iki adımlı bir uyarı verir ve tepki süresini kısaltmak üzere fren sistemini hazırlar. Aynı zamanda destek sistemleri arasında Trafik İşareti Tanıma, Uzun Huzme Asistanı ve Aktif Cruise Control gibi yardımcı fonksiyonlar da yer almaktadır. Ayrıca, …’de hem sizi koruyan hem de dünyaca ünlü … kart kullanımı deneyimini geliştirecek diğer opsiyonel güvenlik özelliklerini de bulabilirsiniz. Head Up Display veya Geri Görüş Kamerası işin zorlu kısmını sizin yerinize gerçekleştirir ve size yalnızca eğlenmek kalır. Bazı donanımlar Türkiye’de sunulmamaktadır. Detaylı bilgi için … Yetkili Satıcıları ile iletişime geçebilirsiniz” Şeklinde olduğu görülmüştür.” denildiğini, İşbu internet sitesinde yer alan açıklamalar incelendiğinde, müvekkilinin davaya konu müracaatı sonrasında müvekkilinin talebindeki haklılığını bilen davalılar tarafından internet sitesindeki açıklamalarda değişikliğe gidildiği ve internet sitesindeki açıklamalara “bazı donanımlar türkiye’de sunulmamaktadır.” açıklaması eklediği açıkça anlaşılmakla, müvekkilinin talep ve beyanlarının haklılığı, davalıların ise müvekkili tarafından ileri sürülen hususların engellenmesi adına intermet sitesinde değişikliğe giderek müvekkili tarafından olmayan bir husus iddia ediliyormuş gibi bir algı yaratılmaya çalışıldığını göstermekte olup, yerel mahkeme tarafından nazara alınmayan bu hususların istinaf incelemesinde incelenmesi gerektiğini, Yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan 13.02.2023 tarihli Bilirkişi Heyeti 2. Ek Raporundaki tespit ile müvekkilinin aracını sipariş ettiği esnada ilgili internet sitesindeki açıklamalardan ACTİVE CRUİSE CONTROL özelliğinin sürüş asistanının bir parçası olduğu açıkça anlaşılmakla müvekkilinin talebinin haklılığı ortaya çıktığını, kaldı ki, işbu husus belki de davalılar tarafından başka mağduriyetler de yaratmış olacak ki; sonrasında internet sitesindeki ilana “bazı donanımlar Türkiye’de sunulmamaktadır.” açıklamasının eklenmesi ihtiyacı duyulduğunu ve bu durum davalıların olmayan bir özelliği varmış gibi göstererek mağduriyet yarattığını, Bu durum karşısında da basiretli davranmamış olan davalıların işbu hakkaniyete ve dürüstlük ilkesine aykırı işlemlerinden lehe sonuç elde etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Hükme esas alınan 13.02.2023 tarihli Bilirkişi Heyeti Ek (2) Raporunda “DEĞERLENDİRME” başlığı altında; “− Dava dilekçesinde Ek 4 olarak belirtilen belgede sağ kısımda bulunan yazılarda ; “…Aynı zamanda trafik işareti tanıma, uzun huzme asistanı ve aktif cruise control gibi yardımcı fonksiyonlar da içerir.” Şeklinde ibarelerin bulunduğu, “aktif cruise control” ifadesinin bulunduğu,” denilmiş olup, bu tespit davaya konu talebin haklılığını açıkça gösterdiğini, Ek Raporun “DEĞERLENDİRME” başlığının devamında ise; “− Davalı … A.Ş. tarafından 06/12/2022 tarihli yazı ekinde sunulan belgelerde; davaya konu … 2019 yılı … (Metalik Yeşil) model aracın bulunduğu 2019 yılına ilişkin katalog/broşür örneğinin sunulmuş olduğu, söz konusu belgelerde aktif cruise kontrol özelliğinin bulunmadığı görülmüştür.” denildiği görüldüğünü, 06.12.2022 tarihli dilekçe ekinde iki adet belge sunulduğunu ve sunulan belgelerin bir tanesinin bilgi formu olup, diğer belgenin de alt uygunluk belgesi olduğu görüldüğünü fakat yerel mahkeme tarafından 2019 yılına ilişkin kartalog/broşür örneğinin sunulması talep edilmiş olup, bunların sunulmadığı anlaşıldığını ve bu durum karşısında bilirkişi raporunda hangi dayanak ile 2019 yılına ait broşür/belge sunulduğunun iddia edildiği de anlaşılamamış olup, bu hususa dair itiraz ve beyanların da yerel mahkeme tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak dikkate alınmamış olup, tüm bu hususların da istinaf incelemesinde nazara alınması gerektiğini, Yerel mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporları incelendiğinde de görüldüğü üzere; müvekkilinin aleyhine yorumlanan farklılıklar/hususlar çok teknik detaylar olup, alıcılar nezdinde anlaşılır olan internet sitesinde yer alan ilan ile açıkça satıma konu araçta ““aktif cruise control” özelliğinin bulunduğu anlaşılmakta olup, bu hususlar bir bütün olarak hakkaniyet çerçevesinde nazara alındığında da davalıların iyi niyetli olmadığı, aldatma ile haksız menfaat elde ettikleri görüldüğünü, tüm bu hususların istinaf incelemesinde de nazara alınmasını gerektiğini, Tüm bunlarla birlikte yine belirtmek isteriz ki; yerel mahkeme tarafından alınan Bilirkişi Ek Raporunda bilirkişiler tarafından yaptıkları araştırma neticesinde dava konusu “…” marka araçların satışını yapan yetkili/yetkisiz bayiler ile kişiler ile yapılan görüşmelerde, Türkiye’de satışı yapılan “…” marka araçların son modellerinde dahi adaptive hız sabitleyici sistemin gelmediğinin belirtildiği yazılmış fakat Bilirkişi 2. Ek Raporunda ise bu durumun tam tersi olarak “…” markasının 2023 yılı internet sitesinde “aktif cruise control” özelliğinin bulunduğu ifadesine yer verildiğini, Aracın teslim edilmesi sonrasında, araçta özellikle olmasının arandığı belirtilen ve olduğu zannedilen (zira evraklarda da söz konusu özelliklerin olduğu yazılmaktadır), “ADAPTIVE CRUISE CONTROL” özelliği kullanılmak istendiğinde bu özelliğin çalışmadığının fark edilmesi sonrasında davalı , … OTO SERVİS VE TİCARET A.