Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1966 E. 2023/1774 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1966 Esas
KARAR NO: 2023/1774 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2023/556 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 22/09/2023
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/11/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, ileride telafisi imkansız zararların ortaya çıkması ihtimaline binaen dava konusu icra takibi ile ilgili olarak müvekkili hakkında başlatılan takibin teminatsız dava sonuna kadar durdurulmasını ve bu talepleri uygun görülmemesi halinde İİK’nun 72/3. Maddesi gereğince icra dosyasına yapılacak ödemelerin alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/09/2023 tarih 2023/566 Esas sayılı ara kararında; “….Dosyanın yapılan incelemesinde iş bu davaya konu taleplerin davacı … yönünden iki adet çeke ilişkin borçlu olmadığının tespiti için davacı şirket yönünden bir adet faturaya dayalı borçlu olmadığının tespitine yönelik olduğu, 350.000,00TL lik çekin ödemesinin davalı tarafa yapıldığı, 109.900,00TL bedelli çek için kayseri genel icra müdürlüğü … sayılı dosya olduğu anlaşılmakla dosya kapsamında sunulmuş olan belgeler tarafların beyan ve itiraz içerikleri davacı tarafın cevap dilekçesindeki beyanlar ve dosya kapsamında teslime ilişkin tesellüm fişlerinin cevap dilekçesinde belirtilmesine rağmen iş bu duruşmanın yapıldığı tarihe kadar sunulmadığı hususları da dikkate alınarak ihtiyati tedbirin İİK 72 ve HMK 389 düzenlendiği dosya kapsamında 2 adet icra takibinin bulunduğu bu nedenel HMK 72 kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği 109.900,00TL lik icra takibinin 07/08/2023 tarihinde yani iş bu davadan sonra açıldığının tespiti ile yaklaşık ispat koşullarının bu aşamada oluştuğu dikkate alınarak aşağıda şekilde karar verildi…”gerekçesi ile, Davacı şirketin Büyükçekmece … İcra müdürlüğünün … sayılı icra dosyası yönünden ihtiyati tedbir talebinin İİK ‘nun 72/3 maddesi uyarınca kabulü ile icra dosyasındaki alacak miktarının iş bu dosya tarafları ile sınırlı olmak üzere takdiren % 15’i tutarında teminat gösterilmesi durumunda, büyükçekmece İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasında icra veznesine yatan ve/veya yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, 2-Teminat yatırıldığında ilgili icra müdürlüğüne bu hususta müzekkere yazılmasına, süresinde teminat yatırılmadığı takdirde ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının tespitine, 3-Davacı … yönünden 350.00,00TL lik çekin ödendiği anlaşılmakla bu çeke yönelik talebine bedel istirdatına dönüşeceğinden bu çek hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davacı … yönünden 109.900,00TL bedelli çeke ilişkin kayseri genel icra müdürlüğü … sayılı yönünden ihtiyati tedbir talebinin iş bu davanın icra takibinden daha önce açılmış olduğu hususu da dikkate alınarak İİK ‘nun 72/2 maddesi uyarınca kabulü ile icra dosyasındaki alacak miktarı üzerinden iş bu dosya tarafları ile sınırlı olmak üzere takdiren % 15’i tutarında teminat gösterilmesi durumunda, kayseri genel icra müdürlüğü … esas sayılı icra takip dosyasında yapılan takibin durdurulmasına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesince kendilerinin dinlenilmeden ihtiyati tedbir kararı verildiğini, “Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasında icra veznesine yatan ve/veya yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi” ve “Kayseri Genel İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra takip dosyasında yapılan takibin durdurulması” konusunda verilen ihtiyati tedbir kararının müvekkilinin mağduriyetine neden olduğundan, ihtiyati tedbir kararın kaldırılmasını talep ettiklerini,Davacının tedbir talebi 09/06/2012 tarihli ara kararla istinaf yolu açık olmak üzere reddildiğini, sonrasında bu ara karar istinaf edilmediğinden kesinleştiğini, 08/08/2023 tarihli hakim havalesinde ise talebin duruşmada değerlendirlmesine denildiğini talebin reddedildiğini ancak kendilerine gelen tebligatla daha duruşma günü gelmeden ihtiyati tedbir talebinin duruşmalı yapılacağının bildirildiğini, 22/09/2023 tarihinde yapılan duruşmada ise delillerin değerlendirilmeden, bilirkişi incelemesi yapılmadan, şirket defterleri incelenmeden, istenilecek belgeler istenilmeden duruşma yapılarak tedbir kararı verildiğini, hukuki dinlenilme hakkı, hukuki belirlilik ilkesi, mülkiyet