Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1790 E. 2023/1509 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1790 Esas
KARAR NO: 2023/1509 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2023/240 D. İş – 2023/198 Karar
TARİHİ: 15/08/2023
DAVA: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle, Müvekkil, davalı şirketten olan alacağı karşılığında 22.05.2023 düzenleme, 23.06.2023 ödeme tarihli 750.000 USD bedelli adet bonoyu aldığını; vade tarihi geçmesine rağmen borcun ödenmediğini, müvekkilinin aldığı habere göre davalıların birden çok kişiye borçlandığını ve mallarını elden çıkarmakta olduklarını; yapılan araştırmalarda şirket pay devir işlemleri gibi şüpheli işlemlerin tespit edildiğini, davalı bulunduğu adresten kaçma planları yapmakta olduğunu; alacağın rehinle temin edilmediğini; müvekkilinin, alacağını tahsil edememe riskiyle karşı karşıya olduğunu; borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme riski bulunduğundan, mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında, borçlunun borca yeter miktarda menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi ve muhafazası için ihtiyati haciz talep etme zaruretinin hasıl olduğunu, izah edilen ve re’sen gözetilecek sebeplerle fazlaya ilişkin haklar saklı olmak kaydıyla; mahkemenin uygun göreceği teminat karşılığında davalının menkul, gayrimenkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine 40.000 USD üzerinden İhtiyati Haciz Konulmasına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 13/07/2023 tarih ve 2023/240 D.İş – 2023/198 Karar sayılı kararı ile;” Talebin %15 teminatla kabulü ile;1-Yukarıda hüviyeti yazılı alacaklının borçlulardan alacağı olan 40.000,00 USD (40.000,00×26,11=1.044.400,00 TL)’nin tahsilinin ifasını temin bakımından, vaki isteği İ.İ.K.’nun 257.maddesi 1.fıkrasına uygun bulunmuş, alacak rehinle temin edilmemiş ve karşı tarafla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı yeterli teminat da alınmış bulunduğundan, adı geçen borçluların yukarıda gösterilen malları ile alacaklarının; İcra İflas Kanunu’nda gösterilen muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine,2-İlerde haksız çıkacak tarafa tahmil edilmek üzere, alacaklı lehine tarife uyarınca 2.400,00-TL vekalet ücreti tayinine;” karar verilmiş ve verilen karara karşı borçlu vekili tarafından itiraz kanun yoluna başvurulmuştur. İhtiyati hacze itiraz eden vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … Anonim Şirketi aleyhine alacaklı … lehine verilen ihtiyati haciz kararının İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında infaz edilip, müvekkil aleyhine 750.000 USD (19.582.500 TL) bedelli bono için icra takibi başlatıldığını, ihtiyati haciz kararını İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı dosyasından infaz ettiğini ve müvekkilin 3.kişilere ait olan ve uhdesinde bulundurduğu mallar da dahil olmak üzere mallarına ve banka hesaplarına haciz konulduğunu, … tarafından başlatılan iş bu icra takibine konu alacağın hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, Müvekkil şirketin eski yönetim kurulu başkanı olan … ve …’ın yetkilisi olduğu … firması lehine geçmiş tarihli senet düzenlendiğini, dolayısıyla müvekkili şirketin eski yönetim kurulu başkanının hukuka aykırı eylemlerle şirketi zarara uğratmayı amaçladığını, tüm bu nedenlerle ihtiyati haciz kararının iptaline, icra dosyasından konulan hacizlerin fekkine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin alacaklıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İtiraz üzerine duruşma açılmış ve taraf vekilleri davet edilmiştir.