Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/1705 E. 2023/1506 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1705 Esas
KARAR NO: 2023/1506 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2023/655 Esas (Derdest Dava Dosyası)
KARAR TARİHİ:10/07/2023 (Ara Karar Tarihi)
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı …’ne ait … Bankası … şube kodlu … İBAN numaralı hesapta bulunan …’nin hesabına havale edilen ve savcılığın bloke kararı ile halen bu hesapta bulunan 51.570,00-Euro’nun bulunduğu hesaba -gerekirse Mahkemenin uygun göreceği % oranında teminat yatırılması sureti ile- bu miktarda ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasına, yahut ihtiyati haciz mahiyetinde bu hesapta bulunan 51.570 Euro tutarı kadarına bloke konulmasına karar verilmesini aksi halde dava neticesinde elde edilecek kararı uygulanabilir olmaktan çıkaracağından takdir edilecek teminat karşılığında tensiple karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 10/07/2023 (Ara Karar Tarihi) tarih 2023/655 Esas (Derdest Dava Dosyası) sayılı kararında;”6100 Sayılı HMK’nin 389’uncu maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü içermektedir. Bu maddeye göre ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecektir. Hukuk mevzuatımızda ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz kurumu düzenlenmemiştir. Ancak hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacı vekilinin talebinin para alacağı olduğu dikkate alındığında davacının talebinin hukuki niteliği itibariyle ihtiyati haciz olduğu ve talebinin 2004 Sayılı İİK 257 ve devamı maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için 2004 Sayılı İİK’nun 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nun 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nun 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır.Somut olayda, diş tedavilerinde kullanılan implant ve kemik tozu ithalatı için anlaştıkları ve davacı tarafından davalı firmaya 51.570,00-Euro, … Bankası, İstoç Şubesi, Euro hesabına havale ettikten sonra ürünlerin kendi stoklarında olmadığı üretici firmaya sipariş geçileceğini ve ileride teslim edileceği ifade edildiği, yapılan araştırma ile davalı firmanın adresinin boş olduğu, çevrede tanıyan kimsenin olmadığı, masraf yapılarak kiralanan fuar yerine ne profesör getirildiği ne de fatura bedeli ürünlerin kendilerine teslim edilmediğini ve firma hakkında suç duyurusunda bulunduğu banka hesabına ödenen miktara ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği, dosyaya sunulan banka dekontları, e-fatura, whatsapp yazışmaları ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının … Bankası Genel Müdürlüğü – İstanbul 3. Bölge Müdürlüğüne gönderdiği 01.06.2023 tarihli davacı şirketin davalı şirkete gönderdiği miktar kadar bloke konulması yazısı incelendiğinde davacının yapmış olduğu ödemelerin iadesi ve ihtiyati haciz şartlarının dosyaya gelecek deliller savcılık soruşturma dosyasının incelenmesi ile değerlendirilmesi gerektiği, İİK 257 vd maddeleri kapsamından yaklaşık ispat koşulu oluşmadığı anlaşılmakla ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.”gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkilinin davalı firmaya 51.570,00 Euro davalının … bankası istoç şubesinde bulunan euro hesabına havale edilerek (havale tarihinde kur 21,433 olup 1.105.299,81 TL’dir.) ödeme yaptığını, Şirketin yetkilisi olarak kendisini tanıtan …’ın, İSVİÇRE de ikamet etmekte olduğunu; kayıtlı adresinin Türkiye’de olmadığını; dava dilekçesinde bahsi geçen implant ve kemik tozu’nun üreticisi imajını oluşturduğunu; bu amaçla üretici oldukları konusunda ikna edici