Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1871 E. 2023/1945 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1871
KARAR NO: 2023/1945
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2023
DOSYA NUMARASI: 2023/504 Esas – 2023/480 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 07/12/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkili kurumun Manisa Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünde taşeron firma işçisi olarak çalışmış olan … tarafından müvekkili kuruma karşı kıdem ve ihbar tazminatı talebi ile açmış olduğu Manisa 1. İş Mahkemesinin 2016/324 Esas ve 2017/572 sayılı karar ile iş davasının kesinleştiğini ve işçiye gerekli ödemelerin yapıldığını, yapılan ödemelerin ödeme tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle birlikte ilgili şirketlerden mahkemece tespit edilecek sorumlulukları oranında tahsili istemiyle İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/435 esas sayılı dosyasına kayden rücuan alacak davası açıldığını, bu mahkemece … Limited Şirketinin tasfiyesiz infisah nedeniyle kapatıldığının anlaşıldığından 1 aylık kesin süre içerisinde ihya davasının açılmasının istendiğini, bu nedenle bahsi geçen şirketin ihyasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/05/2023 tarih ve 2023/504 Esas – 2023/480 Karar sayılı kararı ile; ” Dava tasfiye edilen dava dışı şirketin ihyası istemine ilişkindir. Hukuki yarar dava koşulu olup, mahkeme dava şartlarını re’sen incelemekle görevlidir. Hatta, hukuki yararın sadece dava tarihi itibariyle değil, dava devam ettiği sürece ve hükmün kesinleşmesine kadar devamı da gereklidir. HMK’nın 115/1. maddesi “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar, dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” hükmünü içermekte olup HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkemece dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda şirketlerin ihyası ile ilgili olarak 547 ve geçici 7. maddelerde düzenleme yapılmıştır.TTK’nın 547 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihya kurumu,tasfiyesi tamamlanmış şirketin ek tasfiye işlemleri için ihyasını öngörürken aynı Kanunun geçici 7.maddesinde ise yasal koşulları sağlamayan şirketlerin yapılan ihtarata rağmen eksikliklerini gidermemeleri halinde ticaret sicil müdürlüğü tarafından resen sicil kayıtlarının terkin edilmesinden sonra müdürlük tarafından yapılan işlemin yerinde olmadığına dayalı olarak açılacak ihya davasıdır. Somut olayda,davacı tarafından taraf teşkilinin sağlanması için ihyası talep edilen şirketin sicil kaydının birleşme nedeniyle terkin edildiği,TTK’nın 547 veya geçici 7.maddesi kapsamında sicil kaydının silinmediği,davacının,ihyası talep edilen şirketi devralan şirket aleyhine davasını devam ettirme olanağının bulunması gözönüne alındığında davanın HMK’nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur. ” gerekçeleri ile; “1-Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından, davanın HMK’nun 114/1-h ve 115/2. Maddeleri uyarınca hukuki yarar yokluğu nedeniyle dava şartı noksanlığından USULDEN REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, İhyası talep edilen şirket olan …Limited Şirketinin(eski ünvan … Hizm.Ltd.Şti.) son tescilini 29.05.2014 tarihinde yaptırdığının anlaşılmış olduğunu, İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2022/453 E. sayılı dosyasında açmış oldukları davanın, müvekkil idarece işçiye yapılan kıdem ve ihbar tazminatı ödemelerinin davalı şirketlerden rücusuna yönelik olduğunu, ihyası talep edilen şirketin rücu davasındaki sorumluluğunun dava konusu itibariyle 01.02.2008- 31.12.2008 yılları arasını kapsadığı hususunun bilinmekte olduğunu, bu durumda davanın işbu ihyası talep edilen şirkete karşı da devam etmesi gerektiğini, iş yeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işverenin kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğunu, kıdem tazminatı hesabından işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanacağını, ancak devreden işveren bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumlu olacağını, davalı şirketler arasında devralan şirket olan … Limited Şirketi’nin davalı olarak bulunmakta olduğunu, zira dava açmadan önce devir ya da terkine ilişkin hususları bilmemekte olduklarını, HMK’Da dava açıldıktan sonra diğer kişilerin davaya dahil edilmesi suretiyle davalı sıfatını kazanması ve husumetin diğer kişilere yöneltilmesi konusunda bir düzenleme yer almadığını, bu nedenle alacak davalarında, davaya zorunlu dava arkadaşlığı dışında dahili dava yolu ile davalı olarak taraf eklenmesinin mümkün olmadığını, devir tarihinden önce sona ermiş iş sözleşmelerinin yeni işverene geçmesi söz konusu olamayacağından, salt ilgili hükümlerle sınırlı olarak konu ele alındığında iş sözleşmesi işyeri devrinden önce sona eren işçilerin alacakları açısından devralan işverenin sorumluluğuna gitmenin olanaklı görünmediğini, tüm bu nedenlerle rücu davasına bakan İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından sorumluluğun devreden şirketin mi devralan şirketin mi ya da müştereken müteselsilen mi söz konusu olacağının değerlendirilmesi gerekeceğini, bu nedenlerle işbu ihya davasını açmalarında hukuki yararlarının mevcut olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2023/504 E- 2023/480 K sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini beyanla; Açıklanan ve re’sen nazara alınacak nedenlerle; Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/504 E- 2023/480 K sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; ticaret sicilinden birleşme nedeniyle terkin olunan şirketin ihyası talebine ilişkin olup, Mahkemece davanın hukuki yarar dava şartı eksikliği sebebiyle reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut uyuşmazlığa konu ihyası talep edilen …Limited Şirketi’nin ticaret sicil kayıtlarında şirketin … Limited Şirketi ile tasfiyesiz infisah hükümlerine göre tüm aktif ve pasifiyle birlikte devretmek suretiyle birleştiği ve adı geçen şirkete devredildiği, sicil kaydının 29/05/2014 tarihinde birleşme nedeniyle terkin edildiğinin tescil ve ilan edildiği anlaşılmıştır. İhyası istenen şirketin başka bir şirketle ile birleştiği ve bu birleşmenin tescili ile 6102 sayılı TTK’nın 153. maddesi uyarınca devir olunan şirketin bütün aktif ve pasifinin devir alan şirkete geçtiği, bu nedenle davacının devir alan ve halen faal olan şirkete karşı davasını yöneltmesi gerekirken devredilen şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla Mahkemece bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetli olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan istinaf kanun yolu başvurma harcının ve istinaf karar harcının tahsiline yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider avansı bulunması halinde kararın kesinleşmesine müteakiben avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 07/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.