Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/185 E. 2023/226 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/185 Esas
KARAR NO: 2023/226 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/300 D. İş – 2022/306 Karar
TARİHİ: 20/10/2022
DAVA:İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 09/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, dairemize UYAP sistemi üzerinden elektronik olarak gönderilen dava dosyası UYAP sistemi üzerinden incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talebinde bulunan davacı (alacaklı) dilekçesinde özetle, borçluların tamamı için Muaccel alacaklarının fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000.000,00 Euro – 18.262.100TL (1.000,000,00 Euro x 18.262,1TL)’lik kısmına ilişkin ihitiyati haciz taleplerinin, kabulüyle tebligat ve duruşma yapılmaksızın borçlunun borca yeter taşınır, taşınmaz mallarıyla üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine öncelikle teminalsız olarak, bunun kabul edilmemesi halinde mahkemenin takdir edeceği her türlü teminat mukabili ihtiyati haciz kararı verilmesini, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 20/09/2022 tarih 2022/300 D.İş – 2022/306 Karar sayılı kararında; “Talep bonoya dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Talebin dayanağı olan bononu aslı ibraz edilmiş olup incelenmesinde, 15/01/2021 tanzim 15/06/2021 vade tarihli 25.000.000,00 EURO bedelli bononun … lehine düzenlenmiş olduğu, keşidecisinin … San. Ve Tic. A.Ş. olduğu, avalistinin … olduğu, lehtar … tarafından ciro yapılmış olduğu, hamilin … olduğu anlaşılmıştır. Alacaklının (yetkili hamilin) bonoda cirantalara karşı ihtiyati haciz isteyebilmesi için 6102 sayılı TTK’nun md. 730 hükmü gereğince cirantaya ödememe protesto çekmiş olması ve bu protestoyu ihtiyati haciz talebine eklemiş olması gerekmektedir. Somut olayda … yönünden ödememe protestosu ibraz edilmediğinden … yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Diğer borçlular … San. Ve Tic. A.Ş. ve … yönünden talebin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile; ” Karşı Taraf … yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine, -Karşı taraf … San. ve Tic. A.Ş. ve … yönünden, Talebin kabule ile 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz talep edenin ileride ihtiyati haciz de haksız çıkması halinde borçlu/borçlular ile üçüncü şahısların bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan sorumlu olması kaydı ile ihtiyati haciz isteyen alacaklının şimdilik talebe konu alacağın %5 (yüzde beş) oranınına isabet eden (2.739,315,00) TL miktarındaki nakdi teminat tutarının muteber bir bankanın kesin ve süresiz nitelikteki teminat mektubunu (şayet alacaklı bir banka ise kendisi dışındaki bir başka bankaya ait teminat mektubu olmak kaydı ile ) mahkememize yatırdığında veya ibraz ettiğinde borçlunun/borçluların gerek elindeki gerekse üçüncü şahıslardaki taşınır ve taşınmaz malları ile hak ve alacaklarının yukarıda miktarı yazılı alacağa yetecek kadar kısımların İHTİYATEN HACZİNE, ” karar vermiştir. Aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen … San. Ve Tic. A.