hakkının alenen ihlal edildiğini, Davacı 350.000,00TL bedelli çekin ödenmemesi için açtıkları çek kayıp sebebiyle iptal davasında aslında çekin kayıp olmadığını bildiğini söyleyerek kötüniyetli olduğunu, gerekirse hakkın kötüye kullanımından çekinmeyeceğini duruşmada ikrar ettiğini, Ayrıca Dava dışı … Ltd. Şti.’ye ilişkin talepleri dinlenilmemesi gerektiğini, taraf sıfatı bulunmadığını, 109.900,00 TL bedelindeki çek yönünden; yerel mahkeme 22.09.2023 tarihli ara kararında “109.900,00TL lik icra takibinin 07/08/2023 tarihinde yani iş bu davadan sonra açıldığının tespiti ile yaklaşık ispat koşullarının bu aşamada oluştuğu” gerekçesi ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra takip dosyasında yapılan takibin durdurulmasına karar verdiğini, işbu kararın usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, Davacıların, müvekkili şirkete herhangi borçlarının olmadığını savunarak çekten dolayı da bir borçları olmadığını dile getirdiğini, halbuki kambiyo senetlerinden dolayı ortaya çıkan borç ilişkisi asıl ilişkiden mücerret olup asıl ilişkideki bağ ortadan kalksa bile kıymetli evraktan kaynaklanan borcun sona ermeyeceğini, mücerret kıymetli evrak, doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız ve soyut olduğunu, kıymetli evrak bir defa doğduktan sonra, doğumuna sebep olan ilişkide bir aksaklık veya bozukluk kıymetli evrakın geçerliliğine etkisinin olmayacağını, ayrıca çekin usul hukuku bakımından da kesin bir delil teşkil etmediğini, davacının beyanlarına dayanılarak verilen tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2013/89 K. 2013/1645 T. 04.12.2013, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, E. 2015/11454 K. 2016/2601 T. 18.02.2016) 6100 Sayılı HMK MADDE 202- (1) Senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2023/2095 Karar Çeklerin delil başlangıcı mahiyetinde oldukları ve davalının malları teslim ettiğini tanık dahil her türlü delil ile ispat edebileceği gözetildiğinde davalının tanıklarının dinlenmemesi hukuki dinlenilme hakkının ihlali mahiyetindedir. 312.405,00 TL bedelli fatura alacağı yönünden; yerel mahkeme 22.09.2023 tarihli ara kararında “Davacı tarafın cevap dilekçesindeki beyanlar ve dosya kapsamında teslime ilişkin tesellüm fişlerinin cevap dilekçesinde belirtilmesine rağmen iş bu duruşmanın yapıldığı tarihe kadar sunulmadığı” gerekçesi ile Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasında icra veznesine yatan ve/veya yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesine karar vermiş olup işbu karar usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, Davacı taraf her ne kadar müvekkili şirkete borcu olmadığını iddia etse de bu iddialar gerçeğe aykırı ve kötü niyetli olduğunu, Müvekkili şirket ile görüşen davalı firma yetkilileri anlaşılan tutar üzerinden sipariş verdiklerini ve verilen siparişlerin müvekkili tarafından davalılara eksiksiz bir şekilde teslim edildiğini, bu hususun ekte sunulan tesellüm fişlerinden de anlaşılacağını, ayrıca yine ekte şirket içi cari hesap da sunulmuş olup bu hesap KDV’siz fiyatlar üzerinden tutulmuş davacı tarafından borç ödenmeyince fatura düzenlenerek bu tutarlara KDV dahil edildiğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için davalının iddia ettiği gibi ürünlerin eksik teslim edildiği var sayımında dahi davalı taraf makul süre içinde ürünleri kontrol ederek bu durumu müvekkiline bildirmediğini, böyle bir iddiada bulunmadığını, davalının şu an böyle bir davayı ikame etmesinin sebebi borçlu olduğu halde borcundan kurtulmak ve haksız kazanç elde etme amacı taşıdığını, Davacı taraf dava dilekçesinde ” Davalı şirket tarafından her bir malzemeden 50.000 adet şeklinde gönderilmesi yönünde taahhüt edilmesi nedeniyle müvekkil şirket tarafından da karşılıklı anlaşma neticesinde…” denmek sureti ile taraflar arasında hukuki ilişkinin mevcudiyetini ikrar ettiklerini, müvekkili tarafından verilen fiyat listesi neticesinde davalının onayı ile taraflar karşılıklı anlaşmaya vardıklarını ve ekteki tesellüm fişleri gereği de ürünlerin davalı firmaya teslim edildiğini, bunun karşılığında davalı tarafından ödeme işbu yargılamaya konu çekler tarafından yapıldığını, karşılıklı ticari ilişki sorunsuz bir şekilde gerçekleşmişken davalı taraf borcu ödemeden kaçınmak için haksız bir şekilde işbu davayı ikamet ettiklerini, ayrıca müvekkili şirket tarafından başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından itiraz edilmediğini ve borç kesinleştiğini, davalı taraf işbu borcu kabul ettiği için icra takibine itiraz etmemiş müvekkili ile iletişime geçip önce borcunu ödeyeceğini, karşılıklı anlaşabileceklerini beyan etmesine rağmen sonrasında “size bu parayı ödemeyeceğim ne de ödeteceğim. Gerekirse avukata masraf eder bu çeki de durdururum” gibi cümleler sarf ederek niyetini açıkça ortaya koyduğunu, sonrasında ise işbu davayı açtığını, Davacı her ne kadar müvekkili şirket tarafından kendilerine gönderilen faturaya itiraz edildiğini ve faturanın iade edildiğini beyan etse de faturaya süresi içinde itiraz edilmediğini, müvekkili tarafından e-fatura 11.01.2023 tarihinde düzenlendiğini ve davacıya tebliğ edildiğini, davacı tarafından sunulan Kayseri … Noterliği … yevmiye numaralı ihtarnameye bakıldığında ise faturaya 07.02.2023 tarihinde itiraz edildiğini, bilindiği üzere faturayı alan kişi faturanın içeriğine herhangi bir itirazda bulunacaksa bunu 8 gün içinde yapması gerektiğini ancak davalı faturaya itirazını fatura kendisine ulaştıktan tam 27 gün sonra yaptığını, müvekkili şirket tarafından davacıya icra takibinin 20.01.2023 tarihinde başlatıldığı da göz önüne alındığında davacının kötü niyetli olduğunu, 6102 Türk Ticaret Kanunu MADDE 21 (2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Yerel mahkemece bir delil toplamadan, evrak üzerinden dava açılır açılmaz, hiç bir esas ve usulü incelemeyi yapmadan tedbir kararı verildiğini, bu durum, mahkemenin tarafsızlığına gölge düşürmekte, eşit ve tarafsız yargılanma hakkının ihlaline sebep olduğunu, Ayrıca 350.000,00 TL değerindeki çek için davacı taraf müvekkilini zarara uğratmak için Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2023/141 Esas sayılı dosyası ile kıymetli evrak iptali davası açmış ancak davacının bu davası da reddedildiğini ve müvekkilinin 350.000,00 TL değerindeki çeki tahsil ettiğini, davacı borç sebebiyle çeki müvekkiline vermesine rağmen sanki çek kaybolmuş gibi dava açarak müvekkilini zarara uğratmayı amaçladığını,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Talep, Büyükçekmece … İcra müdürlüğünün … sayılı icra takibine konu borçtan ve … Bankası A.Ş … Antalya Şubesine ait … seri numaralı, keşide yeri Antalya ve keşide tarihi 05.03.2023 olan 350.000,00TL bedelli çek ile … A.Ş.’ye ait keşide yeri Kayseri ve keşide tarihi 31.07.2023 olan 109.900,00TL bedelli çekden kaynaklı borçlu olmadığının tesbiti istemi ile İİK 72 Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması kabul edilmediği taktirde İİK 72/3 maddesi gereğince icra dosyasına yatırılan paranın alacaklığa ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, ihtiyati tedbir isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda davacılar vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında çeşitli malzemelerin alımı ve satımı hususunda karşılıklı bir ticari ilişki kurulduğunu, davalı şirket tarafından 25.05.2022 tarihli fiyat teklifine istinaden “…, …, GENİŞ TEKLİ IŞIKSIZ DÜĞME, İKİLİ IŞIKSIZ DÜĞME” olmak üzere hepsinden ayrı ayrı 50.000 adet teslim edilmesinin taahhüt edildiğini ancak işbu fiyat teklifinde belirtilen malzemeler tam olarak gönderilmediğini, şöyle ki; her bir malzemeden 50.000 adet göndermesi gerekir iken 1000 adet …, 2500 adet GENİŞ TEKLİ IŞIKSIZ DÜĞME, 1000 adet İKİLİ IŞIKSIZ DÜĞME gönderildiğini, … adlı malzemeden de hiç göndermediğini, bu hususa ilişkin müvekkili şirket yetkilisi … ile davalı şirket yetkilisi … arasında gerçekleştirilen konuşmaya ilişkin ses kaydı olduğunu, bu ses kaydından da davalı şirket tarafından taahhüt edildiği adette malzemenin gönderilmediğinin açıkça anlaşıldığını, müvekkili şirket yetkilisi … tarafından bu malzemelere istinaden de 350.000,00TL ve 109.900,00TL değerinde çekler verildiğini, her ne kadar davalı şirket tarafından 11.01.2023 tarihinde … numaralı 312.405,00TL bedelli fatura düzenlenerek müvekkili şirkete gönderilmiş ise de müvekkili şirketin 2023 yılı içerisinde fatura içeriğinde yer alan “25.750 adet KNA 502 İKİLİ IŞIKSIZ DÜĞME, 6.000 adet KNA 500 IŞIKSIZ DÜĞME GENİŞ TEKLİ, 19.000 adet … SOBA 25 AMP, 15.000 adet …” isimli malzemelere istinaden herhangi bir siparişi bulunmadığı gibi davalı şirket tarafından da bu malzemelere ilişkin fiyat teklifi verilmediğini ve mutabık kalınan bir durum olmadığını, dolayısıyla davalı şirket tarafından teslim edilmeyen ve hatta teslim edilmesi teklif dahi edilmeyen malzemelere ilişkin fatura düzenlenerek müvekkili şirkete gönderilmiş ve akabinde de haksız ve hukuka aykırı olarak Büyükçekmece … İcra Dairesi … Sayılı icra dosyasına konu edildiğini, bu kapsamda davalı şirket tarafından 25.05.2022 tarihli fiyat teklifinde yer alan malzemelerin tam olarak teslim edilmediği gibi 11.01.2023 tarihli fatura içeriğinde yer alan malzemelerin de teslim edilmemesi de dikkate alındığında müvekkili şirketin hem Büyükçekmece … İcra Dairesi … Sayılı icra dosyası bakımından herhangi bir borcunun bulunmadığı hem de … Bankası A.