Ş.’den yetkili satıcı olan … Hanım ile görüşülerek bu ayıp bildirilmiş ve karşılığında “Active Cruise Control özelliğinin Türkiye’de Sürüş Asistanı paketinde olmadığı, bunun sadece Avrupa’da aktif olduğu vb.” açıklamasının alınmasıyla birlikte davalılara karşı Kadıköy … Noterliği aracılığıyla … Yevmiye Numaralı ve 30.10.2019 tarihli ihtarname keşide edilmiş olup, müvekkili şirket tarafından ayıba dair gerekli ihtar ve bilgilendirme hakkaniyet ve yasaya uygun olarak yapılmış olup, bu husustaki müvekkili aleyhine yorum ve yaklaşımın da kabulü mümkün olmadığını ve yerel mahkeme tarafından dikkate alınmayan bu hususların da istinaf incelemesinde nazara alınması gerektiğini, Müvekkili şirket tarafından teslim alınan ve satış öncesi yapılan bilgilendirmelerde, faturalarda, anlaşma içeriğinde, internet sitesinde araç içerisinde var olduğu belirtilen ADAPTIVE CRUISE CONTROL (Sürüş Asistanı) özelliği müvekkili şirket tarafından satın alındığını araçta mevcut olmayıp ayıplı mal tesliminin söz konusu olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dairemizin 27/01/2022 Tarih ve 2021/2089 Esas – Karar sayılı kaldırma kararımızdan sonda İDM. ce yapılan yargılama sonucunda istinafa konu karar verilmiştir. Dava, satış sözleşmesi uyarınca satın alınan ve ayıplı çıktığı iddia edilen aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi, mümkün değil ise ayıbın satış bedeline etkisinin tesbiti ile ayıp oranında satış bedelinden indirilerek satış tarihinden itibaren faizi ile birlikte davacıya ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece,1-Davacının aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi talebinin reddine, 2-Mahkememize açılan dava terditli olarak açıldığından asıl talebin reddedildiği gözetilerek ayıp oranında satış bedelinden indirim talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili şirket tarafından; ithalatçı firmanın … A.Ş. olduğu 2019 … model, … motor numaralı, … plakalı aracı; Türkiye Paketine ilave olarak pepper+premıum paketleri ve sürüş asistanı, ısıtmalı ön koltuklar ve güneş korumalı arka camlarda içeren opsiyonel donanımlarda ilave edilerek … SERVİS VE TİCARET A.Ş.’ye 16.07.2019 tarihinde sipariş edilmiş ve özel sipariş edilmiş bu araç 05.09.2019 tarihinde teslim alındığını, satış sözleşmesi uyarınca satın alınan ve ayıplı çıkan aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi, mümkün değil ise ayıbın satış bedeline etkisinin tesbiti ile ayıp oranında satış bedelinden indirilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, Dairemiz kaldırma kararı doğrultusunda davacı vekiline talebini ve dava değerini açıklamak ve gösterdiği dava değeri üzerinden hesaplanacak nisbi harcı yatırmak üzere 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre verildiği, ara karar doğrultusunda davacı vekili 05.05.2022 tarihli dilekçe ile beyanda bulunduğu ve 05.09.2019 tarihli … Faturada yazan 288.106,86 TL dava konusu araç bedeli üzerinden 4.955,00 TL eksik harç ikmal edildiği belirtilmiştir. Mahkemece, dairemiz kaldırma kararından sonra bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır. HMK’nın 146.maddesine göre hakim delillerden davanın yeterince aydınlandığı kanaatine varırsa tahkikatı bitirebilir. Bu hükümle birlikte ilk derece mahkemesince sunulan deliller, bilirkişi heyet raporundaki tesbitler gözetildiğinde, davacı vekilinin eksik inceleme ile karar verildiğine yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.HMK 282 maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir,” yasal düzenlemesi gözetildiğinde; davacı vekili tarafından ileri sürülen diğer istinaf sebepleri yargılama aşamasında verdiği beyan dilekçeleri ile de ileri sürüldüğü, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi heyet raporunda bu iddiaların değerlendirildiği anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davalı tarafça bilgi formu, proforme fatura ve faturada özellikleri belirtilen aracın davacıya satıldığı, davacının dilekçesinde olmadığını ileri sürdüğü özelliğin Türkiye’ de satışının olmadığı ve bu nedenle araca ait tüm alım-satım belgelerinde olmayan bir özellikten dolayı ayıplı olduğunun söylenemeyeceği, davacının fatura ile uyumlu ödeme yapıldığı da gözetildiğinde mahkeme davanın reddine karar verilmesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 08/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.