Ş. ve … vekili 28/09/2022 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; 25.000.000.EUR bedelli senet sunularak 1.000.000. – € luk kısmı için ihtiyati haciz isteminde bulunulduğunu ve 20.09.2022 tarihinde 2022/300 D. İş sayılı dosya ile ihtiyati haciz kararı verildiğini, ihtiyati haciz kararına dayanarak, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaından takip başlatıldığını, 21.09.2022 tarihinde Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat dosyası ile 21.09.2022 tarihinde müvekkilinin ev ve işyerinde hacze gelindiğini, müvekkillerin 286.366 USD, 32.500. TL ve 50. EURO’ya nakti haciz edilerek alındığını, şirket ofisi içerisindeki bilgisayarlar, beyaz eşyalar, çalışma ve toplantı masalarının haczedildiğini, mahkemenin 20.09.2022 tarihli kararından, 21.09.2022 tarihinde müvekkil şirket ve yetkilisine fiili haciz için gelinmesi sebebiyle haberdar olunduğunu, süresi içinde ihtiyati hacze itirazları ile ihtiyati haczin kaldırılmasını talep ettiklerini, ihtiyati hacze konu senetteki borçlu adreslerine göre, mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili Mahkeme İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, davaya konu senette açıkça görüleceği üzere müvekkil şirketin adresi Ataşehir/İstanbul olduğunu, avalist olduğu iddia edilen müvekkil …’in adresinin de Ataşehir/İstanbul olduğunu, davacının adresinin de Ankara olduğunu, mahkemenin yetkili olmasının mümkün olmadığını, talebe konu bonodaki şirket kaşesi üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkili şirketin münferit yetkilisi olan müvekkili …’in imzası taklit edilerek sahte senet düzenlendiğini, bononun müvekkilleri tarafından doldurulmadığını, tahsile konulmadığını, ayrıca protesto edilmediğini müvekkillerin böyle bir senetten haberdar olmadığını, bono incelendiğinde, ciro yolu ile alındığı görüntüsü verilmesine rağmen, protesto yapılmadığını ve senedin ödeme tarihinden 1 yılı aşkın zaman geçmesine rağmen alacaklı tarafından ibraz dahi edilmediğini, bu hususların alacağın varlığı ve gerçekliği yönünde yeterince şüphe uyandırdığını, uzun bir süre boyunca 25.000.000-EURO bedelli bir alacağın talep edilmemesinin olağan yaşam koşullarına aykırı olduğunu, … ve … arasındaki bağlantının bilinmediğini, senet de protesto edilmediğinden müvekkiler aleyhine ihtiyati haciz talebin,n kötüniyetli ve mesnetsiz olduğunu, borcu kabul anlamında olmamakla birlikte talep edilen alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiğini, büyük bir bononun neye karşılık verildiğinin, karşılığında hangi malın ne zaman, nasıl hangi belge ile alındığının, ödünç ise hangi sözleşme yapıldığının, kredi ise faiz bilgileri ne olduğunun meçhul olduğunu, bu nedenle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi gerektiğini, senette müvekkili …’in şahsi kefaletine dair imzasının bulunmadığını, kefaletin geçersiz olduğunu, gösterilecek teminat mukabilinde ihtiyati haczin kaldırılmasını talep edildiğini, yatırılmış olan teminatın iadesine muafakatlerinin olmadığını, maddi ve hukuki vakalar karşısında açıkça yasa ve hukuka aykırı ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, mağduriyetlerinin ve hukuksuzluğun bir an önce engellenmesi için mümkün olan en kısa süreye duruşma günü verilerek ihtiyati haciz kararının müvekkiller yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/10/2022 tarih 2022/300 D.İş – 2022/306 Karar sayılı kararında; “Davalı (Alacaklı) vekilinin 14/10/2022 tarihli dilekçesinde özetle; itiraz edenlerin iddiaları haksız ve mesnetsiz olup iddiaları gerçeği yansıtmadığını, ihtiyati haciz kararına dayanak kambiyo senedini İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile takibe konulduğunu ve esas takibe geçildiğini, ihtiyati hacze itiraz edenlerce iş bu icra dosyasına ilişkin olarak İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/792 sayılı dosyası ile imza itirazı devamında bir kısım iddialarla takibin iptali talebi ile dava açıldığını, davacılar tarafından İstanbul 9.İcra Hukuk Mahkemesinin iş bu 2022/792 sayılı dosyasına sunulan evraklar ile ihtiyati haciz talebine konu kambıyo senedi üzerinde yapılan inceleme neticesinde hazırlanan 11.10.2022 tarihli bilimsel mütaalada ; “İnceleme konusu senet belge aslı ön yüzü üzerinde … SAN. VE TİC. A.