Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1731 E. 2023/1472 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1731
KARAR NO: 2023/1472
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/08/2023 ( Ara Karar )
DOSYA NUMARASI: 2023/408 Esas (Derdest Dava Dosyası)
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ: 05/10/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 21/03/2023 tarihinde gerçekleştirilen 2021 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptali davasında genel kurul kararlarının yürütülmesinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 18/08/2023 tarih ve 2023/408 Esas sayılı Ara Kararı ile; ” Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, TTK 494/2 mad. Gereği paylar derhal geçeceğinden, tereke temsilcisinin dava konusu genel kurul toplantısından sonra atanmış olması ve TTK 494/2 gereği payların devrinin yapılmış olması ve payların iptali için açılan davanın kesinleşmemiş olması sebebiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Talep sonucunu içerir mahiyette tedbir kararı verilemeyeceğinden ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı … Terekesi Memuru Av. … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı … Terekesi Memuru Av. … vekili istinaf dilekçesinde özetle; İkame etmiş oldukları huzurdaki dava ile davalı şirketin 21.03.2023 tarihli olağan genel kurulunda alınan kararlarının iptali ve söz konusu kararların yürütülmesinin geriye bırakılmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edildiğini, yerel mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, ancak yerel mahkemenin işbu kararının usul ve yasaya aykırı olup kaldırılmayı gerektirmekte olduğunu, Yerel mahkemenin itirazlarının reddine karar verdiği gerekçeli kararında; “TTK 494/2 mad. gereği paylar derhal geçeceğinden, tereke temsilcisinin dava konusu genel kurul toplantısından sonra atanmış olması ve TTK 494/2 gereği payların devrinin yapılmış olması ve payların iptali için açılan davanın kesinleşmemiş olması sebebiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.” demek suretiyle gerekçesinde yalnızca davalı şirketin cevap dilekçesindeki hukuki dayanağı bulunmayan iddialarına yer vermekle yetindiğini ve dava dilekçelerindeki açıklamaları ile davalı şirketin de bünyesinde bulunduğu grup şirketlerin ana şirketi konumunda olan ve yine müteveffa … hissedarı olduğu … A.Ş. aleyhine, huzurdaki davayla birebir aynı taleple ikame ettikleri İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/388 E. Sayılı dosyasından verilen ve dosyaya sunmuş oldukları 14.07.2023 tarihli emsal kararı değerlendirmeksizin hüküm kurma yoluna gitmiş olduğunu, bu sebeple dava dilekçelerindeki açıklamalara işbu istinaf başvuru dilekçelerinde tekrar yer verme zorunluluğu doğduğunu, Davalı şirketin hissedarı olan … T.C. kimlik numaralı müteveffa …’nun 25.12.2022 tarihinde vefat etmesi üzerine yasal mirasçısı … tarafından ikame edilen İstanbul 16. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2023/1 Tereke sayılı dava dosyasıyla TMK 640 kapsamında müteveffanın terekesinin tespiti ve korunması için gerekli tedbirlerin alınması ve terekenin paylaşıma kadar yönetilmesi ve temsili için temsilci atanması talep ve dava edilmiş olmakla işbu derdest dosyada müteveffa …’nun terekesinin tespiti ve korunmasına yönelik işlemlerin yürütülmekte olduğunu, Mirasçı … tarafından tereke dosyasına sunulan 20.03.2023 tarihli dilekçe ile; davalı şirket de dahil olmak üzere müteveffanın hissedarı olduğu şirketlerin 2021 yılı genel kurullarının 21.03.2023 tarihinde yapılacağının kendilerine bildirildiği beyan edilerek, yapılacak genel kurullarda müteveffadan elbirliği halinde mirasçılara intikal eden hisselerin temsil ve idaresi için idareci atanarak hisselerin temsili için yetki verilmesinin talep edilmesi üzerine Tereke Mahkemesince 20.03.2023 tarihinde düzenlenen yetki belgesi ile; müteveffa …’nun ortağı olduğu … A.