İtiraz eden borçlu vekili duruşmada; ” itiraz dilekçemizi tekrar ederiz müvekkilin önceki yetkilisi görevden alındıktan sonra gönül ilişkisi olduğu … ile olan münasebetine binaen …’a ait alacaklı görünen şirkete bono düzenleyip vermiştir. Zaten görevden alınma nedeni de yaptığı usulsüzlüklerdir. Bundan sonra bir dosyamız daha var. Orda da …’ın kendisi lehine aynı şekilde senet düzenlenmiş, müvekkil Antrepo işi yapar ve yetki belgesi de yapılan bir iştir. … görevden alındıktan sonra müvekkilin işletme yetkisini de … ait alacaklı şirkete devretmeye çalışmıştır. Dolayısıyla müvekkilim yetkilisi olmayan kişi tarafından düzenlenmiş bir bono olduğu için müvekkilin borcu yoktur. Düzenlenen bonoda İstanbul Mahkemeleri yetkili kılınmıştır. Oysa alacaklı taraf gerçek kişi olduğundan yetki sözleşmesi yapamaz ve yetkili mahkeme senedin takibe konu edileceği icra müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesidir. Bu da Bakırköy’dür. İhtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep ederiz” dedi.Alacaklı vekili duruşmada: “itirazları kabul etmiyoruz. Alacağımız bonoya dayanmaktadır. Senet üzerindeki tarihin … yetkili olduğu borçlu tarafın kabulündedir. Bu hususlar esas davaya konu edilecek hususlardır. Yetki itirazı ilk itirazlardandır. Karşı taraf ilk itiraz dilekçesinde bunu ileri sürmemiştir. Bu tarihten sonra yetki itirazı ileri sürülemez. Mahkemeniz yetkili hale gelmiştir. İtirazın reddini talep ederiz” dedi.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 15/08/2023 tarih ve2023/240 D.İş – 2023/198 Karar sayılı kararı ile: “Talep, bonoya dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, borçlu taraf itirazında, şirketin önceki yetkilisinin kötü niyetle gönül ilişkisi olduğu alacaklı lehine davaya konu senedi düzenlediğini, dolayısıyla şirketi temsil yetkisi olmadığı dönemde imzalandığından şirketi bağlamayacağını ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.İncelenen ticaret sicil kaydından ve senet aslından, senedin şekil şartlarının tamam olduğu, İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığı, şirketin önceki yetkilisinin eski tarihli senet imzaladığı savunmasının esastan yargılamayı gerektirdiği, mevcut durumda vadesi geçen senetle ilgili ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu anlaşılmış ve itirazın reddine dair aşağıdaki gibi karar verilmiştir.” gerekçesi ile,İtiraz eden borçlunun itirazının reddine,İtiraz edenin yaptığı yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, karar verilmiş ve karara karşı borçlu vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle, ek kararın kararın hukuka aykırı olduğunu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takiplerinde Genel yetkinin HMK’da düzenlendiğini; buna göre takibe konu yapılmak istenen kambiyo senedi borçlusunun yerleşim yeri sayılan yerdeki icra dairesi, genel yetkili icra dairesi ve İcra dairesinin olduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili mahkeme olduğunu, İİK’nun ‘Yetki ve yetki itirazları’ başlıklı 50. Maddesinin: “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir” hükmünü kapsadığını,Dolayısıyla konusu para veya teminat borcu için yapılan takiplerde HUMK’nun yetkiye dair hükümlerinin uygulanması gerektiğini; ancak; 1086 sayılı HUMK’nu, 04.02.2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanın 6100 sayılı HMK’nın 435. maddesi uyarınca, ek ve değişiklikleri ile birlikte tümüyle yürürlükten kaldırıldığını; bu itibarla HUMK’nın 12. maddesi ile düzenlenen yetki belirlemesinin artık uygulama alanı bulamayacağını, Şu halde yukarıda esası yazılı icra dosyasında müvekkili şirket aleyhine açılan ihtiyati haciz talepli davaya müstenit 22.05.2023 keşide ve 23.06.2023 tediye tarihli Bonoya bakıldığında keşide yerinin belirtilmediğini; bu itibarla TTK 776 Maddesi’nin “(4) Düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bono, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır” hükmü gereği takibe dayanak bononun keşidecisi müvekkili şirketin yazılı olan adresinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkili olduğunun tartışmaya mahal vermeyecek şekilde ortada olduğunu, Bilahare bono üzerinde “İstanbul mahkemelerinin selahiyetini şimdiden kabul ederiz” ibaresine yer verildiğini; işbu ibarenin yetki sözleşmesi mahiyetinde olabileceği düşünülse de HMK’nun Yetki