dökümanları mesaj attığını; öncelikle bu şirket yetkilisinin İsviçre de bulunan … firmasına fatura kesileceğini söylediğini ardından benzer isimli ve Türkiye de bulunan bir firmayı işaret ederek bu firma üzerinden müvekkili şirkete fatura kesilmesini sağladığını ve ödemeyi de bu firmaya yaptırdığını; müvekkilini ürünleri fuara yetiştirme bahanesi ile sıkıştırarak 51.570 Euro’yu davalı şirket hesabına ödenmesini sağladığını; ayrıca fuara ürünleri getireceği gibi ürünlerin tanıtımını sağlamak maksadı ile bir de alanında uzman Profesörü de fuar da hazır edeceğini belirterek müvekkili nezdinde kurumsal bir imaj oluşturduğunu; müvekkilinin parayı 24.05.2023 Tarihinde … Bankası Küçükbakkalköy Şubesi hesabından davalı şirketin … Bankası İStoç Şubesindeki … İban numaralı hesabına 51.570 Euro olarak havale ettiğini, Şirket yetkilisinin paranın kendi hesabına geçmesinden sonra farklı davranmaya başladığını ürünlerin aslında kendi stoklarında olmadığını, üretici firma olmadığını, asıl üretici firmaya sipariş geçileceğini ve ileride teslim edeceklerini ifade ettiğini; müvekkilinin, davalı firmanın elinde ürün olmadığını aslında İsviçre’de bulunan asıl üretici firmanın taklit edildiğini kendisine stoklarında ürün yokken fatura kesildiğini anladığını ve dolandırıldığını düşünmeye başladığını; bunun üzerine davalı şirketin adresine giden müvekkili şirketin sahibi …’un adresin boş olduğunu, etrafta firmayı tanıyan kimse olmadığını gördüğünü, 14.07.2023 tarihinde davalı firmanın üreticiye sipariş vereceğini söylediği İsviçre’nin Basel kentinde bulunan üretici firmaya gidildiğini, üretici firma …’nin de adresinde bulunmadığını; müvekkilinin kendi çabası ile nasıl kandırıldığını ancak bu kadar ortaya koyabilmekte olduğunu; dava neticesinde haklı çıksalar dahi şirket yetkilisinin adresinin yurt dışı olması nedeni ile ve şirketin İstanbul da bulunan adresinin boş olması nedeni ile verdiği 51.570 Euro için tahsil edilemeyecek olan bir sürece girileceğini, Emek verip uğraşıp sürdürdükleri davanın neticesinin müvekkili için sadece boşa yaptığı masraftan ibaret olacağını; takdire göre %50 oranında dahi teminat yatırmaya müvekkilinin hazır olduğunu; amaçlarının davalı şirketin hesaplarına tam bir tedbir konulması olmadığını; müvekkillerinin göndermiş olduğu tutar uyarınca haciz konulması taleplerinin mevcut olduğunu; davalı şirketin hesap hareketinin bulunmadığını; hesapta yalnızca müvekkilinin gönderdiği paranın bulunduğunu, Savcılık tarafından hesaba tedbir konulsa da bu tedbirin ne kadar süre ile ve ne zamana kadar konulduğunun net olmadığını; müvekkilinin bu bedeli davalıdan alabileceğini, işbu dava sırasında tedbirin kalkması halinde davalının blokeli hesabında bulunan parayı yurt dışına çıkaracağını; şirket yetkilisinin adresinin İsviçre olduğunu; davalı şirket yetkilisinin önce kendisini üretici gibi tanıttığını ardından parayı aldıktan hemen sonra ürünleri üretici bir firmadan sipariş vereceğini söylediğini; o üretici denilen firmanın adresinin de boş olduğunu; 14.07.2023 itibari ile İsviçre’nin Basel kentine gidip yapılan kontrolde müvekkilinin dolandırıldığını bir kez daha anladığını ve ortada bir üretici dahi bulamadığını, Müvekkilinin yüklü bir miktarda para verdiğini; karşılığında kendisine ürün teslim edilmediğini; parasını geri alabilmesi için tek şansı ve fırsatının ihtiyati haciz kararı verilebilmesi olduğunu; aksi durumda tahsil kabiliyeti olamayacağının ortada olduğunu; müvekkilinin elindeki tek şansının dairemizce ihtiyati haciz taleplerinin reddine dair kararın ivedilikle ve en kısa süre içinde kaldırılması olduğunu, İleri sürerek, öncelikle, ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılarak, davalı … SAN LTD Şirketine ait … Bankası İstoç … şube kodlu … İban numaralı hesapta bulunan …SAN LTD ŞTİ. Firması hesabına havale edilen ve savcılığın bloke kararı ile halen bu hesapta bulunan 51.570 Euro’nun bulunduğu hesaba bu miktarda ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasına, yahut ihtiyati haciz mahiyetinde bu hesapta bulunan 51.570 Euro tutarı kadarına bloke konulmasına karar verilmesini talep ettiklerini; bu taleplerinin reddinin dava neticesinde elde edilecek kararı uygulanabilir olmaktan çıkaracağından takdir edilecek teminat karşılığında tensiple karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, davalının yurt dışından ithal edeceği implant ve diş tozunun davacıya satışı karşılığında ödenen bedelin, ürünlerin teslim edilmemesi nedeniyle iadesi istemiyle açılan davada; davalıya ödenen tutarın bulunduğu hesaba ödeme tutarında ihtiyati haciz konulmasına, bunun kabul görmemesi halinde ise hesaba ödeme tutarı kadar tedbir konulmasına ilişkin olup, mahkemece tüm taleplerin reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nun 389/1 maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. Yine 6100 Sayılı HMK’nun 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir.İİK’nun 257/1 fıkrası uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nun 258 maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Burada aranan ölçü de yaklaşık ispat ölçüdür. Davacı vekili; İşviçre’de yaşayan davalı şirket yetkilisi … yurt dışından ithal edeceğini söylediği implat ve kemik tozlarının üreticisi olduğu hususunda davacıyı yanıltarak sözleşme kurulmasını sağladığını, davalı şirket üzerinden fatura kestirerek fatura bedelini de davalı şirket hesabına yatırttığını, ancak ürünlerin teslim edilmemesi nedeniyle durumdan şüphelen davacı şirket yetkilisinin, davalı şirketin bildirilen adreste bulunmadığını tespit ettiği gibi, yurt dışında yaptığı araştırma sonucu üretici firma olarak bildiren şirketin bildirilen adreste olmadığının da tespit edildiğini, dolandırıcılık şikayetiyle savcılığa başvurulduğunu, ödenen tutarın iadesi gerektiğini ile sürmüş, davalı şirket vekili; davalı şirket yetkilisi …’ın davacıyı yanılttığına, davalı şirketin faal olmadığına yönelik iddiaların gerçek dışı olduğunu, aslında davacının ürünlerin ithal edileceği yurt dışı firmasına sipariş geçildikten sonra ve ödeme aşamasında sebep göstermeksizin alımdan vazgeçerek davalı şirket hesabına savcılık kanalıyla bloke koydurduğunu, bu nedenle yurt dışı firmanın davalıya cezai şart uyguladığını, kaldı ki davacının elinde yaklaşık 35.000-Euro değerinde ürün bulunduğunu, soruşturma dosyasında takipsizlik kararı verildiğini savunmuştur. Somut olayda; dosyaya mübrez whatsapp yazışmaları, soruşturma dosyası içeriği, fatura ve ödeme belgeleri ile tüm dosya kapsamına göre; davacının muaccel iade alacağının varlığına dair iddiasının esası bakımından, gerek İİK’nun 258 maddesi, gerekse HMK’nun 390/3 fıkrası uyarınca ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için aranan yaklaşık ispat koşulunun, mevcut delil durumuna göre bu aşamada oluşmadığı, mahkemece taleplerin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olup, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, davacı yanın istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85. TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Dava dosyası dairemize UYAP sistemi üzerinden elektronik dosya olarak gönderildiğinden, ilk derece mahkemesine UYAP sistemi üzerinden iade edilmesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/10/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.