Ş. …’e atfen atılı imzaların … ‘e ait TÜM MEVCUT ASIL OLAN mukayese belgelerindeki örnek imzalarına kıyasla aralarında gözlenen gerek yukarıda maddeler halinde belirtilen hususlar, gerekse grafolojik tanı unsurlarından TERSİM TARZI, İŞLEKLİK DERECESİ, ALIŞKANLIKLAR, İSTİF, EĞİM, DOĞRULTU, SEYİR, HIZ VE BASKI DERECESİ yönünden de saptanan BENZERLİKLERE atfen “…” ELİ ÜRÜNÜ OLDUĞU kanaatine varılmıştır.” incelemesi yapıldığını, yine TC Dışişleri Bakanlığı – Türk Akreditasyon kurumundan akredite ULUSAL KRİMİNAL BÜRO’nun ekte sunulan 11.10.2022 tarihli Adli Belge Analizi Uzman Mütaalasında da davacı tarafca dosyanıza sunulu belgeler ile takip konusu senet üzerinde yapılan inceleme sonucunda ; “15.01.2021 tanzim tarihli senette kaşe üzerine yer alan iki adet kuşkulu imzanın … el ürünü olduğu tespit olunmuştur.” şeklinde rapor düzenlendiğini, borçluların imzaya ilişkin iddiaları haksız ve mesnetsiz olup itirazlarının reddi gerektiğini, ihtiyati hacze konu senet metninde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu belirtildiğini, senedin düzenleme yeri de İstanbul olduğunu borçluların yetkiye ilişkin itirazları mesnetsiz kaldığını, borçlular ihtiyati hacze konu senedin takibe konulduğu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasına İstanbul 9.İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/792 sayılı dosyası ile yapmış oldukları imza itirazında herhangibir yetki itirazında bulunmadığından borçluların haksız ve hukuki dayanaktan yosun itirazlarının reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. İİK 265 maddesi uyarınca 20/10/2022 tarihinde duruşmalı olarak itirazın incelenmesine karar verilerek, taraflara usulünce tebligat yapılmıştır. İtiraz eden borçlu … ve … A.Ş. vekili ile ihtiyati haciz talep eden alacaklı … vekili duruşmaya katılmış olup, beyanları alınmıştır. İİK 257 maddesinde “rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmemiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yerinde veya 3.şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” hükmü yer almaktadır. İİK 265 maddesinde “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuru ile yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir” hükmü yer almakta olup, ihtiyati hacze itiraz sebepleri sayılmıştır. Somut olayda süresinde yetkiye, imzaya, borca itiraz vardır. İtiraz edenin imzaya ve borca ilişkin itiraz sebepleri yargılamayı gerektirmektedir. Diğer yandan ihtiyati haciz kararı için yetkili mahkeme kural olarak HMK 5-19 maddelerine göre belirlenir. Bonoya dayanan alacaklarda borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki mahkemeden, tarafların tacir olması halinde bonoda öngörülen yetkili mahkemeden, bonoda gösterilen ödeme yerindeki mahkemeden, bonoda ödeme yeri gösterilmemişse bononun düzenlendiği yerdeki mahkemeden ihtiyati haciz istenebilir. Somut olayda bono keşideci … A.Ş. ile lehtar … arasında düzenlenmiş olup, bonoda İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığı görülmektedir. HMK 17 maddesi gereğince tacir veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler. Keşideci olan … A.Ş. tacirdir. Lehtar …’ın tacir olmadığı ileri sürülmüştür. İhtiyati haciz talep eden … vekili itiraza cevap dilekçesinde lehtar …’ın tacir sıfatına haiz olduğuna dair dosyaya bilgi, belge sunmamış olduğundan yetki düzenlemesi mahkememizce geçersiz kabul edilmiş ise de bonoda düzenleme yeri “İstanbul” olduğundan ve bonoya dayalı alacaklarda bononun düzenlendiği yerdeki mahkemeden ihtiyati haciz istenebileceğinden yetki itirazı kabul edilmemiştir. Tüm bu sebeplerden dolayı itirazın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile; İtirazın reddine, karar verilmiş ve karara karşı itiraz edenler … San. ve Tic. A.