Sözleşmesini düzenleyen 17. Maddesinin “(1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmü gereğince yetki sözleşmesinin geçerlilik şartlarının oluşmadığını, Her ne kadar gerekçeli kararda İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığı ifade edilmiş olsa da takibe konu bono lehtarı ‘…’ın gerçek kişi olması sebebiyle müvekkil şirket tarafından keşide edilen bono üzerinde ‘İstanbul mahkemelerinin salahiyetli olduğu hususunda konulan ibarenin hukuki hiçbir sonuç ve anlam ifade etmeyeceğini; bu nedenle takibe konu edilen bono için Bakırköy Mahkemeleri’nin yetkili olduğu hususunun aşikar olduğunu, Neticeten müvekkili aleyhine haksız olarak İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde yetkisiz bir şekilde açılan ihtiyati haciz talepli davaya karşı yetki itirazında bulunmakla haksız bir şekilde verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ve şu aşamada müvekkili şirketin mülkiyet hakkını ihlal edecek ve telafisi mümkün olmayacak zararların engellenmesi amacıyla görülen icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Müvekkili Şirketin 1992 yılında 5 ortak tarafından kurulmuş olup %87 nispetinde pay sahibi şirketin hakim hissedarının 2020 yılına kadar (müteveffa) … olduğunu; Müteveffa …’un 2020 yılında vefatı üzerine (babanın vefatından önce annesiyle boşanmış olduğundan) geriye tek mirasçısının 15 yaşındaki … kaldığını, Şirket hisselerinin henüz reşit olmayan …’a kalmasından sonra kızının şirket ve hisselerini reşit oluncaya dek korumak ve onun geleceğini kurtarabilme içgüdüsüyle hareket eden annesi ve yasal velisi … spesifik bir alan olan antrepoculuk alanında herhangi bir uzmanlığı olmaması, gümrük işlerinin oldukça karmaşık ve yanlış alınabilecek kararlar sonrasında cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalınabilecek bir sektör olması sebebiyle gümrük mevzuatı ve uygulamalarına hakim yardımcı olabilecek birileri ile çalışmak istediğini, Bu kapsamda öncelikle referans üzerine şirket yönetimine … adındaki kişinin temsile yetkili yönetim kurulu başkanı olarak seçildiğini; … şirketten ayrılması üzerine bu defa şirkette sigortalı olarak çalışan ve daha önceden antrepo sektör tecrübesi olan …’ın 25.04.2023 tarihli genel kurulda yönetim kurulu başkanı seçildiğini, (EK-4 … yönetim kurulu üyesi seçilmesine ilişkin ticaret sicil gazetesi) Ancak …, yönetime atandıktan sonra garip hareketler sergilemeye başladığını, adeta kendisini şirketin sahibi zannederek şüpheli işlemler yapmaya başladığını, kendisine bunun nedeni sorulduğunu, net bir cevap veremediğini, (EK-5 Şirket ve … arasındaki muavin defter dökümü) … ayrıntılı döküm istenmesi üzerine şirketin hesabının bağlı olduğu Bankalara kendisinden başka hiçkimseye bilgi verilmemesi konusunda talimatlar verdiğini; …’ın şüpheli hal ve hareketleri nedeniyle şirket yönetimine bir kişi daha atanarak şirketin müşterek imza ile yönetimi gündeme gelmesinden sonra … adeta ortalığı ayağa kaldırdığını; bu durumda kendisinin öncelikle 28.06.2023 tarihinde şirketin sahibi … annesi …’a mail atarak 03.07.2023 tarihinde şirketten ayrılacağını bildirdiğini, (EK-6 … yönetim kurulundan ayrılacağını belirten 28.06.2023 tarihli e-mail)Daha sonra kendisinin şirketten prim alacağı olduğunu iddia ederek yüksek miktarda prim talebinde bulunduğunu; böyle bir alacağının olmadığının bildirilmesi üzerine bu defa sinirlenerek gece saatlerinde …’a hakaret ve iftira içerikli mesajlar göndermeye başladığını, (EK-7 Whatsap yazışmaları)Durumun katlanamayacak bir hale gelmesi üzerine şirket genel kurulunun 07.07.2023 tarihinde toplanarak …’ı yönetim kurulu başkanlığı görevinden aldığını ve yerine müşterek imza ile iki ayrı yönetici atandığını, (Ek-8 … görevden alındığına ilişkin 07.07.2023 tarihli genel kurul kararı) (Ek-9 07.07.2023 tarihli genel kurulun ilan edildiği 14.07.2023 tarihli TTSG gazetesi)Bu durumun kendisine sözlü olarak anında bildirildiğini ve akabinde 11.07.2023 tarihinde ihtarname gönderilerek şirketle