Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/173 E. 2023/366 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/173 Esas
KARAR NO: 2023/366 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/213 Esas – 2022/254 Karar
TARİHİ: 24/03/2022
DAVA: Tespit
KARAR TARİHİ: 02/03/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin 28/12/1998 yılında … Hizmetleri’nin 4 adet hissesini 50.000,00 DM (…) ödeyerek satın aldığını, devam eden süreçte müvekkiline maaşlarının ödenmediğini, kar payı verilmediğini, şirket yönetimi hakkında bilgi verilmediğini, toplantılara davet edilmediğini, şirket yönetiminin hakkında “birlik ve beraberliği zedelediği” iddiasıyla 21/02/2002 tarihli 18 sayılı ortaklar kurulu kararını aldığını, bu kararın İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2002/307E – 2009/97 K. sayılı ilamıyla iptal edildiğini, müvekkilinin şirketin feshi ve kar payının verilmesi talebiyle İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/836 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, yerel Mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, davanın halen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/371 Esas sayılı dosyası ile devam ettiğini, davalı … şirketinin 2003 yılında … Hastanesi adıyla faaliyetini sürdürürken işletme adını … Hastanesi olarak değiştirdiğini, hakim ortakların bir gruba mensup olduğuna ilişkin beyanlarda bulunarak ve bu grubu oluşturan şirketlerin hukuki yönden bağımsızlığı konusuna değinmekten kaçınarak sektörde işe devam ettiklerini, ezcümle … Hastaneleri sahibi olarak ve bu unvanla bahsi geçen tüm bu şirketleri yönetmiş olduklarını, açıklanan bu sebeplerle müvekkilinin zararlarının tahsil edilmesi için şirketler arasındaki organik bağın tespit edilmesi maksadıyla işbu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, organik bağın tespitinde bazı kriterlerin oluşması gerektiğini, bunlardan birinin şirketlerin hakim sermaye ortaklarının aynı kişiler olması olduğunu, davalı … Yatırımları’nın Yönetim Kurulu üyelerine bakıldığında davalı … ortağı …’ın, davalı şirketin Yönetim Kurulu üyesi ve şirketi temsile yetkili kişisi olduğu, … Sağlık Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketi’nin ise diğer üye olduğunun görüldüğünü, diğer ortaklar ve hakim pay sahipleri de incelendiğinde iki şirket arasındaki bağlantının daha net bir şekilde ortaya çıkacağını, davalı … Sağlık Yatırımları’nın MERSİS’e kayıtlı adres bilgisi “… Mah. … Sk. No: … Küçükçekmece/İstanbul” olup; davalı … Özel Sağlık Hizmetleri’nin adresinin ise “.. Mah. … Sk. No:.. Küçükçekmece/İstanbul” olduğunu, iki şirketin aynı adreste, muhtemelen aynı bina içerisinde faaliyet gösterdiğini, şirketlerin faaliyet konusunun aynı olmasının da organik bağın varlığına işaret eden en önemli unsurlardan biri olduğunu, her iki şirketin de sağlık alanında faaliyetlerini yürüttüklerini, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2020/371 E. sayılı dosya ile görülen davada, davalı … Hizmetleri ile ihbar olunan şirket … Sağlık Hizmetleri.. Şti’nin vekillerinin dahi aynı kişi olduğunu, sonuç olarak müvekkilinin büyük zarara uğratıldığını, mağduriyetinin giderilmesi için kar payını tahsil etmek üzere Türk Mahkemeleri ve adalet sistemine güvenerek şirketin feshi ve kar payının verilmesi talepli davayı açtığını, en son gelinen noktada müvekkilinin nakden ödediği meblağa, şirketten alamadığı kar payına ve mağduriyetine rağmen geçen onca yıllık yargılama neticesinde, davalı … şirketinin kasası …, … ve diğer hakim ortaklar tarafından boşaltıldığından, davada müvekkilinin haklılığı ispat olunup dava kabul edilse de müspet bir netice alınamadığını veya tahsil kabiliyeti olmadığını beyanla … San. ve Ticaret Ltd. Şti. ve … San.Tic.A.