Ş. de dahil olmak üzere … şirketlerinin 21.03.2023 tarihinde … Mah. … Cad. No:… Eyüpsultan/İstanbul adresinde gerçekleşecek olan genel kurul toplantılarına, müteveffanın terekesini temsilen katılmak üzere müvekkil Av. … ve yanında çalışan Av. … yetki verilmiş olduğunu, söz konusu yetki belgesinin dava dilekçeleri ekinde dosyaya sunulmuş olduğunu, Tereke Mahkemesince verilen yetki doğrultusunda belirlenen gün ve saatte müvekkil Av….’ün davalı şirketin genel kurul toplantısında hazır bulunduğunu ve Tereke Mahkemesince düzenlenen yetki belgesini ibraz ederek toplantıya katılma ve TTK’nın 420. maddesi uyarınca toplantının ertelenmesi talebinde bulunduğunu, ancak işbu talebin ibraz edilen yetki belgesine dayanak mahkeme kararı bulunmadığı, yetki belgesinin mahkeme katibinden alındığı, …’ndan yasal mirasçılara kalan şirket hisselerinin şirket onayıyla şirket pay defterine işlendiği ve Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde ilan edildiği, işbu kararın iptali talebiyle … tarafından açılan İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/63 E. sayılı dava dosyasında yürütmenin geriye bırakılması talebinin reddedildiği, mevcut durumda …’nun hissesi bulunmadığı gerekçesiyle yönetim kurulunun oyçokluğuyla aldığı kararla reddedildiğini ve bunun üzerine müvekkil Av. … tarafından, İstanbul 16. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2023/1 Tereke sayılı dosyasıyla müteveffanın malvarlığının tespiti ve yönetilmesinin talep edildiğini ve bu doğrultuda mahkemece müvekkilin temsilci olarak atanmasına ve müteveffanın hissedarı olduğu şirketlerin genel kurullarına katılmak üzere yetki verilmesine karar verilmiş olmakla müteveffanın pay sahipliğinin vefat tarihi itibariyle dikkate alınması gerektiği, tereke henüz paylaştırılmadığından yönetim kurulu tarafından alınan, payların paylaştırılmasına dair kararın hukuka aykırı olduğu ve nitekim yönetim kurulu kararının iptali talebiyle dava da açıldığı gerekçesiyle toplantıya katılma talebinin reddine dair karara karşı muhalefet şerhi düşüldüğünü, genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetvelinin dava dilekçeleri ekinde dosyaya sunulmuş olduğunu, Devamında Tereke Mahkemesi’nin 23.03.2023 ve 28.03.2023 tarihli ara kararlarıyla; terekenin menfaatlerinin korunması amacıyla müteveffanın hissedarı olduğu davalı şirketin de dahil olduğu şirketlerin yapacağı tüm toplantılara katılmak, bu şirketlerle ilgili muris …’nun hisselerini temsilen tüm iş ve işlemleri yapmak ve tereke menfaatlerinin korunması için adli mercilerde yapılacak işlemleri yapmak, tereke için ilgili duruşmalara katılmak ve icra takiplerinde terekeyi temsil etmek üzere yapılacak işlemlere katılmak üzere müvekkil Av. … duruşma günü olan 14.11.2023 tarihine kadar tereke memuru olarak atanmasına karar verilmiş olduğunu, söz konusu atama kararlarının dava dilekçeleri ekinde dosyaya sunulmuş olduğunu, Yine Tereke Mahkemesi’nin 27.04.2023 tarihli ara kararıyla … San. ve Tic. A.Ş., … A.Ş., … Tic. A.Ş., …. A.Ş., … Tic. A.Ş., …A.Ş., …A.Ş. ve …A.