hiçbir ilişiğinin kalmadığının yazılı olarak da ihtar edildiğini (Ek-10 Bakırköy …. Noterliği’nin 11.07.2023 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi) …’ın görevden alınmasının hırsı ve haksız kazanç elde etme gayesiyle şirketten uzaklaştırıldıktan sonra daha önceden yanında çalıştığı ve aynı zamanda gönül ilişkisi yaşadığı öğrenilen … adındaki kişiyle işbirliği yaparak geçmiş tarihli sahte senetler düzenleyip, müvekkili şirketin antreposunu da bu kişiye ait şirkete devir sözleşmesi düzenlediğini, … 07.07.2023 tarihinde görevden alınması üzerine geçmiş tarihli 750.000 USD ve 450.000 USD tutarında iki adet sahte senet düzenleyerek … ortağı olduğu … Tic. Ltd. Şti.’ye teslim ettiğini, Takip konusu sözde 15.05.2023 düzenlenme, 22.06.2023 vade tarihli 450.000 USD bedelli senetin sahte olarak düzenlenmiş olup lehdarı …’ın ortağı olduğu … şirketi tarafından öncelikle 40.000 USD’lik kısmı için İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/239 D.İş. Sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alındığını ve İstanbul … İcra Dairesi … E. Sayılı dosyası üzerinden 14.07.2023 tarihinde ihtiyati haciz uygulandığını; karşı tarafın planlı bir şekilde hareket ederek ihtiyati haciz kararıyla önce şirketin Banka hesaplarını ihtiyati haciz yoluyla bloke edip şirketi hareket edemez hale getirdiğini akabinde 18.07.2023 tarihinde aynı dosya üzerinde 450.000 USD üzerinden esas takibe geçtiğini (Diğer 750.000 USD bedelli senet içinde aynı yöntem izlendiğini ve 40.000 USD’lik kısmı için aynı tarihte ihtiyati haciz kararı alınarak daha sonra senet bedeli 750.000 USD üzerinden İstanbul … İcra Dairesi’nin … E sayılı dosyası üzerinden takibe geçtiğini) Müvekkili şirketin … (Eski Unvanı …) ve şirket ortağı Davacı … hiçbir ticari ve hukuki bağının bulunmamakta olduğunu; ekte sunacakları delillerden de bu senedin sahte ve düzmece olarak düzenlendiğinin anlaşılacağını, Müvekkili şirketin kısa dönem yöneticisi olarak çalışan … daha önce …’a ait … (yeni unvanı …) şirketinde çalıştığı ekte yer alan SGK dökümünden anlaşıldığını, (Ek-11… ait SGK dökümü) Ayrıca … ve depoglobal ismiyle oluşturulan … isimli sosyal medya hesabı incelendiğinde neredeyse tüm paylaşımlarında … beğenenler arasında olması, …’ın Instagram isimli sosyal medya hesabında … ait … isimli şirkette çekilmiş fotoğraflarının aralarında ne kadar yakın bir ilişki olduğunu ortaya koymakta olduğunu,(Ek-12 Sosyal Medya Paylaşımları) Bir diğer çok önemli hususun ise müvekkili şirket tarafından … tahsis edilen … Plakalı aracın GPS kayıtları incelendiğinde … şirketten azlini istediği ve görevden alındığı ve senedin geçmişe yönelik sahte olarak tanzim edildiği temmuz ayı içerisinde … … işyeri olan … adresi olan … Mah. … Bulvarı … …. adresine yoğun bir şekilde gittiği görevden alındığı tarihten sonra 10.10.2023 tarihinden itibaren hemen hemen hergün depoglobalin merkezine gittiğinin görüldüğünü, (Ek-13 … Ticaret Sicil Görüntüsü) (Ek-14 … GPS kayıtları) Müvekkili şirkete ele geçirme organizasyonun hazırlıkları ve icrasının da bu dönem içerisinde yapıldığını; hatta ihtiyati haciz kararının verildiği 14.07.2023 tarihinde dahi …ın …la aynı adreste olduğunun aracın GPS kayıtlarından görüldüğünü, Senet metni incelendiğinde de müvekkili şirketin ticaret unvanının el yazısıyla yazıldığı şirket kaşesinin olmadığının görüldüğünü; buradan da senedin ….’ın şirket yönetiminden uzaklaştırıldıktan sonra düzenlendiğinin, bu dönemde şirket kaşesine ulaşamadığından şirket unvanını el yazısıyla yazdığı yani senedin sonradan geçmişe yönelik düzenlendiğinin anlaşılmakta olduğunu, Müvekkili şirket bir yandan haksız hacizlere boğuşup diğer yandan karşı davalarla uğraşırken bu defa Muratbey Gümrük Müdürlüğünden 24.07.2023 tarihinde bir tebligat geldiğini ve tebligat açıldığında müvekkilinin şoka uğradığını; Muratbey Gümrük Müdürlüğünden gelen tebligata göre müvekkili şirketin ana faaliyet konusu olan ve hali hazırda tek iştigal sahası olan A tipi antreponun