Ş … Antalya Şubesine ait … seri numaralı, 05.03.2023 keşide tarihli 350.000,00TL bedelli çek ile … bank A.Ş.’ye ait 31.07.2023 keşide tarihli 109.900,00TL bedelli çek yönünden herhangi bir borcunun bulunmadığı belirtilerek Büyükçekmece … İcra Dairesi … Sayılı icra dosyasının öncelikle DURDURULMASI YÖNÜNDE mahkeme aksi kanaatte ise işbu dava neticeleninceye kadar müvekkili … Ticaret Ltd. Şti tarafından gösterilecek uygun bir teminat karşılığında icra veznesindeki paranın davalı … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’ne ÖDENMEMESİ YÖNÜNDE İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİNE, aynı zamanda … Bankası A.Ş … Antalya Şubesine ait … seri numaralı, 05.03.2023 keşide tarihli 350.000,00TL bedelli çek ile …bank A.Ş.’ye ait 31.07.2023 keşide tarihli 109.900,00TL bedelli çek yönünden de icra takibinin DURDURULMASI YÖNÜNDE İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİ talep edilmiştir. Mahkemece 09/06/2023 tarihli ara karar ile; Dosya üzerinde yapılan incelemede çekin illetten mücerret alacağının avans çek olarak verildiğinin HMK 389 ile İİK 72. maddeleri kapsamında yaklaşık ispat ile delillendirilmesi gerektiği, dosyada flash dışında belge olmadığı bu nedenle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiştir, gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacılar vekili 30/07/2023 tarihli dilekçe ile yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur. Mahkemece, bu tedbir talebi duruşma açılmak suretiyle davacı …, davacı şirket yetkilisi … ve davalı vekili Av. …un hazır bulunduğu 22/09/2023 tarihli duruşmada değerlendirilerek istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece 09/06/2023 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebi ret edilmiş isede davacılar vekilinin yeni talebi üzerine önceki ara karar tarihinden sonra dosyaya giren mevcut delillerin değerlendirilerek davacılar vekilinin tedbir talebinin duruşma açılarak değerlendirilmesi usul ve yasaya uygun olup davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Davalı vekilinin İİK ‘nun 72/3 maddesi uyarınca verilen ihtiyati tedbir kararına yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde; İİK. 72/3 maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir menfi tespit davaları için düzenlenmiş özel bir tedbir türü olup, icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulması için gecikmeden doğan zararı karşılama ve teminat şartı aranmıştır. Somut olayda, dosyaya ibraz edilen delillere göre HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmiştir. Mahkemece yukarıda belirtilen hüküm çerçevesinde İhtiyati tedbir talebinin gösterilen teminat karşılığında İİK’nın 72/3. maddesi gereğince kabulüne karar verilmesi, dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Davalı vekilinin İİK ‘nun 72/2 maddesi uyarınca verilen ihtiyati tedbir kararına yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde; HMK’nun 389/1. madde hükmü uyarınca; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İİK’nın 72/2. madde hükmü uyarınca; icra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. Somut olayda, dosya kapsamına göre HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu, tedbiren durdurulması talep edilen takibin ve takip dayanağı alacağın uyuşmazlığın doğrudan konusunu teşkil ettiği, tedbir kararı verilmemesi durumunda, meydana gelebilecek değişmeler nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı anlaşılmış olup, mahkemece bu hususlar nazara alınarak değerlendirme yapılıp İhtiyati tedbir talebinin gösterilen teminat karşılığında İİK’nın 72/2. maddesi gereğince kabulüne karar verilmesi, dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, İlk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine de aykırı olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/11/2023 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.