Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1961 E. 2023/2034 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1961
KARAR NO: 2023/2034
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 29/03/2023
DOSYA NUMARASI: 2023/211 Esas – 2023/337 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/12/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıların müvekkiline kredi kart sözleşmesi, destek kredisi, tek hesap kredisinden kaynaklanan borçlarının bulunduğunu … numaralı ticari kredi ve gayri nakdi krediden kaynaklanan 5 adet çek yaprak depo bedelinin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, borçluların itirazı üzerine takibin durduğunu, arabuluculuğa başvurduklarını ancak davalıların işbu toplantıya katılım sağlamadığını, itirazın iptali ile takibin devamını, davalıların % 20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmelerini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 29/03/2023 tarih ve 2023/211 Esas – 2023/337 Karar sayılı kararı ile; ” İşbu dava dosyası, Mahkememizin 2023/157 Esas sayılı dava dosyasından tefrik edilmiştir. Mahkememizin 2023/157 Esas sayılı dosyasında 14/03/2023 tarihli ara karar ile; Davalılar …İ’nin T.C. Kimlik numarası sorgulamasında mernis adreslerinin boş olduğu ve dava dilekçesinde de adreslerinin bildirilmediği anlaşıldığından; davacı vekiline HMK 119/1-b bendi gereği iş bu davalıların tebligata elverişli adreslerini mahkememize bildirmek üzere 1 HAFTALIK KESİN SÜRE verilmesine, verilen kesin süre içerisinde ilgili davalıların tebliğe elverişli adresleri bildirilmediği takdirde davanın iş bu davalılar yönünden açılmamış sayılacağına karar verileceği ihtar edilmişse de, davacı vekilinin verilen kesin süre içerisinde herhangi bir beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır. HMK 119 maddesi “(1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur: a) Mahkemenin adı. b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri. c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası. ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri. d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri. e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri. f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği. g) Dayanılan hukuki sebepler. ğ) Açık bir şekilde talep sonucu. h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası. (2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.” hükmü yer almaktadır. Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacıya davalıların tebligata yarar açık adres bilgilerinin bildirilmesi istenmiş ise de davacının verilen kesin süre içerisinde davalıların adreslerinin bildirmediği anlaşıldığından ve HMK 119/1-b ve 119/2 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken maddi hatadan kaynaklı olarak HMK’ nın 123. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına şeklinde sehven karar verilmiştir. Bu husus maddi hatadan kaynaklanmış olduğu anlaşılmakla; HMK’ nın 119/1-b ve 119/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1- Davanın HMK 119/1-b ve 119/2 maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin; davalıların TC kimlik numarası sorgulamasında mernis adreslerinin boş olduğu ve dava dilekçesinde de adreslerinin bildirilmediği gerekçesi ile davacı vekiline HMK 119/1-b bendi gereği iş bu davalıların tebligata elverişli adreslerinin mahkemeye 1 haftalık kesin süre içinde bildirilmesinin istendiğini, bu süre içinde adres bildirilmemiş olması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verdiğini, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olmakla kaldırılması gerektiğini, şöyle ki; Huzurdaki davanın itirazın iptali davası olup davalılara icra dosyası kapsamında tebligat gönderildiğini, icra dosyasında davalıların adreslerinin mevcut olduğunu, icra dosyasına davalıların vekilleri tarafından vekaletname sunulmuş olup vekaletnamede de devalıların adreslerinin bulunmakta olduğunu, İtirazın iptali davasında arabuluculuk dava şartı olduğundan dosya içeriğinde arabuluculuk son tutanağının yer almakta olduğunu, bu tutanakta da davalıların adreslerine açıkça yer verdiğini, Yargıtay 23. Hukuk Daires’nin 2015/5065 E., 2015/6407 K. sayılı kararında; “Yargıtay Dergisi, Ocak-Nisan 2015, Cilt 41, Sayı 1-2, Sayfa 235 ve devamında yayınlanan Mesude Altunel imzalı, ”Dava Dilekçesinde Davalının Adres Bilgisi” konulu makalede; “Davacı taraf, davalının adresini bilmiyorsa; dava dilekçesine yazamaz. Bazen de gönderilen tebligatın iade olması neticesinde, davacının dava dilekçesinde bildirdiği adresin