davacının ortağı şirkete devredildiğinin öğrenildiğini, (Ek-15 Muratbey Gümrük Müdürlüğünden 24.07.2023 tarihli yazısı) Yapılan araştırma sonrası …’ın 10.07.2023 tarihinde davacının ortağı olduğu şirketle sözleşme düzenleyerek 12.07.2023 tarihinde antreponun devri için Gümrük Müdürlüğü’ne müracaat ettiğinin anlaşıldığını, (Ek-16 Büyükçekmece … Noterliğince düzenlenen 10.07.2023 tarihli antrepo devir sözleşmesi)Yani görüntüye göre müvekkili şirketin hem tek iştigal sahası olan antrepoyu devrettiğini, hem de üzerine … 750.000 USD ve 450.000 USD’lik senet düzenlenip borçlandırıldığını, Davacının ortağı olduğu Şirketin bu işlemleri sonradan planladığının diğer bir ispatının ise davacının ortağı olduğu şirketin amaç ve konuları arasında antrepo işletmeciliği olmamasına rağmen müvekkili şirkete çökmeyi planladıklarından 13.07.2023 tarihinde yaptıkları genel kurulda şirketin ünvanına antrepo ibaresinin eklendiğini ve şirketin esas sözleşmesine amaç ve konu kısmına antrepoculuk yapabilme eklendiğini, (EK-17: 17.07.2023 tarihli ticaret sicil gazetesi)Yine 10.07.2023 tarihinde Müvekkili Şirketin işlemlerinin çoğunu yaptığı … Bankasına yapılan ödemeler ve gelen ödemeler hakkında bildirim giden kişilerden … annesi … ait telefon numarası ve mail adresini, şirketin muhasebe çalışanları … yine mail adreslerinin silinmesi hakkında talimat verdiğini ve sildirdiğini, (Ek-18: Banka Talimat Yazıları) Ayrıca bu işlemlerin çok daha önceden ve çok daha kapsamlı bir şekilde planlanmış olduğu müvekkili şirket tarafından yapılan araştırmalar sonucunda azledilen Yönetim Kurulu Başkanı … müvekkili şirkette çalıştığı dönemde şirket maili olan …@….com.tr hesabından outlook üzerinden gösterilen veriler ile … uygulaması üzerinden … (…) ait olduğu görülen …@gmail.com hesabına, şirkete ait bir çok bilgiyi paylaştığının tespit edilmesiyle çok daha açık şekilde ortaya çıktığını; yani … daha Yönetim Kurulu Başkanı olmadığı yalnızca sigortalı bir çalışan olduğu dönemde dahi şirkete ait birçok veriyi … ile paylaşarak şirketi ele geçirme yolunda faaliyetlerde bulunduğunu,(…. Ltd. Şti. Şirketinin ortağı olan Davacı … aynı zamanda … LİMİTED ŞİRKETİ’nin ortağı ve yöneticisi olduğunu) … tarafından şirketin kendisine vermiş olduğu bilgisayarın sıfırlanarak getirilmiş olmasına rağmen mail sisteminden şimdilik tespit edebildikleri maillerin şu şekilde ifade edilebileceğini, 30.12.2021 tarihinde şirket bünyesinde çalışan bir personele ait CV’nin anılan mail hesabına atıldığı ve anılan personelin 31.12.2021’de işten çıkmış olduğu,15.01.2022 tarihinde müvekkili şirketin ortağı … ait … endüstri mühendisi bir çalışanı tarafından yapılan Antrepo içerisinde m2/m3 bazlı fiyat çalışmalarını anılan mail hesabına gönderdiği,(… şirketi de Antrepo işletmecisidir.)10.02.2022 tarihinde … A.Ş isimli şirket tarafından müvekkil şirkete atılan bir tanıtım ve sonrasında fiyat teklifi talepli maili anılan mail hesabına gönderdiği,06.03.2023 tarihinde ise şirketin ticari sırrı ve şirkete ait büyük bir mahrem olan Müvekkili Şirket …’nun 21.02.2022-27.02.2022 tarihleri arası 8. Hafta raporlarını yine anılan mail adresine gönderdiğinin tespit edildiğini; bu raporlar arasında; hesap hareketleri, hesap ekstreleri ve şirket içi hareketlerin bulunduğunu; ki bir şirketin bütün hesap hareketlerinin bilinmesinin şirketi tüm zararlara karşı savunmasız bırakmakta olduğunu; bir şirketin bütün işleyişini, bütün müşterilerini, bütün çalışma fiyatlarını bilenlerin o şirketi ele geçirmelerinin oldukça kolay ve rahat olacağını,… müvekkili şirkete ait hesap hareketlerini yani tüm mali ve ticari sırlarını, müşterilerini, çalışanlarını ve iç işleyişe dair sırları açıkça Şirket Ortağı Davacı … ile paylaştığını ve şirketi dolandırmaya o zamandan başladığını,Şirketi ele geçirme girişimlerinin …’ın daha şirkette sigortalı bir çalışan olduğu dönemden itibaren planlandığının anılan bu mailler ile de açıkça ortaya koymakta olduğunu, Müvekkili şirket yetkili organları