Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/186 E. 2023/203 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/186 Esas
KARAR NO: 2023/203 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/242 D.İş Esas – 2022/241 D.İş Karar
TARİH: 14/10/2022
İHTİYATİ HACZE İTİRAZ
TALEP: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 09/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Talep Eden Alacaklı vekili talep dilekçesi ile, 50.000,00.TL alacağı karşılığında borçlu/ların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 08/08/2022 tarih ve 2022/242 D.İş Esas- 2022/241D.İş Karar sayılı kararı ile; “Alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre istem kanuna uygun görülmüş olmakla, 50.000,00-TL alacağı karşılayacak şekilde %15’ine tekabül eden 7.500,00-TL teminat karşılığında İİK.’nin 257/1 maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına borca yetecek kadar miktarda İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde (Tahsilde tekerrür olmamak üzere) ihtiyati haciz konulmasına,” karar vermiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin 15/08/2022 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; müvekkilinin haberi olmaksızın, kendisini dinlenmeksizin verilen ihtiyati haciz kararının somut olay gerçeğine, usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın kaldırılması gerektiğini, ihtiyati haciz talebine ve kararına konu çek, üzerinde müvekkilinin imzası bulunmayan, kargo aşamasında kaybolmuş, çalınmış olan, birisinin müvekkili gibi sahte imza attığını, suç konusu olduğunu, hakkında halihazırda savcılık soruşturması yürütülen ve hakkında ödeme yasağı kararı bulunan bir çek olduğunu, itirazının kabulü ile İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/242 D.iş dosyasından verilen 08.08.2022 tarihli, 2022/241 K. Sayılı ihtiyati haciz kararının müvekkilinin içerisinde bulunduğu açık haksız mağduriyeti itibarı ile ivedi olarak kaldırılmasını, kaldırma kararının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasında müvekkili mal varlığı hakkında uygulanan tüm hacizlerin fekkini, kaldırılması yönünde icra dairesine bildirilmesini, talep edenin tüm dosyaya konu taleplerinin reddini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin talep eden tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı vekili ihtiyati hacze itiraza yönelik verdiği 22/08/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; ihtiyati hacze itiraz sebepleri İİK 265 uyarınca tahdidi olarak sayıldığını, takip konusu çekin yasal süresi içerisinde bankaya ibraz edildiğini, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yasal şartların oluştuğunu, ödeme yasağı bulunan çekin icra takibine ve ihtiyati hacze konu edilmesine hukuka aykırılık bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber, çekin kargıda çalındığı ve cirodan imzanın borçluya ait olmadığı iddiasının menfi tespit davasının konusu olduğunu, müvekkili çekte iyi niyetli yetkili hamil olduğunu, itirazın reddini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/10/2022 tarih ve 2022/242 D.İş Esas – 2022/241D.İş Karar sayılı ek kararı ile; “….İhtiyati haciz kararına karşı itiraz ise İİK’nın 265. maddesinde düzenlenmiş olup itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin, “dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı” itiraz edebilir. İtiraz eden vekilince; talep konusu edilen dayanak çekin kargoda kaybolduğunu ve çek üzerinde lehtar konumunda olan müvekkilinin ciro imzasının itiraz eden müvekkiline ait olmadığından bahisle itiraz ettiği anlaşılmıştır. İtiraz edenin ileri sürdüğü itiraz imzaya itiraz mahiyetinde olup, imza itirazı İİK 265. maddesinde düzenlenen itiraz nedenlerinden değildir. İhtiyati hacze itiraz aşamasında imzaya itiraz nedeniyle inceleme yaptırılamayacağı gibi imzaya itiraz ancak borçlu tarafça açılacak menfi tespit davasında ileri sürülebilecektir. Bu husus İİK.’nın 265 maddesinde sınırlı olarak sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında olmadığı gibi, imza sahteciliği iddiasının ihtiyati hacze itiraz kapsamında incelenmesi de mümkün değildir. Bu noktada İmza itirazı ve sahtecilik iddiası menfi tespit davasının konusunu oluşturmakta olup ihtiyati haciz kararı verilmesine engel olmadığı, içtihatlar ile de sabit hale gelmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 24/01/2013 tarih ve 2012/18656 Esas – 2013/1568 Karar sayılı ilamı ve 04/10/2016 tarih 2016/8596 esas 2016/7765 karar sayılı ilamı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2021/728 Esas, 2021/631 Karar sayılı ilamı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2019/160 Esas, 2019/208 Karar sayılı ilamı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2018/1175 Esas, 2018/860 Karar sayılı ilamı) Nihayetinde mahkememizce talep dayanağı çekin yasal unsurlarının bulunduğu, İİK.m.257 vd. maddelerinde aranan ihtiyati haczin koşullarının bulunduğu kanaati ile ihtiyati haciz kararı verilmekle ihtiyati hacze yönelik tüm itirazların reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, İhtiyati hacze itirazın reddine, karar verilmiş ve karara karşı itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İtiraz eden vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkemenin “..talep dayanağı çekin yasal unsurlarının bulunduğu, İİK m.257. vd. maddelerinde aranan ihtiyati haciz koşullarının bulunduğu..” şeklindeki karar gerekçesinin dosya kapsamına aykırı, hatalı olduğunu, Somut olayda ihtiyati haciz için yasada aranan