Ş. ve … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İtiraz edenler … SAN. VE TİC. A.Ş. ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle, yetki itirazının reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, İhtiyati haciz talebinin, İİK 257 kapsamında mal varlığına ilişkin bir talep olup, İhtiyati haciz kararı vermede yetkili ve görevli mahkemenin İcra ve İflas Kanunu’nun 50. maddesi ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ( HMK ) yetkiye ve göreve dair hükümlerini kıyas yolu ile uygulamasının gerekmekte olduğunu; karara konu senetteki borçlu adreslerine göre, yerel mahkemenin yetkisiz olup, itirazın reddine ilişkin kararın kaldırılmasının gerektiğini, Müvekkilin düzenlediği iddia edilen bu senette müvekkili şirketin adresinin Ataşehir/İstanbul olduğunu; yine avalist olduğu iddia edilen müvekkili …’in adresinin de Ataşehir/İstanbul olduğunu, Kural olarak yetki sözleşmesinin ve bonodaki yetki kaydının geçerli olabilmesi için her iki tarafın da tacir olmasının gerektiğini; senet üzerine yazılan yetki kaydının her ne kadar yetkili mahkeme olarak görünse de, davalı …’ın tacir olmadığından yetki sözleşmesinin geçerli olmadığını ve tarafları bağlamayacağını; senette lehtar görünen …’ın gerçek kişi tacir olduğuna dair bir delil bulunmadığından, senet üzerinde yazılı “İstanbul” mahkemelerinin yetkili olduğu kaydının geçersiz olacağını; yetki sözleşmesi her durumda müvekkili kefil yönünden geçersiz olduğunu ve bağlayıcı olmadığını, Yerel mahkeme lehtarı ihtiyati hacze taraf görmediğini; yetki değerlendirmesini diğer borçlular yönünden kullanmak ve kendisinin yetkisizliğine karar vererek davayı yetki yönünden reddetmek zorunda olduğunu; davacı alacaklının adresinin de Ankara olduğunu; buna rağmen yetkiye itirazlarının Yerel mahkemece reddedilmiş olduğunu, kararın bu yönüyle de hukuka aykırı olduğunu, Senette müvekkili …’in şahsi kefaletine dair imzasının bulunmadığından kefaletin geçersiz olduğunu, Yerel Mahkemenin ihtiyati haciz kararına konu senette kefil olarak görünen müvekkile ait olduğu iddia edilen açıkta bir imzanın bulunmadığını; her ne kadar şirket kaşesi üzerinde 2 adet siyah mürekkepli kalemle atılmış imza bulunsa da bu imzaların şirket adına münferit yetkili sıfatıyla atılmış sayılabileceğini; şahsi olarak aval veren kefilin imzasının kendi adının ve soyadının altında ya da şirket kaşesi dışında bir alanda bulunmasının gerektiğini; Yargıtay’ın güncel içtihatlarının da bu yönde olduğunu, “takip dayanağı bononun düzenlenme tarihi itibari ile yürürlükte olup olayda uygulanması gereken 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 776/1-g maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için “… senedi düzenleyenin imzasını” ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş, birden fazla imzanın bulunması koşul olarak öngörülmemiştir. TTK’nun 778. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 677. maddesi gereğince, şirketin münferit temsilcisinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu imzanın kendisini sorumluluktan kurtaracağı düşünülemez. Yine, TTK’nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 701. ve 702/1. maddeleri gereğince, keşideci şirket kaşesi üzerindeki imza dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadın yazılması gerekmez. Aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumlu olur. Özetle şirket temsilcisinin şahsen sorumlu olabilmesi için şirket kaşesi dışında ayrı bir imzasının bulunması yeterlidir. Her iki imzanın da kaşe üzerinde bulunması halinde ise yetkili temsilcinin sorumluluğundan bahsedilemez. Bir diğer ifade ile senetteki her iki imza da şirket kaşesi üzerine atılmışsa, burada artık aval olgusundan söz edilemez (Hukuk Genel Kurulu’nun 05.10.2011tarih, 2011/12-480 E. – 2011/598 K. sayılı kararı). Takibe konu 22.5.2017 tanzim, 23.5.2018 vade tarihli ve 2.000.000,00 TL bedelli bonoda düzenleyenin … A.