davalının geçerli adresi olmadığı anlaşılır. Kişisel verilerin gizliliği kuralından mütevellit davacı, davalının adresini ilgili mercilerden bizzat araştıramaz; örneğin, nüfus müdürlüğünden adres bilgisini elde edemez; emniyet birimlerinden adres araştırması isteyemez. Hal böyle iken, ”mahkemece davalının adresinin araştırılması zorunlu değildir.” yaklaşımı yanlıştır. Davanın açılması sırasında, davalının adresinin gösterilmesinin mutlak zorunluluk olarak aranması, adalete erişimi engelleyebilir. Davalı adresinin gösterilmesi HUMK uygulamasında olduğu gibi, HMK bakımından da zorunlu içeriğe dâhil olarak yorumlanmamalıdır. Aksi durumun kabulü, davacıya dilekçesinde yanlış veya uydurma bir adres göstermesi yolunu açacaktır. Kuru/Arslan/Yılmaz’ın görüşü de: ”… Davalının adresi bilinmiyor (meçhul) ise, davacı dava dilekçesine davalının adresini yazamaz. Bu halde, dava dilekçesi davalıya ilanen tebligat yolu ile tebliğ edilir. (Teb.K.m.28-30;Teb.Tüz.m.46-50)” şeklindedir. Davalı adresinin bilinmemesi durumunda, MERNİS adresine tebligat yapılır. Mernis adresinin de bulunmaması halinde; mahkemece ilgili yerlerden sorularak (örneğin, emniyet birimlerinden adres araştırması istemek, davalının ilgisi olabilecek kurumlardan adres sorulması, cep telefonu operatörlerinden sorma vs.), adres araştırması yapılmalı; son çare olarak; ilanen tebliğ yoluna başvurulmalıdır.” husularına yer verilmiştir. Aynı makalede geçen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02.12.2013 tarih ve 5492 Esas, 21835 Karar sayılı ilamında ”Mahkemece, davacı tarafın verilen kesin süreye rağmen, davalıların adreslerini bildirmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de verilen sonuç 6100 sayılı HMK’nın 119. maddesi ile getirilen düzenlemeye uygun değildir… Davacı, davalının adresini dava dilekçesinde bildirmediği için kendisine verilen bir haftalık süre içerisinde de davalının adresini bulamadığı takdirde, dava açılmamış sayılmaz. Bu durumda mahkemece yapılan araştırmadan sonra gerekirse ilan yoluyla dava dilekçesinin tebliği gerekir. Bunun gibi tarafın gösterdiği adreste davalının bulunamaması halinde mahkemece davalının açık adresinin araştırılması gerekmektedir. (Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/Özekes, Muhmmed, Medeni Usul Hukuk,14.Baskı,s.503 vd)” açıklamalarına yer verilmiş ve mahkemece davalıların adres ve kimlik araştırmasının yapılarak adreslerinin tespit edilmesi, ancak adreslerinin tespit edilememesi halinde ise, 6099 sayılı Yasa ile değiştirilen 7201 sayılı 21, 28 ve 35. maddeleri dikkate alınarak taraf teşkilinin sağlanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, gerekli araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığına işaret edilmiştir. Somut olayda, davacı tarafça, davalı alacaklıların ismi, adresi ve avukatlarının isminin bulunduğu sıra cetvelinin düzenlendiği, icra dosyasının numarası belirtilerek dava açılmıştır. Mahkemece, sıra cetveline konu icra dosyasının getirilmesi halinde, davalılar ile ilgili HMK’nın 119/1-b maddesinde aranan ad, soyad ve adres bilgilerine ulaşılabilmesi mümkündür. Öte yandan dava, alacak davası niteliğinde de olmayıp, mahkemenin kabulüne göre İİK’nın 142/1. maddesindeki sıra cetveline itiraza ilişkin olduğuna göre, davacı vekilince alacak miktarının gösterilmesine de gerek bulunmadığından mahkemenin, davacı vekilinin alacak miktarını açıklamadığı yönündeki gerekçesinde de isabet bulunmamaktadır.Bu durumda mahkemece, davalıların alacaklı olarak bilgilerini içeren icra dosyası getirtilerek, davalıların adreslerinin tespiti ve taraf teşkilinin sağlanması gerekirken, yanılgı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.” şeklinde hüküm tesis etmiş olduğunu, Yerel Mahkeme tarafından davalıların TC kimlik numarası bulunmasına ve icra dosyası, vekaletname ve arabuluculuk tutanağında adreslerinin yer almasına rağmen hiçbir araştırma yapılmaksızın davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılması için işbu istinaf başvurusunun yapılması zarureti hasıl olduğunu beyanla; Açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle; – İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.03.2023 tarih ve 2023/211 E., 2023/337 K. sayılı kararının kaldırılmasına, – Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için asıl borçlu ve müteselsil kefiller aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptaline ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece davalıların açık adreslerinin dava dilekçesinde belirtilmemesi ve mernis adreslerinin boş olması sebebiyle