tarafından imzalanmayan senette imzaya itiraz ettiklerini; hukuka aykırı olarak tanzim edilen senette bulunan imzaların müvekkili şirketi bağlamamakta olduğunu; şirketin söz konusu senedinin düzenlenmesi yetkili organlarının imza yetkilisi tarafından imzalanmayan senedin müvekkili şirketi bağlamasının mümkün olmadığını,Açıkça muvazaa amacıyla yapılan işlemler ve sahte, yetkisiz imzalar ile kanuna aykırı senet tanzim edilmiş olup imza incelemesi yapılarak senedin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini talep ettiklerini; konuya ilişkin ayrıca Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2023/76393 Soruşturma numarası ile suç duyurusunda bulunulmuş olup savcılık soruşturmasının devam etmekte olduğunu, Ortada mevcut olmayan bir haksız alacak oluşturarak müvekkili baskı altına almak ve müvekkili şirketi ve antreposunu ele geçirmeyi amaçladıklarını; davacı tarafından ortada hiçbir ticari ilişki yokken bir oldu bittiye getirerek hukukun arkasından dolanmak suretiyle tarafların muvazaalı olarak şirketi borçlandırarak haksız kazanç elde etme yoluna gitmekte olduklarını, Eski yönetici ve senedi tanzim eden ve şirket adına da imza atarak şirketi borçlandıran …’ın imza yetkisinin kaldırılmış olmasına karşılık geriye dönük ne amaçla, hangi borca istinaden verildiği belli olmayan bir senet tanzimi yapılmış olduğunu; her ne kadar senet usulsüz tanzim edilmiş olup senedin iptali gerekmekte ise de esas yönünden de ortada bir alacak-borç ilişkisinin bulunmadığını, Anılan konuda İstanbul … Üniversitesi Mali Hukuk Anabilim Dalı Başkanı Yeminli Mali Müşavir … … Ltd. Şti. Lehine keşide edilen 450.000 USD tutarlı bono ile bu şirketin ortağı ve aynı zamanda yetkilisi … lehine keşide edilen 750.000 USD tutarlı iki farklı bononun herhangi bir ticari ilişkinin sonucu olup olmadığının tespiti için müvekkili şirket tarafın talebi üzerine bir uzman mütalaası düzenlendiğini,Anılan mütalaa sonucunda “…. A.Ş.’nin belirtilen yıllara ait defter, kayıt ve belgeleri ile para, mal ve nakliye hareketlerinin incelenmesi ve harici verilerin bir arada değerlendirilmesi neticesinde ;Ek-1’de yer verilen bonoların, bonolarda yazılı tutarların TL veya bir başka para cinsinden karşılıklarının şirketin yasal defter kayıtlarında yer almadığı, şirketi borçlandıracak veya bir yükümlülük altına sokacak bir sözleşme, fatura, mektup, vb. Belge ile herhangi bir muhasebe kaydına konu edilmediği; Raporun 3 numaralı bölümünde ayrıntıları ile açıklandığı üzere, bu bonoların, şirketin bir dönem yönetim kurulu başkanlığı görevini yapmış olan …’ın suç duyurusuna konu eylem ve işlemleri neticesinde gerçeğe aykırı olarak düzenlenmiş olduğu tarafımızca tespit edilmiştir.” ifadeleri ile müvekkile ait herhangi bir borcun olmadığı, yine bir borç olmadığından senetlerin bir borç üzerine değil …’ın suç duyurusuna konu eylemleri sonucunda olduğunu açıkça ortaya koyduğunu,(EK-19: Uzman Mütalaası ve Mail Örnekleri)Müvekkil şirketin ödenmiş sermayesinin 6.250.000 TL olup 2023 yılı itibariyle aktiflerin toplamının 6.601.947,00 TL olduğunu; takip konusu senedin değeri 750.000 USD olup yine takipte alacaklı görünen …’ın ortağı olduğu … şirketine de aynı tarihlerde 450.000 USD tutarında bir senet daha düzenlendiğini; yani … ve ….’ın bir araya gelerek şirkete operasyon düzenlediğini ve şirketi 1.200.000 USD tutarında borçlandırdıklarını; şirketin sermayesinin 6.250.000 TL olduğu göz önüne alındığından şirket sermayesinin birkaç katı tutarında borçlandırıldığını, Senet bedelinin şirket sermayesinin üzerinde afaki bir bedel olup şirketin tüm malvarlığı ile bile bu borcu ödemesinin mümkün olmadığını; düzenlenen senet ve yaratılmaya çalışılan borç ilişkisi hayatın ve özellikle ticari hayatın olağan akışına açıkça aykırı olduğunun görülmekte olduğunu; hiçbir şirket yetkilisinin şirketin faaliyetine son verebilecek, esas sermayesini aşan ve ödenmesinin mümkün olmayacağı bir bedelde şirketi borçlandırmasının mümkün olmadığını; ticari hayatın