Ş. olduğu ve ön yüzdeki düzenleyene ait iki imzanın da şirket kaşesi üzerinde olduğu, açıkta imzanın bulunmadığı görüldüğünden, imzanın şirket adına atıldığının kabulü gerekir. Dairemizin yerleşik içtihatları da bu yöndedir (21.01.2019 tarih ve 2018/9989 E. – 2019/579 K., 04.12.2017 tarih ve 2016/24481 E.- 2017/15073 K. Gibi). O halde, imzanın şirket yetkilisine ait olması durumunda, takibe konu bu bono nedeniyle borçlu şirket yetkilisi …’nin şahsen sorumlu olmadığının, şirket temsilcisi olarak şirketi borçlandırma iradesi ile imzaladığının kabulü gerekir.” 12. H.D. 17.02.2021 T. 5987/1647 Bu yönüyle kefil olarak müvekkili şirket yetkilisine ihtiyati haciz karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını; ihtiyati haczin dayandığı senet üzerinde …’e ait şahsi kefalet ilişkisi doğurabilecek bir imza bulunmadığından kefalet geçersiz olmakla birlikte, ihtiyati haczin kaldırılmasının gerektiğini; yerel mahkemece bu duruma yönelik itirazlarının hiç değerlendirilmediğini, ihtiyati hacze itirazlarının müvekkili … yönünden de reddedildiğini, Bunun görülmesi ve sorumlu olmadığının tespiti için başka bir inceleme ve bilgiye ihtiyaç bulunmadığını; senet … yönünden kambiyo senedi vasfını taşımadığından, ihtiyati hacze itirazlarının reddedilmesinin emsal içtihatlar gereği de hukuka aykırı olup, Yerel Mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığını, Talepte bulunanın haksız ve kötü niyetli olduğunun açık olduğunu; talebe konu bonodaki şirket kaşesi üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını; müvekkili şirketin … SAN. VE TİC. A.Ş.’nin münferit yetkilisi olan müvekkili …’in imzasının taklit edilerek sahte senet düzenlendiğini; nitekim şirket kaşesinin de 2020 yılından önce kullanılan ve eski adresi içeren kaşe olduğunu; müvekkilinin, kendisi avalist olarak görünmesine ve Yerel Mahkeme kararında öyle kabul edilmesine rağmen şahsi kefaletine dair şirket kaşesi dışında bir imzasının bulunmadığını; buna dayanarak müvekkili …’e yapılan icra takibi ve ihtiyati haciz işleminin hukuksuz olduğunu, Bono incelendiğinde, ciro yolu ile alındığı görüntüsü verilmesine rağmen, bononun protesto yapılmadığını ve senedin ödeme tarihinden 1 yılı aşkın zaman geçmesine rağmen alacaklı tarafından senet ibrazının dahi edilmediğini; bu durumun alacağın varlığı ve gerçekliği yönünde yeterince şüphe uyandırdığını; nitekim bu kadar uzun bir süre boyunca 25.000.000 EURO bedelli bir alacağın talep edilmemesinin olağan yaşam koşullarına aykırı olduğunu; bu nedenle … ve … arasındaki bağlantının bilinmediğinden, senet de protesto edilmediğinden müvekkileri aleyhine ihtiyati haciz talebinin kötüniyetli ve mesnetsiz olduğunu, İhtiyati haciz talep edilen alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiğini; buna rağmen yerel mahkeme tarafından yeterince inceleme yapılmadığını ve dosya üzerinden ihtiyati haciz kararının verildiğini, İhtiyati hacze itirazlarının kapsamlı değerlendirilmediğini, duruşmalı incelenmesine rağmen itirazlarına yönelik bir karar verilmediğini; müvekkili …’in şahsi kefaleti olmadığı hususundaki itirazları kapsamında hiçbir değerlendirmenin yapılmadığını, İleri sürerek, yukarıda açıklanan nedenlerle hukuka ve