davacı vekiline verilen kesin süre içerisinde davacı vekili tarafından adreslerinin bildirilmemesi sebebiyle HMK’nın 119/1-b ve 119/2 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava dilekçesinde davalı tarafın gerçek adresinin gösterilmesi ve gerekli tebligat giderlerinin verilmesi davacı tarafa ait bir görev ve yükümlülük ise de, davalı tarafın adresinin davacı tarafından bilinmemesi veya bilinen adreste davalıya tebligat yapılamaması halinde dosyadaki bilgi ve belgelerden de yararlanılarak davalının bilinen en son adresinin tespiti için zabıta araştırması yaptırılması, kamu kurum ve kuruluşlarından adres sorulması ve bu yolla davalı tarafın tebligat adresinin bulunması, dava dilekçesi ve duruşma oturum gününün davalı tarafa tebliğe çıkarılması işlemlerinin mahkemenin görevi olduğu, mahkemenin kendi görevine giren bu işlemlerin yapılması için davacı tarafa süre veya kesin süre veremeyeceği, ancak adres tespit edildikten sonra tebligat masraflarını yatırması için süre verebileceği kuşkusuzdur.(Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 08/10/2020 tarih, 2017/11600 esas ve 2020/5969 karar sayılı ilamı) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nin 119/1 maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılmış, 119/2 maddesinde ise; 119/1 de sayılan bentlerden (a), (d), (e), (f), (g) bentleri dışında kalan hususlarda eksiklik bulunması halinde, hakimin eksikliği tamamlaması için davacı tarafa bir haftalık kesin süre verileceği, bu süre içinde eksiklik tamamlanmadığı taktirde davanın açılmamış sayılacağı belirtilmiştir. Anılan Kanun’un 119. maddesinde belirtilen husus, dava dilekçesinde davalı tarafın adresinin hiç yazılmamış, bildirilmemiş olması durumunda davacı tarafa verilecek bir haftalık kesin süre içinde bu eksikliğin tamamlanmasının istenmesi, tamamlanmaması halinde uygulanacak yaptırımın davacıya ihtar edilmesidir. Aksine düşünce, gerek Tebligat Kanunu’nun tebligata ilişkin ilgili hükümlerini (Tebligat Kanunu mad. 21- 25-28), gerekse Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin ilanen tebliğ ile ilgili 48 ve devamı maddelerini işlevsiz hale getirecektir. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 01/06/2020 tarih, 2017/13937 esas ve 2020/2729 karar sayılı ilamı), Usul hükümleri yargılamayı kolaylaştırmak ve hızlandırmak amacıyla getirilen yasal düzenlemeler olup zorunluluk bulunmadıkça sebepsiz yere davanın açılmamış sayılması için gerekçe yapılmamalıdır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/10/2018 tarih, 2017/1358 esas ve 2018/6367 karar sayılı ilamı) Yukarıda belirtilen Yargıtay içtihatları dikkate alınarak somut uyuşmazlığa dönüldüğünde; davacı vekili tarafından dava dilekçesinde davalıların TC Kimlik numaraları belirtilmiş, ancak mernis adreslerinin boş olması sebebiyle Mahkemece davalılara tebligat yapılamamış ve davacı vekiline davalıların adreslerinin bildirilmesi için HMK’nın 119/2 maddesi uyarınca bir haftalık kesin süre verilmiştir. Davacı vekili tarafından davalıların adresin bildirilmemesi üzerine davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Ancak davalıların adreslerinin dava dilekçesi ekinde sunulan ihtarname, icra takip dosyası, icra takip dosyasında bulunan vekaletnameler, arabuluculuk tutanağında bulunmasına rağmen bu adreslere tebligat çıkarılmamış, buna rağmen gerekçeli karar davalılara tebliğe çıkarılmış, davalı Mualla adına tebligat yapılmış, davalı Kerim adına çıkarılan tebligat iade edilmiş, bu kez davalılar vekilinin vekaletname sunması üzerine davalılar vekiline gerekçeli karar tebliğ edilmiştir. Mahkemece dosya kapsamına göre söz konusu adreslere tebligat çıkarılıp iade edilmesi üzerine kolluk ve kamu kurumları marifeti ile adreslerinin tespiti, yine de tespit edilememesi halinde ilanen tebligat yolu ile tebligatın sağlanması için 7201 Sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümleri uyarınca tüm tebligat yolu ve usulleri uygulanmadan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi ve tensip tutanağındaki hükmü gerekçeli kararda değiştirmesi usul ve yasaya uygun olmamıştır. Bu sebeple davacı vekilini istinaf sebepleri yerinde görülmüştür. Açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-5 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/03/2023 tarih ve 2023/211 Esas – 2023/337 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a5 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı bulunması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/12/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.