devamı ilkeleri gereğince makul olmayan, hayatın olağan akışına aykırı borçlanmaların muvazaa ilişkisinin de açık bir göstergesi olduğunu; müvekkili şirketin haksız olarak kanunun arkasından dolanılarak yapılan işlemlerin geçerli kabul edilmesinin mümkün olmayacağını,Öte yandan şirketin nominal ve reel sermayesinin üzerinde düzenlenen bu senetin şirketin yetkili temsilci tarafından düzenlenmediğini; TTK 408/f maddesine göre “f) Önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı” şirket genel kurulunun devredilemez yetki ve görevleri arasında sayıldığını; açık kanun hükmünden de görüleceği üzere şirketin esas sermayesi 6.250.000 TL olup şirketin borçlandırıldığı rakamın bunun birkaç katı olduğunu; dolayısıyla böyle bir borçlanmanın ancak şirketin genel kurulunun yetkisinde olup şirket yönetim kurulunun kurulunun böyle bir senet düzenleme yetkisinin olmadığını, Verilen ihtiyati haciz kararı ve icra takibinin açıkça haksız ve hukuka aykırı olup müvekkili şirketi tamamen iflasa sürükleyip antreposuna çökme amacı taşımakta olduğunu; bu nedenle ileride telafisi imkansız zararlar doğacağının çok açık olduğunu; başlatılan ihtiyati hacizler ile tüm bankalardaki mevduatlarına ihtiyati haciz işlemi işlenmiş olup bu nedenle öncelikle ve ivedilikle takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etme zorunluluğunun doğduğunu; borç bedeli düşünüldüğünde teminatsız olarak tedbir kararı verilmesi haklılığı dava sonunda ortaya çıkacak müvekkil şirket için hayati önem taşımakta olduğunu, İleri sürerek, istinaf başvurularının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına mümkün değilse kararın gerekli incelemeler yapılmadan verilmiş olması sebebiyle Yerel Mahkemeye geri gönderilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep; kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, mahkemece ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, karara karşı ileri sürülen yetki itirazı ise reddedilmiştir. İtiraz eden vekilince, yetki itirazlarının reddine dair ek karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İİK’nun 257/1 fıkrası uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.İİK’nun 258 maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Burada aranan ölçü yaklaşık ispat ölçüdür. İİK’nun 265. maddesi hükmü gereğince, borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haciz kararına yönelik haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata, huzuru ile yapılan hacizlerde haczin uygulandığı, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebilir. Bu durumda mahkeme, gösterilen itiraz sebepleri ile bağlı inceleme yaparak itirazı kabul veya reddeder. Talep dayanağı 22/05/2023 tanzim tarihli, 23/06/2023 vadeli, 750.000,00-USD bedelli, tanzim yeri Yenibosna/İstanbul olan bonoda; keşidecinin … Tic. A.Ş., lehdarın … olduğu, ihtilaf vukuunda İstanbul Mahkemelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. İhtiyati hacze itiraz eden vekili, ilk derece mahkemesine sunduğu 19/07/2023 tarihli dilekçesi ile ihtiyati haciz kararına, 20/07/2023 tarihli itiraz dilekçe ile mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, yetkili mahkemelerin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu belirtilmiştir. İhtiyati haciz kararının 13/07/2023 tarihinde verildiği, itiraz eden tarafça İİK’nun 265 maddesinde düzenlenen yedi günlük süre içerisinde hem mahkemenin yetkisine hem de ihtiyati haciz kararı içeriğine itiraz edilmiş olduğu, mahkemece yetki itirazının bonoda yetki kaydı bulunduğu gerekçesi ile kabul edilmediği, mahkemenin itirazın reddine ilişkin ek kararına karşı yapılan istinaf başvurusunda yetki sözleşmesinin geçerli olmaması nedeniyle mahkeme kararının hatalı olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmıştır. İhtiyati haciz talep eden vekilince istinaf başvurusuna cevap dilekçesi ile ileri sürülen, yetki ilk itirazının süresinde ileri sürülmemesi nedeniyle mahkemenin yetkili hale geldiği yönündeki savunma, itiraz