emsal içtihatlara aykırı eksik incelemeyle verilen İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/300 D. İş 2022/306 K. 20.10.2022 tarihli ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin kararın müvekkiller yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep; bonoya dayalı olarak keşideci ve avalist aleyhine verilen ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkin olup, mahkemece itirazın reddine karar verilmiş, itiraz edenler vekilince karar istinaf edilmiştir. İİK’nun 265. maddesi hükmü gereğince, borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haciz kararına yönelik haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata, huzuru ile yapılan hacizlerde haczin uygulandığı, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebilir. Bu durumda mahkeme, gösterilen itiraz sebepleri ile bağlı inceleme yaparak itirazı kabul veya reddeder. İİK’nun 257/1 fıkrası uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nun 258 maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Burada aranan ölçü yaklaşık ispat ölçüdür. İcra dosyası UYAP sistemi üzerinden incelendiğinde, kaydi hacizlerin aleyhine ihtiyati haciz kararı verilenlere tebliğ edilmediği, fiili haczin gıyapta yapıldığı, bu nedenle ihtiyati hacze itiraz süresinin itiraz tarihi itibariyle henüz başlamadığı, itirazın süresinde olduğunun kabulünün gerektiği anlaşılmıştır. Talep dayanağı bono incelendiğinde; 15/01/2021 tanzim, 15/06/2021 vade tarihli 25.000.000,00-EURO bedelli bononun lehdarının …, keşidecisinin … San. Ve Tic. A.Ş. olduğu, keşideci şirket kaşesi üzerinde çift imza bulunduğu, şirket kaşesi dışındaki alanda imza bulunmadığı, aval kısmında …’in adı soyadı ve TC kimlik numarasının yazılı olduğu, ayrıca imza bulunmadığı, bononun düzenleme yerinin İstanbul olduğu anlaşılmıştır. Talep dayanağı bonoda ödeme yerinin yer almadığı, bu nedenle düzenleme yeri olan İstanbul’un TTK’nun 777/3 fıkrası uyarınca ödeme yeri sayıldığı, İİK’nun 50 maddesi atfı ile HMK’nun 10 ve TTK’nun 776/1-d ve bendi uyarınca ödeme yeri mahkemelerinin ihtiyati haciz talebini değerlendirmeye yetkili olduğu, ödeme yeri itibariyle İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin talebi değerlendirme yetkisinin bulunduğu, bu nedenle bonoda yer alan yetki kaydının geçerli olup olmamasının, yetki bakımından sonuca etkisi olmadığı anlaşılmış, mahkemece yetki itirazının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, itiraz edenler vekilinin yetkiye yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Somut olayda ihtiyati haciz kararı, kambiyo senedine dayalı olarak verilmiştir. İtiraz eden vekili; dayanak bono üzerinde şirket adına atılı imzaların sahte olduğunu, aval sıfatıyla atılmış bir imzanın ise bulunmadığını ileri sürmüştür. Bonoda keşideci şirket kaşesi üzerinde şirket adına atılmış imzaların sahteliği yönündeki iddia İİK’nun 265 maddesinde sınırlı olarak gösterilen itiraz sebeplerinden birini teşkil etmediği gibi, ihtiyati hacze itiraz yargılamasında değerlendirilebilecek hususlardan da olmayıp, ancak esas yargılamanın konusunu teşkil edebilir. Öte yandan aleyhine aval sıfatı ile ihtiyati haciz kararı verilen …’in adı ve soyadı altına atılmış bir imza bulunmadığından, şirket kaşesi dışındaki alanda yer alan ayrı bir imza da bulunmadığından, TTK’nun 701/3 fıkrası uyarınca …’in aval sıfatıyla kambiyo borçlusu olduğu yönünde yaklaşık ispat koşulunun sağlanamadığı anlaşılmıştır, itiraz eden …’in bu yöndeki istinaf sebebi yerinde bulunmuştur. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; itiraz eden … San. ve Tic. A.