Ş. şirketlerinin 21.03.2023 tarihinde yapılan genel kurullarında alınan kararların iptali için dava açmak üzere tereke memuru müvekkil Av. … yetki ve izin verildiğini ve bu hususta yetki belgesi düzenlendiğini, söz konusu yetki belgelerinin dava dilekçeleri ekinde dosyaya sunulduğunu, Mevcut durumda davalı şirket tarafından, terekeye ait hisselerin genel kurul toplantısında temsili için tereke mahkemesine yahut müvekkil tereke memuruna davetiye çıkarılmamış olması ve genel kurul toplantısı için belirlenen gün ve saatte hazır bulunmasına rağmen müvekkil tereke memuru Av. …’ün toplantıya katılmasına izin verilmemiş olmasının hukuka aykırılık teşkil etmekte olup bu sebeple genel kurulda alınan kararlar batıl olmakla iptali gerektiğini, Her ne kadar bu duruma gerekçe olarak yönetim kurulu başkanı ve bir kısım yönetim kurulu üyeleri tarafından genel kurul toplantı tutanağına dercedilen şerhlerde müteveffanın vefatı sonrasında mirasçısı …’nun başvurusu üzerine TTK’nın 494. maddesinin 2. Fıkrası gereği şirket yönetim kurulunun 06.01.2023 tarih ve 2023/1 kararı ile müteveffa …’nun hisselerinin mirasçılarına geçişine onay verildiği ve işbu kararın Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığı ve mevcut durumda şirkette …’nun hissesinin bulunmadığı yönündeki iddia ileri sürülmüş ise de söz konusu yönetim kurulu kararının hukuka aykırı olmakla mirasçı ve aynı zamanda davalı şirketin pay sahibi … tarafından işbu yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti ve pay defterinde gerçekleştirilen hukuka aykırı kaydın düzeltilmesi talebiyle dava açılmış olduğunu, işbu davanın İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/63 E. sayılı dosyasıyla görülmekte olup derdest olduğunu, yargılama neticesinde hukuka aykırı yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitine karar verileceği ve pay defterindeki hukuka aykırı kaydın düzeltileceği kanaatinde olduklarını, Davalı şirket yönetim kurulunun 06.01.2023 tarih ve 2023/1 kararının hukuka aykırılığı hususunun, halihazırda derdest olan İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/63 E. sayılı dava dosyasının konusu olmakla birlikte müteveffanın hissesi bulunmadığı gerekçesiyle tereke mahkemesine yahut tereke memuru olarak müvekkile usulüne uygun şekilde davet yapılmamış olması ve toplantı gün ve saatinde Tereke Mahkemesince düzenlenen yetki belgesine dayanarak terekeye ait hisseleri temsilen hazır bulunan müvekkil Av. …’ün toplantıya katılmasına izin verilmemiş olması nedeniyle dolaylı olarak huzurdaki davada da esas teşkil eden yönetim kurulu kararının hukuka aykırılığı hususuna değinme gereği duymakta olduklarını,TMK’nın 640. maddesinde yer verilen; “Birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.” şeklindeki düzenleme gereğince ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında istikrarla ifade edildiği üzere tereke mirasçılar arasında paylaştırılmadığı, bir başka deyişle terekeye ait hak ve borçlar üzerinde miras ortaklığı devam ettiği müddetçe mirasçıların somut ve bağımsız paylarının söz konusu olmayacağını, mirasçıların tümünün beraber hareket etmesi ve terekeye dahil tüm mal varlıkları yönünden gerçekleştirilecek tasarruf işlemleri için oy birliği ile karar alınması gerekeceğini, zira terekeye dahil mal varlığı üzerinde tüm mirasçıların elbirliği mülkiyeti söz konusu olduğunu, Bu hususta Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.09.2006 T., 2006/552 E. ve 2006/589 K. sayılı ilamının ilgili kısmına aşağıda yer verdiklerini: “… miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan, tereke paylan ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece, mirasçıların somut ve bağımsız payları mevcut değildir.” Müteveffa …’nun 24.12.2022 tarihinde vefat etmesi üzerine mirasçı …’nun talebi üzerine Beşiktaş … Noterliği’nce düzenlenen 28.12.2022 tarih ve … yevmiye numaralı mirasçılık belgesine göre müteveffadan geriye yasal mirasçıları olarak …, …, … ve …’nun kalmış olduğunu, söz konusu mirasçılık belgesinin dava dilekçeleri ekinde dosyaya sunulmuş olduğunu, Müteveffanın mirasçıları arasında terekeye dahil hak ve borçların paylaştırılması hususunda mutabakat sağlanamadığından mirasçı … tarafından TMK’nın 640. maddesinin 3. fıkrası kapsamında İstanbul 16. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2023/1 Tereke sayılı dava dosyasıyla paylaşma yapılana kadar müteveffanın terekesine temsilci atanmasının talep edilmiş olup işbu derdest dosyada müteveffa …’nun terekesinin tespiti ve korunmasına yönelik işlemlerin yürütülmekte olup müvekkilin de tereke memuru olarak atanmış olduğunu, Somut olayda henüz terekeye ait hak ve alacaklar paylaştırılmadığı, dolayısıyla tereke üzerindeki elbirliği mülkiyet devam ettiği ve mirasçılar arasında terekeye dahil şirket hisselerinin paylaştırılmasına dair oybirliğiyle alınmış bir karar olmadığı halde mirasçı …’nun başvurusu üzerine davalı şirket yönetim kurulunun 06.01.2023 tarih ve 2023/1 kararı ile müteveffa …’nun hisselerinin mirasçıları arasında miras payları oranında paylaştırılmasının, emredici nitelikteki TMK 640 madde hükmüne aykırı olmakla batıl olduğunu, Nitekim somut olay ile birebir örtüşen şekilde, müteveffa ….’nun hissedarı olduğu bir diğer şirket olan … Tic. A.Ş.’deki hisselerinin mirasçıları arasında miras payları oranında paylaştırılmasına dair 10.01.2023 tarih ve 2023/2 sayılı yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti ve pay defterindeki hukuka aykırı kaydın düzeltilmesi talebiyle mirasçı … tarafından açılan İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/60 E. sayılı dava dosyasından verilen 07.06.2023 tarihli karar ile davanın kabulüne, davalı şirket yönetim kurulu tarafından alınan 10.01.2023 tarih ve 2023/2 sayılı mirasın paylaştırılmasına dair kararın batıl olduğunun tespitine ve pay defterinin intikal öncesi duruma getirilecek şekilde düzeltilmesine karar verilmiş olup bu suretle müteveffaya ait hisselerin pay defteri kayıtlarının düzeltilmesinin sağlandığını, bahse konu gerekçeli kararın dilekçeleri ekinde sunulmuş olduğunu, Aynı taleple ikame edilen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/63 E. sayılı dava dosyasında da bu defa davalı şirket yönetim kurulunun 06.01.2023 tarih ve 2023/1 sayılı kararının batıl olduğunun tespiti ve pay defterinde gerçekleştirilen hukuka aykırı kaydın düzeltilmesi yönünde karar verileceği kanaatinde olduklarını, böylece batıl olan yönetim kurulu kararına dayanılarak pay defterine işlenen hukuka aykırı kayıt düzeltilerek müteveffaya ait hisselerin yeniden tereke adına kaydedilmiş olacağını, Hal böyle iken müteveffa …’nun vefatı sonrası davalı şirketçe yapılacak toplantıda müteveffaya ait hisselerin mirasçıların tamamı tarafından elbirliği halinde veya terekeye temsilci atanması suretiyle temsili gerekirken davalı şirketçe tüm mirasçıların muvafakati alınmadan, müteveffaya ait payların mirasçılar arasında re’sen bölünmesi şeklinde yapılan işlemin geçersiz olduğunu, dolayısıyla bu suretle gerçekleştirilen toplantıda alınan kararların yürütülmesinin geriye bırakılmasına yönelik tedbir taleplerinin haklı olup tedbir kararı verilmesi için aranan yaklaşık ispat koşulu da sağlanmış olmakla ve dava konusu genel kurul kararlarının uygulanması halinde ileride telafisi imkansız zararlar doğacağından ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, Nitekim davalı şirketin de bünyesinde bulunduğu grup şirketlerin ana şirketi konumunda olan ve yine müteveffa … hissedarı olduğu … San. ve Tic. A.