Ş. arasındaki organik bağın tespitine, müvekkilinin alacağının daha fazla sürüncemede kalmaması ve davalı şirket ve ortaklarının kötü niyetli olmaları nedeniyle tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasına, davanın İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/371 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Tasfiye Halinde … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesi ile; davacı yanın, Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/848 E. sayılı dosyası üzerinden müvekkili şirket ve … San. Tic. A.Ş. aleyhine tespit konulu dava açtığını, işbu davada dava dilekçesi kendilerine tebliğ edilmeden ve istinaf yolu kapalı olarak birleştirme kararı verildiğini, davacı her ne kadar organik bağın tespiti konulu dava açmışsa da, işbu davada ileri sürülen iddiaların yerinde olmadığını, aslı olmayan beyanlar ileri sürerek müvekkili şirket ile … Sağlık Yatırımları firması arasında bir organik bağ tespit etmeye çalıştıklarını, müvekkili şirket aleyhine açılan asıl ve birleşen davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 24/03/2022 tarih ve 2022/213 Esas 2022/254 Karar sayılı kararında;”Tüm dosya kapsamına göre; Dava ; davacı … nın ortaklık hissesi karşılığı çıkma payı alacağı nın tahsili amacıyla; ortağı olduğu davalı tasfiye halinde … San. Ve Ticaret Ltd.Şti ne ve ortak olmadığı … San.Tic.A.Ş ye yönelttiği organik bağın tespiti ile tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasına ilişkindir. Davacı … Davalı tasfiye halinde … San Ve Ticaret Ltd.Şti nin 4 adet payına sahip ortağıdır. Davalı tasfiye halinde … San Ve Ticaret Ltd.Şti nin Ticaret sicil kaydı alınmış şirket merkezi adresinin “… Mahallesi … Sokak No:… Halkalı İstanbul ” olduğu Bakırköy Adliyesi adli yargı alanı içinde bulunduğu anlaşılmıştır. 6100 sy HMK nun 14/2 md”.. Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” şeklindedir. Davacı … ortağı olduğu davalı şirkete karşı, ortaklık payı karşılığı çıkma alacağının tahsili için tespit davasını açmıştır. Açılan dava ortaklık ilişkisinden kaynaklanmakta olup HMK 14/2 gereğince davalı şirket merkezinin bulunduğu Bakırköy Adliyesi kesin yetkilidir. Bu nedenle mahkememizin yetkisizliğine, davanın HMK 14/2, 114/1-ç ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulen reddine, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; yukarıda esas numarası yazılı olan dosya daha önceden Yargıtay’da temyiz incelemesinden geçmiş olup, temyize kabil kararlardan olduğunu, 17/03/2022 tarihli kısa kararda Yargıtay’da temyiz yolu açık olduğu belirtildiği halde gerekçeli kararda sehven istinaf yolunun açık olduğunun yazıldığını, dosyaların birleştirildiğini, son karar ve gerekçeli kararın çelişkili olduğunu, daha sonradan tekrar tefrik edildiği belirtilmiş olup son aşamada birleşip birleşmediğinin yada kaç tane gerekçeli karar yazılacağının belli olmadığını, yerel mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde bozmaya uyulmadığını, dosyanın bozmadan önceki esaslarının İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/180 Esas olduğunu, daha sonra Asliye Ticaret Mahkemeleri tek hakimliğe dönüşünce, dosyanın yeni esasının İstanbul 24. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/296 Esas olduğunu, daha sonra tekrar Asliye Ticaret Mahkemesi heyetli olunca İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/836 Esas, 2016/112 Karar sayılı kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/12350 Esas, 2018/6242 Karar sayılı kararı ile bozulduğunu, Mahkemece bozmaya uyulması kararı verildiğini, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda yalnızca davalı tarafın beyanları ile hesaplama yapılmış olup “gerçek (reel) değerin hesaplanmadığını, devam eden bu süreçte davalı taraf yetkililerinin, hastanenin ve işletmenin isimlerini değiştirerek alacağı sürüncemede