eden vekilince yedi günlük yasal itiraz süresi içerisinde yetki itirazının ileri sürülmüş olması ve yetkili mahkemenin de gösterilmiş olması karşısında, yerinde görülmemiştir. İİK’nın 258 maddesinde ihtiyati hacze, aynı kanunun 50. maddesine göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği belirtilmiş, anılan maddede ise ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. Bonoya dayalı ihtiyati haciz taleplerini değerlendirme yetkisi, 6100 Sayılı HMK’nun 6 maddesi uyarınca borçlunun yerleşim yeri mahkemelerine, bonoda ödeme yeri düzenlenmiş ise ödeme yeri mahkemelerine, bonoda ödeme yeri düzenlenmemiş ise TTK’nun 777/3 maddesi uyarınca keşide yeri mahkemelerine ve geçerli bir yetki sözleşmesi mevcut ise kararlaştırılan yer mahkemelerine aittir. Bonoda yer alan yetki kaydının geçerliliği bakımından HMK’nun 17 maddesinin cari olduğu(bkz. Ülgen/Helvacı/Kendigelen/Kaya, Kıymetli Evrak Hukuku, 10.Bası, Oniki Levha Yayınları, İstanbul, 2015, s.141), gerçek kişi olan alacaklı/bono lehdarının tacir olduğuna dair dosyada delil bulunmadığı, bu yönde bir iddianın da ileri sürülmediği, İİK’nun 265/4 maddesi uyarınca mahkemenin ihtiyati hacze itiraz halinde itiraza ilişkin belgeleri araştırma yükümlülüğünün mevcut olmadığı, HMK’nun 17 maddesi uyarınca bonoda yer alan ve tacirler arasında yapılmamış yetki sözleşmesinin geçerli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bonodaki yetki kaydının geçersiz olması, bononun düzenleme yerininYenibosna/İstanbul, keşidecinin yerleşim yeri adresinin ise … … Mah. … Cad. No: … Bahçelievler / İSTANBUL olması karşısında, ihtiyati haciz talebini inceleme yetkisinin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne ait olduğu, mahkemenin yetkisine yönelik itirazın yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenlerle, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş, bu yöndeki istinaf sebebi haklı bulunmuştur. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin 2023/240 D.İş esas, 2023/198 D.İş karar sayılı, 15/08/2023 tarihli ek kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak, ihtiyati hacze itiraz edenin, mahkemenin yetkisine yönelik itirazının kabulü ile; ilk derece mahkemesinin 2023/240 D.İş esas, 2023/198 D.İş karar sayılı, 13/07/2023 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasın karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A- İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/240 D. İş – 2023/198 Karar sayılı, 15/08/2023 tarihli ek kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle,1- İhtiyati hacze itiraz edenin mahkemenin yetkisine yönelik itirazının KABULÜ İLE; İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/240 D.İş esas, 2023/198 D.İş karar sayılı, 13/07/2023 tarihli ihtiyati haciz kararının KALDIRILMASINA,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-İhtiyati hacze itiraz eden tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 3-İhtiyati haciz talep eden tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İhtiyati hacze itiraz eden vekille temsil edildiğinden dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte bulanan AAÜT 2.kısım 1.bölüm 1/b maddesine göre takdir olunan 5.900,00.TL maktu vekalet ücretinin ihtiyati haciz talep edenden alınarak itiraz edene verilmesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 5-Harçlar Kanunu gereğince ihtiyati hacze itiraz eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının ihtiyati hacze itiraz edene iadesine, 6-İhtiyati hacze itiraz eden tarafından yatırılan 738,00-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 137,00-TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri olmak üzere toplam 875‬,00-TL’nin ihtiyati haciz talep edenden alınarak ihtiyati hacze itiraz edene verilmesine, 7-Artan gider avansı olması halinde, yatıran tarafa iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/10/2023 tarihinde İİK.265 ve HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.