Ş. aleyhine, huzurdaki davayla birebir aynı taleple ikame ettikleri İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/388 E. sayılı dosyasından verilen 14.07.2023 tarihli ara kararla; tedbir taleplerinin kabulü ile … Sirketi’nin 21/03/2023 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan kararların icrasının hükmün kesinleseceği tarihe kadar tedbiren durdurulmasına, teminat alınmasına yer olmadığına karar verilmiş olduğunu, söz konusu ara kararın 28.07.2023 tarihli dilekçeleri ekinde dosyaya sunulduğunu, İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin son derece yerinde ve isabetli olan ara kararında yukarıdaki izahatları ile paralel şekilde; ” müteveffa … vefatı sonrası davalı şirketçe yapılacak toplantıların elbirliği ile mülkiyete yahut terekeye temsilci atanması seklinde yapılması gerekmesine karşın davalı sirketçe payların resen bölünmesi şeklinde yapılan işlemlerin geçersiz olduğu ve toplantıda alınan kararlara ilişkin yürütmenin geriye bırakılması gerektiğine ilişkin beyan ve talebin ciddi ve inandırıcı olduğu, buna göre davacının tedbir kararı verilmesi için aranan yaklaşık ispat koşulunu sağladığı, genel kurul kararlarının uygulanması halinde davacı için ileride telafisi imkansız zararlar doğabileceği” gerekçesiyle tedbir taleplerinin kabulüne karar vermiş olup, huzurdaki davada da tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yerel mahkemece reddine karar verilmesinin hukuka aykırılık teşkil etmekte olup, işbu kararın kaldırılması gerektiğini beyanla; Açıklanan ve re’sen gözetilecek nedenlerle; – İstinaf başvurularının kabulü ile İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.08.2023 tarihli, ihtiyati tedbir taleplerinin reddine yönelik kararının kaldırılmasına, – Davalı şirketin, 21.03.2023 tarihinde gerçekleştirilen 2021 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yürütülmesinin geriye bırakılmasına, teminat alınmasına yer olmadığına, – Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep; davalı şirketin 21.03.2023 tarihinde gerçekleştirilen 2021 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptali davasında genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece 18/08/2023 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili, davalı şirketin hissedarı olan müteveffa …’nun 25.12.2022 tarihinde vefat etmesi üzerine İstanbul 16. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2023/1 Tereke sayılı dava dosyasında verilen 23.03.2023 ve 28.03.2023 tarihli ara kararlarıyla Av. …ün tereke temsilcisi olarak atandığını, tereke temsilcisinin bu sıfatla dava konusu 21.03.2023 tarihli olağan genel kuruluna katılmak istediği, ancak toplantıya müteveffanın paylarının mirasçılarına intikal etmesi ve müteveffanın hissesinin kalmaması sebebiyle katılmasına izin verilmediğini, bu sebeple dava konusu olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptal edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/63 esas sayılı dava dosyasında; mirasçı … tarafından davalı şirket aleyhine, müteveffa …’nun şirkette bulunan B-C-D-E grubu 3.600 adet hissesine karşılık 360.000,00TL sermaye tutarının, Beyoğlu … Noterliği’nden düzenlenen 26.12.2022 tarihli … yevmiye numaralı mirasçılık belgesine göre 900 hisseye karşılık 90.000,00 TL’sinin …’na, 900 hisseye karşılık 90.000,00 TL’sinin …’na, 900 hisseye karşılık 90.000,00 TL’sinin …’na, 900 hisseye karşılık 90.000,00 TL’sinin …’na intikal ettiğinden bahisle, mirasçıların hisseleri oranında şirkete ortak olmalarına ve yeni hisse durumunun mirasçıların şirketteki pay bütünlükleri dikkate alınarak pay defterine işlenmesine, onay işleminin mülkiyetin teyidi ve oy hakkının geçişinin tespitini içermesine oyçokluğu ile karar verilmesine ilişkin 10.01.2023 tarihli ve 2023/2 sayılı yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti talepli dava açıldığı ve davanın derdest olduğu, söz konusu davada Dairemizin 14/09/2023 tarih, 2023/1338 esas ve 2023/1297 karar sayılı ilamı ile dava konusu yönetim kurulu kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İstanbul 16. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2023/1 Tereke sayılı dava dosyasında verilen 23.03.2023 ve 28.03.2023 tarihli ara kararlarıyla Av. …, müteveffa …’nun terekesi için temsilci olarak atanmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 445/1 maddesi; “446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” hükmünü, 446. maddesi; “1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” hükmünü, 447. maddesi; “(1) Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır. ” hükmünü içermektedir. 6102 Sayılı TTK’nın 449/1. maddesine göre; Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilecektir.4721 Sayılı TMK’nın 640. Maddesine göre; Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. 6100 sayılı HMK’nın 389/1. maddesine göre; Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Yine aynı Kanunun 390/3 maddesine göre; Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. İhtiyati tedbir için yaklaşık ispat yeterli görülmüş olup sunulan belgelerle talep edenin, davada haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi ve diğer şartlarında varlığı halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.Somut uyuşmazlıkta; müteveffa …’nun terekesinin paylaşılmasına ilişkin mirasçılar arasında anlaşmazlık bulunduğu, mirasçılar arasında terekeye dahil şirket hisselerinin ve malvarlığının paylaştırılması konusunda mutabakat sağlanamadığı, terekenin korunması için dava açıldığı ve tereke temsilcisi atandığı dikkate alındığında ve yukarıda belirtilen yasal mevzuat hükümleri, genel kurulda alınan kararların niteliği ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği noktasında ve davanın esası hakkında yaklaşık ispat koşulunu sağlandığından İlk Derece Mahkemesince 21.03.2023 tarihinde gerçekleştirilen 2021 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların tedbiren yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Davacı vekilinin istinaf başvurusu bu sebeplerle yerinde görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin 18.08.2023 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasına ve Dairemizce davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KABULÜ İLE; ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 18/08/2023 tarihli ara kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin TTK’nın 449/1 maddesi ve HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca müteveffanın terekeye dahil davalı şirketteki hissesinin tamamının teminat kabul edilmek suretiyle kabulü ile davalı şirketin 21.03.2023 tarihinde gerçekleştirilen 2021 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların YÜRÜTÜLMESİNİN GERİ BIRAKILMASINA, 2-HMK’nın 393/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararının uygulanmasının bu kararın davacı vekiline tebliğinden itibaren bir hafta içinde talep edilmesi gerektiğinin, aksi halde tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının ihtarına, ihtarın kararın tebliği suretiyle yapılmasına, 3-HMK 393/1 maddesi uyarınca yasal süre içerisinde ihtiyati tedbir kararının uygulanmasının davacı vekili tarafından talep edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması için İlk Derece Mahkemesince davalı şirkete, tereke dosyasına, kararın ticaret siciline tescil ve ilanı için Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına, 4-Kararın ticaret sicilinde tescil ve ilan masraflarının davacı tarafından karşılanmasına,5-Tedbir talebi dava içinde olduğundan ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 6-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,7-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 9-Dava dosyası dairemize UYAP sistemi üzerinden elektronik dosya olarak gönderildiğinden, dairemiz kararının da ilk derece mahkemesine UYAP sistemi üzerinden gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/10/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.