Ş.’nin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine, itiraz eden …’in istinaf başvurusunun kabulüne, bu muteriz yönünden ilk derece mahkemesinin itirazın reddine yönelik 20/10/2022 tarih 2022/300 D.İş – 2022/306 Karar sayılı ek kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; itiraz eden … San. ve Tic. A.Ş.’nin ihtiyati hacze itirazının reddine, itiraz eden …’in ihtiyati hacze itirazının kabulü ile, İlk derece mahkemesinin 20/09/2022 tarih 2022/300 D.İş – 2022/306 karar sayılı ihtiyati haciz kararının itiraz eden … yönünden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz eden … San. ve Tic. A.Ş.’ nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati hacze itiraz eden …’in istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/10/2022 tarih ve 2022/300 D.İş – 2022/306 Karar sayılı Ek Kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; İhtiyati haciz kararına itiraz edenler vekilinin itirazının KISMEN KABULÜ ile; a) İhtiyati haciz kararına itiraz eden … yönünden İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2022 tarih ve 2022/300 D.İş – 2022/306 Karar sayılı ihtiyati haciz kararına yönelik yapılan itirazın KABULÜNE, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2022 tarih ve 2022/300 D.İş – 2022/306 Karar sayılı ihtiyati haciz kararının … yönünden KALDIRILMASINA, b)İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlu …San. ve Tic. A.Ş. yönünden İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2022 tarih ve 2022/300 D.İş – 2022/306 Karar sayılı ihtiyati haciz kararına yönelik yapılan itirazın REDDİNE, İtiraz eden borçlu … San. ve Tic. A.Ş.’nin itirazı reddedilip ilk derece mahkemesi tarafından verilen 20/09/2022 tarihli ihtiyati haciz kararı, borçlu … San. ve Tic. A.Ş. yönünden aynen geçerliliğini koruduğundan, bu borçlu yönünden yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesine yer olmadığına,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Yasa gereği ihtiyati hacze itiraz yönünden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İhtiyati hacze itiraz edenler … San. ve Tic. A.Ş. ve … tarafından sarf edilen toplam 45,00 TL tebligat giderinin takdiren 22,5 TL’sinin ihtiyati haciz talep edenden alınarak, ihtiyati hacze itiraz eden …’e verilmesine, bakiyesinin borçlu … San. ve Tic. A.Ş. üzerinde bırakılmasına, 5-İhtiyati haciz talep eden tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 6-İhtiyati haciz talep eden vekille temsil edildiğinden dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT 2. kısım 1.bölüm 1/b maddesine göre takdir olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin ihtiyati hacze itiraz eden borçlu … San. ve Tic. A.Ş.’den alınarak ihtiyati haciz talep edene verilmesine, 7-İhtiyati hacze itiraz eden … vekille temsil edildiğinden dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT 2. kısım 1.bölüm 1/b maddesine göre takdir olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin ihtiyati haciz talep edenden alınarak ihtiyati hacze itiraz eden …’e verilmesine, 8-Bakiye gider avansının talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 9-Harçlar Kanunu gereğince ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde ihtiyati hacze itiraz eden …’e iadesine, 10-İhtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 492,00TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının ihtiyati haciz talep edenden alınarak ihtiyati hacze itiraz eden …’e verilmesine, 11-Artan gider avansı olması halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, 12-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde UYAP sistemi üzerinden yapılan inceleme sonucunda 09/02/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.