bırakmaya çalıştığından bahisle taraflarınca Bakırköy 4. ATM’nin 2021/848 Esas sayılı dosyası ile şirketler arasındaki organik bağın tespiti davası açıldığını, Bakırköy 4. ATM’nin 2021/848 Esas sayılı dosyası açıldığı esnada şirketin merkezi Bakırköy Mahkemelerinin yetkisi dahilinde olup, davanın niteliği itibari ile dosyanın Bakırköy’de açıldığını, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/180 Esas sayılı dosyası ile dava ilk açıldığında davalı tarafın yetki itirazlarını öne sürdüğünü ve İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/180 Esas sayılı dosyasının 27/06/2011 tarihli duruşmasında yetki hususunda zaten karar verildiğini, dosyanın geçirdiği on yıllar süren aşamaya, defalarca yapılan Yargıtay incelemelerine ve bilirkişi raporlarına rağmen bu aşamada yetkisizlik kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ve bireylerin alacaklarının sürüncemede kalmasına sebep olacak nitelikte olduğunu, dosyada ayrıca kısa kararın İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/371 Esas sayılı duruşmasında verilmiş olmasına rağmen gerekçeli kararın yeni bir esas açılarak 2022/213 Esas sayılı dosyası üzerinden verildiğini, gerekçeli karar incelendiğinde mahkemenin kendi kararını gerekçelendirmek yerine Bakırköy 4. ATM’nin 2021/848 Esas sayılı dosyasını eleştirerek, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesini ve dosyanın taraflarını usulsüz işlemlerle itham etmekle yetindiğini, bunlara ek olarak 2020/37 Esas sayılı dosyada karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesine rağmen gerekçeli kararda bu hususta bir gerekçe olmadığını, bu esas üzerinden de ayrıca bir gerekçeli kararın UYAP’ta olmadığını bütün bunların bozma sebebi olduğunu beyanla İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/371 Esas sayılı dosyası ile birleşen ve ayrılmış gibi olan 2022/213 Esas 2022/254 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı şirket ortağının kar payının tahsilini engellemeye yönelik işlemler yapıldığı iddiası ile davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğunun tespiti ve tüzel kişilik perdesinin kaldırılması talebine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 14/2. maddesi hükmü uyarınca; özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Dava tarihinden önce şirket ortağı olan ve ancak dava öncesi ortaklık sıfatı sona eren kişinin, daha sonra ortaklık ilişkisinin mevcut olduğu tarihlerden kaynaklanan hukuki ilişkilere dayalı uyuşmazlık nedeni ile ortak veya ortaklığa ya da devir alan kişiye karşı dava açması durumunda da aynı kural geçerlidir. (Bkz. Yargıtay 11. HD; 2021/9104 Esas, 2022/2412 Karar, 25.03.2022 Tarih) HMK’nın 114/1-ç maddesi uyarınca kesin yetki bir dava şartı olduğundan, yetkisizlik iddiası taraflarca yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, mahkemece de yetkili olup olmadığının her aşamada re’sen incelenmesi ve araştırılması gerekir. Somut dava, davacının ortağı olduğu davalı tasfiye halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne karşı şirketin feshi ve kar payı talepli açtığı dava neticesinde hükmedilecek kar payının tahsilini engeller şekilde, davalı şirket tarafından işletilen hastanenin diğer davalıya devredildiği ancak her iki şirket arasında organik bağ olduğu iddiasına dayalı olarak açılmış olup, davacının ortağı olduğu davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin merkez adresinin Küçükçekemece/İstanbul olduğu ve davada Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin kesin yetkili olduğu anlaşıldığından Mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Açıklanan nedenlerle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,2‬0 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/03/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.