şartların oluşmadığını, ihtiyati haciz talebine konu çekin üzerinde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, kargo aşamasında kaybolan/çalınan çeke sahte imza attığını, ödeme yasağı bulunduğunu, yerel mahkeme tarafından “çekin yasal unsurlarının bulunduğu ve bu sebeple ihtiyati haciz kararının doğru olduğu” yönündeki gerekçenin olaya ve hukuka aykırı olduğunu, Somut beyanlarına karşı, karşı tarafça çekin kendileri tarafından alım sebebi öncesine ilişkin süreç, tedavülü, sahteliği veya gerçekliğine ilişkin somut delil ve beyanda bulunamadıklarını, Haciz kararı verildikten sonra itiraza konu dilekçede belirtildiği üzere ihtiyati haciz kararının alacaklı olmayan bir şahsın, müvekkili şirket üzerinde haciz baskısına sebep olduğunun kanıtlandığını, borçlu olmadığı sabit deliller ile kanıtlanmış müvekkili şirket hakkındaki ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, İşbu davaya konu çekte, ciro silsilesinin ilk andan itibaren sahte ve gerçeğe aykırı biçimde oluşturulmuş olduğu, dosya kapsamındaki deliller ile ortaya konulduğunu, karşı tarafça da ispatlı beyanlarının aksi yönünde bir delil sunulmadığını, müvekkilinin çekten dolayı hukuken sorumluluğunun bulunmadığını, davacının müvekkiline karşı talep hakkının bulunmadığını ve ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, Müvekkili …’ün Ankara’da faaliyet gösteren ve uzun yıllardır çalışmakta olduğu bir müşterisinin siparişini teslim ettiğini, söz konusu müşteri firmanın da iş bitiminde fatura tutarları kadar çek keşide ederek kargo ile müvekkili şirkete gönderdiğini, kargo firmasının … olduğunu, müvekkiline teslim edilmesi gereken gönderinin taşıma sürecinde çalındığını, müvekkili şirketin olayı öğrendiği anda Bakırköy 1. ATM ilgili 2022/611 E. Sayılı dosyasında 05/07/2022 tarihli kararı ile içlerinde işbu ihtiyati hacze konu Halkbank 50.000,00.TL bedelli keşide yeri Ankara keşide tarihi 02/08/2022 olan 6 çek ile ilgili olarak ödeme yasağı kararı verdiğini, çek üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını,Müvekkilinin çekin arkasında cirosu, ismi unvanı görülen, hiçbir şahıs veya şirket ile herhangi bir kişisel veya ticari bağının bulunmadığını, ciro silsilesinin bozuk olduğunu, Müvekkili şirketin müşterisi ve çekin keşidecisi olan “…” firmasının da aynı şekilde çek arkasındaki şahıs ya da şirketlerle bağlantısı, ilişkisi bulunmadığını, karşı tarafın aksi yönde bir savunması bulunmadığını, İhtiyati haciz kararına dayanarak istanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyası üzerinden müvekkili için bankalara haciz ihbarnameleri gönderilip hesaplarına ihtiyati haciz konulup bloke edildiğini, araçlarına haciz konularak yakalanıp bağlandığını, müvekkilinin mağdur olduğunu, ihtiyati haciz karaınnı yasada aranan diğer hususların da somut olayda söz konusu olmaması bakımından hukuka aykırı olduğunu, Müvekkilinin uzun yıllardan beri sabit bir adresi olup aktif olarak ticari hayatın içerisinde olduğunu, ihtiyati haciz kararının gerektirdiği mal kaçırmaya hazırlanma ve/veya başka benzer bir durumun söz konusu olmadığını, ihtiyati haciz talebinin kötü niyetli olduğunu, İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için hepsi bir arada bulunması gereken şartlarından hiçbirisinin bulunmadığını, müvekkili şirket hakkında verilen ihtiyati haciz kararının hiçbir mesnedi ve hukuki dayanağının olmadığını, İleri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, davacı tarafın tüm taleplerinin reddine,, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair mahkemece verilen 14/10/2022 tarihli ek kararın kaldırılması istemine ilişkindir. İtiraz eden Borçlu vekili tarafından ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz kararına konu “çek ” hakkında Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/611 E sayılı dosyası ile açmış oldukları çek iptali davasının derdest olup anılan davada verilen 05.07.2022 tarihli kararı ile dava konusu çek bedelinin ödenmemesi hakkında tedbir kararı verildiğini, tedbir kararının mahkemece ilgili bankaya bildirildiği, gerekçesiyle itiraz edilmiş ise de, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’ nin 19/09/2016 tarih 201683 76 Esas – 2016/7353 Karar sayılı ilamı ile aynı dairenin 07/10/2015 tarih 2015/9239 Esas – 2015/10112 Karar sayılı ilamında da açıkça belirtildiği gibi, hasımsız olarak açılan çek iptali davasında alınan ödemeden men yasağına ilişkin tedbir kararı ihtiyati haciz verilmesine engel teşkil etmediği, söz konusu çek hakkında çalındığı iddiasıyla Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/44209 Soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma açılmış olması, çek üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığı ve ihtiyati haciz alacaklısının bu yönüyle yetkili hamil olmadığı iddiasının ise yargılamayı gerektirip açılacak bir menfi tesbit, istirdat davasında ileri sürülebileceğinden İİK. 265. maddesinde sayılan itiraz nedenlerinden olmadığı, muteriz vekilinin itiraz dilekçesindeki diğer itiraz sebeplerininde İİK’ nın 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan itiraz sebeplerden olmadığı anlaşılmakla; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme ek kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, muteriz vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 80,70.TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20.TL harcın itiraz edenden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/02/2023 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.